Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Sessizliğin Bestesiydi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Sessizliğin Bestesiydi Empty
MesajKonu: Sessizliğin Bestesiydi   Sessizliğin Bestesiydi Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 2:58 pm

Yazar: Zeynepp Beyzza Doğann



SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ



Geri gelmemek üzere mi bu yolculuğum? Vazgeçmek... Hayatımı adadığım tüm
değerlerden vazgeçmek...Karşılığında ise sessizlik,can yakan koca bir
sessizlik...



*** *** *** *** *** *** *** *** *** *** ***

'Hayranlarını bu kadar çok mu seviyorsun?'

'Onlar olmasa ben bir hiçim.'

Kalbimi esir alan gülümsemesiyle söylemişti tüm bunları.Gözlerinde
yine o tanıdık ışıltı vardı.Başımı ellerimin arasına alıp,kurtulmaya çalştım
tüm anılardan.O yoktu artık...Tüm fotoğrafları topladım belki yüzüncü defa
atmak için ama yapamadım.Cebimdeki telefonun titremesiyle kendime geldim.Kyu
beni acil olarak yanına çağırıyordu.Bardakta kalan viskinin son damlalarını da
bir yudumda bitirip dışarı çıktım.O gittiğinden beri anlamını yitiren koca
şehre baktım.Onu bulacaktım...



*** *** *** *** *** ***

Gülümsememi sağlayan çiçeklerimdi onlar...Elimdeki son şekeri de
verdim ve dolgun yanaklarından öptüm tekrar küçüğün.Her akşam gelirlerdi mutlaka
beni ziyaret etmek için.Onlar kalbimdeki yalnız çoçuğu sevindirirlerdi ben de
onların ceplerini doldururdum.Aramızdaki gizli bir anlaşmaydı,konuşulmadan
imzalanan...

*** *** *** *** *** ***

'Sanırım onu bulduk' kelimesi beynimin içinde dolaşıyor,kenarda köşede
uyuyakalmış tüm nöronlarımı uyandırıyordu.Her şeyi uyandırıyordu
nefretimi,öfkemi,aşkımı,hatıralarımı...

Jung Min'in sesiyle kendime geldim.Gitmek istediğine emin
misin,diyordu.Gitmeliydim...Her şeyin hesabını vermeliydi.Young Saeng elime
adresin yazılı olduğu bir kağıt vermiş ve şans dilemişti.Şans benim için ne
ifade ediyordu?Onu geri almak için mi gidiyordum?Hayır,hayır onu geri almak içn
değil;onunla kaybolan ruhum için gidiyordum.Hyung Joon'un elime tutuşturduğu
araba anahtarına baktım bir müddet.Gitmeli miydim? Şimdiye kadar gizlice
büyüttüğüm umudumu sonsuza dek yok ederse ne yapacaktım?Hayatımın kumarını
oynuyordum belki o adrese doğru yol alırken.Elimdeki kartlar mı?Hayatımı
dolduran koca bir aşk,sizce yeterli mi?

*** *** *** *** *** ***

Kulaklıklarımı çıkarıp rengarenk çiçeklerle bezenmiş bahçeme
baktım.Burası iki yıldır benim dünyam olmuştu.Anılarım aklıma geldikçe her şeyi
yok etmek istiyordum.Kimi kandırıyordum?Mutlu olduğumu mu sanıyordum?Odama
geçip sandığımı açtım tekrar.Geçmişime açılan tek kapıma gittim.Hayran
hediyelerime baktım bilmem kaçıncı defa.Onlar benim her şeyimdi,öyle demiştim
Hyun'a.Şimdi ise benden nefret eden kaç kişi vardı kim bilir?Geldiğim duruma
bakıp hüzünlü gülümsememe engel olamadım.Aklıma yine 'o' geldi.Anmaktan
kaçındığım 'o'.Kalbimde kök salmış zehirli bir ağaç vardı beni her gün yok
eden.Büyüdükçe,bakmaya kıyamadığım sevgimi lekeleyen bir ağaç...Ruhum yıllardır
sonbaharını yaşıyordu onun sevgisini atmak istercesine.Her yaprakla bir anımı
döküyordu.Belki de o yüzden açamadım yeni duygulara kalbimi,düşen yapraklara
zarar gelmesin diye.Belki de o yüzden kendim bile gezinemedim ruhumun
derinliklerinde.Kuş cıvıltıları yoktu artık benim gönül bahçemde,çocuk sesi
yoktu.Kalbimin güçlü atışına inat kimse ses çıkarmazdı.Benim aşkımı notalar
yazdı,notalar bozacaktı...

*** *** *** *** *** ***

İnemedim arabadan.Öylece izledim huzur veren güzelliğini.Hüzünlüydü
sanki o da.Yoksa o da beni özlüyor muydu?Bir müddet sonra içeri girdi.İşte onu
bulmuştum ama bedenim beynimin komutlarına itaat etmiyordu.Ne kadar zaman geçti
anlamamıştım ama kararımı verdim.Konuşmasına fırsat vermeden ona sarılacak,ait
olduğu yeri gösterecektim.Kokusunu doya doya içime çekecek,cennet bahçelerinde
gezinecektim.Benim arabadan inmeme fırsat vermeyen bir çocuk topluluğu evin
önünü sarmıştı.Bir müddet sonra kapı açıldı ve o karşılığında dünyaları
verebileceğim gülümsemesiyle çocuklarla oynamaya başladı.İçimde yükselen
öfkenin adımlarını hissedebiliyordum.Mutlu muydu?Terk edip gitti ve hala
gülebiliyor muydu?Hışımla arabadan çıktım ve o eve girecekken arkasından
seslendim,iki yılın acısını tek bir nefeste atmak istercesine seslendim.

-Yoo Rin!

*** *** *** *** *** ***

Bu o ses mi?Saklıca konserlerine geldiğim,her kelimesiyle işkence çektiğim
ses mi?Yavaşça arkama döndüm ve beni içine çeken öfke dolu gözlere
baktım.Kalbim hayatının rekorunu kırıyordu belki de tüm hızıyla atarken.Sadece
baktım,bakabildim hayatımın gayesine...

-Mutlu musun?Hiç bir şey söylemeden çektin,gittin ve hala mutlu musun öyle
mi?Tek bir not bile yazmadın,aramadın ama hala gülebiliyorsun!Söylesene bu
kadar kolay mıydı senin için her şey?!

Kalbim onun sözleriyle tüm yaşamını yitirmişti.Gözlerim akmak için can
atan gözyaşlarımla uğraşırken sadece baktım ona.Ellerini yumruk yapmış bana
bakıyordu.Bakışları öfke saçıyordu.

-Konuşmak bile istemiyor musun?Herkesin hayranı olduğu sesini benden mi
esirgiyorsun?Hiç mi bir şey ifade etmedi sana yaşadıklarımız?Yalan mıydı
gülücüklerin?Madem her şey yalandı nasıl benim aklımı başımdan aldı?'Seni Seviyorum'
kelimelerinle büyülenen kalbimi sessiz gidişinle parçalamaya hakkın var mı?Söz
vermiştin hani sonsuzluğa beraber uzanacağımıza?Mühürlenmişti hani kalplerimiz
notalarla?Tek bir şey söyle sesine hasret kulaklarıma.Tek bir cümle yeterli
kalbimin ayrılığına.Cenneti bahşettiğin yaşamıma tek bir hediye daha...Hiç bir
ses kaydı sen değil...Hiç bir kelime anlatamaz seni bana.Tek bir şey söyle
bana.Nedeni vardı de.Her şeyin bir açıklaması olduğunu söyle ki tutunamadığım
hayata karşı son bir mücadelem olsun.

Artık gözyaşlarını tutamıyor karşımda tek tek bırakıyordu
incilerini.Ağlamamlıydım...Her şeye bu kadar dayanmışken
bırakamazdım.Bakışlarımı yere doğru çevirdim.Ne diyebilirdim ki?Şimdi ona
sarılıp 'seni seviyorum' diyebilmek için neler vermezdim.Bana yaklaştığını
hissedebiliyodum.Omuzlarımdan tuttu ve sarsmaya başladı.

-Konuş!Senden nefret ediyorum de!Hiç sevmedim de ama susma!Anlamıyor musun
susukunluğunla canımı acıtıyorsun.Sevgin hayatımın ışığıyken damarlarımda
dolaşan bir zehre döndü.Tek sözün yeterken sen onu bile esirgiyorsun!Benden bu
kadar mı nefret ediyorsun?!Bırakmak bu bu kadar basitse neden sevdirdin
kendini?Lanet olsun!Tek bir damla gözyaşını bile fazla görüyorsun!Senden de
sevginden de nefret ediyorum!Şimdi iyi dinle Kim Yoo Rin!Bundan sonra benim
için yalnız iğrenç bir hatıra olarak kalacaksın!

Son sözleri bu olmuştu.Hızlı adımlarla çıktı bahçemden.Bu kadar acı
vereceğini düşünmemiştim.Elimi son kez uzattım ona ulaşmak için.Gözyaşlarım
yıkarken yüzümü tek bir şey söylemek istedim ona:gitme...Dizlerim artık
taşıyamazken bedenimi oturdum soğuk mermere sessiz hıçkırıklarımla.Her şey tek
tek geçerken gözlerimin önünden tek bir şey kalmıştı arkada:bakışlarındaki
nefret...Zorlukla ayağa kalktım ve yapabileceğim son şeyi yapmaya gittim
yaşamımda...

*** *** *** *** *** ***

Araba umrumda değildi.Sokakta öylece yürüyodum insanların bakışlarına
aldırmadan.Arkamdan birinin ceketimi çekmesiyle durdum.Küçük bir çocuk bana
bakıyordu.Onun çevresindeki çocuklardan biriydi.Buraya kadar beni mi takip
etmişti?Kaşları çatık,sesi yaşına göre sert çıkıyordu.

-Annen sana hiç öyretmedi mi yayamazlık yapma diye!

-Anlamadım?

-Hiç konuşamayan insanlaya konuş deniy mi?O bizim şekey ablamız onu sakın
bir daha aylatma!

Duyduğum sözlerle olduğum yerde kalmıştım.Konuşamayan insanlar?Her şey
anlamını bulmaya başlamıştı.Suskunluğunun sebebi,çekip gidişi...Hiçbir şey için
geç kalmamış olmayı dileyerek son gücümle koştum ruhumu gömdüğüm yere...

*** *** *** *** *** ***

Doktorun sözleri çınlatırken kulaklarımı son cümlelerimi karaladım
gözyaşlarımla ıslanmış kağıda.Sesimi iki haftaya kadar kaybedeceğimi bilerek
nasıl durabilirdim spot ışıkları altında?Evet demekten aciz dudaklarımla nasıl
yemin edebilirdim sonsuz mutluluğumuza?Ona seni seviyorum demekten acizken
nasıl bakabilirdim sesime hayran insanların yüzüne?Notalarla kurulu dünyamda
notasız nasıl tutunabilirdim yaşama?Kalbimin bahar bahçelerindeki kuşları bile
susturmuşken kıskançlığım nasıl mutlu edebilirdim onu?Hayatıma son verecek
halatı geçirirken boynuma onun hayali vardı işte karşımda.Kayarken ayaklarımın
altındaki tabure çiğniyordu çiçeklerimi...Bana mı koşuyordu yakarken
nefessizlik benliğimi doyasıya?...

*** *** *** *** *** ***
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Sessizliğin Bestesiydi Empty
MesajKonu: Geri: Sessizliğin Bestesiydi   Sessizliğin Bestesiydi Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 2:58 pm

Yazar: Zeynepp Beyzza Doğann



PART 2:



Sonsuzluk kavramını işlerken benliğime önümde uzanan yol,tüm gücümle vurdum
kapıya.Bizi ayırmak için yemin etmişçesine kırılmazken kapı tüm gücümle vurdum
tekrar geç kalmamış olmayı dileyerek.Tek bir nefesti belki hayata dönüşe
bilet,yetişememekti cehennem,kavuşamamaktı ateş...Cansız bedeni ellerimde
kıpırdamaksızın dururken biten nefesleriydi yaşam,atmayan kalbiydi...Gerçek acı
gözyaşlarının henüz kurumamış ıslaklığının palaklığıydı solmuş
yüzünde...Seslenip cevap alamamaktı,kıpırdanışını görememekti dudaklarının,bakamayıştı
gözlerine doyasıya...Saçlarının arasında dolaşan parmakların alışık olduğ
sıcaklılığı bulamamasıydı nefret.Son kez kokladığını bilerek son nefeslerini
olmasını dilemekti aşk...Kimi suskunlukların en güzel aşk şarkılardan değerli
olabileceğini bilmekti pişmanlık...

Masada duran mektuba uzandı titreyerek genç adam.Okudukça ızdırabına
ızdırap katılacağını bilmeyerek...

''Ses,müzik,notalar...Hayatımın temel taşlarıydı benim için.Her şeyden
vazgeçebilirdim.Evet diyemeyeceğimi bilerek nasıl oturabilirdim seninle nikah
masasına?Şarkı söylemekten vazgeçebilirdim.Sana bir daha seni seviyorum
diyemeyebilirdim ama seni böyle kaybetmeye dayanamazdım.Bakışlarındaki nefrete
dayanamazdım.Keşke görebilseydin bakışlardaki anlamı bana söylediğin gibi...Kim
bilir belki tadardın içimdeki acıyı...Ebediyete kadar susturulmuşken kalbimin
atan son şarkısını duyar mıydın?...''

Hıçkırarak yere oturdu genç adam.Aklına onu sevdiğini söylediği zaman
geldikçe kendinden nefret ediyordu.

----geriye dönüş----

-Kıpırdanır dudaklar kalbin yaşadıklarını anlatmak
için,anlatamaz.Eller girer devreye bir iki satır karalar,nafile.Oysa anlamak
için baksaydın gözlerimin içine kalbe uzanan dar merdivenin basamaklarını
inerdin teker teker.Her basamakla keşfederdin anlatılamayan duyguları.Belki de
korkar kaçardın dar merdivenin soğukluğundan,karanlığından.Gıcırdayan
basmakların seni her adımında karanlığa gömmesinden
korkar,kaçardın.Çığlıklarını duyar mıydın sandıklara kapatılıp unutulan
duyguların?Tüm ihtişamıyla karşında duran kalbimin paslanmış kilidini açmaya
çalışır mıydın?

Genç adam ellerini duvara yaslamış,teninin sıcaklığını hissedebildiği
güzel kızın kulaklarına fısıldamıştı tüm bunları.Kalbi özgürlüğünü bekleyen kuş
gibi kafesinde çırpınıyor,hayallerini dolduran küçük ama dolgun dudaklardan
çıkacak kelimeleri bekliyordu.

**** **** **** ****

Hayallerini kurduğu yerdeydi işte...Şu an çığlık atmak,delicesine
koşmak istiyordu.Kalbinde çalan son ses gerilim müziğini duymazdan gelerek
ondan cevap bekleyen gözlere çevirdi bakışlarını.Bakmaya utandığı gözlere baktı
doyasıya.Gözlerini kapadı tekrar ve beyninin ücra bir köşesinde saklanan kelime
lügatını aradı boş yere.Kalbinin önderliğine güvenerek açtı gözlerini.Sıcak
nefesi yüzüne vuran genç adama baktı.

-Tabi ki hayır.

Şaşkınlığı yüzüden okunan genç adama baktı gülerek ve dilini
çıkardı.Genç adamın kollarından kaçıp koşmaya başlamıştı ki hemen
yakalandı.Ondan ciddi bir cevap bekleyen bakışları görünce uslu durmaya karar
verdi ve konuşmaya başladı:

-Paslı kilitler altında yatan düşlere inanır msın?Kalbimin yaz bahçelerinde
güneşim olup içimi ısıtır mısın?Kalbimin bahar çiçekleri gülüşünle
açar,tebessümünle renk renk çiçekler yapar mısın?Rüzgarın eskittiği hüzünlü
parklarım var yıllarca boş kalmış,varlığınla hüznümü alır mısın?

Rahatladığı her halinden belli olan genç adamın dudaklarına küçük bir
buse kondurup tekrar kaçmaya başlamıştı ki bu sefer onu durduran dudaklarına
kenetlenen dudaklar oldu...

------geri bakış son-----

Anlamamıştı bakışlarındaki anlamı...Söz vermişken onu seveceğine
inememişti kalbe uzanan basamaklardan.Uzanırken sevdiği kadının cansız
bedeninin yanına,mırıldandı son sözlerini:

-En acı müziği sessizliğin yazacağını kim bilebilirdi ki?...

***** ***** ***** ***** *****

Jung Min masanın üzerindeki kağıtlara baktı tekrar.Bu muydu ondan
geriye kalanlar diye düşündü istemsice.İçlerinden bir tanesini seçip Kyu'ya
uzattı.

-Al bunu senin için bestelemiş.

Kyu elindeki kağıdı dikkatle süzdü ve geri yerine koydu.Koltuğa oturdu ve
arkadaşlarına bakamadan konuşmaya başladı:

-Grubu Amerika'daki konserlerini yarıda bırakıp geliyormuş.Hayranların hepsi
sokaklara dökülmüş bir açıklama bekliyor.Hyun ise hala bir yaşam belirtisi
göstermedi.

Young Saeng rahat koltuğundan kalkıp büyük meydana bakan pencereyi
araladı.Binlerce hayran bir açıklama duymak ümidiyle geceden itibaren şirketin
önünde bekliyordu.Yoo Rin'in beklenmeyen kayboluşu ile yıkılmışlar,düğüne bir
ay kala habersiz çekip gitmesine öfkelenip nefret dahi etmişlerdi.Peki ya şimdi
ne yapmaları gerekiyordu?Her şeyi açıklayıp onları yasa mı boğacaklardı yoksa
sadece intihar etti deyip her şeyi saklayacaklar mıydı?O bunları düşünürken
Joon içeri koşarak girdi ve hepsini acilen şirketin giriş kapısına çağırdı.Daha
fazla ne olabilir diye düşünürken elinde mikrofanla Hyun'u görünce olduğu yerde
kaldı.Herkes susmuş ona bakıyordu.

Ne yapmalıyım?Ne yapmalıyım?

Uzaklara gidiyorsun

Ne yapmalıyım?Ne yapmalıyım?

Beni burada bırakıyorsun.

Seni seviyorum,seni seviyorum.

Haykırsam bile duyamıyorsun

Çünkü sadece kalbimin içinde haykırıyorum...

Bu Yoo Rin'in onun için bestelediği şarkılardan biriydi.Ağlayarak
olduğu yere çöktü Hyun.Yardım tekliflerini geri çevirip bakışlarını yere
çevirdi.Sözcükler dudaklarından kısık bir ses tonuyla dökülüyordu.İçte yaşanan
depremin yüzeye ulaşan hafif sarsıntıları gibi...Kelimeler yıkıntılar arasında
yüzeye ulaşabilen tek hatıralar gibiydi: geçmişi hatırlattıkça acı
veren,değerli olduğu kadar da yıkıcı,avuntusu sargılar içerisindeki yüreğin...

- Hayatımın en güzel ritmi sustu yanıbaşımda.Onu duyamayan kulaklarım ne işe
yarar ki bundan sonra?

(şarkı you are beautiful otto kajodan alıntıdır^^ yorumlarınızı eksik
etmeyin lütfen:))
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sessizliğin Bestesiydi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» [YARIŞMA] SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Dream Stories of Korea :: Tek Bölümlük Hikayeler-
Buraya geçin: