Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ~*~ TEZ ~*~

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

~*~ TEZ ~*~ Empty
MesajKonu: ~*~ TEZ ~*~   ~*~ TEZ ~*~ Icon_minitimePaz Şub. 27, 2011 7:27 pm

"hanımefendi uyanın""Immh,horr..""Hanımefendi, hey uyan!" diye bağırdı Lee Song."Ne var ne bağırıyosun tepemde?""Kapatıyoruz ve siz burda horluyosunuz.Uyandırmaya çalışınca suçlu biz mi olduk?""Hıı? ahh pardon 4 aydır düzgün uyuyamadım.Saat kaç acaba?"diye sordu esneyerek."9.Normalde 8 de kapatıyoruz ama 1 saattir uyanmamak için direniyorsunuz!""Tamam
pardon dedik ya ne bağırıyosun!". Hışımla yerinden kalktı. Bir aydır
uyumaya çok az vakit ayırmıştı. Hazırlaması gereken bir tez ve taşınması
gereken yeni bir evi vardı.Evine yeni yerleşmiş bugünde tezini
bitirmeyi başarmıştı. Onun verdiği rahatlıkla son maddeleri araştırmak
için geldiği kütüphanede uyuyakalmış ve bu çocuğa rezil olmuştu! Tanrım
diye geçirdi içinden Çantasını alıp kapıya yöneldiği sırada."Hey nereye?""Kapatıyoruz diyip bağıran sen değil misin? müsade edersen evime gidiyorum!""Bu kitabı almak zorundasın" dedi elindeki kitabı dışarı çıkmak için sabırsızlanan kadına uzatarak."Neden? Sadece bir kaç araştırma yaptım""Salyanız
bulaşmış. Bunu üstünde uyuyup salyalarınızı akıtmadan önce
düşünmeliydiniz!" Sonya suratını ekşiterek alaycı bir ifadeyle "tamam
alalım bakalım" diyebildi zorla.Akşam akşam sinirleri bozulmuştu.
Halbuki rahatlamış olması gerekirdi.Ama bu çocuk.."Burası otel değil!"dedi tok ve sert bir sesle."Ne?" şaşkın şaşkın çocuğun yüzüne bakarak."Ayakta
uyuyosunuz bir an önce eve gidin diyorum".Küstah diye geçirdi içinden
Sonya. Kitabı çocuğun elinden kaptığı gibi kapıyı sertçe çarparak dışarı
attı kendini.Neydi bu çocuğun derdi. Kapıyı çok sert çarptığını
farketti ama geri dönüp bakmak istemediğinden hızlı adımlarla durağa
doğru ilerlemeye başladı. Eve gidip günde 3 bardaktan az içmediği acı
kahvesinden yapıp tezinin çıktısını alıcaktı.Aylardır uyuyamamış geçen
hafta tuvalette, dün okulda, bugünde kütüphanede uyuyakalmıştı.Artık
buna bi son vermeli yatıp derin bir uyku çekmeliydi.Tabi ertesi gün
tezini sunduktan sonra. Kendini ödüllendiriceği günün hayalini kurarken
durağa geldiğini farketti. Çantasından cüzd..hııhh çantası? elinde
sadece kitabı tuttuğunu farketti.Çantası nerdeydi? Herşeyi boşvermiş
tezinin bulunduğu flashı düşündü.Nerde unutmuştu?ne
yapıcaktı?yememiş,içmemiş,uyumayıp bu tezi hazırlamıştı.Hepsi
boşunamıydı? "Aklını topla.Aklını topla.Nerde unuttun?En son ne
yapmıştın?.Lanet olsun dedi.Kütüphane!"az önce sinirle geldiği yoldan
aynı sinir ve üstüne eklenen korkuyla koşmaya başladı. Bir yandan
söyleniyor bir yandan koşuyordu.O salak çocuğa kızıp kitabın parasını
ödedikten sonra çantasını orda bırakmış bu dalgınlığıyla birlikte
belkide hayatını mahfetmişti.Ne uğruna "salya" için! Oraya vardığında
gördüğü şey yüzünden dizlerinin bağı çözüldü. Kütüphane kapısında kapalı
levhası asılmış altında da pazar hariç hergün 10:00 - 20:00 arası
yazısı iliştirilmişti.İçinden hemen durum değerlendirmesi yaptı ya da
kendini buna zorladı."Hayır olamaz.Pazar günü kapalı.Bugün günlerden
cumartesi.Tez sunum tarihi pazartesi.Ne yapıcam ben?". Bunları
düşünürken gözlerinden yaşlar akmaya başladı.Başından aşağıya kaynar
sular boşalmış gibiydi.Bütün vücudu uyuşmuş ayağa kalkmaya hali
kalmamıştı.Bir zaman sonra kaynar suyun değilde yağmurun şiddetle
yağdığının farkına vardı.Bir bu eksikti diyebildi zar zor.Birden
yağmurun üstüne gelmediğini anladı. Başını kaldırdığında kütüphaneci
çocuğun ona baktığını gördü.Birden sıçrayıp boynuna sarıldı.Lee Song
olduğu yerde donmuş tepki vermiyordu.Sonya fevri davrandığını anlayıp
utanarak kendini geri çekti. Ağlamaklı sesiyle "özür dilerim ben flash..
tez..yani çantamda..off çantamı kütüphanede unutmuşum.içinde herşeyden
önemli tezim var.Ve kütüphanenin kapandığını görünce yıkıldım." bir
solukta söylemişaz önceki şaşkınlığından eser yok kendinden emin duruyordu.Lee Song sonunda ağzını açıp "demekki çantanı unuttun" dedi."evet lütfen hemen bakabilir miyim? hem siz neden geri döndünüz? geldiğimde yoktunuz" dedi meraklı gözlerle."çünkü
kapının güç denemesi olarak kullanıldığını düşünen bir müşterim
menteşesini kırdı.bende nalbur aramaya gittim" dedi kızgın ve gerilmiş
yüz hatlarıyla. Sonya kızınca ne kadar yakışıklı diye geçirdi
içinden.Yüzünün kızardığını anladığı için ki bu hem utançlıktan hemde
yaramazlık yapmış çocuk gibi azarlanmasından kaynaklanıyordu başını öne
eğdi."Özür dilerim" dedi acınası ve duru sesiyle.Lee Song böyle
davranmasını beklememiş, şaşırmıştı."Herneyse olan oldu.içeri
geçin ikimizde su gibi olduk dedi" ve kapıyı açıp paltosunu kenara
koydu.Sonya da onun peşinden içeri girdi ve çantasını aramaya başladı.Çantasını
gördüğünde var gücüyle alıp sıkı sıkı sarıldı.Ohh şükür diye
söylendi.Lee Song kolunda kurulanması için havlu ve ve iki bardak acı
kahveyle ki bilerek acı yapmıştı bu kadın olur olmaz yerde uyumasın
diye, olduğu yerde kaldı.Sonya bir kaç saat önce aynı pozisyonda uyuduğu
gibiydi.Tek farkla uykusunda bile kaybedicek korkusundan sıkı sıkı
tuttuğu çantasına sarılmıştı.Lee Song yanına gidip kahveleri masaya
bıraktı.Melek gibi uyuyan kadına bakıp "geç kaldım, çoktan uyumuş"
diyerek tebessüm etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
~*~ TEZ ~*~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Hanguk Iyagi :: Tek Bölümlük Hikayeler-
Buraya geçin: