Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ~ GÜLÜMSE! ~

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

~ GÜLÜMSE! ~ Empty
MesajKonu: ~ GÜLÜMSE! ~   ~ GÜLÜMSE! ~ Icon_minitimePerş. Haz. 23, 2011 11:54 pm

Yazar: E'lif A'car



~ GÜLÜMSE! ~





Yedi yaşında.. Henüz yedi yaşında küçük bir kızdı o zamanlar. Annesinin ve babasının
her kavgasına tanıklık etmişti, ediyorduda.. İki tane inci gibi kardeşe
sahipti. Biri esmer çok tatlı Oh Min Jee adında bir kızdı. Diğeri ise hafif
kumralı anısatan saçlarıyla, iri çekik gözlere sahip Lee Won adında bir çocuk.
Oh Min Jee üç Lee Won ise yedi yaşındaydı. Park Hea Ge'yle aynı yaştalardı.
Nedeni zaten belliydi ikizlerdi.





Babaları esnaftı ama içkici ve kumarbazın tekiydi. Anneleri beden
ögretmenliği yapıyordu. Çevresi tarafından çok sevilen ve saygı duyulan bir
bayandı. Ama, kocası için aynı şey söylenemezdi..





Her akşam eve sarhoş gelip, çocuklarını nedenli-nedensiz bir iki posta
dövmeden yatmazdı. Gaddar bir adamdı. Vicdandan ve merhametten eser yoktu onda.
Paraya düşgün biriydi. Çevrenen söylenenlere göre kız kardeşini bile satmaya
kalkmış..



Hea Ge o küçücük yaşıyla şimdiden sevdirmişti kendini etrafa. Onu gören her
komşusu başını okşar para vermeye kalkardı ama o kabul etmez yoluna devam
ederdi. Birgün yine dışarı çıkmıştı küçük kız. Saçı başı dağınık, yırtık pırtık
kaprisi ile bakkal amcasının yanına yürüyordu. Annesi ona para vermişti ekmek
alması için. Oda güle oynaya gitmişti bakkala. Sanki çektiklerine inat
gülümsüyordu hayata..





Annesinin aldığı maaş yetmiyordu onlara. Çünkü babası zorla elindeki paranın
bir miktarını alıyordu. Kime harcıyordu peki? Tabiki kendini hayata
satmışlara.. Ama Hea Ge henüz bu şeyleri anlamıyordu. Sadece hayatta kötülük
denen bir şeyin olduğunu biliyordu o kadar. Zaten o da hayata ona göre ayak
uyduruyordu. Karıncayı bile incitmicem misali...



Kardeşlerine çok düşgündü. Özellikle Oh Min Jee'yi çok severdi. İkiziyle pek
iyi anlaşamazdı. Ne olduğunu bilmezdi ama aralarında hep bir çekişme vardı. Ne
var ki Min Jee'yle öyle değildi. Annelerinin aldığı tek bir bebeği beraber
oynar sonra tekrar beraber bırakırlardı..





Hea Ge bakkal amcasından aldığı ekmeği geri götürürken yolda gördüğü
çocuklar dikkatini çekmişti. Çocuklar kendi aralarında topu bir o yana bir bu
yana atarken içlerinden biri de onları üzgünce seyrediyordu. Küçük kız
dayanamayıp yanına gitti. Çocuk merakı işte, ne olduğunu sormazsa olmazdı.





Kendi yaşlarındaki çocuğun yanına yaklaşıp sordu. "Neden
üzgünsün?"



Çocuk asık suratını kaldırıp masumca baktı. Açıkçası şuan bu kızın nerden
çıktığı ile ilgili bir bilgisi yoktu. Şaşkınca cevapladı. ‘’ Beni
oynatmıyorlar…’’ Hea Ge bunu duyunca o küçük aklında bir fikir belirdi.





Birden masum çocuğa bir şey demeden evine doğru koştu. Kapıyı hızlıca çalıp
içeri girdi. Annesi onun bu heyecanlı haline gülümsedi. Ama merak etmişti. Yine
ne olmuştu? Merakına yenilip elindeki ekmeği ona uzatan kızına sordu. ‘’Tatlım?
Neden bu kadar heyecanlısın? Doğru söyle yine bakkal amcandan izinsiz bir şey
almadın değil mi?’’ Evet, Hea Ge’nin küçük yanlış huyları vardı. Her bakkala
gidişinde izinsiz bir şeyler alırdı ama her defasında da yakalanırdı. Artık
bakkal amcası alışmıştı bu duruma. Ama bugün hiçbir şey çalmamıştı..



Annesine masumca bakıp "Annecim hiçbir şey almadım, yemin ederim!
Senden izin istiyorum. Dışarıda birazcık oynayabilir miyim? Lütfeeeyn.."
Küçük kızının yalvarışlarını gören anne saatine baktı. Daha o iğrenç adamın
gelmesine yarım saat vardı. Kızının yanına çömelip "Sadece 15 dakika tamam
mı?" deyip yanağından öptü. Küçük kız başını sallayıp evden dışarı çıktı.
Bahçedeki topunuda kapıp o masum çocuğun olduğu yere koştu. Hala orada olduğunu
görünce çok heyecanlandı. Çocuğun yanına yaklaşıp topu ona uzattı.
"Benimle oynamak ister misin?" dedi utanarak. Çocuk şaşkınca topu onu
uzatan kıza baktı. Çok şaşırmıştı bu duruma ama aynı zamanda bir o kadar
sevinmişti de..



Başını onaylarcasına sallayıp topu elinden aldı ve gülerek yere attı. Bu,
'oyun başlasın!' demek oluyordu.





Hea Ge ve çocuk
kendilerince oynuyorlardı topla. Zamanın farkına varmadan sadece masumca oyun
oynuyorlardı.. Bir ara yorulup nefes nefese yere oturdular. Küçük çocuk kıza
bakıp "Senin adın ne?" diye sordu. Küçük kız sevecenlikle söyledi
adını. "Park Hea Ge. Senin ki ne?" Çocukta aynı tarzda cevap verdi
tatlı kıza. "Kim Taeyang."





İki çocuk tekrar kalkıp
toplarıyla oynamaya başladılar. Takii, bir ses onların sıçramasına neden olana
dek.. Bu hayvan gibi bağıran kişi küçük kızın babasıydı.. O, tanımıştı bu tok
sesi ama Taeyang ilk kez tanışmıştı.





Yine ayyaş bir halde ayakta
durmaya çalışıyordu o, iğrenç adam.. Küçük kız Taeyang'a git işareti verdi.
Çünkü biliyordu başına gelecekleri.. O çocuğun bir suçu yoktu, böyle
düşünüyordu. Acı çekmesine izin veremezdi. Gerçe kendinde de bir suç yoktu,
sadece oyun oynuyorlardı..



Taeyang elindeki topla
koşarak bir ağacın arkasına saklandı. O adam ona çok korkunç gelmişti..







Baba, küçük kıza sallana
sallana yaklaştı ve yine o gür ve tok sesiyle hayvan gibi bağırdı! "Seni
küçük p*ç! Bu yaşında erkeklerle mi s*rt*yorsun?" Hea Ge babasının
dediklerinden gram bile anlamıyordu. Babası cebinden bir sigara çıkarıp yaktı.
Ağzında ki sigarayla kızını hayvanca dövmeye başladı. Küçük kızın çığlıkları
yine inletmişti mahalleyi ama bu kimsenin umurunda değildi, annesi ve
kardeşlerinin dışında. Birde olanları ağacın arkasından izleyen Taeyang
dışında..





Anne, hızla kocasının yanına koşup kızını ayırmak istedi. Küçük kız bu sefer
gereğinden fazla yemişti dayağı. Hızını alamayan baba bu sefer anneyi dövmeye
başladı.. Lee Won daha fazla dayanamadı ve o küçücük bedeniyle babasına
yalvardı. "Babaa! Lütfen bırak annemi! Beni döv ama annemi bırak!.."
Çocuklarının hıçkırıklar içinde ağlayışı ve yalvarışı sökmüyordu o vahşi
adama.. Hayvanlığına devam ediyordu..



O sırada annesinin ellerinden çeken Lee Won, sırtında bir acı hissetmesiyle
olduğu yerde kaldı.. Acının sıcaklığı geçince öyle bir bağırdı ki duyanların
yüreği burkuldu, sokaktaki kedilerin bile gözleri doldu..





Annesi oğlunun sesini duyunca anlamıştı; babası sigarayı sırtında söndürmüştü
ve bunların tek şahidi olayları korku içinde izleyen Taeyang olmuştu...





Kız karakter: Park Hea Ge.



Erkek karakter: Kim Taeyang.



Ek karakterler (Önemli olanı): Lee Won, Oh Min Jee, Park Shin ve Kwon
Choi...





{arkadaşlar ben DİĞERLERİ Hikayesınin yazarı Elif. Hikayem daha bitmeden
yeni brine başladım. napim dayanamadım Smile) bu hkayenin tanıtımı gbi bısey,
kuçuklukten bslattm olaylar pekissn die. bslick olan bolumlerde hersey degsmis
olacak. yasanan zebani br hayat, futbolun vrdgi ün ve ask dolu maceralar hkaye
boyle bsi olucak umarm begenrsniz.. Smile }
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

~ GÜLÜMSE! ~ Empty
MesajKonu: Geri: ~ GÜLÜMSE! ~   ~ GÜLÜMSE! ~ Icon_minitimePerş. Haz. 23, 2011 11:54 pm

~GÜLÜMSE! 2. Bölüm *Yine çığlık sesleri..* ~



.

.

.



Evet sayın seyirciler! Bu yılında şampiyonu!.. GÜNEY KORE!! Bu heyecanı
yıllardır defalarca yaşasakta, ilk kez yaşamış gibi sevinç dolu halkımız! Ancak
son üç yıldır bir yıldız gibi parlayan futbolcu Taeyang, takımımızın ve
ülkemizin göz bebeği olmuş durumda! Henüz yirmi dört yaşındaki genç futbolcumuz
yakışıklılığı ve karizmatikliğiyle de genç kızların hayallerini süslüyor!..





Şuan sahanın ortasında teknik direktör, Taeyang'a kupayı uzatıyor ve bir
açıklama yapmak istediğini belirtiyor.





"Üç yıldır olağanüstü özelliklerine tanık olduğum futbolcumuza gönülden
teşekkür ediyorum. Umarım uzun bir süre daha yanımızda bulunur. Gerçekten
böylesine başarılı birini kaybetmek istemem! Taeyang oğlum başarılarının
devamını diliyorum ve şunu unutma sen bizim göz bebeğimizsin!!"





Woow! Gerçekten güzel bir konuşmaydı!



Teknik direktörümüzü tebrik edip artık kupanın kaldırılışını izliyoruz!!
Evet, Taeyang gerçekten harika bir futbolcu!





Clik.. (Ve birden televizyon kapanır.)





----------------------------Park Hea Ge---------------------------





"Ne bu yaa!! Kafamı şişirdin! Millet oturur sevgilisiyle film izler,
sen oturmuş keyf-i futbol izliyorsun!" diye aniden bağırdım Heyung'a.
Sanki tartışmanın kokusunu almış gibi sinirle kalktı ve üzerime yürüdü!





"Ne yaptığını sanıyorsun sen!? Ben bir erkeğim. Tabii ki futbol
izlicem! Ne hakla kapatıyorsun televizyonu!?" Oda bana bağırmıştı.. Bu ilk
değildi ama biraz fazlaydı. Yoksa futbola benden çok mu değer veriyor?..





Onu böyle görmeye pek de alışkın değildim. Gözlerim dolmuştu ve ağlamamak
için kendimi sıkıyordum. Gözlerimi televizyona çevirerek sakince konuşmaya
çalıştım..



"Bana bağırma Heyung! İki aydır çıkıyoruz ama bir kere bile benimle
dışarı çıkmadın.. Sen beni gerçekten sevdiğine emin misin? Dışarıdan bizi böyle
gören düşman sanır! Düşünüyorumda, bana beni sevdiğini bir kere bile
hissettirmedin! Hani beni mutlu etmek için yanımdaydın!? Bu mu beni mutlu etme
yöntemin!?" Sesim gittikçe yükselmişti. Ayrıca o kadar uzun konuşmuştum ki
nefessiz kalmıştım..







Heyung yanıma sinirle yaklaştı ve kolumu tuttu!





"Bana bak Hea Ge! Sevgimden şüphen mi var? Eğer varsa düşün bakalım iki
ay önce nerede ve ne halde olduğunu! Düşün seni kurtarmak için neler
yaptığımı!"





Bunları hatırlatmak zorundamıydı..? O hayatı ben seçmemiştim! Hepsi babamın
suçuydu! Beni böyle düşük göstermeye hakkı yoktu ki.. Tanımıyordu beni daha..



Artık gözyaşlarımı tutamıyordum ve neden bilmiyorum ama nefesimde kesik
kesik çıkmaya başlamıştı..





Kolumu birden sertçe sıyırıp kapıya yöneldim. Bu ilişki böyle gidemezdi..
Beni sevdiğini hissedemiyorum! Yine o yere düşmekten korkuyorum ama burada da
daha fazla duramazdım!





"Hea Ge! Nereye gidiyorsun?!" Sanki pişmanmişcasına bağıran
Heyung, sinirle geldi ve tekrar kolumu tutup beni kendisine çevirdi.
"Artık katlanamıyorum.. Bırak da beni gideyim ait olduğum yere!" Son
cümlemi duyunca gözleri büyüdü ve aniden kendine çekip kollarını sıkıca
etrafıma doladı..





"Özür dilerim.. Ben bir eşşeğim tamam mı? Kalbini de kırdım, haklısın!
Ne olur gitme oraya.. O tür yerler sana göre değil! Kendini tekrar satma
hayata!" Özür diliyordu ama hala kalbimi kıran ve kendimden nefret etmemi
sağlayan sözler sarf ediyordu!



Heyung'u yavaşça itip gözlerine baktım. Eğer o ilk günkü görebilirsem
kalırdım! Ama, bakıyorum da artık o ışıktan eser yoktu.. İşte şimdi gitmem
gerektiği kesinleşmişti..





Şimdi gidiyordum ama, o hayata da geri dönmüyordum. Gerekirse sokakta
yatacaktım ama oraya geri dönmeyecektim!



Heyung'a yaklaşıp yanağına bir öpücük (son öpücük) kondurduktan sonra
"Hoşçakal.." dedim ve kapıyı hafir çarparak evden çıktım.. (Geri
dönmemek üzere!)





-------------------------Kim Taeyang---------------------





Şampiyonluk kutlamaları bitince saatime baktım. Ow! Baya geç olmuş.. Kızlar,
şarap ve müzik derken hakikatten zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor. Ama benim
dediğim kız olayı, kızlardan kaçmamdı! Ne kadar yılışık ve yapışık kız var
dünyada.. Ne olurdu şöyle hanım hanımcık durup ortama katılsalar!?





Bu ortama daha fazla dayanamayıp otoparka doğru yürüdüm. Artık ünlü bir
insandım hayallerime kavuşmuştum!



Ama ben farklı biri olacaktım. Benim adım söylendiğinde insanların aklına
farklılıklarım gelmeliydi!





Arabayı çalıştırıp caddelerin arasında süzülürken aklıma yine o kız geldi..
Küçüklük anılarımın en güzel parçasıydı. Onunla sadece saatlerce vakit
geçirmiştik. Çok küçüktük. Belki daha nice birlikte oyun oynayacaktık ama o
adam herşeyi berbat etmişti.. O kızın karşımda attığı çığlık ve kardeşlerinden
çıkan hıçkırık sesleri hala kulağımda çınlanıyordu..





O zamandan beri aklıma koymuştum o kızı gerekirse taşın altında arayıp
bulacaktım! Tabii ölmediyse..





--------------------------Park Hea Ge------------------------





Artık hiçbir şeyim kalmamıştı.. Ne bir evim, ne de bir ailem.. Şuan tamamı
ile sokak insanlarına benzemiştim.





Onların halini yadırgamıyorum! Keşke elimde olsa da onları o durumdan
kurtarabilsem! Ama kendim bile bu durumdayken bu mümkün mü?! Kesinlikle
hayır!..





Yaşlarım içinde bu geç saatte caddelerde yürüyordum. Bir ara gözyaşlarımı
silip etrafıma bakındım. Bu nasıl mümkün oldu bilmiyorum ama acı anılarladolup
taşan eski evimize gelmiştim..







Şuan bu saatte burada bulunmam belki de en iyisiydi. Zaten alışmıştım
içimdeki çığlıkları dinlemeye.. Evimizin önündeki ağaca yaslanıp yorgunlukla
baş eden gözlerimi serbest bıraktım. Büyük bir memnuniyetle aşağıya doğru
kaydılar..







.......





Yine çığlık sesleri.. Neler
oluyor?





''Oh Min Jee! Kaç kızım kurtar kendini!'' Ama bu.. Annem! Bu imkansız!
''Anne, anne! N'olur yardım et, canım yanıyor..'' Oh Min Jee, anneme
yalvarıyor.. Tanrım aklımı kaçırıyor olmalıyım! ''Lee Won! Sana buraya gel
dedim!'' Omo! Babam.. ''Rahat bırak beni baba! Nefret ediyorum senden!'' Lee
Won.. Canım ikizim..





Tanrım, o da ne!? Babam, beni gördü ve bana doğru geliyor! ''Vay vay.. Bakın
kimler Gelmiş!'' yoo.. Hayır.. ''Sen gerçek değilsin!'' diye bağırdım ona..
''Yediğin dayak az geldi heralde!'' diyerek hala üzerime yürüyordu! ''Yaklaşma
bana! Sen gerçek değilsin! Olamazsın!'' Sözlerimi takmadan hala üzerime
geliyordu. O öfke dolu gözleri, burnundan çıkan sıcak nefes..





Biran arkamı dönüp hızla koşmaya başladım! ''Ablaa..!!'' Oh Min Jee bana
sesleniyordu.. Aniden duraksayıp ona doğru döndüm. ''Kardeşim..'' Ama o iğrenç
herif koşar adımlarla peşimden gelmye devam ediyordu! ''Affet beni!'' diye
bağırdım kardeşime.. O hayvan herife yakalanamazdım.! Tekrar aynı şeyleri
yaşayamazdım!





Kardeşimle birlikte herşeyi arkamda bırakıp tekrar koşmaya başladım.!
Koşuyordum, koşuyordum..! O esnada birden karşıma çıkan annemle olduğum yere
çivilendim. ''A-annee!'' Ona doğru adım atacakken bir arabanın fren sesini
duydum ve annemin gözlerimin önünde yok oluşuyla beraber bedenimdeki ani
rahatlamayı hissettim..





Şuan hiç birşer hissetmiyordum. tek duyduğum acı vardı oda annemin beni
tekrar terk etmesiydi..





''Annem.. Ne olur gitmee..!''



8. ksıım



~~ Bölüm Sonu ~~



Not: Umarım yeni hikayem hoşunuza gitmiştir. ikisini bir arada yazıp
göndermek zor oluyor. ama inanıyorum ki siz bu zorluğuma karşılık beni mutlu
edeceksiniz. Smile yorumlarınızı dört gözle bekliyorum. o yorumların içinde bu
hikayeyle ilgili düşünceleriniz olsun. umarım hoşunuza gider Keyifli okumalar!!
Yorumları unutmayın.. ♥️ Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
~ GÜLÜMSE! ~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Dream Stories of Korea :: Devam Eden Hikayeler-
Buraya geçin: