Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Tesadüfler TANRIÇASI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 8:09 pm

Tesadüfler Tanrıçası



Karakterler :

Kim Yoon Hee - Başrol,şarkıcı

Heo Young Saeng - Şarkıcı

Jang Geun Suk - Yoon Hee'nin eski sevgilisi,şarkıcı

Shin Hye - Yoon Hee'nin baş düşmanı

Kang Woo - Yetenek avcısı

SM Müdürü



-Kang Woo,eğer bu hafta da birini bulamazsan seni atacağım.Senin gibi
beceriksizler yüzünden polisle ben uğraşıyorum! Hem kendini saklamayı
beceremiyorsun,hem de kimseyi bulamıyorsun.



-Özür dilerim efendim ama yakalanmalarımda benim suçum yok.Bulduğum
yetenekler beni ihbar ediyorlar.Ayrıca Kore'de yetenek kaynamıyor,bu gerçekten
zor bir iş!



-Hadi ordan... Ünlülerimizin şöhreti dünyaya yayılıyor ve bu kadar yetenekli
ünlülerimizin olmasının sebebi ne aradığını bilen yetenek avcıları.Yani o sen
değilsin.



-Hayır efendim,ben de yapa...



-Hadi bana bunu ispatla o zaman. Git ve gerçekten ününü dünyaya yayacak
kadar yetenekli birisini bul. Hem de bu hafta içinde. Madem bu kadar iyisin...
Böylece seni kovmak için gerçek bir sebebim de olur. Tipe bak, meymelet yok
adamda...



Bu son söylediklerini sessizce söylemesine rağmen, bu laflar Kang Woo'nun
çok ağırına gitmişti. Ayrıca başına iş açtığını da biliyordu. Şimdiye kadar 1
kişi bile bulamamış Kang Woo, 1 haftada gerçek bir yetenek bulacaktı. Bu
hayaldi! Salak kafam benim diye söylenmeye başladı, lakin iş işten geçmişti.
Belki de en iyisi işi onuruyla bırakmaktı, o zaman kel kafalı pörtlek gözlü
müdürü istediğini alamazdı. Bunları düşünüp kaderine karşı süslü laflar
ettikten sonra, morali her bozuk olduğunda gittiği meyhanesinin yolunu tuttu.
Çok dalgın olduğu için önüne bakmıyordu, bu yüzden az kalsın son model bir jip
Kang Woo'yu yamultuyordu. Güzel bir darbe yemesini engelleyen perilerine
teşekkür edip yoluna devam etti.



Meyhaneye geldiğinde, her zamanki gibi 1 kadeh şarap istedi önce. Ardından
da köşesine geçip etrafta kim var kim yok diye bakındı, tanıdık kimsenin
olmadığını görünce oturduğu koltukta iyice yayıldı ve ard arda bilmem kaç kadeh
şarap içti. Ardından da uyuyakaldı. Rüyasında periler kadar güzel bir kız
gördü. Günümüz modern dansçıların kıyafetlerinden giymişti.(Yanlış anlamayın
kötü bir şey yok xD) Ardından gerçekten güzel bir dansla şarkısını söylemeye
başladı. Sesi büyüleyiciydi, Kang Woo gerçekten etkilenmişti. İçinden keşke
böyle birini bulabilsem, o zaman bizim kele gösterirdim diye geçirdi. Kızın
şarkısının bitmesiyle, Kang Woo da uykusundan uyandı. Alkış sesleri devam
ediyordu, rüya devam ediyor sandı ama uyandığından emindi. Gözlerini ovuşturdu
ve tekrar baktı,hayır gördüğü rüya değildi.Rüyasındaki kız şarkı söylemişti ve
onu alkışlıyorlardı. Yalnız tek bir fark vardı; o da bu kız normal giyinmesine
rağmen rüyasındaki kız dansçı gibi giyinmişti. O da alkışlamaya başladı ama
biraz geç kalmıştı, tek alkışlayanın kendisi olduğun görünce utandı.



Tekrar yerine oturduğu zaman, aklına kendince dahiyane bir fikir geldi.
Neden bu kızı takip etmiyordu? Kendi kendine 'Sen şimdi görürsün müdürüm' dedi
ve kızın yanına gitti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 8:09 pm

Yazar: Ashley Tsinvari



2. BÖLÜM:



-''Afedersiniz, bir imza alabilir miyim? Şarkı söyleyişiniz gerçekten
büyüleyici'' dedi Kang Woo. Kız onun bu sarhoş haline gülmüştü ama Kang Woo bu
fırsatı kaçırmamalıydı. Tekrar etti :



-''Lütfen bana bir imza verin.''



Kız Kang Woo'nun bu ısrarcı tavrına tekrar gülümsedi ve ona üstünde Kim Yoon
Hee yazılı bir kağıt uzattı. Kang Woo yerlere kadar eğilerek teşekkür etti.
Zaten ardından da kız arkadaşlarıyla beraber çıktı. Önce Kang Woo arkasından
bakakaldı fakat daha sonra kendisine gelip onu kaybederse daha bulamayacağını
anladı. Ona hemen ünlü olmayla ilgili şeyleri söylerse kız ona inanmabilirdi,
bu da Kang Woo'nun işinden olması anlamına gelirdi. O yüzden kızı takip etmeye
karar verdi. Amacı evini öğrenmekti, böylece ona istediği zaman ulaşabilecekti.



Yol gerçekten çok uzundu, Kang Woo çok yorulmuştu. Ayrıca artık kenar
mahallelere gelmişlerdi ve Kang Woo buralara alışık değildi. Bu yüzden
ilerleyip ilerlememek konusunda tereddütler yaşıyordu. Sonra kendi kendine
müdürü yenme meselesini hatırlatıp yola devam etti. Kız eski, yıkık dökük, tek
katlı ahşap bir evde durmuştu. O da sarhoş gibiydi, çantasında anahtarını uzun
süre aradı lakin bulamadı. Sonra kız bağırmaya başladı :



-''Ahjumma! Ahjummaa! Nerde bu karı? Ahjummaa!''



-''Geldim be patlama!''



Kapıyı açan kişi çok kısa boylu, tontik bir ahjumma'ydı. Uykusundan
uyandırılmışa benziyordu çünkü gözleri uykulu uykulu bakıyordu, aynı zamanda
sinirli. Yoon Hee'ye de böyle sinirli sinirli baktı ve sordu :



-''Neredeydin?''



-''Arkadaşlar işten sonra çağırdı biraz içtik.''



-''Sana içmek yok demedim mi? Leş gibi kokuyorsun!''



-''Aish, ben de onların zorlamasıyla içtim. Yoksa biliyorum... Neyse hadi
içeri geçelim.



Kang Woo bir şeylerin ters gittiğini sezmişti. Bu kız tek miydi? Bu ahjumma
kimdi? Kızı ikna etmek kolay olacak mıydı? Bunun gibi bir yığın soru alkolün
etkisiz hale getirdiği kafasında dönüp duruyordu. Sarhoşluğu yüzünden evi
unutmamak için adresi yazıp ceketinin iç cebine attı ve sonra kendi evine
yollandı.



Ertesi gün erken kalktı ve ceketinin cebindeki adrese tekrar baktı, evet
kesinlikle gitmeliydi. Kahvaltı bile yapmadan hemen Yoon Hee'nin evine
yollandı. Tereddütlü bir şekilde ahşap kapıya vurdu, açan yine ahjummaydı. Ama
bu sefer yüzü gülüyordu.



-''Buyrun? Birini mi aradınız?''



-''Evet efendim... Ben... Şey... Torununuz için gelmiştim de.Onun hakkında
konuşmam gerek.''



-''Yoksa öğretmeni misiniz?''



-''Yoo, hayır. Başka bir şey.''



Kadın şüphelenmeye başlamıştı ama bunu belli etmemeye çalıştı. Kang Woo
içeri girdiği zaman evin içiyle dışının pek bir farkı olmadığını gördü. Eşyalar
eskiydi, duvarlar bakımsızdı. Ayrıca ev çok karanlıktı.



-''Yoon Hee yok mu?''



Ahjumma Kang Woo'yu ondan şüphe edermişçesine süzdü önce. Ardından :



-''Uyuyor. İsterseniz çağırayım?''



-''Acelem olmasa çağırmazdım ama... Konuşmam gereken bir konu var.''



-''Tamam.''



Kang Woo bu arada lafa nasıl başlayacağını düşünüyordu ama aklına hiçbir şey
gelmiyordu. Ne söyleyeceğimi o zaman düşünürüm deyip beklemeye başladı. 20
dakika sonra Yoon Hee saçları dağınık bir halde odadan çıktı.



-''Siz dünkü adam değil misiniz? Burada ne işiniz var?''



-''Evet Yoon Hee hanım, benim. Sizinle bir şey konuşmam gerek.''



Gözlerini evet söyle der gibi kırptı. Kang Woo utana sıkıla lafa başladı :



-''Ben SM Entertaintment'te çalışıyorum. Yetenekli gençleri bulup ünlü
yapmaktır benim görevim. Özellikle de bu ünü isteyenlerin.''



Bu sözlerden sonra Yoon Hee şaşkına dönmüştü, ahjummanın ise gözleri
parlamıştı.



-''Siz ciddi misiniz? Sabah sabah şaka mı bu?''



-''Gayet ciddiyim. Dün barda nasıl güzel şarkı söylediğinizi gördüm, siz
gerçekten az rastlanır bir yeteneksiniz. Bu fırsatı tepmeyin! Benimle beraber
şirkete gelin ve yeteneğinizi patronuma da gösterin! Sizi temin ederim ki
Kore'de hatta dünya çapında ünlü olup çok para kazanabilirsiniz.''



Yoon Hee bu adam manyak dermiş gibi bakıyordu ama o an Kang Woo için önemli
olan Yoon Hee'nin vereceği cevaptı.



-''Kusura bakmayın, olmaz.. Bütün dünyanın beni tanıdığı bir hayat değil
sakin bir hayat istiyorum.''



O an Kang Woo'nun ve ahjummanın yüzlerindeki hayal kırıklığı görülmeye
değerdi. Kang Woo Yoon Hee'nin yüzüne emin misin diye sorarmış gibi baktı, ama
aldığı cevap değişmedi. Sonra boynu bükük bir halde evden ayrıldı. Ne
yapacağını bilmiyordu, geriye sadece 6 gün kalmıştı. Çaresiz bir şekilde iş
yerine döndü... Ama içinden bir ses bu işin olacağını ve bu kadar kolay pes
etmemesi gerektiğini söylüyordu.



Ertesi gün Kang Woo tekrar Yoon Hee'nin evine gitti. Kapıyı çaldı. Yoon Hee
gözleri şişmiş, bitkin bir halde kapıyı açtı. Kang Woo çok şaşırmıştı, Yoon
Hee'ye ne olduğunu sordu. O da ahjummanın aslında çok kötü bir hastalığa sahip
olduğunu, yakında öleceğini söyledi. Kang Woo çaresi olup olmadığını sorduğu
zamansa aldığı yanıt içler acısıydı :



-''Bu zamanda paran yoksa yaşamaya da hakkın yok.''



Kang Woo Yoon Hee için gerçekten üzülmüştü. Ne yapabileceğini düşünmeye
başladı. Ama öncesinde ahjummanın kim olduğunu öğrenmeliydi.



-''Kim Yoon Hee, ahjumma sizin neyiniz olur?''

-''Ben kimsesiz biriydim. Ahjumma beni sokakta buldu, büyüttü. Tek bildiğim
bu. Benim ona borcum var, bunu ödemeliyim Kang Woo.''



Kang Woo ne yapabileceğini düşünüyordu. SM'e gelip çalışmasını yeniden
teklif etti. Lakin Yoon Hee :



-''Bunu istemiyorum. Bu 2. soruşunuz. Ne olursa olsun kabul edemem.''

-''Tamam. Ama belki fikriniz değişir, size kartımı vereyim. Umarım beni
fikrinizin değiştiğini söylemek amacıyla ararsınız.''



Yoon Hee isteksiz bir şekilde kartı aldı. Sonra da Kang Woo iyi şanslar
dileyip oradan ayrıldı.

Kang Woo'nun düşünceleri yön değiştiriyordu. Dün tek niyeti Yoon Hee'nin aklına
girip onu SM'e aldırmak ve müdürü yenmekti. Fakat şimdi gerçekten ona yardım
etmek istiyordu. Bunu tekrar sonraya bıraktı. Yoon Hee'nin yanına sonraki gün
de gitmeyecekti, belki o da bu işi düşünürdü.



2 Gün Sonra



Kang Woo'nun telefonu çalıyordu. Telefonunda pek parası bulunmayan Kang Woo
kim bu ödemeli arayan, numarası da belli değil diye söylenerek açtı. Sabahın
köründe aramış olması ayrıca sinir bozucuydu.



-''Alo?''

-''Bay Kang, benim Kim Yoon Hee. Teklifiniz hala geçerli mi?''



Kang Woo'nun gözleri açılabildiği kadar açıldı, ağzı kulaklarına vardı.



-''Elbette,isterseniz hemen gelip evinizden sizi alayım sonra da şirkete
gidelim.''

-''Peki.''



Kang Woo kendine özgü "kazandım dansı"nı yaparak yola çıktı.



2. bölüm sonu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 8:10 pm

Yazar: Ashley Tsinvari



3. Bölüm:



Yoon Hee berbat görünüyordu.Kang Woo ne olduğunu sorduğu zaman Yoon Hee
ağlayarak anlatmaya başladı :

-Doktor ahjumma için artık tek çarenin ameliyat olduğunu yoksa 1 ay içinde
öleceğini söyledi. Ayrıca... Her hayali onunla birlikte kurduğum Geun Suk beni
bıraktı. Ben artık parlayan bir yıldız olacağım ve tek başıma yürüyeceğim. Bana
yardım edin Bay Kang Woo. Ne kadar zor olduğunu biliyorum ama başaracağıma
inanıyorum.

Kang Woo Yoon Hee'nin gözlerine baktığında orada kalbi acıyan bir insanın
kararlılığını gördü. Evet anlamında başını salladı. Yoon Hee :

-Şimdi gidebilir miyiz?

Kang Woo onun görüntüsüne bakıp :

-Bu halde olmaz Yoon Hee. Gerçekten yorgun görünüyorsun. 2 gün dinlen ve
kendine gel. Çünkü bu işlerde ses kadar güzellik de önemlidir.

-Tamam. Peki şey... Ahjummayı tedavi ettirecek parayı hemen alabilir miyim?

-Eğer avans verilirse evet. Bunun için dua et...

-Umarım olur.

Kang Woo tekrar iyi günler dileyip mutlu bir şekilde evden ayrıldı,iş yerine
doğru yola çıktı.

-Ooo Bay Kang,hoşgeldiniz. Hani,bulabildiniz mi birini?

Kang Woo yapamayacağına müdürü iyice inandırmak istiyordu. Bu yüzden şöyle
dedi :

-Hayır efendim ama bulacağım.

-Göreceğiz. Bi bulma...

Daha girişte böyle karşılanmıştı Kang Woo. O gün öyle devam etti.



2 gün sonra,Kang Woo ilk iş olarak Yoon Hee'nin evine gitti. Genç kız
gerçekten düzelmişti,çok daha iyi görünüyordu. Kang Woo :

- Beklediğimden daha çabuk toparlanmışsın dedi gülümseyerek.

-Teşekkürler.Zor oldu ama...

Kang Woo tekrar gülümsedi,biraz sonra da SM'e doğru yola çıktılar.



Kang Woo binadan içeri Yoon Hee'yle birlikte girince bütün gözler onların
üstünde toplandı. Yoon Hee çekiniyordu,Kang Woo ise gururlanmıştı. Müdürün
kapısını çaldılar. O sırada Kang Woo Yoon Hee'nin hangi şarkıyı söyleyeceğini
kararlaştırmadıklarını hatırladı. Müdür gel demediği için bunu Yoon Hee'nin
kulağına fısıldadı,Yoon Hee kendinden emin bir tavırla sadece gülümseyip kapıyı
tekrar çaldı. Müdürün Geel diye bağırmasıyla da öyle mahvoldu sandı. Korkarak
içeri girdi ama aynı şey Yoon Hee için geçerli değildi. Müdür :

-Buyrun,dedi Yoon Hee'ye bakarak.Kang Woo'yu görmezlikten gelmişti. Fakat
Kang Woo araya girdi :

-Efendim,birini bulmamı istemiştiniz. Buldum.

Müdür alaycı bakışlarla Kang Woo'yu süzdü,bu bakıştan sonra Kang Woo ömrü
boyunca müdürün gay olduğuna inandı.

-Adınız nedir?

-Benim mi?

-Evet.

-Kim Yoon Hee.

-Kaç yaşındasın Yoon Hee?

-18 efendim.

-Güzel şarkı söyler misin?

-Sanırım evet.

-Dans?

-Biraz.

-O halde bana bir şarkı söyle dansıyla birlikte.

Yoon Hee o an bir prenses gibiydi. Hangi şarkıyı söyleyeceğine karar
vermişti. Önceden okulda çok sık söyleyip dansını bildiği bir şarkıyı
kullanacaktı,SNSD'nin Genie şarkısını.

Yoon Hee daha söylemeye başladığı anda gay müdürümüzün gözleri faltaşı gibi
açıldı.(Kıza kötü gözle bakamaz çünkü o gay.Orada baksa baksa Kang Woo'ya
bakar) Kız gerçekten çok güzel söylüyordu,Taeyeon'dan bile güzel. Ayrıca dansı
da SNSD'ninkiyle birebir aynıydı. Müdür bunu izledikten sonra var gücüyle
alkışlamaya başladı ve :

-Gerçekten iyi iş Kang Woo.Tebrikler,dedi.

Kang Woo kazanmıştı,müdürü ezmişti! Kazandım dansını sonraya saklayarak
mütevazi bir şekilde gülümsedi.

-İşe alındın Yoon Hee.Kang Woo,onu hastaneye götür,bir sağlık problemi var
mı baksınlar. Raporu da bana getir. Sonra sorun çıkmazsa da kontratı imzalarız.



Hastaneden geri döndüklerinde hiç bir sorun çıkmamıştı. Kang Woo bir şeyler
yapmanın gururunu yaşıyordu,Yoon Hee ise kazandığını biliyor ve yapacaklarının
hayalini kuruyordu. Ardından kontratı imzaladılar ve Yoon Hee ameliyat masraflarına
yetip de artacak bir para aldı.



SNSD'den bahsetmeme umarım kızmazsınız.... Bir Sone olarak unnilerimden de
bahsetmek istedim. ^^



3.bölüm sonu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 8:10 pm

Tesadüfler Tanrıçası



4. BÖLÜM:



1 Ay Sonra



-Hey,şu Yoon Hee değil mi?

-Evet o!

-Unni,unni!! Unni lütfen bir imza at! Ayy unni çok güzelsin...





Yoon Hee kibarca gülümsedi ve o havalı imzasını boydan bir fotoğrafının sol
alt köşesine attı. Hayranlar bir de fotoğraf çekti,sonra da arkalarına baka
baka uzaklaştılar. Ardından da arabaya binip dans salonunun yolunu tuttular.
Kang Woo :

-Çok kısa sürede beklenmedik bir üne kavuştun. Bu gidişle bütün dünya seni
tanıyacak.

-Abartma Kang,sadece bir kaç öğrenci imza istedi.

-Bunu yapmak için ne kadar uğraşanlar var sen biliyor musun? Hah,bir de
beğenmiyor. Zaten asıl hedef kitlemiz öğrenciler.

-Dediğin gibi olsun diye söyleyip kestirip attı Yoon Hee. Kang Woo onun bu
umursamaz tavırlarına sinir oluyordu ama aynı zamanda onun ne kadar sıkı
çalıştığını da iyi biliyordu,bu da hoşuna gidiyordu. Onun başarısı kendi
başarısı demekti. Yoon Hee ise kendini bu kadar çabuk salmak istemiyordu,onun
hedefi dünyaya yayılmaktı.

Dans salonuna geldiklerinde Yoon Hee'nin dudaklarını uçuklatacak biri
oradaydı ; Heo Young Saeng... Yoon Hee onun dansına hayran kalmıştı. Aslında orada
diğer SS501 üyeleri de vardı ama Yoon Hee'nin dikkatini çeken oydu. Kang Woo
onun bu haline gülüp kolunu dürtükledi. Ardından da kulağına şunları söyledi :

-Bu kadar kolay teslim olma. Yoksa işin zor.Kore'de bile yayılamazsın. Ve
ilişkilerinle tanınmamalısın. Yoksa...

-Ne?

-Daha önce çok kişinin yanına geldi bu Yoon Hee. Çok yetenekli olsalar bile
adları şeye çıktıktan sonra ünleri uzun sürmüyor. Genel hayran kitlesi kız
öğrenciler çünkü... O yüzden sadece şarkılarına ve dansına odaklan. Sen daha
yeni çıkış yaptın,daha da dikkatli olman gerek.

Bu uyarı işe yaramış gibiydi,Yoon Hee kendi bölümüne geçip çalışmaya
başladı. Ama Young Saeng aklından çıkmıyordu.O yanaklar,o dudaklar,o endam,o
gözlerin parıltısı,o çocuksu ifade,o tatlılık... Fakat bunların hayaline gölge
düşüreceğinin de farkındaydı. O yüzden tekrar onu aklından çıkarmayı deneyip
işine devam etti. İşte tam o anda Young Saeng içeri girdi. Yoon Hee farkında
değildi.Saeng yanlış odaya girmişti ama bir süre kalıp Yoon Hee'nin dansını izledi.
Kendi kendine çok güzel dans ediyor,bence ilerde bir yıldız olacak dedi.
Bunları söyledikten sonra şarkı bitmişti. Yoon Hee su almak için kapıya doğru
yöneldiğinde kimi görsün,az önce midesinde kelebekler uçuşturan Saeng. Kalbi
yer delme makineleri gibi atıyordu. Yüzü kıpkırmızı olmuştu,kalbinin sesini
Saeng'in duymasından korkuyordu.

-Çok güzel dans ediyorsun,sen yeni çıkış yapan Kim Yoon Hee'sin değil mi?

-Şey... Evet. Teşekkürler.

Yoon Hee nihayet çekingenliğini atmıştı. Ama bu bir işe yaramadı,Saeng ona
iyi şanslar dileyip ordan ayrıldı. Bizimki hayal kırıklığına uğramıştı ama bunu
kabul etmedi ve yine dans etmeye başladı,aklında bir yığın soruyla... Su içmeyi
bile unuttu,gerçi ben de Saeng'i görsem aynısı olurdu.

Bir süre sonra SM müdürü odadan içeri girdi ve şu güzel sözleri söyledi :

-SS501'in yeni bir klip çıkaracak. Bunun için de klipte oynayacak güzel bir
kıza ihtiyaç var. Sen de bunun için biçilmiş kaftan gibi bir şeysin. Ayrıca bu
kariyerin için bir dönüm noktası olacak. Şimdi onların yanına git ve dansını
öğren. Ayrıca şarkının bir kısmını sen söyleyeceksin. Gerçekten çok şanslısın
Kim Yoon Hee!





Yoon Hee neye uğradığını şaşırmıştı. SS501 ve o! Bunun anlamı Young Saeng ve
o! Yine yanaklarının kızarıp kalbinin yer delme makinesi moduna geçtiğini
anladı. Başkan bu haliyle dalga geçti :

-Ne o çok mu heyecanlandın? Alt tarafı SS501,Kore'nin en iyi
boyband'lerinden biri dedi ve iğrenç bir kahkaha attı. Yoon Hee adamın suratına
süslü bir küfür edip koca gülüşünü bozguna uğratmak istedi ama ne var ki bu
lanet herif başkandı. Yüzüne soğuk bir ifade yerleştirdi. Başkan da gülme
krizini bitirince :

-2 yan odada duruyorlar. Hadi gidelim. Göster kendini Yoon Hee!

-Peki efendim.Elimden geleni yapacağım.

Kendi kendine heyecan yapmasına gerek olmadığını söyleyerek o mübarek odaya
geçti. Kapıyı açtığında Baby ona yorgun gözlerle bakıyordu. Kyu ve JungMin
aralarında şakalaşıyordu. Lider hala dansına devam ediyor,Saeng ise telefonda
biriyle konuşuyordu. Yoon Hee acaba kiminle konuşuyor sorusunu sonraya bırakmaya
karar verdi ve kendini işine vermeye yemin etti. Soğukkanlılığına kendi bile
şaşırmıştı.

-Beyler,bu Kim Yoon Hee. Size bahsetmiştim. Büyüleyici bir sesi ve dansa
yeteneği var. Klibinizde oynamasını istiyorum.

Saeng hariç bütün üyeler onu başlarıyla selamlamıştı. Başkan buna kızdı :

-Young Saeng! Telefonu bırak ve buraya dön!

Young Saeng bunu duymadı ya da duymazlıktan geldi,üstelik telefonda artık ne
konuşuyorsa bir de kahkaha patlattı. Başkan küplere bindi ve bu sefer bağırdı.

-Saengg! Kime diyorum?

-Afedersiniz,buyrun efendim.

-Buraya bak.Kimle konuşuyordun?

-Kız kardeşimle.

-Her neyse. Klibin dansını Yoon Hee'ye öğretmeni istiyorum. Aslında bunu
Hyun Joong'tan isteyecektim ama bu sorumsuz hareketin beni kızdırdı.

-Peki efendim...

Yoon Hee'nin bütün cesareti gitmiş,kalbi yer delme makinesi moduna geri
dönmüştü.



4. Bölüm Sonu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 8:12 pm

Tesadüfler Tanrıçası



5. Bölüm:



Yeni klibin dansı gerçekten zordu. Bu hareketler lastiksi bir vücut
gerektiriyordu ; Yoon Hee buna fazlasıyla sahip olmasına rağmen yine de zorlanıyordu.
Bu yüzden Yoon Hee çok çalışmıştı,tabi yakışıklı öğretmeni Saeng'le birlikte.
Ondan gittikçe daha fazla hoşlanıyordu ama bunu belli etmemeye çalışıyordu.
Bunda da oldukça başarılı olduğunu söylenilebilir.

İşte bu günlerden bir gün Kang Woo onların yanına uğradı. Dans gerçekten çok
güzeldi. Ama asıl bomba Yoon Hee'deki büyük değişimdi.Kang Woo buna çok
şaşırmıştı. Çünkü ilk keşfettiği gündeki Yoon Hee çocuksu bir güzelliğe
sahipti. Şimdi gördüğü ise seksiliği ön plana çıkan bir tanrıçaydı. Ağzı açık
kalan Kang Woo'yu gülen gözleriyle Yoon Hee karşıladı. Kang Woo'ya doğru hızlı
adımlarla ilerleyerek :

- Hoşgeldin,nerelerdeydin? dedi ve sarıldı. Oysa sadece 10 gün olmuştu.
Sarılması ve bu soru Kang'da ilk defa bir şeyler uyandırdı ama belli etmemeye
çalıştı.

-İşlerim vardı da. Hoşbuldum.Nasılsın? Ne yaptın ben yokken?

-Bomba gibiyim. SS501'le bir çalışmam var duymuşsundur. Bütün günüm ona
gidiyor. Umarım çok güzel bir çalışma olacak.

-Tebrikler... İlerleyeceksin Kim Yoon Hee,bunu görebiliyorum.

-Öyle söylüyorlar ama yine de endişelerim var... Hani her şey düzgün
giderken insanın içine bir kurt düşer ve şöyle seslenir ya : Ya bir şeyler
yanlış giderse? İşte bu duygu canımı sıkıyor...

-Ah bununla vaktini harcama. Bunun olması normaldir. İşinin senin için önem
taşıdığını gösterir.

-Gerçekten mi?

-Tabii ki.

-Sağol Kang Woo.Umarım dediğin gibidir.

Cevap olarak Kang Woo sadece gülümsedi ama bu gülümseme Yoon Hee'ye
dediklerim doğru mesajını veriyordu. Kang Woo içinde yükselen bu duyguyu
anlayamamıştı,bu da neydi böyle? Kendini bunun geçici bir şey olduğuna ikna
edip herkesle görüştükten sonra oradan ayrıldı.



Gelelim bir de SS501 cephesine...

Onlar da bu klibi gerçekten önemsiyorlardı. Özellikte Hyun Joong çok
çalışıyordu. Ayrıca bir single çıkarmak istiyordu fakat öncelikle bu kliple
dikkat çekmesi gerekiyordu. Jung Min,bizim tatlı çocuğumuz kendi halinde
takılıp gidiyordu. Her gün aynaya bakıyor ve kendi kendine şunu söylüyordu :
Ben gerçekten seksi karizmayım! Kyu ve Hyung Jun o sıralar seslerini daha da
güzelleştirmek için uğraşıyordu. Saeng'in ise tek derdi Yoon Hee'yi daha iyi
çalıştırmaktı.

Bir gün üyeler arasında şöyle bir muhabbet geçmişti :

-Hyung,Yoon Hee gerçekten tatlı kız değil mi?

-Abartma Jung Min,bence sadece bir kız dedi Hyun Joong.

-Hadi ordan,son derece tatlı. Ayrıca klip için girdiği kılık onu çok seksi
yapıyor...

-Kyu yoksa ona gönlünü mü kaptırdın? Hahaha Kyu aşık olduu!

Bunu üzerine Kyu Hyung Jun'u kovalamaya başladı.

-Saeng sen neden bu kadar sessizsin? Yoon Hee hakkında bir fikrin yok mu?

-İyi dans ediyor,gerçekten kıvrak. İyi iş çıkaracak.

-O anlamda konuşmuyoruz şu an. Bir kadın olarak düşün.

-Hmm... Bilmem...

Saeng'in yanakları kızarmıştı. Bunu fırsat bilen Hyun Joong onunla dalga
geçmeye başladı :

-Ooo Saeng,sanırım boş değilsin ha?

-Yapma Hyun girme şimdi oralara. Hem klip işi bitince geçer.

-Ooo inkar etmiyor! Hey Jung Min duydun mu?

-Evet hyung şok oldum. Saeng ve Yoon Hee ha? Hahaha

-Heey Kyu Hyung Jun bakın burada ne var! Saeng Yoon Hee'ye aşık olmuş.Hahaha

-Neyy? Doğru mu Saeng?? Keke

Bunlar karşısında iyice kırmızılaşan hatta moraran Saeng cevap veremedi.
Diğer üyeler de bütün gün onunla alay ettiler.



5. Bölüm Sonu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 8:12 pm

Tesadüfler Tanrıçası



6. Bölüm:



-Yeni klip hem ülke hem de dünya çapında patlama yaptı. Hepinizi tebrik
ederim çocuklar harika iş çıkardınız! Bu işten çok fazla para
kazanacağım,nihaha...



Herkes mutluydu çünkü başkanın da dediği gibi klip çok beğenilmişti. Bu klip
herkesin istediklerini vermişti ; Yoon Hee'yi dünya da tanımaya başlamıştı.
Özellikle Türkiye'den çok fazla hayranı vardı. Hyun Joong ayrı single'ı için
yeteri kadar başarı sağlamıştı. Young Saeng yeni tarzıyla çok sevilmişti. Sexi
karizma Jung Min de hayran sayısını arttırmıştı,aynı şey Hyung Jun ve Kyu Joong
için de geçerliydi.



Bu kadar beğenilen klip nasıl bir şeydi peki? Klibin konsepti bir savaş
tanrıçası ve onun korku bilmez savaşçılarıydı.Yanlız şöyle bir şey vardı ki
savaşçıların hepsi tanrıçalarına olan bağlılıklarını aşka çevirmişlerdi. Gayet
hareketli danslar içeren bu klipte kıyafetler de dikkat çekiciydi. Yoon Hee tam
bir tanrıça gibi olmuştu ; kadınsılığı ön plana çıkaran bir elbise giymişti.
Saçları beline kadar uzanıyordu ve dans ederken ona müthiş bir hava katıyordu.
SS501 üyeleri ise kaslarını gösterecek giysiler giymişlerdi ve onların da
saçları eskisine göre uzundu. Ayrıca bu klip için kas çalışmışlardı ve hepsi
eskisinden daha da yakışıklıydı.



Yoon Hee istediği başarıyı elde etmeye başladığının farkındaydı. Onun hiçbir
şey yapamayacağını öne süren Geun Suk'tan intikam alıyordu böylece,belki de
bunu kendisine ispatlamaya çalışıyordu... Ama her ne yapmaya çalışıyorsa
başarılı olmuştu. Bu yetmez dedi kendi kendine,sonra da başarısına ne gölge
düşürebilir onu düşündü ve Kang Woo'nun dedikleri aklına geldi. Duygularını
pekala bastırabilirdi ; Geun Suk'tan ayrılırken bunu kendine ispatlamıştı. O
son dediklerini hatırladı ardından :



-Sen... Aptal bir kızın tekisin. Sen... Sen mutlu olamayacaksın!
Kendine,bana,herkese ihanet ettin. Bundan sonra senin suratını bile görmek
istemiyorum! Defol Yoon Hee,gelmemek üzere hayatımdan defol! Yoon Hee hiçbir
şey yapmamış olmasına rağmen o an gururu kırılmıştı ve Geun Suk'a hiçbir şey
söylememişti. Bir an içi acıdı...



-Neden onu bu kadar sık düşünüyorum? Ben artık ondan çok daha hoş birinden
hoşlanıyorum ama hala o aklımda! Lanet olsun of!



Sonra da kendine sinir oldu ve ağlamaya başladı,çok dolmuştu. İşte tam o
anda Young Saeng içeri girdi.

-Ne oldu Yoon Hee? Kimden hoşlanıyorsun,kim aklında?



Zaten içi acıyan Yoon Hee,bu soruyla alt üst olmuştu. Soran da Young Saeng
olunca... Bir an içinden seni seviyorum demek geldi ama bunu yapması demek
geleceğini tehlikeye atması demekti. Bu yüzden vazgeçti.



-Yoon Hee iyi misin? Su getireyim mi?



Kendini zorlayarak gülümsedi.



-İyiyim sağol,sadece bir an içimden geldi.



-Hmm... Sanırım birinden hoşlanıyorsun.Kim o?



Young Saeng'in gözlerinde tuhaf bir parıltı belirmişti ; bu Yoon Hee'nin
hoşuna gitti. Ama kendini kaptırmadı.



-Önemli bir şey değil geçici dedi tekrar gülümseyerek. Young Saeng darılmış
gibi öyle olsun dedi ve ardından tekrar su isteyip istemediğini sorduktan sonra
ayrıldı.



Yoon Hee bu sefer heyecanlanmamıştı,üstelik bu sefer heyecanlanacağı şeyler
olmasına rağmen... Buna da anlam veremedi. Ardından gözlerini kapattı ve ben
mutluyum dedi,sonra da yürüyüşe çıktı.



Ne yaparsa yapsın Geun Suk aklından çıkmıyordu. Ayrıldıkları zaman böyle
olmamıştı,sadece ona karşı nefret hissetmişti. Fakat şimdi hissettikleri
farklıydı,gidip o dediklerinin sebebini sormak istiyordu. Bunu yapması iyi
olmayacaktı,her şey mahvolacaktı. Tekrar gözlerini kapattı,ben mutluyum dedi ve
müzik çalarını son sese ayarlayıp yürümeye devam etti. Young Saeng'in şarkısı
çalıyordu,Magic Castle..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 8:12 pm

Tesadüfler Tanrıçası



7. BÖLÜM:



-Kang Woo bu aralar çok iyi çalışıyor,bizi yerimizden edecek lanet herif..



Ofiste bu tür konuşmalar geçiyordu. Bunun sebebi ise Kang Woo'nun Yoon
Hee'den sonra 2 yetenek daha bulmuş olmasıydı. Bu yetenekler şarkıcılıkta
oldukları kadar oyunculukta da iyilerdi. Birbirlerine karşı hisleri vardı ve
elbette şirket de bunu kullanıyordu. Onları aynı dizide oynatıp daha iyi para
kazanmayı ve onların ismini duyurmayı planlıyorlardı. Kimdi peki bu kişiler?
Yoon Hee'nin hoşuna gitmeyecek kişilerdi ; Geun Suk ve Shin Hye...



Geun Suk Yoon Hee'nin eski sevgilisiydi ve tabii ki bu haber onu mutlu
etmeyecekti. Shin Hye ise Geun Suk'un yeni ve gerçekten güzel sevgilisiydi.
Geun Suk ufak bir yerde şarkıcılık yapıyordu,Kang Woo da Yoon Hee gibi onu da bir
rastlantı sonucu bulmuştu. Shin Hye'yi ise Geun Suk'un yanında görmüştü.
Güzelliğini farkedince ona da iş teklif etmişti,sonradan da şarkı söyleme
yeteneğini keşfetmişti.



~

-Hey Yoon Hee! Haberleri duydun mu? İki kişi daha buldum,şirkette 1 kademe
yükselttiler beni. Hahaha çok mutluyum.

Kang Woo bunları söylerken bir yandan da kazandım dansını yapıyordu.



-Hayırlı olsun Kang... Kim bunlar?



-Geun Suk ve Shin Hye. Görsen o kadar tatlılar ki! Oyunculuk yetenekleri de var. Şirket onlar için
bir dizi yapacak.

Yoon Hee Geun Suk adından
rahatsız olmuştu. Biraz tatsız bir sesle sordu :



-Bu Geun Suk'un soyadı ne?



-Jang. Jang Geun Suk. İsmi çok havalı duruyor değil mi?



Yoon Hee o an ölmüş olmayı diledi. Belki de bir kabus görüyordu. Gözlerini
kapattı,evet şimdi her şey geçecek dedi kendine. Ama açtığı zaman hala Kang Woo
kazandım dansını yapıyordu...



-Onları görebilir miyim Kang? Kutlamak isterim.



-Tabii ki. Gel. Şimdi buradalar.



O kısa koridor Yoon Hee'ye 10 kilometre gibi gelmişti. Asansörün onu
cehenneme götürmesini dilemişti. Ama asansör cehennem yerine 2 kat üstü tercih
etti. Ve o an... Kontratları elinde,kol kola girmiş ve yüzlerinde güller açan
ikiliyi gördü. İşte o zaman gülümsemesi solan biri vardı ; Yoon Hee'nin eski
sevgilisi Geun Suk... Yoon Hee'nin aslında hala her şeyi olan Geun Suk...



Kang Woo ikisinin bakışlarından bir şeyler olduğunu sezdi. Shin Hye ise o
anki mutluluğundan gelen sersemliğiyle bir şey anlamadı. Yaklaşık 30 saniye
geçmişti,ki o an 30 saniyenin gerçekten uzun bir zaman dilimi olduğunu tahmin
edersiniz. Bu 30 saniyede Kang Woo ne olduğunu düşündü ve Yoon Hee'nin ünlü
olmak istemesinin sebebini hatırladı... Bunu düşünür düşünmez de ;



-İşte Yoon Hee Geun Suk ve Shin Hye...



-Siz SS501'in son şarkısındaki tanrıça değil misiniz? Ah gerçekten de çok
güzelsiniz! Sizinle aynı yerde çalışacağım için çok mutluyum!



Shin Hye sırıtıyordu,Yoon Hee ise hala şoku biraz atlatmış olacak ki :



-Memnun oldum,ben de çok mutluyum Shin Hye diyerek sahte bir gülücük attı.



Geun Suk ise bir şeyler yapması gerektiğinin farkına vardı ve sadece başıyla
selam verip Shin Hye'yi çekiştirerek oradan ayrıldı.



Sonra da Yoon Hee başının döndüğünü söyledi,ardından olduğu yere düştü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 9:15 pm

8. BÖLÜM:



- İyi misin? Neden bayıldın? Onunla alakası var mı?

- Lütfen onu yormayın efendim. Sadece kan şekeri düşmüş,önemli bir şeyi yok.
Yorgunluktandır. 2 gün istirahat ederse bir şeyi kalmaz.

- Emin misiniz doktor bey?

- Evet Bay Kang...



Doktor Kang'ın bu aşırı meraklı halinden rahatsız olmuştu. Bunu da yüz ifadesi
açıkça belli ediyordu ama Kang bunu umursamıyordu. Yoon Hee'ye ne olduğunu
anlayamamıştı. Kendi kendine düşünüyordu. "Geun Suk adını duyunca yüzü
değişti,gördükten sonra ise böyle oldu. İyi de ünlü olmaya karar vermesinin
sebeplerinden biri de bu çocuk değil mi? Onu hala seviyor mu?" İşte bu son
laf canını daha da sıkmıştı. Ardından sinirli bir şekilde evine gitti,duş almak
ona iyi gelecekti.



Gelelim Yoon Hee cephesine... Bayılmasının sebebini o da bilmiyordu. Bildiği
tek şeyse artık o kadar rahat olamayacağıydı. Sonra bunun sebebini kendisine
sordu. "Neden böyle? Neden onu görünce nefret değil de o anlamadığım duygu
oluşuyor? Onu hala seviyor muyum? Hah... Aptal Kim Yoon Hee! Sen artık bir
starsın ve bir star her zaman imajını korumalıdır. Seni terk eden eski
sevgiline aşık olduğun açığa çıkarsa ne halt edeceksin?" Kendi kendini
yiyordu. Ama zor geçen hayatı ona sorunlara ağlamayı değil onlara karşı
savaşmayı öğretmişti. Düşünmeye başladı. "Eğer gider beni neden
bıraktığını sorarsam bu benim için iyi olmaz. Aynen şöyle derler : Kim Yoon Hee
Jang Geun Suk'a deliler gibi aşıkmış ama Geun Suk ona yüz vermiyormuş. Aptal
Kim Yoon Hee. Bunları duymak istemiyorum... Ama ben onu... Hayır sevmiyorsun
Yoon Hee! Young Saeng sana karşı boş değil. Bundan faydalanmak... Buldum! Ben
Geun Suk'u sevdiğimi belli etmeyeceğim ama onun da beni sevip sevmediğini
öğrenmem gerek. Ve bir erkek en çok diğer erkeği kıskanır. Haha! Eğer o benni
sevmiyorsa da... Bunu Young Saeng'le geçirmeyi denerim. Özür dilerim Young
Saeng..." Artık keyfi yerine gelmişti. Hastahaneden çıkması ve harekete
geçmesi gerektiğine karar verdi. Her ne kadar doktor 1 gün daha kalmasını
istediyse de o kabul etmedi. Planını erkenden uygulaması gerekiyordu.



~~



- Yoon Hee ne çabuk döndün?

- Canım hastahanede çok sıkıldı ben de doktordan izin alıp geldim.

- Yeterince dinlendin mi? İyisin değil mi?

- Dinlendim Young Saeng oppa,iyiyim.

Yoon Hee rahatlığından ötürü kendisine şaşırıyordu. Bu hareketi ününü
kaybetmesine mal olabilirdi ama merakı çok daha ağır basıyodu. Young Saeng ise
neye uğradığına şaşırmıştı,kıpkırmızı geçmişti. Yanlarında bir de Jung Min
vardı ki bu "oppa" lafın birileri tarafından duyulması olasılığı
demekti. Jung Min sordu :

- Hey,sizin aranızda bir şey mi var?

Young Saeng kırmızılaşmak ne kelime,resmen morarmıştı. Yoon Hee cevapladı :

- Sadece Young Saeng oppayı kendime yakın bulduğum için oppa diyorum. Yanlış
anlaşılacak bir şey yok Jung Min. Yanlış anlama.

Son sözleri bastırarak söylemişti. Jung Min de Yoon Hee'yi kızdırdığını
düşünüp üstelemedi,inanmıştı. Ardından da iş uzamadan oldukları odadan ayrıldı.

- Yoon Hee,sen bana neden oppa dedin?

- Ah... Eğer bu seni rahatsız ediyorsa demem. Ben se... Aish. Oppa gitmem
gerek hastahaneden çıktığımı Kang'a haber vermeliyim. Görüşürüz.

- Dur biraz! Ben sen... Ne diyecektin?

- Başka bir gün söylerim oppa. Oppa diyebilirim değil mi?

- Ah,evet.

Yoon Hee en öldürücü gülümsemesini atıp odadan ayrıldı. Young Saeng ise
midesinde uçuşan kelebekleri hissedebiliyordu. Tam bu sırada başkan içeri
girdi.

- Hey Young Saeng! Yoon Hee'yle aranda bir şey yok değil mi?

- Ta.. Ta.. Tabii ki hayır!

- Aslında... Olsa iyi olur ha?

- Dedikodu çıkması için mi istiyorsunuz? Sonra da daha fazla para?

- Aynen öyle.

Young Saeng sessiz kalmıştı. Başkan bundan rahatsız oldu.

- Konuştuklarınızı duydum. Yoon Hee her ne kadar seni kendine yakın
bulduğunu söylese de ses tonu farklı bir şeyler söylüyordu. Bu "aşk"
çok yararlı olacak. Nihaha.

- Siz bilirsiniz başkan...

- Hayır demiyorsun ha? Aferin Young Saeng! Hahaha.



Keyfi son derece yerinde,odadan ayrıldı.Kazanacağı paraları düşündükçe içi
içine sığmıyordu. Kendisine yeni bir bebek - para kasası - alacaktı. 2 şoku
birlikte yiyen Young Saeng ise başına gelenleri düşündü ve dudaklarına bir
gülümseme yayıldı. Bu şoklar hiç de fena değildi aslında.





Yazar Notu :



İşler biraz karıştı ama... Daha olaysız olunca sıkıcı gelebilir diye biraz
işi dolandırmak istedim Smile Bu arada son yaptığından dolayı Yoon Hee'yi
sevmemezlik etmeyin! Daha diğer bölümü okumadınız,kim bilir neler olacak? Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 4:04 pm

9. Bölüm



Yoon Hee Young Saeng'in yanından ayrıldıktan sonra Kang'ı aradı :

- Ah Kang... Evde misin? Sana anlatmam gereken şeyler var. Hiç... Hiç iyi
hissetmiyorum.

- Erken çıkmamalıydın Yoon Hee hata ettin! Evet evdeyim. Ama ev biraz
dağınık istersen Green Park'ta buluşalım.

- Olur... En fazla yarım saate oradayım.

- Peki ben de çıkıyorum.



Yoon Hee Kang'a böyle söylemişti çünkü yaptığı yanlışmış gibi hissediyordu.
Young Saeng'e karşı suçlu olmayacak mıydı? Ayrıca Geun Suk ondan özür dileyip
geri dönmezse Young Saeng'i sevebilecek miydi? Hoşlansa bile Geun Suk'u tamamen
unutabilecek miydi? Planı başarısız olacakmış gibi hissediyordu çünkü Geun Suk
kendisinden sonra bir kız bulmuştu. En az kendisi kadar güzel bir kız. Kendini
aptal bir çocuk gibi hissediyordu, bu sorunu çözmesi gerekti. Kang ise bunun
için en uygun kişiydi.



~



Green Park gerçekten çok güzel bir yerdi. Canı sıkılan her insanı
rahatlatacak bir yer. Yoon Hee hariç.



Kendine kızmaya devam ederek etrafa bakındı ve arka tarafta bahçeye bakan
masalardan birinde Kang'ı gördü. Sonra da hızlı adımlarla ilerleyip yanına
oturdu.



- Merhaba Kang Woo.

- Merhaba Kim Yoon Hee. Ne oldu çabuk anlat Allah aşkına meraktan öldüm. Ah
çok solgun görünüyorsun! Neden 1 gün daha beklemedin ki?

- Kang lütfen söylenmeyi bırak. Çok kötü hissediyorum. Ne yaptığımı bir
bilsen!

Kang neye uğradığını şaşırmıştı. Yoon Hee berbat görünüyordu ve kötü bir şey
yapmış olabilirdi.

- N... Ne yaptın?

- Ah nasıl anlatsam... Geun Suk'u biliyorsun.

- Evet.

- Ben onu... Hala çok seviyorum Kang!



Ağlamaya başlamıştı, kimsenin görmemesi için Kang'ın omzuna yüzünü gömdü.
Kang ise sadece "tuhaf" hissediyordu.



- Hişt sakin ol... Yavaş yavaş anlat.

- Ben... Geun Suk'un beni neden bıraktığını bilmiyorum. Sadece bağırdı
çağırdı ve terk etti. Onu çok seviyordum Kang! Ama o... Her neyse... Beni neden
bıraktığını öğrenmek istiyorum. Ama gidip bunu ona soramam. Ayrıca beni hala
sevip sevmediğini de bilmiyorum. İçimden bir ses bu işte bir şeyler var diyor!
Bir şeyler yapmadan duramazdım Kang!

- Ne yaptın Yoon Hee!

- Young Saeng'i kendime çektim. O da bana karşı boş değil biliyorum. Eğer
Geun Suk görür de kıskanırsa şey diye...

- Ne yaptın sen? Ben sana söylemedim mi?

- Bb... Ben... Of Kang!



Yoon Hee artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Kang bunun iyi olmayacağının
farkına vardı ve :



- Buradan çıkalım. Benim eve gidelim.



Ardından Yoon Hee'nin yüzünü göğsüne bastırarak oradan çıktılar.



~



Kang'ın evi gerçekten dağınıktı. Oturma odasına atılmış kirli çamaşırlar,
pis tabaklar, cips kola çöpleri vs... Morali bozuk olan Yoon Hee bile bu
görüntüye güldü :



- Kendimi dağınık sanıyordum!

- Alay etme! Bugün toplayacaktım. Vallahi.

- Tabii.

- Çay falan ister misin?

- Hayır teşekkürler ben bu nasıl geçecek bunu konuşmak istiyorum.

- Hmm... Bu planı istesen de uygulamamalısın Kim Yoon Hee. Çok da ilerlemiş
sayılmazsın,moralini bu kadar bozma. Ama bu etkiyi yok etmen gerek,o yüzden
Young Saeng'e karşı soğuk davranacaksın. Zaten yakında görüşmeniz için bir
sebep de kalmaz.

- Bunun sorunu çözeceğine emin misin?

- Eveet rahat ol sen.



Biraz da iş hakkında konuştuktan sonra Yoon Hee oradan ayrıldı.



~



Şirket Binası



- Hey Yoon Hee!

- Efendim başkan?

- Seninle konuşmamız gerek.

- Ne hakkında?

- Gel görürsün.



Başkan onu hızlı adımlarla odasına doğru götürdü. Yoon Hee heyecana
kapılmıştı zaten ama içeride gördüğü bunu kat kat arttırdı. En tatlı haliyle
Young Saeng...



- Hemen konuya gireceğim. Bir projem var! İkiniz arasında bir ilişki
başlatmak istiyorum. Bu tür ilişkiler son zamanlarda çok iyi basın malzemesi
oluyor. Şirketler de bundan çok iyi para kazanıyor! Bundan sonra bir çift gibi
görüneceksiniz. Bu akşam bir mekana gideceksiniz ve paparazilere biz sadece
arkadaşız diyeceksiniz. Ama arkadaş olmadığınızı anlarlar. Tabi sevgili gibi
davranacaksınız da. Ben bunu Young Saeng'le konuştum, sen de kabul ettin değil
mi Yoon Hee?



Zavallı Yoon Hee ne yapacağını bilmiyordu. Ama başkanın ses tonu kabul
etmekten başka lüksü olmadığını gösteriyordu. Çekinerek kafasını salladı ve
Young Saeng'in sahte sevgilisi oldu.



Umarım bu bölüm sıkıcı gelmemiştir, öyleyse lütfen söyleyin Smile Fazla yeni
olay olmadı ama Kang açısından bunu yapmam gerekti. Ayrıca betimleme yapmak
konusunda pek yetenekli değilim mazur görün ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Tesadüfler TANRIÇASI Empty
MesajKonu: Geri: Tesadüfler TANRIÇASI   Tesadüfler TANRIÇASI Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 4:04 pm

Tesadüfler Tanrıçası



10.Bölüm



"Ah günlük... Batıyormuşum gibi geliyor. Bir yığın hata arasında
batıyormuşum gibi. Tam çözdüm demişken bunlar neden oldu? Geun Suk'un beni
sevip sevmediğini öğrenmek için bir fırsat bu ama... Yine de Young Saeng'i
kırmaktan çok korkuyorum. Of günlük of!" Yoon Hee bir yandan içini
çekiyor,bir yandan da müthiş bir hızla günlüğüne düşündüklerini ve daha çok
hissettiklerini yazıyordu. Sonra aklına önceki gece olanlar geldi.
"Bunları sırayla düşünüp Young Saeng'in hareketlerine bakmam gerek. Buna
göre de bir çözüm bulmam. Sakin ol Yoon Hee,sakın ağlama!"



"İlk olarak Young Saeng Bmw'siyle beni gelip aldı. Peki,bu normal.
Sonuçta klip çektik ve arkadaş olabiliriz. Ama bunu ne amaçla yaptı bilemem...
Her neyse. Sonra beni en iyi barlardan birine götürdü. Özel bölümü ayırttı ve
kırmızı şarap istedi. Ardından da... O bakışlar neydi peki? Sadece patronu
istediği için sevgili rolü yapan birisi böyle mi olur? Aish! Tamam sakin ol
Yoon Hee.Sonra bir kameranın bizi çektiğini farketti. Kameramanın onun
gördüğünü görmediğini varsayıp bana daha da yaklaştı ve gülümsememi söyledi.
Ben de mecbur onun dediğini yaptım. Ardından daha da yaklaştı. Sarhoş olmuş
gibiydi. Ve sonra... Aish! Beni öptü! Lanet olsun her şey mahvoldu! Bu durum
çözülür mü ki? Artık bütün Kore'nin gözünde 'sevgili'siniz. Hah!"



Kendi kendine tekrar sakin ol demesine karşılık bu sefer fayda vermedi ve
eline ne geçerse fırlatmaya başladı. Bir şeyler kazanmak isterken her şeyi
mahvetmişti ve çözüm yolu bulamıyordu. Eline aldığı şeyleri 'Aptal Yoon Hee !'
diyerek duvara fırlatıyordu. Son olarak pahalı bir antikayı fırlatmak için
eline aldığında kapı zili çaldı. Ses çıkarmadı çünkü kapıdakinin evde kimsenin
olmadığını sanıp gitmesini istiyordu. Zilin çalmasının ardından 5 dakika
geçmişti ve Yoon Hee yeniden sinir krizine girmişti. O antikayı tekrar alıp
fırlattı ve 20.000.000 wonluk antika beklenmedik bir gürültü çıkararak
paramparça oldu. Ardından da kapı tekrar çaldı. Yoon Hee okkalı bir küfür
savurdu. Kapının önüne geldiğinde kameradan gördüğü kişi ise o an en ihtiyacı
olmayan kişiydi,Young Saeng.



- Ne arıyorsun burada? Git. Yeterince görüyorum seni zaten.

- Özür dilemek için geldim. Lütfen dinle. Dinledikten sonra affedeceksin.
Lütfen!

- Ya yapamazsan?

- Yaparım. Kapıyı aç.



Kapıyı açtı ve 'oppa'sı içeri girdi. Girer girmez söylediği ilk şey şu oldu
:

- Bu eve ne olmuş böyle Yoon Hee? Sen iyi misin?



Yoon Hee ise tutulmuştu,cevap veremiyordu. Konuşmak istiyordu ama ağzını
açamıyordu. Young Saeng eşya parçalarının arasından geçerek mutfağa gidip su
getirdi.

- İç Yoon Hee ve sakin ol. Sonra da bunun sebebini anlat.



Yoon Hee suyu aldı ve tek seferde içti. Eli titrediği için suyun yarısı da
yere dökülmüştü. Aradan bir kaç dakika geçti ve kendine geldi. Tam o anda
aklına bir fikir daha geldi. Bu fikri uygularsa kendisi Young Saeng'e karşı
suçlu hissetmeyecekti,ayrıca Geun Suk'un onu sevip sevmediğini de öğrenecekti.



- Sana anlatacaklarımı iyi dinle. Belki de bunları sana anlatmamalıyım. Ama
dürüstlük insana her zaman rahat hissettirir ve benim de rahatlamaya ihtiyacım
var.

- Anlat Yoon Hee.

- Lafımı kesmeden dinle beni. Olur mu?

- Tamam.



İç geçirdikten sonra anlatmaya başladı :



- Benden hoşlandığını biliyorum. Dün geceki hareketinde sarhoşluğunun payı
olsa da bunu belli ediyor. Ayrıca bakışların...



Young Saeng bir şey diyecek oldu ama Yoon Hee onu bir el işaretiyle
susturdu.



- Young Saeng... Ben de senden ilk başlarda hoşlandım. Ama bunun eski
aşkımın gelişine kadar süreceğini nasıl bilebilirdim? Onu hala sevdiğimi bile
bilmiyordum,hatta ondan nefret ettiğimi sanıyordum. O gelince anladım ki hayır
ben onu unutmamışım. Bu yüzden onun da beni unutup unutmadığını,daha doğrusu
sevip sevmediğini öğrenmeye karar verdim. Bunun içinse onu bir erkekle
kıskandırmak istedim. Senin de ilgin buna eklenince... Sana oppa dememin sebebi
buydu. Ama o gün oradan ayrıldıktan sonra pişman oldum çünkü seni kıracaktım.
Sonra sana soğuk davranıp bunu unutturmaya karar verdim ama başkanın dediği iş
ortaya çıktı. Sonra da her şey bu noktaya vardı. Özür dilerim Young Saeng...
Ayrıca... Beni sakın sevme!



- Bu nasıl bir cesaret? Hah.Hah! Lütfen biraz düşünmeme izin ver. Bunları
hazmetmeme izin ver !



Bu laftan sonra Yoon Hee sadece başını eğdi. Young Saeng ise çok
sinirlenmişti ama üzgün de hissediyordu. Neden mi? Yoon Hee onu eski aşkı için
kullanmaya çalışmıştı ama sonunda Young Saeng'i düşünüp yaptıklarını
anlatmıştı. Kendisi ne yapmıştı? Onun yaptığının Yoon Hee'nin yaptığından ne
farkı vardı? O da Yoon Hee ile aynı durumdaydı. O da çok sevdiği eski aşkını
kıskandırmak için Yoon Hee'yi kullanmayı seçmişti. Ama onun kadar dürüst
olamamış ve onun böyle krizlere girmesine sebep olmuştu. Yaptıklarından
pişmanlık duyup bunları Yoon Hee'ye anlatmaya karar verdi.



- Yoon Hee... Sana anlatmam gereken şeyler var. Aslında ben de seninle aynı
durumdayım. Ünlü olmadan çok çok önce biri vardı. Hala sevdiğim biri.Ben ünlü
olduktan sonra görüşmeye devam ettik ama fazla değil. Ve sonunda bitti... Ama
ona dair bildiğimden emin olduğum bir şey varsa o da son derece kıskanç
olduğudur. Seninle bir ilişkim olursa duyacağından emindim. Bu yüzden ben de
benim için düşündüklerinin aynısını senin için düşündüm. Ben de özür dilerim...
Ama istersen,bir anlaşma yapabiliriz.





Olayları bu kadar karıştırmayı hiç beklemiyordum... İnşallah rahatsız olmazsınız.
Eğer sadece Yoon Hee Young Saeng oppayı kullanacak olsaydı kendimi çok kötü
hissederdim T.T Hoş böyle de pek iyi olmadı ya... Yine de olayları sonunda bir
şekilde iyiye bağlayacağım,o zaman bana kızanlar da umarım bunları unuturlar ^^
Ayrıca hiç yorum olmuyor,böyle olunca da moralim bozuluyor. Sad
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tesadüfler TANRIÇASI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Dream Stories of Korea :: Devam Eden Hikayeler-
Buraya geçin: