Yazar: Zeynepp Beyzza Doğann
SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ
Geri gelmemek üzere mi bu yolculuğum? Vazgeçmek... Hayatımı adadığım tüm
değerlerden vazgeçmek...Karşılığında ise sessizlik,can yakan koca bir
sessizlik...
*** *** *** *** *** *** *** *** *** *** ***
'Hayranlarını bu kadar çok mu seviyorsun?'
'Onlar olmasa ben bir hiçim.'
Kalbimi esir alan gülümsemesiyle söylemişti tüm bunları.Gözlerinde
yine o tanıdık ışıltı vardı.Başımı ellerimin arasına alıp,kurtulmaya çalştım
tüm anılardan.O yoktu artık...Tüm fotoğrafları topladım belki yüzüncü defa
atmak için ama yapamadım.Cebimdeki telefonun titremesiyle kendime geldim.Kyu
beni acil olarak yanına çağırıyordu.Bardakta kalan viskinin son damlalarını da
bir yudumda bitirip dışarı çıktım.O gittiğinden beri anlamını yitiren koca
şehre baktım.Onu bulacaktım...
*** *** *** *** *** ***
Gülümsememi sağlayan çiçeklerimdi onlar...Elimdeki son şekeri de
verdim ve dolgun yanaklarından öptüm tekrar küçüğün.Her akşam gelirlerdi mutlaka
beni ziyaret etmek için.Onlar kalbimdeki yalnız çoçuğu sevindirirlerdi ben de
onların ceplerini doldururdum.Aramızdaki gizli bir anlaşmaydı,konuşulmadan
imzalanan...
*** *** *** *** *** ***
'Sanırım onu bulduk' kelimesi beynimin içinde dolaşıyor,kenarda köşede
uyuyakalmış tüm nöronlarımı uyandırıyordu.Her şeyi uyandırıyordu
nefretimi,öfkemi,aşkımı,hatıralarımı...
Jung Min'in sesiyle kendime geldim.Gitmek istediğine emin
misin,diyordu.Gitmeliydim...Her şeyin hesabını vermeliydi.Young Saeng elime
adresin yazılı olduğu bir kağıt vermiş ve şans dilemişti.Şans benim için ne
ifade ediyordu?Onu geri almak için mi gidiyordum?Hayır,hayır onu geri almak içn
değil;onunla kaybolan ruhum için gidiyordum.Hyung Joon'un elime tutuşturduğu
araba anahtarına baktım bir müddet.Gitmeli miydim? Şimdiye kadar gizlice
büyüttüğüm umudumu sonsuza dek yok ederse ne yapacaktım?Hayatımın kumarını
oynuyordum belki o adrese doğru yol alırken.Elimdeki kartlar mı?Hayatımı
dolduran koca bir aşk,sizce yeterli mi?
*** *** *** *** *** ***
Kulaklıklarımı çıkarıp rengarenk çiçeklerle bezenmiş bahçeme
baktım.Burası iki yıldır benim dünyam olmuştu.Anılarım aklıma geldikçe her şeyi
yok etmek istiyordum.Kimi kandırıyordum?Mutlu olduğumu mu sanıyordum?Odama
geçip sandığımı açtım tekrar.Geçmişime açılan tek kapıma gittim.Hayran
hediyelerime baktım bilmem kaçıncı defa.Onlar benim her şeyimdi,öyle demiştim
Hyun'a.Şimdi ise benden nefret eden kaç kişi vardı kim bilir?Geldiğim duruma
bakıp hüzünlü gülümsememe engel olamadım.Aklıma yine 'o' geldi.Anmaktan
kaçındığım 'o'.Kalbimde kök salmış zehirli bir ağaç vardı beni her gün yok
eden.Büyüdükçe,bakmaya kıyamadığım sevgimi lekeleyen bir ağaç...Ruhum yıllardır
sonbaharını yaşıyordu onun sevgisini atmak istercesine.Her yaprakla bir anımı
döküyordu.Belki de o yüzden açamadım yeni duygulara kalbimi,düşen yapraklara
zarar gelmesin diye.Belki de o yüzden kendim bile gezinemedim ruhumun
derinliklerinde.Kuş cıvıltıları yoktu artık benim gönül bahçemde,çocuk sesi
yoktu.Kalbimin güçlü atışına inat kimse ses çıkarmazdı.Benim aşkımı notalar
yazdı,notalar bozacaktı...
*** *** *** *** *** ***
İnemedim arabadan.Öylece izledim huzur veren güzelliğini.Hüzünlüydü
sanki o da.Yoksa o da beni özlüyor muydu?Bir müddet sonra içeri girdi.İşte onu
bulmuştum ama bedenim beynimin komutlarına itaat etmiyordu.Ne kadar zaman geçti
anlamamıştım ama kararımı verdim.Konuşmasına fırsat vermeden ona sarılacak,ait
olduğu yeri gösterecektim.Kokusunu doya doya içime çekecek,cennet bahçelerinde
gezinecektim.Benim arabadan inmeme fırsat vermeyen bir çocuk topluluğu evin
önünü sarmıştı.Bir müddet sonra kapı açıldı ve o karşılığında dünyaları
verebileceğim gülümsemesiyle çocuklarla oynamaya başladı.İçimde yükselen
öfkenin adımlarını hissedebiliyordum.Mutlu muydu?Terk edip gitti ve hala
gülebiliyor muydu?Hışımla arabadan çıktım ve o eve girecekken arkasından
seslendim,iki yılın acısını tek bir nefeste atmak istercesine seslendim.
-Yoo Rin!
*** *** *** *** *** ***
Bu o ses mi?Saklıca konserlerine geldiğim,her kelimesiyle işkence çektiğim
ses mi?Yavaşça arkama döndüm ve beni içine çeken öfke dolu gözlere
baktım.Kalbim hayatının rekorunu kırıyordu belki de tüm hızıyla atarken.Sadece
baktım,bakabildim hayatımın gayesine...
-Mutlu musun?Hiç bir şey söylemeden çektin,gittin ve hala mutlu musun öyle
mi?Tek bir not bile yazmadın,aramadın ama hala gülebiliyorsun!Söylesene bu
kadar kolay mıydı senin için her şey?!
Kalbim onun sözleriyle tüm yaşamını yitirmişti.Gözlerim akmak için can
atan gözyaşlarımla uğraşırken sadece baktım ona.Ellerini yumruk yapmış bana
bakıyordu.Bakışları öfke saçıyordu.
-Konuşmak bile istemiyor musun?Herkesin hayranı olduğu sesini benden mi
esirgiyorsun?Hiç mi bir şey ifade etmedi sana yaşadıklarımız?Yalan mıydı
gülücüklerin?Madem her şey yalandı nasıl benim aklımı başımdan aldı?'Seni Seviyorum'
kelimelerinle büyülenen kalbimi sessiz gidişinle parçalamaya hakkın var mı?Söz
vermiştin hani sonsuzluğa beraber uzanacağımıza?Mühürlenmişti hani kalplerimiz
notalarla?Tek bir şey söyle sesine hasret kulaklarıma.Tek bir cümle yeterli
kalbimin ayrılığına.Cenneti bahşettiğin yaşamıma tek bir hediye daha...Hiç bir
ses kaydı sen değil...Hiç bir kelime anlatamaz seni bana.Tek bir şey söyle
bana.Nedeni vardı de.Her şeyin bir açıklaması olduğunu söyle ki tutunamadığım
hayata karşı son bir mücadelem olsun.
Artık gözyaşlarını tutamıyor karşımda tek tek bırakıyordu
incilerini.Ağlamamlıydım...Her şeye bu kadar dayanmışken
bırakamazdım.Bakışlarımı yere doğru çevirdim.Ne diyebilirdim ki?Şimdi ona
sarılıp 'seni seviyorum' diyebilmek için neler vermezdim.Bana yaklaştığını
hissedebiliyodum.Omuzlarımdan tuttu ve sarsmaya başladı.
-Konuş!Senden nefret ediyorum de!Hiç sevmedim de ama susma!Anlamıyor musun
susukunluğunla canımı acıtıyorsun.Sevgin hayatımın ışığıyken damarlarımda
dolaşan bir zehre döndü.Tek sözün yeterken sen onu bile esirgiyorsun!Benden bu
kadar mı nefret ediyorsun?!Bırakmak bu bu kadar basitse neden sevdirdin
kendini?Lanet olsun!Tek bir damla gözyaşını bile fazla görüyorsun!Senden de
sevginden de nefret ediyorum!Şimdi iyi dinle Kim Yoo Rin!Bundan sonra benim
için yalnız iğrenç bir hatıra olarak kalacaksın!
Son sözleri bu olmuştu.Hızlı adımlarla çıktı bahçemden.Bu kadar acı
vereceğini düşünmemiştim.Elimi son kez uzattım ona ulaşmak için.Gözyaşlarım
yıkarken yüzümü tek bir şey söylemek istedim ona:gitme...Dizlerim artık
taşıyamazken bedenimi oturdum soğuk mermere sessiz hıçkırıklarımla.Her şey tek
tek geçerken gözlerimin önünden tek bir şey kalmıştı arkada:bakışlarındaki
nefret...Zorlukla ayağa kalktım ve yapabileceğim son şeyi yapmaya gittim
yaşamımda...
*** *** *** *** *** ***
Araba umrumda değildi.Sokakta öylece yürüyodum insanların bakışlarına
aldırmadan.Arkamdan birinin ceketimi çekmesiyle durdum.Küçük bir çocuk bana
bakıyordu.Onun çevresindeki çocuklardan biriydi.Buraya kadar beni mi takip
etmişti?Kaşları çatık,sesi yaşına göre sert çıkıyordu.
-Annen sana hiç öyretmedi mi yayamazlık yapma diye!
-Anlamadım?
-Hiç konuşamayan insanlaya konuş deniy mi?O bizim şekey ablamız onu sakın
bir daha aylatma!
Duyduğum sözlerle olduğum yerde kalmıştım.Konuşamayan insanlar?Her şey
anlamını bulmaya başlamıştı.Suskunluğunun sebebi,çekip gidişi...Hiçbir şey için
geç kalmamış olmayı dileyerek son gücümle koştum ruhumu gömdüğüm yere...
*** *** *** *** *** ***
Doktorun sözleri çınlatırken kulaklarımı son cümlelerimi karaladım
gözyaşlarımla ıslanmış kağıda.Sesimi iki haftaya kadar kaybedeceğimi bilerek
nasıl durabilirdim spot ışıkları altında?Evet demekten aciz dudaklarımla nasıl
yemin edebilirdim sonsuz mutluluğumuza?Ona seni seviyorum demekten acizken
nasıl bakabilirdim sesime hayran insanların yüzüne?Notalarla kurulu dünyamda
notasız nasıl tutunabilirdim yaşama?Kalbimin bahar bahçelerindeki kuşları bile
susturmuşken kıskançlığım nasıl mutlu edebilirdim onu?Hayatıma son verecek
halatı geçirirken boynuma onun hayali vardı işte karşımda.Kayarken ayaklarımın
altındaki tabure çiğniyordu çiçeklerimi...Bana mı koşuyordu yakarken
nefessizlik benliğimi doyasıya?...
*** *** *** *** *** ***