~ Önsezi ~

Oyuncular: Chin (Erkek), Cho (Kız)

Yazan: Melek Aybakan





Önsezi~





Chin'le Cho yaklaşık bir senedir sevgililerdi. Tanıştıkları gün, ikisi de kabul etmesede, birbirlerinden çok etkilenmişlerdi. İtiraf etmeleri hayli zaman alsa da o süre zarfında, sürekli bahaneler uydurarak, illa bir buluşma ayarlarlardı. Yaklaşık iki ay boyunca böyle devam ettikten sonra Chin açılmaya karar verip, sevdiğini itiraf etmişti. Şimdi ise geçen onca zamanın ardından aynı evi fakat farklı odaları paylaşıyorlardı. Chin ne kadar aynı odada kalmak istese de Cho bunun için çekiniyordu...



Cho uyumaya gittikten sonra Chin'de odasına gitti. Uykusu bir türlü gelmiyordu, en iyisi Cho'nun hayaliyle uyumaktı...



Aniden kapı açıldı ve Cho, Chine muzipçe gülümseyip yanına gitti. Chin olduğu yerde donakalmış, içeri giren sevgilisine şaşkın gözlerle bakıyordu. Bu onun yapacağı bir şey değildi! O bunları düşünürken Cho yavaşça yakışıklı sevgilisine yaklaşıp kollarını boynuna doladı. Bir anda onu dudaklarından öpmeye başlamıştı. Chin daha ne olduğunu kavrayamazken, dudaklarını ısıtan o dudaklar şimdi boynunu ısıtıyordu. Farkında olmadan elleri, bu güzel kızın belini kavramıştı. Onun bedenindeki tüm sıcaklığı ellerinde hissetmek istercesine, vücudunda dolaştırıyordu. Boynunu öpen Cho'nun çenesinden tutup, gözlerinin içine baktı. Sanki gözlerinin içi gülüyor ve bunda hiçbir sakınca görmüyordu. Bunun verdiği rahatlamayla dudaklarını onunkiyle birleştirdi. Bir süre sonra ikisi de yatağın içinde deli gibi öpüşüyorlardı. Chin'in elleri sevgilisinin t-shirtünü çıkartmaya çalışıyordu. Cho bunu farkedince aniden geri çekildi. Chin bu yaptığına tam pişman olacakken, Cho bir anda kendi t-shirtünü çıkardı. Chin bunun bir rüya kadar güzel geçecek gecesi olduğunu düşünmeye başladı. Chin t-shirtünü çıkartır çıkartmaz tekrar onun kollarının arasına girdi. Bu sefer Cho'nun elleri yakışıklı adamın atletine ulaşmıştı. Şimdide o çıkartmaya çalışıyordu sevgilisinin üstündekileri. Chin onun gibi, kendisi çıkarmak yerine, güzel sevgilisinin çıkarmasına izin verdi. Bu sırada bir anlığına dudakları birbirinden koptu. Chin bu büyünün bozulmasından korkarcasına tekrar dudaklarını birleştirdi. Şimdi sıra şortlara gelmişti ve ilk adımı Chin'i şaşırtacak şekilde Cho atmıştı. Chin bu olayların tümü karşısında kendinden geçmiş ve tüm bedenini sevgilisinin narin ellerine teslim etmişti. Yine de kendisine yapıldığı gibi, onun şortunu çıkarmaya çekiniyordu. Büyünün bozulmasından, Cho'nun çekip gitmesinden korkuyordu. Tam vazgeçmişken bir anda Cho'nun kendi şortunu da çıkardığını farketti. Artık sadece iç çamaşırları kalmıştı. Cho, Chin'in üstüne uzanmış onu deli gibi öpüyordu. Dudaklarını, yanaklarını, burnunu, alnını, boynunu, kulaklarını... Chin daha fazla sabredemeyip elini Cho'nun sütyeninin kancalarına götürmüştü.



Bir anda terler içerisinde uyandı. (Ne yani gerçek mi olsaydı!:D) Bütün bu olanlara anlam veremiyordu. Ne yani rüya mı görmüştü?!



"Beyinsiz herif! O kadar hayalini kurarsan, anca rüyanda görürsün zaten! Hiç atılmıyorsunki bir şeyler için. Tanrımmmm!" diye bezgince aklından geçirdi. Böyle bir sahnenin yaşanması onun için anca rüyaydı zaten... Kapısının tıklandığını duyunca kendini toparlayıp; "Gir." dedi.



"Aşkım ya uykum kaçtı benim." diyerek Cho Chin'in yatağında, hemen onun yanına oturdu.



"Aynen sevgilim benimde!" diye dişlerinin arasından cevap verdi. Sanki tüm bunlar onun masum sevgilisinin suçuydu!



"Sinirli misin sen birtanem?"



"Sanırım biraz." diyerek, mahcupça cevapladı sevgilisini. Onun yüzüne bakmaya utanıyordu.



"Ben senin sinirini almasını bilirim koca bebeğim benim!" dedikten sonra Chin'in boynuna kollarını doladı. Sonra da muzipçe gülümseyip, aniden dudaklarından öptü sevgilisini.



Bir dakika!



Chin bu sahneyi biliyordu! Demin rüyasında gördüğü aynı sahneydi bu ya da sadece tesadüftü.



"Saçmalama salak! Sadece tesadüf bu." diye aklından geçirirken sevgilisinin dudaklarını boynunda hissetti.



Bu artık tesadüften fazlasıydı...