Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 *.* Yasak İlişkiler *.*

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:47 pm

*.* Yasak
İlişkiler *.* ( Tanıtım)




Yazan: Sibel
ÇANAK ( sassy )




Yüzyıllardan
beri süren savaş bir vampir prens ile bir melek prensesin buluşması ile sona
ermiştir. Güzel bir gün, prensesin yok olması ile kötüye dönmüştür. Tüm evreni
kötü güçler ele geçirmiş. İblisler, meleklere eziyet edip onları yok etmiştir.
Onları durduran ise kendi türlerinden olan vampirlerdir. Vampirler kendi
türlerine ihanet edip, meleklere yardım etmiştir ve iblisleri cehenneme tekrar
göndermiştir. Fakat iblisler bir gün geri dönecekleri ve intikam alacakları
için yemin etmiştir.





Karakter
Tanıtımı





Ana
Karakterler…




Kim
Jonghyun: Kendisi bir vampir prenstir. Yaklaşık 210 yaşındadır. Bir savaş
sonrası geçmişi ile ilgili bir bölümünü unutmuştur. Artık sevdiği kadını hatırlamıyordur.
Kendisi bir lise öğrencisidir. Ukala, şımarık, çok bilmiş ve kendini beğenmiş
bir erkektir.




Ji Yeon:
Kendisi bir melek prensestir. 200 yaşında bir lise öğrencisidir. Yaklaşık 10
yıl önce bir savaşta kaçırılmış ve tüm geçmişini unutmuştur. Sessiz, dürüst ve
çok güzel bir kızdır.





Choi Minho:
Jonghyun’un en yakın arkadaşıdır. 210 yaşında bir lise öğrencisidir. 2 yıldır
Kiera’yı seviyordur fakat bunu ona söyleyemiyordur. Yakışıklı, dürüst ve ukala
bir erkektir.




Kiera: Ji
Yeon’un en yakın arkadaşıdır. 18 yaşında lise öğrencisidir. Erkek arkadaşı
tarafından aldatılmış ve ondan sonra hiçbir erkeği sevmemiştir. Güzel, çalışkan
ve dürüst bir kızdır.





Diğer
Karakterler…




Vampirler:
Kim Kibum, Lee JinKi, Lee Taemin…




İnsanlar:
Min Ji, Seo Ra, Luna


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: Geri: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:48 pm

*.* Yasak
İlişkiler *.* (Bölüm 1)




Yazan: Sibel
ÇANAK ( sassy )




Bu gece Seul
sokakları normaline göre çok daha hareketliydi. Vampirler sokaklara dağılmış,
insan avlıyorlardır. O vampirleri uzaktan izleyen birileri saatin biraz daha
ilerlemesini bekliyorlardır. Sadece 1 saat, 1 saat sonra dolunay çıkacaktır ve
yer altında yaşayan yaratıklar yeryüzüne çıkacaklardır. 10 yıl önce olan savaş
tekrarlanacaktır, fakat tek fark iblisler, meleklere karşı değil. İblisler, kendi
türleri olan vampirlere karşı bir savaş verecektir. Yaklaşık 10 yıldır intikam
için bekleyen iblisler, nihayet vampirleri yok edeceklerdir. Yada onlar öyle
sanıyorlardır.





_^^_






‘’ Bu gece
ay ne kadar da parlak, gökyüzü yıldızlarla dolmuş… ‘’ diye düşünen Ji Yeon,
Kiera’ya dönerek ‘’ Kiera bu gece dolaşalım mı? ‘’der. Kiera ise okuduğu
kitaptan başını kaldırarak Ji Yeon’a cevap verir. ‘’ Hayır, benim canım
istemiyor. Bence sende çıkma ve benim gibi kitap oku. ‘’ der. Ji Yeon,
Kiera’nın yanına oturarak kitaba bakar. ‘’ Gece Yaratıkları mı? Bu kitap neyi
anlatıyor. ‘’ der. Kiera, kaldığı sayfayı katlayarak, kitabı masanın üzerine
koyar ve Ji Yeon’a cevap verir. ‘’ 10 yıl önce olmuş bir savaşı anlatıyor.
Vampirler ve iblislerin savaşı… Vampirler, iblislere ihanet eder ve iblisler
intikam alır. Nedense anlamadıpım bir şey var. ‘’ der. Ji Yeon ise Kiera’ya
şaşkın bir şekilde ‘’ Nedir o? ‘’ diye sorar. ‘’ Bu savaştan bana büyükbabam da
bahsetmişti. Ama farklı bir şey var. Vampirler neden sebepsiz yere kendi
türlerine ihanet etsin ve büyükbabam bu hikayeye nerden biliyor. Bu hikaye daha
bu sene yazılıp, basıldı. ‘’ der. Ji Yeon ise masada duran kitaba bakar ve daha
sonra tekrar Kiera’ya döner. ‘’ Tesadüf ‘’ der. Kiera ise bu tepkiye gülerek
cevap verir. ‘’Tesadüf? Ben tesadüflere, inanmam. Bence sende inanma. Tesadüf
diye bir şey yoktur. ‘’ der. Ji Yeon ise arkadaşına dil çıkarır ve ‘’ tesadüf
diye bir şey vardır.’’ deyip yatağına yatar.












_^^_











Dolunay bulutların
içinden süzülerek Seul sokaklarını aydınlatır. Bu güzelliği bozan tek şey ise
cesetler ve keskin kan kokularıdır. Vahşi vampirlerin öldürdüğü insanlar bir
çöp gibi sokağa atılmış, kan kokuları bütün sokağı esir almıştır. İblisler ise
birkaç saniye içinde yeryüzüne çıkmış ve vampirlere meydan okumuşlardır.












_^^_











Biraz
korkulu ve biraz ciddi bir ses tonu ile Minho, ‘’ Jonghyun olanları duydun mu?
İblis dostlarımız harekete geçmiş ve birçok vampiri yok etmişler.’’ der.
Jonghyun ise oturduğu yumuşak koltuktan kalkıp Minho’nun yanına doğru yürür ve
ona, ‘’ Hadi iblis dostlarımıza kendimizi tanıtalım. Diğerlerini de çağırmayı
unutma onları bu eğlenceden mahrum bırakmak istemem ‘’ der. Minho suratına
alaycı bir gülümseme yerleştirerek, ‘’ olmuş bil dostum. ‘’ der. Yaklaşık 1
dakika içinde hazırlanan grup sokağa çıkar ve kendilerini ayışığına teslim
ederler. Ayışı beş yakışıklı vampirin suratlarını daha çekici yaparken, diğer
yandan da onları biraz daha güçlendirir. 5 yakışıklı vampir, ışık hızıyla
iblislerin yanına giderler. İblisler daha ne olduğunu anlamadan bütün vampirler
yok olur.




‘’ Bundan
sonra Seul şehrine adım bile atmayacaksınız.’’ İblisler sesin nerden geldiğini
öğrenmek için etraflarına bakarlar ama hiçbir şey göremezler.’’








‘’ Biz sizi
çok iyi görüyoruz. Boşuna etrafınıza bakmayın bizi göremezsiniz. Biz
diğerlerine göre daha hızlıyız.’’








Aradan
birkaç saniye geçer ve Seul sokakları 5 farklı renkle aydınlanmaya başlar. Bu
renkler çok hızlı bir şekilde yer değiştirip, ortadan kayboluyordur. Bunlara
anlam verememiş iblisler, birden kendilerini zincirlenmiş bir şekilde bulurlar.
Etraflarına bakarlar. Tek gördükleri şey 5 farklı renkte yazılmış ‘’geçmiş
olsun’’ yazısıdır.












_^^_











Sabahın ilk
ışıklarında Seul’u aydınlatan güneşin UV ışınları sadece vampir prens
Jonghyun’un odasına vurmuyordur. Odası tamamen siyah mobilyalarla dolmuş, yatak
yerine gösterişli ve büyük bir tabut, büyük bir LCD televizyon, tavanda örümcek
ağları, yaklaşık yüzü aşkın CD, bir o kadarda DVD, siyah incilerle süslenmiş
büyük bir piyano, siyah tüylü bir maymun oyuncak ve şarap kadehleri bu odayı
tamamlamaya yeterde artar bile. Odanın içinde iki ayrı oda, b,r, banyo diğeri
ise prensin giysi odasıdır. Bunun aksine melek prenses Ji Yeon’un odası
bembeyazdır. Beyaz ve kahve tonlarında mobilyalar, cam kenarında rengarenk
çiçekler, büyük bir yatak, bir CD player, bir çok müzik CD’si, beyaz büyük bir
piyano, kahverengi tüylü bir köpek oyuncak ve bir çok resim çerçevesi vardır.












_^^_











‘’Sabahlardan
nefret ediyorum.’’ diye söylenerek yataktan kalkan Jonghyun banyoya gidip güzel
bir duş alır. Sonra okul üniformasını giyip, kendine çeki düzen verir.
Odasından çıkıp mutfağa iner ve dolaptan bir şeyler atıştırır. Bir prens
olmasına rağmen, kendi evinde hiçbir hizmetçi bulundurmaz. Kahvaltısını yapan
Jonghyun, evinden dışarı çıkar ve BMW’sine binip okulun yolunu tutar. Okula
geldiğinde gözüne ilk çarpan kişi etrafa gülücükler saçan Ji Yeon olmuştur.
Jonghyun’un o kızda anlamadığı bir şeyler vardır. Jonghyun’a hem yakın hem de
uzak geliyordur, genç kızın davranışları… Sanki onu önceden görmüş ama bir
türlü hatırlayamıyordur. O kızı her zaman okulun büyük ve gösterişli salonunda
piyano çalarken görüyordur. Fakat anlamadığı bir şey vardır. Genç kızın
piyanoda çaldığı her nota ona özlemi ve aşkı anlatıyordur. Jonghyun bu
düşüncelerle boğuşurken, genç kız Jonghyun’u görmezden gelerek yanından
geçmiştir. Genç kızın parfümü rüzgarla birlikte Jonghyun’a kadar gelmiştir.
Jonghyun bu büyülü kokuyu içine çektiğinde gözleri kararır ve yere yığılır.







_SON_






İlk defa bir
vampir hikayesi yazdım umarım beğenirsiniz. Beğenmezseniz de sağlık olsun =D


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: Geri: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:48 pm

*.* Yasak
İlişkiler *.* ( Bölüm 2)




Yazan: Sibel
ÇANAK ( sassy)






Ji Yeon
arkasına döndüğünde hiç tanımadığı biri yerde hareketsiz yatıyordur. Ji Yeon,
genç oğlanın yanına koşar ve başını kaldırıp suratına bakar. Vücudu bembeyaz ve
dudakları kırmızıdır. Ji Yeon, genç oğlana biraz daha yaklaşır. Zihninde
belirli belirsiz anılar canlanır. Ji Yeon gözlerini kapatıp, elini genç oğlanın
yüzüne koyar. İlk önce bir parlama, ardından bir kıvılcım patlaması ve sıcaklık
hisseder Ji Yeon, genç oğlanın yüzünde. Ji Yeon bu sıcaklığı hissedir hissetmez
elini geri çeker ve genç oğlanı yavaşça kaldırıp, kolunu omzuna atar. Onu okul
revirine götürmeye başlar.








_^^_











Minho.
Taemin, Key ve Onew bahçede birbirleri ile şakalaşırken Minho, Jonghyun’u bir
kızın kollarında baygın görür. Hızla onlara doğru yürümeye başlar. Tam
yanlarına gittiğinde, karşıdan topallayarak gelen Kiera’yı görür. Hiç atmayan
kalbi, onu görünce atmaya başlar. Birden Jonghyun ve yanında ki kızı unutup,
Kiera’ya doğru yürümeye başlar. Onun yanına gittiğinde, direk koluna girer.
Kiera ona şaşkın gözlerle bakmaya ve sinirli bir şekilde bağırmaya başlar.








‘’ Hey, ne
yaptığını sanıyorsun. ’’








Minho, hiç
istifini bozmadan ona cevap verir.








‘’ Sana
yardım ediyorum. ‘’












Kiera,
sesini biraz daha yükselterek Minho’ya bağırır.








‘’ Yardıma
ihtiyacım yok. Şimdi beni rahat bırak. ‘’ Minho, Kiera’nın gözlerinin
içine bakar ve saniyeler sonra Kiera, Minho’nun kucağına -kollarına- düşer.
Minho’nun yaptığı şey ise Kiera’yı derin bir uykuya yatırır. Minho, Kiera’yı
kuçağına alıp okulun dışına çıkar, arabasına binip hastanenin yolunu tutar.












_^^_











Ji Yeon,
Jonghyun’u revire götürür ve bir sedyeye yatırır, daha sonra revirde bulunan
hemşirelerden birini çağırır. Hemşire birkaç kontrol yapar ama ne olduğu
anlamaz. Belki beyninde bir sorun vardır diye onu hastaneye nakleder. Ji Yeon
ise, hiç tanımadığı bu genci bir an olsun yalnız bırakmıyordur. Hastaneye
getirilen Jonghyun ilk önce bir odaya alınır ve bazı tahliller yapılır fakat
tahlil sonuçlarında bir şey yoktur. Doktorlar, onun filmini çekmek için
karyoloji bölümüne götürürler. Kısa bir beklemeden sonra Jonghyun’un filimi
çekilir ama filimde Jonghyun’un hiçbir organı görünmüyordur. Doktorlar, ne
olduğunu anlamak için Jonghyun’a bakarlar fakat Jonghyun orada yoktur. Doktorlar,
dışarı çıkıp etrafa bakarlar ama ne Ji Yeon nede Jonghyun ortadadır. İkisi de
kaybolmuştur.








_^^_











‘’ Yah!
Nereye gidiyoruz. ‘’ diye bağıran Ji Yeon, hem Jonghyun’u yumrukluyor hem de
onun kucağından inmeye çalışıyordur. Fakat Jonghyun hiç bir şey demeden koşmaya
devam ediyordur. Jonghyun en sonunda küçük ama şirin bir evin önünde durup Ji
Yeon’u kucağından indirir. Ji Yeon etrafına bakınmaya başlar, daha sonra korku
dolu gözlerle Jonghuyn’un bulunduğu tarafa döner ama Jonghyun orada yoktur. Ji
Yeon eve doğru yürümeye başlar. Eve biraz daha yaklaştığında, ev ortadan
kaybolur ve yerini görkemli bir şato alır. Şatonun etrafında ise başka evler…
Ji Yeon bu görkemli büyük şatoya doğru yürümeye başlar. Her adım attığında
kuşlar daha fazla ötmeye, ağaçların dalları daha fazla sallanmaya başlıyordur.
Ji Yeon, şatoya girdiğinde bir güç duvarı onu baştan aşağıya değiştirir. Okul
kıyafetlerinin yerini beyaz ve uzun bir elbise alır. Suratı ise pürüzsüzdür.
Vücudunda belirsiz şekilde işaretler, gözlerinin yanında ufak semboller onu
gizemli kılıyordur. Şatoya girdiği andan itibaren herkes ona bakmaya, ona tatlı
ve sıcak bir şekilde gülümsemeye başlar. Onun önünde eğilmiş, ona siyah bir gül
uzatan genç adamı görünce Ji Yeon’da gülümsemeye başlar. Genç adamın elinde ki
gülü aldığı an ise, bu güzel ve tatlı rüyadan uyanır. Gözlerini ovuşturup
etrafa bakar ve hâlâ hastanede olduğunun farkına varır. Jonghyun’un bulunduğu
odaya gider ve onu uyur vaziyette bulur. Daha sonra doktorun yanına gider ve ne
olduğunu sorar. Doktor ise Ji Yeon’a ‘’ Sadece yorgun düşmüş ve sanırım ağır
parfümlere karşı bir alerjisi var. Senin parfümün çok ağır olmalı ki onun
bayılmasına sebep oldu. ‘’ diyerek oradan uzaklaşır. Ji Yeon ise hiç tanımadığı
gencin kaldığı odaya girerek genç adamın yattığı yatağa oturur. Çantasından bir
kalem çıkarır ve genç adamın eline bir şeyler yazar daha sonra odadan çıkıp
gider.






_SON_



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: Geri: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:48 pm

*.* Yasak
İlişkiler *.* ( Bölüm 3 )




Yazar: Sibel
ÇANAK (sassy)




Jonghyun, uyandığında
yanında kimseyi göremedi. Yataktan kalktı ve odasından çıktı. Koridorda
yürürken elinde bir yazı gördü ve okumaya başladı. Okuduktan sonra gülümsedi ve
hastaneden çıkışını yaptırıp evine gitti.






_ Geriye
Bakış_








Ji Yeon hiç
tanımadı gencin kaldığı odaya girer ve gencin yattığı yatağa oturur. Daha sonra
çantasından bir kalem çıkarıp, gencin eline ‘’ Adım Ji Yeon. 5******** işte
numaram. Bir şey olursa lütfen ara. ‘’ yazıp, odadan çıkar.








_ Geriye
Bakış Son_












_^^_











Minho,
Kiera’yı hastanede boş olan odalardan birine yatırmış ve doktorun gelmesini
bekliyordur. Doktor kısa bir süre sonra gelip Kiera’yı kontrol eder. Bacağında
ufak bir sorun tespit eder. Kiera’nın 1 hafta boyunca sağ ayağının üzerine
basmaması gerektiğini söyleyip, doktor odadan çıkar.








Kiera yavaş
yavaş gözlerini aralayarak etrafa bakar. Kendi odasında olmadığını anlayınca
birden çığlık atar ve ayağı kalkar. Çığlıkları duyan Minho, hemen odaya girer
ve Kiera’yı bacağını tutmuş, yerde oturur bir vaziyette görür. Kiera hem
söylenip hem de bacağını ovuşturuyordur. Minho, Kiera’nın yanına doğru gider ve
yanına oturur.








‘’ İyi
misin? ‘’ bu soru Minho’dan gelmiştir. Kiera, yüzünü Minho’ya çevirerek dolu
gözlerle cevap verir.








‘’ Sence iyi
gibi mi duruyorum. Şu halime bak canım ne kadar yanıyor şuan. ‘’ diyerek
oflamaya başlar. Minho elini Kiera’nın omzuna koyar. Kiera bir hışımla
Minho’nun elini iter ve ona bağırmaya başlar.








‘’ Bana
dokunma. Kim sana bu izni verdi söyler misin? Kime dokunmak istiyorsan dokun,
kiminle arkadaşlık kurmaya çalışıyorsan çalış, kiminle konuşmak istiyorsan
konuş. Ama bana yaklaşma. Hatta bunu diğer aptal erkeklere de söyle. ‘’








Minho
oturduğu yerden kalkar ve kapıyı çarpıp gider. Kiera ise ağlayarak ve yatağa tutunarak
kalkmaya çalışır.












_^^_











Ji Yeon eve
gelmiştir ve odasına çıkıp kitap okumaya başlamıştır. Ama aklı hala bugün
gördüğü genç oğlandadır ve gördüğü o tatlı rüyada… Rüyasında gördüğü o görkemli
şato ona bir şeyler hatırlatıyordur. Nedenini bilmese bile mutlu oluyordur. Ji
Yeon birden küçüklük fotoğraflarına bakmak ister ve dolabın üstünden tozlu
resim albümünü alır. İlk önce elleri ile tozları temizler. Bu tozlar onun
öksürmesine neden olur. Tam albümün kapağını açacakken telefonu çalar. Ji Yeon,
albümü aldığı yere geri koyar ve telefonu açar.








‘’ Alo ‘’
telefonun diğer ucunda ki ses titrek ve cılız bir sesle cevap verir.








‘’ Benim
Kiera. ‘’








‘’ İyi
misin? ‘’ bu soru Ji Yeon’dan gelmiştir ve Kiera için endişelenmeye
başlamıştır.








‘’ Hayır
değilim. Şuan hastanedeyim gelip beni alır mısın? ‘’








‘’ Tamam
hangi hastanedesin? ‘’








Kiera
bulunduğu hastanenin adresini verir. Ji Yeon hızlıca evden çıkar. Yaklaşık 1
saat sonra hastaneye gider ve danışmaya Kiera’nın hangi odada kaldığını sorar.
Oda numarasını öğrenip Kiera’nın yanına gider. Odadan içeri girdiğinde Kiera’yı
koltuğa oturmuş ve ayağını ovuşturur bir şekilde görür. Yanına yaklaşır ve ona
sorular sormaya başlar.








‘’ Nasıl
oldu? Kim yaptı? Seni buraya kim getirdi? Neden hemen beni aramadın? ‘’
Kiera daha dayanamaz ve ‘’ Yeter. ‘’ diye bağırır. Ji Yeon hemen susar ve
Kiera’yı dinlemeye başlar.








‘’ Okulda
-spor salonunda- dans ediyordum. Takla atmak isterken düştüm. Yani bunu ben
yaptım. Beni buraya kim getirdi bilmiyorum. Seni aramak isterdim ama kusura
bakma baygındım ve yeni uyandım. ‘’ evet Kiera, Ji Yeon’a yalan söylemişti
çünkü gerçekte ne olduğunu bilmesini istemiyordu. Ji Yeon derin bir nefes alır
ve ‘’ Peki ‘’ diyerek Kiera’nın koluna girer onu oturduğu koltuktan kaldırır ve
yavaş yavaş yürütmeye başlar. Aslında buna yürümek değil de zıplamak denir.
Kiera tek ayağının üzerinde zıplıyor, Ji Yeon ise onun bu haline gülümsüyordur.






_SON_

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: Geri: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:48 pm

*.* Yasak
İlişkiler *.* (Bölüm 4)








Yazan: Sibel
Çanak (sassy)








Tür:
Romantik-Komedi-Aksiyon-Fantastik
















Minho,
Kiera’nın dediklerini aklından çıkaramıyor ve sinirini etraftaki her şeye zarar
vermekle geçiştiriyordur. Her dakika, her saniye Kiera’yı düşünüyor. Gülüşü,
sesi, gözleri ve ağlaması bir türlü aklından çıkmıyordur. İki sene boyunca
onunla konuşmaya çalışmış ama Kiera ondan hep kaçmıştır. Minho ne zaman
Kiera’ya yaklaşsa Kiera, onu görmezden geliyor ve onu hiç anlamaya
çalışmıyordur. Bu Minho’yu üzüyor hatta onu derinden yaralıyordur. Minho sadece
şunları sayıklıyordur.








‘’ Bu gece, bu gece benim olacaksın. ‘’











_^^_











Ji Yeon, Kiera’yı eve bırakıp, kendi evine gitti. Kiera, topallayarak
banyoya gidip sıcak bir duş aldı ve ardından geceliklerini giyinip yatağa
girdi. Eline bir kitap alıp okumaya başladı. Saat neredeyse 01:00 olacaktır ama
Kiera’nın hiç uykusu yoktur. Kitabı yatağın yanında duran masaya koyup,
yataktan kalkar ve balkona çıkar. Seul’un temiz havasını ciğerlerine doldurur
ve gözlerini kapatarak Seul şehrini dinlemeye başlar. 5 dakika boyunca böyle
kalır, daha sonra üşümeye başlar. Elleri ile kollarını sıvazlar ve odasına geri
girer. Balkon kapısını iyice kapatır ve kilitler. Arkasına dönmesi ile çığlık
atması bir olur.








‘’ Sen…’’











_^^_











Ji Yeon, tam uyuyacakken telefonu çalar. Yatağından kalkıp pofuduklu
terliklerini ayağına geçirir.
Masada ki telefonunu eline alıp, açar.







‘’ Efendim.
‘’








‘’ Unni. ‘’







Ji Yeon,
birden yüzünü buruşturur. Daha sonra sıcak bir ses tonu ile telefonun diğer
ucunda ki kişiye cevap verir.








‘’ Nasılsın
Seo Ra? ‘’








‘’ İyiyim
unni, ya sen? ‘’








Ji Yeon
gülerek Seo Ra’ya cevap verir.








‘’ Sen
arayana kadar evet. ‘’








‘’ Huh!
Tamam görüşürüz. ‘’








‘’ Dur, dur
kapatma. Seni çok özledim. ‘’








Telefonun
diğer ucunda ki kişi gülerek.








‘’ Bende
seni çok özledim Ji Yeon unni. ‘’ der.








Ji Yeon,
yine o sıcak ses tonu ile Seo Ra’ya sorular sormaya başlar.








‘’ Kaç
gündür aramıyorsun. Neden? Hiç mi özlemedin beni. Peki ablan Kiera’yı onu hiç
aramıyorsun. Orada sana iyi bakıyorlar mı? Tokyo’nun yemekleri nasıl? Yediğin
şeylere dikkat et. Lına nasıl? Oda bizi hiç aramıyor. ‘’












Seo Ra
gülerek Ji Yeon’a cevap verir.








‘’ Hiç
değişmeyeceksin değil mi? Artık bana annelik yapmayı bırak. Burada Luna bana
çok iyi bakıyor. Yemekleri çok güzel. Yediğim şeylere dikkat ediyorum ve her
sabah düzenli olarak koşu yapıyorum. Sizi aramadım çünkü sınavlarım vardı.
Derslerime zaman ayırmam gerekliydi. Kiera’yı aramıyorum çünkü şu sıralar
aramız pek iyi değil. Luna çok iyi. ‘’ bunların hepsini bir anda söylemişti. Ji
Yeon artık konuşmuyordu. Sessizliği Seo Ra bozdu.








‘’
Belki…belki’’








‘’ Belki ne?
‘’








‘’ Belki
şuan kapının önünde duruyoruzdur kim bilir. ‘’








‘’ Ne…’’







Ji Yeon
telefonu kapatır ve yatağın üstüne atar. Hızlıca aşağıya iner, kapıyı açar.
Kapıyı açtığında karşısında sırıtan iki profil ile karşılaşır.








‘’ Ne işiniz
var burada?
‘’











_^^_







‘’ Ne işin var evimde? Nasıl geldin buraya?’’ diye bağıran Kiera bir yandan
balkonun kapısını açmaya diğer yandan da sert bir şeyler bulmaya çalışıyordur.
Karşısında ona doğru yürüyen Minho ise Kiera’nın bu tavırlarına gülüyordur.
Kiera kapıyı açmaya çalışırken Minho, Kiera’nın kolundan tutar ve onu bir
hışımla duvara fırlatır. Kiera ise tüm vücudunu bir anda soğuk duvarda bulur.
Başı kanıyordur, fakat bu onun farkında bile değildir. Minho ise bu müthiş
kokuyu içine çekip Kiera’ya bir şeyler söyler.








‘’ Kanın gerçekten cezp edici. Beni büyülüyor. ‘’







Bu söyler söylemez kendi vücudunu Kiera’nın vücuduna yaslar ve onu öpmeye
başlar.












_SON_

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: Geri: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:49 pm

*.* Yasak
İlişkiler *.* ( Bölüm 5 )




Yazar: Sibel
Çanak (sassy)


Tür:
Romantik-Komedi-Aksiyon-Fantastik





‘’ Ne işiniz
var burada? ‘’





Seo Ra, Ji
Yeon’u itekleyerek eve girer, peşinden de Luna… Seo Ra, Ji Yeon’a dönerek
gülümser ve yanına gidip ona sıkıca sarılır.








‘’ Seni çok
özledim. ‘’








‘’ Bende
sizi çok özledim ama neden geldiniz? ‘’ diyerek Seo Ra’nın kollarından ayrılır
Ji Yeon. Luna’da Ji Yeon’a sıkıca sarılır.








‘’ Bu Seo Ra
varya, okulda kavga çıkardı ve okulundan atıldı. Bende işten çıkarıldım. Belki
sen bize yardım edersin diye buraya geldik. ‘’ der ve salonda ki koltuklardan
birine oturur. Seo Ra’da, Luna’nın peşinden gider ve oda koltuklardan birine
yayılır.








‘’ Tabi seve
seve yardım ederim kızlar. ‘’ diyerek, Ji Yeon kızların valizlerini alır ve
içeri sokar. Daha sonra oda, salona girer ve konuşmaya başlarlar.












_^^_











Minho, bir
yandan Kiera’yı öpüyor, diğer yandan ise Kiera’nın kokusunu içine çekiyordur.
Kiera ise çok kan kaybedip, acı çekiyordur. Gözlerinden inci taneleri
düşüyordur. Minho onun acı çekmesine dayanamaz ve Kiera’nın kanayan başını
nefesi ile mühürler. Kan durmuştur ve Kiera artık acı çekmiyordur. Minho yavaş
yavaş ellerini Kiera’nın geceliğinin düğmelerine götürür ve hepsini tek tek
açmaya başlar. Kiera’yı kucağına alır ve yatağına yatırır. Vücuduna öpücükler
kondurmaya başlar. Düğmelerini açtığı geceliği, Kiera’nın vücudundan çıkarır.
Kiera’nın güzel vücudu artık Minho’yu bekliyordur. Minho, Kiera’nın gözlerine
bakar. Ne korku, nede nefret, o gözlerde sadece kendini görüyordur. Oda
Kiera’nın yanına yatar ve boş gözlerle tavanı izlemeye başlar. Birkaç dakika
sonra tekrar Kiera’ya döner. Kiera ağlıyordur. Hemen yattığı yerden doğrulup
Kiera’yı kollarının arasına alır ve ona sıkıca sarılır.








‘’ Lütfen
ağlama. Sana yalvarıyorum. Senin akıttığın her inci tanesi, benim taşlaşmış,
artık çalışmayan kalbimi çok acıtıyor. Ağlama, bana güven ve sıkıca sarıl. ‘’












‘’
Korkuyorum. Sadece korkuyorum. Diğer erkekler gibi olmandan çok korkuyorum.
Biliyorum beni 2 yıl boyunca izledin ve hep benimle konuşmak istedin, bense hep
senin yanından kaçtım çünkü senin tek gecelik avın olmak istemiyorum. ‘’












Minho,
Kiera’ya daha sıkı sarılır ve saçlarının arasına öpücük kondurur.












‘’ Seni asla
bırakmam, ben o aptal erkeklerden değilim. ‘’








‘’ Peki
kimsin? ‘’








‘’ Minho.
Senin son aşkın. ‘’








Kiera,
Minho’nun yüzüne bakıp, gülmeye başlar. Minho ise şaşkın bir şekilde onu
izliyordur.












‘’ Hey!
Neden gülüyordun? ‘’ bu soru Minho’dan gelmiştir ve cevabı merak eiyordur.








‘’ Gülüyorum
çünkü sana güvenmiyorum. Bu sözleri ben birinden daha duydum. Oda aynı sözleri
tekrarlamıştı. Sonra ne yaptı biliyor musun? Beni bir sürtük ile aldattı.
Bundan sonra hiçbir insana güvenmeyeceğim. ‘’












‘’ İyi de
ben bir insan değilim ki..! ben bir vampirim… ‘’












‘’ Çapkın
bir vampir. Peki benim kim olduğumu biliyor musun? 180 yıl önce dünyaya gelmiş
bir iblis..! ‘’
















Minho, bu
sözleri duyduktan sonra olduğu yerde dona kalmıştı. Ne yani aşık olduğu kız en
büyük düşmanlarından biri miydi? Bir iblis miydi?
















_^^_











Jonghyun,
bir türlü uyuyamıyordur. En sonunda yatağından kalkıp, telefonu eline aldı.
Yatağına oturup, numaraları tuşlamaya başladı. Telefonu yavaşça kulağına
götürdü. Birkaç dakika sonra telefonun diğer ucunda ki kişi cevap verdi.








‘’ Alo..! ‘’











Jonghyun hiç
bir şey demiyordu. Sadece telefonun ucunda ki sesi dinliyordu.












‘’ Kimsiniz?
‘’












Jonghyun
derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.












‘’ Rahatsız
ettim. Kusura bakma. Ben Jonghyun. ‘’












‘’ Jonghyun?
‘’








Bugün
hastaneye götürdüğün kişi. Seni aramam için numaranı bırakmışsın.’’












‘’ Merhaba
ben Ji Yeon. Bir şey mi oldu? Niçin aradın? ‘’












‘’Ha..hayır
sadece hastaneden çıktığımı ve iyi olduğumu söylemek için aramıştım ‘’












‘’ Buna
sevindim. Neyse kapatmalıyım. İyi geceler. ‘’












‘’ İyi
ge….’’












Henüz sözünü
tamamlayamadan, telefon suratına kapanmıştı bile genç oğlanın.












Jonghyun ‘’
Of ‘’ layarak kendini yatağa attı ve uyumaya çalıştı.
















_^^_















‘’ Bu gece
ay ne kadarda güzel görünüyor öyle değil mi? ‘’












Genç iblis
oturduğu yerden kalkarak, sevgilisinin yanına gider ve ona sarılır.












‘’ Evet çok
güzel parlıyor. Bu gece çıkalım mı? Belki eğlenecek bir şeyler buluruz. ‘’












‘’ Neden
olmasın. Hatta sadece biz değil bütün iblisler yeryüzüne çıksın. Bu gece
avlanmaki insan öldürmek istiyorum. ‘’












‘’ Biliyor
musun sevgilim. Her seferinde aklımı okuyorsun. ‘’












_^^_











‘’ Evet bir
iblis olabilirim ama ben onların yaptıklarını yapmıyorum. Hatta kendi türümden
iğreniyorum. Bu yüzden Ji Yeon’un yanındayım. ‘’ diyerek, Kiera yataktan kalkar
ve geceliklerini giyinmeye başlar.








‘’ Bunun Ji
Yeon’ la ne ilgisi var? ‘’












‘’ Bilmiyor
musun? ‘’












‘’ Neyi
bilmiyor muyum? ‘’












Kiera
geceliklerini giyinir ve Minho’nun yanına oturur.












‘’ Ji
Yeon’un acı dolu gizli geçmişini… Onun kim olduğunu… Bunların hiçbirini
bilmiyor musun? ‘’












‘’ Hayır.
Lütfen anlat bana. ‘’












Kiera derin
bir nefes alır ve her şeyi anlatmaya başlar.












‘’ 10 yıl
önce. Melekler ve iblislerin büyük savaşı. O savaşta bende vardım. Hatta Ji
Yeon’un geçmişini silen bendim. Ben iblisler arasında irtibarımı koruyan tek
kişiydim. İnsanların, meleklerin, iblislerin hatta vampirlerin bile tüm
geçmişini silebilirdim. Ama şimdi Ji Yeon’un geçmişini sildiğim için büyük bir
pişmanlık duyuyorum. Ji Yeon bir melek prensestir. Efsanevi, büyük savaşçı Ji
Yeon. Onun sonsuz aşkı pren Jonghyun. Bu isim sana tanıdık geliyor mu?
Vampirler yani sizler benim ırkıma ihanet edip, meleklere yardım etmiştiniz. Bu
yüzden iblisler büyük bir yenilgiye uğradı. Melekler ve vampirler
güçlerini birleştirdi. Bu akıl almaz ve unutulmaz bir olaydı. Felaket ve yıkımı
getiren bir birleşme yapmıştınız. Ben Ji Yeon’un geçmişini silince, sırada
Jonghyun kalmıştı. Jonghyun’u tuzağa çekmek kolaydı. Bunun için ise yemim Ji
Yeon’du. Jonghyun, Ji Yeon’u kurtarmaya geldiği sırada onu uyuşturdum.
Geçmişini silmeye başladım. Geçmişinin bir bölümünü silebilmiştim, çünkü o
sırada iblisler yenilgiye uğramıştı ve yer altına geri dönüyorlardı. Bende
Jonhyun’u orada bırakıp yer altına gittim. Ama başladığım işi yarım
bırakamazdım. Bu yüzden 5 yıl sonra yeni yeryüzüne çıktım. Ji Yeon tam 5 yıl
boyunca derin bir uykuya dalmıştı ama Jonghyun sadece geçmişinin bir kısmını
unuttuğu için o ayaktaydı. Fakat Ji Yeon, kim olduğunu ve ne olduğunu tamamen
unutmuştu. Ona gerçekten çok acımıştım. Normalde bir ibliste acıma duygusu
olmaz. Fakat ben tam bir iblis değilim. Babam bir insandı. O çok iyi biriydi.
Bende bu merhamet duygusunu ondan almış olmalıyım. Ji Yeon’u orada bırakmak
istemedim ve yanında kaldım. Aradan yıllar geçti ve Ji Yeon uyandı. Ben ise yer
altından sürgün edildim. Kralımız bana büyük bir ceza verdi. Tüm güçlerimi
elimden aldı ve beni bir insan yaptı. Tekrar doğdum. Hayatın tüm kötülüklerini
ve iyiliklerini tekrar tekrar yaşadım. Ji Yeon’un uyuduğu yıllarda ben çok
hızlı bir şekilde büyüdüm. Evrim geçirdim. Ji Yeon uyndığında ben 18 yaşındaydım.
Daha sonra Ji Yeon’la iyi bir arkadaşlık kurdum. Şimdi ise buradayım. ‘’








Minho
duydukları karşısında şok olmuştu. Jonghyun’un ilk aşkı Ji Yeon muydu?








_SON_

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: Geri: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:49 pm

*.* Yasak İlişkiler *.*



Yazar: Sibel ÇANAK ( sassy )



Tür:
Romantik-Komedi-Aksiyon-Fantastik




5. Bölümden
Uzun Bir hatırlatma








‘’ Ji
Yeon’un acı dolu gizli geçmişini… Onun kim olduğunu… Bunların hiçbirini
bilmiyor musun? ‘’












‘’ Hayır.
Lütfen anlat bana. ‘’












Kiera derin
bir nefes alır ve her şeyi anlatmaya başlar.












‘’ 10 yıl
önce. Melekler ve iblislerin büyük savaşı. O savaşta bende vardım. Hatta Ji
Yeon’un geçmişini silen bendim. Ben iblisler arasında irtibarımı koruyan tek
kişiydim. İnsanların, meleklerin, iblislerin hatta vampirlerin bile tüm
geçmişini silebilirdim. Ama şimdi Ji Yeon’un geçmişini sildiğim için büyük bir
pişmanlık duyuyorum. Ji Yeon bir melek prensestir. Efsanevi, büyük savaşçı Ji
Yeon. Onun sonsuz aşkı prens Jonghyun. Bu isim sana tanıdık geliyor mu? Vampirler
yani sizler benim ırkıma ihanet edip, meleklere yardım etmiştiniz. Bu yüzden
iblisler büyük bir yenilgiye uğradı. Melekler ve vampirler güçlerini
birleştirdi. Bu akıl almaz ve unutulmaz bir olaydı. Felaket ve yıkımı getiren
bir birleşme yapmıştınız. Ben Ji Yeon’un geçmişini silince, sırada Jonghyun
kalmıştı. Jonghyun’u tuzağa çekmek kolaydı. Bunun için ise yemim Ji Yeon’du.
Jonghyun, Ji Yeon’u kurtarmaya geldiği sırada onu uyuşturdum. Geçmişini silmeye
başladım. Geçmişinin bir bölümünü silebilmiştim, çünkü o sırada iblisler
yenilgiye uğramıştı ve yer altına geri dönüyorlardı. Bende Jonhyun’u orada
bırakıp yer altına gittim. Ama başladığım işi yarım bırakamazdım. Bu yüzden 5
yıl sonra yeni yeryüzüne çıktım. Ji Yeon tam 5 yıl boyunca derin bir uykuya
dalmıştı ama Jonghyun sadece geçmişinin bir kısmını unuttuğu için o ayaktaydı.
Fakat Ji Yeon, kim olduğunu ve ne olduğunu tamamen unutmuştu. Ona gerçekten çok
acımıştım. Normalde bir ibliste acıma duygusu olmaz. Fakat ben tam bir iblis
değilim. Babam bir insandı. O çok iyi biriydi. Bende bu merhamet duygusunu
ondan almış olmalıyım. Ji Yeon’u orada bırakmak istemedim ve yanında kaldım.
Aradan yıllar geçti ve Ji Yeon uyandı. Ben ise yer altından sürgün edildim.
Kralımız bana büyük bir ceza verdi. Tüm güçlerimi elimden aldı ve beni bir
insan yaptı. Tekrar doğdum. Hayatın tüm kötülüklerini ve iyiliklerini tekrar
tekrar yaşadım. Ji Yeon’un uyuduğu yıllarda ben çok hızlı bir şekilde büyüdüm.
Evrim geçirdim. Ji Yeon uyndığında ben 18 yaşındaydım. Daha sonra Ji Yeon’la
iyi bir arkadaşlık kurdum. Şimdi ise buradayım. ‘’








Minho
duydukları karşısında şok olmuştu. Jonghyun’un ilk aşkı Ji Yeon muydu?












6. Bölüm







Evet Kiera
bir iblisti. Yeraltından sürgün edildi, çünkü öldürmesi gereken kişiyi
öldürmemişti. İblisler bunu ihanet kabul ederek onu sürgün etti bütün iblis
güçlerini ve özelliklerini kaybetti, insan gibi yaşamaya mahkum edildi. Tekrar
doğdu bir insan gibi, tekrar büyüdü bir insan gibi ve ölecek tıpkı bir insan
gibi… iblisler bunu bir ceza gibi görse bile, Kiera bunu ona verilen bir
armağan olarak kabul ediyordu. İnsan gibi yaşamak, gözyaşı dökmek, yemek, içmek
uyumak, aşık olmak ve kan akıtmak ona verilen en büyük armağandı. Şimdi hiç
olmadığı kadar mutluydu. Üzüntü ve keder onu terk etmişti. Bu belki Minho
sayesindeydi, belki de Ji Yeon. Hiçbir şey umurunda değildi.








_^^_











Minho, ağzı
kulaklarında Kiera’yı dinlemişti. Anlattığı şeyler gerçekten üzücüydü ama
Kiera’nın o iblislerden kurtulmuş olması onu mutlu ediyordu. Kiera’ya sıkıca
sarıldı. Onu gerçekten seviyordu ve Kiera’nın da onu sevmesini çok istiyordu.
Kiera’ya zarar gelmesini istemiyordu, onu korumak ve sıkıca sarılmak
istiyordu. Sonsuzluk kadar yakın bir süre zarfında…








Minho,
Kiera’yı geri çektiğinde onun eşsiz gözlerine baktı. Gözlerinin rengi maviydi.
Hemde çok mavi. Ona, sonsuzluğu, içinde boğuldu uçsuz bucaksız okyanusu
anımsatıyordu. Gözleri, Kiera’nın dudaklarına kaydı birden. Kırmızı dudakları,
Minho’yu çağırıyordu. Minho’da ona itaat ediyordu. Kendini, örümcek ağına
yakalanmış bir yem gibi görüyordu. Kendi dudaklarını Kiera’nın dudaklarına
bastırdı ve onu acımasız bir şekilde öpmeye başladı. Kiera ise ona karşılık
verdi.








_^^_







Kiera,
Minho’ya güveniyodu, çünkü ona karşı beslediği güçlü duygular vardı. Hayatında
ikinci defa bir erkeğe güveniyordu. Biraz korkuyordu, çünkü içinde ki güven
duygusu bir erkek yüzünden yerle bir olmuştu. Kiera, o çocuktan intikam almak
istiyordu fakat intikam almak kötülere yakışır bir şey olduğu için bu düşünceden
vazgeçiyordu bazen…












_^^_











Ji Yeon, bu
sabah erken kalkıp kızlar için güzel bir kahvaltı hazırlar ve masayı bahçeye
hazırlar. Eve girip, kızların kaldığı odaya gider. Onları uyandırmaya çalışır.








‘’ Kızlar
hadi uyanın. ‘’








‘’ Lütfen
anne 5 dakika daha. ‘’ diye mırıldanır Luna.








‘’ Ne annesi
ya, ben o kadar yaşlı mıyım? ‘’








Luna
yataktan doğrularak Ji Yeon’a bakar.








‘’ Evet
alnında kırışıklıklar çıkmış şekerim. ‘’ der ve tekrar yatar.








Ji Yeon,
onların odasından çıkıp banyoya girer ve suratını inceler.








‘’ Hayır
kırışıklık yok. Olmaz, olamaz. Benim cildim kusursuz. Sakin ol Ji Yeon, derin
nefes al. Ben daha çok gencim. Bende kırışıklık olması imkansız. ‘’ diyerek
kendini avutmaya başlar.












_^^_











Luna
yataktan kalkıp, banyoya gider. Ji Yeon aynanın karşısında cildini inceliyor ve
kendini avutuyordur. Luna gülmeye başlar.








‘’ Merak
etme şekerim. Senin cildin kusursuz ve kırışıklıkların yok. ‘’








Ji Yeon,
Luna’ya döner.








‘’ Yok dimi.
‘’








‘’ Hayır
yok. ‘’








Ji Yeon,
derin bir nefes alır.








‘’ Biran çok
korktum. ‘’








‘’ Ama
olabilir yani doğal bir şey. ‘’












Ji Yeon ‘’
ne ‘’ diyerek tekrar aynaya bakar ve cildini tekrar inceler…












_^^_











Jonghyun
kalkıp duşa girer, daha sonra T.O.P&Taeyang: Friend
(https://www.dailymotion.com/video/x9ppqn_t-o-p-tae-yang-big-bang-friend_music)
şarkısını son ses açıp, hazırlanmaya başlar. Bir yandan şarkıya eşlik ediyor,
diğer yandan ise saçını düzeltiyordur. Yarım saat içinde hazır olan Jonghyun
dışarıya çıkıp, çok sevdiği BMW’sine biner. Seul sokaklarında birkaç tur atıp
Minho’yu almaya gider.












_^^_











Minho
kollarını, K,era’nın belinden çekip, yattığı yerde doğrulur. Yataktan kalkıp
üzerini değiştirir ve Kiera’yı uyandırmaya çalışır.








‘’ Kiera,
hadi uyan. ‘’








‘’ 5 dakika
daha… ‘’












Minho,
gülümser ve Kiera’nın yanağına öpücük kondurur, ama Kiera’nın uyanacağı yoktur.
Minho, Kiera’ya tekrar seslenir.








‘’ Kiera,
hadi ama neredeyse öğlen oldu. ‘’








‘’ Git
başımdan. ‘’








Minho,
çarpık bir şekilde gülümser.








‘’ Bunu sen
istedin sevgilim. ‘’ diyerek, dişlerini çıkartır ve Kiera’nın vücudunda
gezdirir. Kiera yine aynı şekildedir, hiç kıpırdamıyordur. Minho daha fazla
dayanamaz ve Kiera’nın boynunu ısırır. Kiera birden yattığı yerden sıçrar.








‘’ Ne
yaptığını sanıyorsun. ‘’ diyerek boynunu tutar.








‘’ Merak
etme masum bir ısırıktı. ‘’ diyerek güler.












Kiera,
aniden Minho’ya tokat atar.








‘’ Aptal..!
‘’ diyerek ,banyoya girer.








Minho, hala
tokadın şokundan kurtulamamıştır, tek yaptığı yanağını tutmaktır.








Kiera,
üzerini değiştirip, banyodan çıkar, çantasını alıp aşağıya iner. Minho ise hala
yanağını tutmakla meşguldür. Aşağıdan sesler gelmeye başlar. Minho, ne olduğunu
anlamaz, duyduğu ses onu kendine getirir.








‘’ Minho,
yardım et. ‘’








Minho, hızla
aşağıya iner ve merdivenin başında Kiera’yı görür. Yerde yatıyordur. Minho
hemen Kiera’nın yanına iner.








‘’ Ki… Kiera
ne oldu? İyi misin? ‘’








Kiera acı
dolu sesle inlemeye başlar.








‘’ Bacağım
çok acıyor. ‘’








Minho, Kiera’nın
bacağına bakar. Bacağı kanıyordur. Minho, hemen gözlerini ve burnunu kapatır.








‘’ Ne oldu
sana? ‘’








‘’
Merdivenlerden inerken ayağım takıldı, bende düşmemek için orada duran küçük
dolaptan tutundum. Ama biranda dengemi kaybettim ve tutunduğum dolap ile
birlikte aşağıya yuvarlandım. Sanırım içinde kırılacak bir şey vardı ve şuan
ben onun üstündeyim. ‘’ diye acı bir çığlık atar.








Fakat Minho,
hiçbir şey yapamıyordur, çünkü kan kokusunun onu esir almasından korkuyordur.












‘’ Ne… ne
yapmalıyım. ‘’








‘’ Ji Yeon’u
ara… ‘’








‘’ Ta…
tamam. ‘’ der ve Kiera’nın çantasından, cep telefonunu çıkartır. Rehberde Ji
Yeon’u aramaya başlar. Tam arayacakken kapı çalar, Minho telefonu yere bırakıp
koşarak kapıyı açar.












‘’ Seni
almaya geldim dostum. ‘’ diyerek içeriye giren Jonghyun, yerde kanlar içinde ki
Kiera’yı görür. Sonra Minho’ya döner.








‘’ Burada
neler oluyor. ‘’








‘’ Anlatacak
zamanım yok. Şimdi Ji Yeon’u aramam lazım. ‘’ diyerek Kiera’nın yanına gider ve
yerde ki telefonu alır. Hızlı bir şekilde rehberde dolanır. Ji Yeon’u bulur,
bulmaz hemen arar. Ji Yeon ismini duyan Jonghyun nedensiz yere gülmeye başlar.
Bu düşüncelerden onu Kiera’nın acı dolu inlemesi alır. Jongyun ona bakmamaya
çalışıyordur. O sırada Minho, Ji Yeon’u aramıştır bile…












‘’Efendim
Kiera. ‘’








‘’ Ben
Minho. Kiera’nın sevgilisi, şuan Kiera’nın yardımına ihtiyacı var. ‘’








‘’ Kiera’ya
ne oldu? ‘’








‘’ Şimdi
anlatamam ama çok kan kaybediyor ve ben kandan korktuğum için ona yardım
edemiyorum. ‘’








‘’ Adresi
ver. ‘’








Minho ‘’
tamam ‘’ diyerek adresi Ji Yeon’a verir, daha sonra telefonu kapatır. Kiera’ya
bakar. Kiera’nın gözleri kapanmıştır. Belki kısa bir süreliğine, belki sonsuza
dek…












_SON_

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: Geri: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:50 pm

*.* Yasak İlişkiler *.* ( Bölüm 7 )



Yazar: Sibel Çanak





‘’ Baba bunu gerçekten yaptın mı? ‘’



‘’ Evet, yaptım. Ona zarar verdim. ‘’



‘’ Neden? ‘’



‘’Kiera önceden bir iblisti ama bize ihanet etti. O aptal meleği bir türlü
yok edemedi. ‘’



‘’ Ama bu onun suçu değil. ‘’



‘’ Bu onun suçu. O meleği öldürmesi gerekirdi ama yapmadı. Şimdi ise onunla
çok iyi arkadaşlar. Meleği yakalamak için bunu yapmak zorundaydım. ‘’





_^^_





Kiera odadan çıktığında merdivenlere doğru yürüdü. Merdivenin başında, tam
önünde onu gördü. Eski efendisi Jae. Kiera hiçbir şey demeden, Jae’nin yüzüne bakıyordu.
Kiera, kirpiklerini birkaç kez kırpıştırdı. Tekrar etrafına bakındı ama
kimseler yoktu. Tam merdivenlerden inerken bacağına bir şey saplandı. Bacağına
bakarken dengesini kaybetti. Merdivenin yanında duran masaya tutundu, fakat
yinede dengesini sağlayamadı. Merdivenlerden aşağıya yuvarlandı. Düşmenin
etkisi ile bacağına saplanan tılsım, daha da dibe kadar gitmeye başladı. En
sonunda iblis tılsımı Kiera’nın kanı ile buluştu. Birkaç dakika içinde
Kiera’nın gözleri kapandı.





_^^_





‘’ Jonghyun, lütfen Kiera ölmesin, ben onsuz ne yaparım? ‘’



‘’ Sakin ol dostum. Merak
etme ölmeyecek. ‘’



‘’ Ölemez, beni bırakamaz,
bunu yapamaz. ‘’



‘’ Tamam Minho kendine gel. ‘’



‘’ Hayır. Buna izin vermem. Şu lanet olası kız nerede kaldı? ‘’



‘’ Hey, hey. Ji Yeon hakkında düzgün komuş. ‘’

‘’ Neden? O senin neyin
oluyor ki? ‘’



‘’ Bundan sanane, sadece
bir arkadaş. ‘’



‘’ Arkadaş, o kadar emin
misin? ‘’





Jonghyun ne diyeceğini
bilemediği için sustu. Saniyeler sonra kapı çaldı. Jonghyun koşarak kapıyı açtı.
Karşısında duran genç kızı inceledi bir süre.





‘’ Kiera nerede? ‘’



‘’ O….orada. ‘’ bunu
güçlükle söylemişti.





Ji Yeon, koşarak Kiera’nın
olduğu yere yöneldi. İlk önce gördüklerine inanamadı. Kiera yerde kanlar içinde
yatıyordu.





‘’ Orada öyle dikileceğine
yardım etsene. ‘’ Minho bunu bağırarak söylemişti. Ji Yeon ise sadece ‘’ Tamam
‘’ demekle yetindi.





Ji Yeon, Kiera’nın baş
ucuna oturdu. İlk önce onu inceledi.





‘’ Kiera’ya ne oldu? ‘’



‘’ Merdivenlerden düştü. ‘’



‘’ İyide merdivenlerden düşmüş, bu kadar kanama nasıl olur ki? ‘’



‘’ Nereden bileyim. Sadece
senin yardım edebileceğini söyledi. ‘’





_^^_





Bugün büyük bir zafer
kazanmak üzereyim. Sonunda yıllar önce olması gereken şey oluyor. Melek,
Kiera’ya dokunduğu an yok olacak. Zehirli tılsım sayesinde Kiera derin bir
uykuya daldı. Onu uyandırabilecek tek şey günahkar aşıkların gözyaşları.
Günahkar aşıklar ise birbirlerinden habersiz. Melek artık benim elimde olacak.
Günahkar meleğin, kanatlarını kopardığım an, aşık vampir geçmişini
hatırlayacak. Fakat kanatları kopmuş melek yaşayamaz. Ben iblislern efendisi
Jae. Benden kurtuluş yok.





_SON_



Evet biliyorum çok kısa
oldu. Ama olayları nasıl bağlayabiliri, bu bölümü nasıl bitirebilirim diye çok
düşündüm. 1 aydır hikaye yazmıyorum. Haliyle olayların tümünü
karıştırdım. =)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

*.* Yasak İlişkiler *.* Empty
MesajKonu: Geri: *.* Yasak İlişkiler *.*   *.* Yasak İlişkiler *.* Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:58 pm

*.* Yasak İlişkiler *.* Bölüm 8 ( Şeytan Üçgeni )



Yazar: Sibel Çanak



Bugün büyük bir zafer kazanmak üzereyim. Sonunda yıllar önce olması gereken şey oluyor. Melek, Kiera’ya dokunduğu
an yok olacak. Zehirli tılsım sayesinde Kiera derin bir uykuya daldı. Onu
uyandırabilecek tek şey günahkar aşıkların gözyaşları. Günahkar aşıklar ise birbirlerinden
habersiz. Melek artık benim elimde olacak. Günahkar meleğin, kanatlarını
kopardığım an, aşık vampir geçmişini hatırlayacak. Fakat kanatları
kopmuş melek yaşayamaz. Ben iblislern efendisi Jae. Benden kurtuluş yok.





Bölüm 8



‘’ Lee babanı durdurmalısın. Aptal bir yemin yüzünden başkalarına zarar
verecek. ‘’





Lee elinde ki kadehi masaya bırakarak, sevgilisinin yanına yaklaşır ve onun
yumuşak suratını okşamaya başlar.





‘’ Bunu yapamam Tia. Eğer bunu yaparsam babam beni affetmez. ‘’



Tia, Lee’yi hızla iterek ayağa kalkar ve balkona doğru yürümeye başlar. Bir
yandan Lee’ye laf yetiştiriyor, diğer yandan ise gözyaşlarının akmasına izin
veriyordur.





‘’ Eğer ona engel olmazsan, o zaman ben seni affetmem. Kiera, benim tek
arkadaşım, onu ölüme terk etmenize izin veremem. ‘’





Kiera ismini duyan Lee bir hışımla Tia’nın boğazına yapışır.





‘’ O hainin adını bir daha anma. Sevgilim olman, benim ve babamın
kararlarına karışacağın anlamına gelmez. Babam biz iblislerin kralı, o ne
derse, o olur. ‘’





Tia titrek bir sesle Lee’ye cevap vermeye çalışır. Fakat Lee, Tia’nın
boğazını çok sıktığı için bir türlü konuşamaz ve Lee’nin ellerini sıkıca tutup
boğazından çekmeye başlar. Serbest kaldığında ise derin nefesler almaya başlar.
Birkaç öksürükten sonra kendine gelir ve öfkeli bir şekilde Lee’ye cevap verir.



‘’ Sevgili öyle mi? Sadece sevgili. Ben ileride senin karın olacağım. Buna
alışsan iyi olur. Yaptığın ve yapacağın her şey için bana hesap vermek
zorundasın. Ben diğer iblis kızlarına benzemem. Benim erkek arkadaşım olmayı
göze aldıysan, dediklerimi yaparsın. Unutma sevgilim, gülü seven dikenine
katlanır. ‘’





Bu sözleri duyan Lee yutkunarak, Tia’ya bakar. Tia ise Lee’yi soğuk bir
ifade ile süzüyordur. Lee, Tia’nın yanına yaklaşarak ona cevap verir.





‘’ Babama engel olmaya çalışacağım. ‘’ der ve odadan ayrılır. Tia’nın
suratında ise zafer kazanmışcasına bir gülümseme vardır.





_^^_







‘’ İçimde kötü bir his var Seora, sanki bir şeyler ters gidecekmiş gibi
hissediyorum. ‘’





Seora, oturduğu koltuktan kalkarak, cama doğru ilerler ve gökyüzünü inceler.





‘’ Yağmur yağacak gibi. Lütfen Luna iyi şeyler düşün. Unutma bizler güçlü
iblisleriz. Bizler buraya Ji Yeon ve Kiera’yı korumak için gönderildik. ‘’





Luna, Seora’nın yanına yaklaşarak gökyüzünü incelemeye başlar.





‘’ Ama bulutlar öyle
demiyor. Kötü şeyler olacak Seora hemde çok kötü şeyler. ‘’





‘’ Peki biz bir şeyler yapamaz mıyız? ‘’





Seora ve Luna hınzırca gülümseyerek, evin bodrumuna inerler. Bodrum katının
tam ortasına Şeytan Üçgeni’ni çizerek ayine başlarlar. İkisi de aynı cümleleri
tekrarlıyorlardır.





‘’ Kovulmuş ve kovulacak iblisler adına konuşuyoruz. Biz kötü iblisler, ilk
kovulmuş iblis Kiera’nın izinden gidiyoruz, ona itaat ediyoruz. Onu ve diğer
kovulmuşları saygı ile selamlıyoruz. Yüce efendimiz büyük iblis Hura, sen
bizlerin koruyucusu ve lideri olan kovulmuş iblis Kiera’yı, Kral Jae’nin
kötülüklerinden koru. Onu ileride yerini alacak ve sana sonsuz hizmet edecek
bir iblis olarak kabul et. ‘’





Ayin bittikten sonra çizdikleri Şeytan Üçgeni’ni silen Seora ve Luna evden
çıkarak, efendilerini takip etmeye başlarlar.





_^^_





‘’ Dayan Kiera, bak ben buradayım. ‘’ diyen Ji Yeon, bir yandan ağlıyor
diğer yandan ise Minho’yu teselli etmeye çalışıyordur.





Ji Yeon tam Kiera’nın elini tutacakken gizemli bir bulut bütün odayı sarmaya
başlar. Kiera’nın yattığı yer Şeytan Üçgeni ile donanır. Minho ve Jonghyun
hemen yere eğilir ve efendilerini selamlarlar. Ji Yeon ise olanlara anlam veremez
olduğu yerden kalkar ve etrafına bakınır ama kimseyi göremez. Saniyeler sonra
kapı büyük bir hışımla açılır. Bütün odayı kırmızı bir bulut kaplamıştır.
Kırmızı bulutların arkasından Seora ve Luna odaya girer.





‘’ Neler oluyor? ‘’ diyerek feryat yakan Ji Yeon, Kiera’ya yaklaşır ve elini
tutmaya çalışır.





‘’ Dokunma..! ‘’ diyerek bağıran Luna, Ji Yeon’a engel olmuştur. Ji Yeon
olduğu yerden tekrar kalkar ve kızlara yaklaşmaya başlar, fakat bir adım atması
ile güçlü bir ışının onu tamamen değiştirmesi bir olur. Ji Yeon gerçekte olduğu
kişiye, günahkar bir meleğe dönüşür…





SON





Biliyorum çok fazla beklettim. Ama bundan sonra yeni bölümler 3-4 günde bir
gelecek. Bundan sonra öyle 1-2 haftayı bulmayacak. ^^ Lütfen yorum yapın. ^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
*.* Yasak İlişkiler *.*
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Dream Stories of Korea :: Devam Eden Hikayeler-
Buraya geçin: