Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... Empty
MesajKonu: Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım...   Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:20 pm

Yazar: Zeliha Cin



Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... (Tanıtım)



YoonSeo 15 yaşında güzel fakat bakımsız bir kızdır... Annesini 13
yaşındayken kaybetmiş bu yüzden babası çocukları küçük olduğu için onlara
bakamayacağını düşünüp başka bir kadınla evlenmiştir. Üvey annesi ilk aylarında
YoonSeo ve 2 kardeşine çok iyi davranmış annelerini aratmamıştır. Fakat
sonralarda üvey anne Yu Jin çocuklara sadece babalarının yanında iyi davranır
şekilde olmuştur.



YoonSeo küçüklüğünden bu yana hep Kore’nin en iyi oyuncusu olmak istemiştir.
Babası ve annesi kızlarının bu isteğini her zaman desteklemişlerdir. Fakat üvey
annesi, ailelerinde hiç oyunculuk isteyen birisinin olmamasını bahane ederek
YoonSeo’nun oyuncu olmasına karşı çıkmıştır. Yu Jin sürekli ‘Sen oyuncu olursan
aile içinde hoş karşılanmayız.’ Diyerek YoonSeo’yu isteğinden vazgeçirmeye
çalışmıştır… Fakat YoonSeo, babası ve kardeşlerinden aldığı destekle
vazgeçmeyip isteğine daha fazla bağlanmıştır…



Babasının da yardımıyla şehrin tiyatro eğitimi veren tek okuluna
katılmıştır. Ve en üstün başarıyı göstererek 2 yıllık eğitimi birincilikle
bitirmiştir. Okul bitince şehir tiyatrosuna kayıt oldu… İşte ne olursa
tiyatroya kayıt olduktan sonra oldu…



YoonSeo bazen pes etme derecesine kadar gelecek, çok ağlayacak, bazen ise
katıldığı için defalarca mutlu olup dua edecek…Önüne bazen kötü bazen çok güzel
aksilikler çıkacak.. Yeni sırlar öğrenecek ve aşık olacak…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... Empty
MesajKonu: Geri: Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım...   Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:20 pm

YoonSeo: Asıl karakter. Oyuncu olmak için çaba harcayan kız.

DongHyun: YoonSeo’nun ilk aşkı, oyuncu, asıl erkek karakter.

MiNam: YoonSeo ve DongHyun’a kötülük yapacak kişi. Oyuncu bayan karakter.

Yu Jin: Çocuklara özellikle YoonSeo’ya kötü davranan üvey anne. YoonSeo’nun
oyuncu olmasını hiç istemez bahaneler uydurur.

MinJae : YoonSeo’nun erkek kardeşi. YoonSeo’dan 3 yaş küçüktür.

MinJoon: En küçük kardeştir. YoonSeo’da 6, MinJae’den 3 yaş küçüktür.

(Daha sonrada yeni karakterler eklenebilir.)



Yazar: Zeliha CİN



OYUN AŞKIM, OYUNCU AŞKIM (Bölüm 1) – Hayalim Sahnede Prenses Olmak-



Bağırış sesleriyle uykudan uyandı YoonSeo. Babası ve üvey annesi
tartışıyordu. Nedenini anlamak için kapıya yanaştı, kulağını kapıya dayadı ve
dinlemeye başladı.



- ‘YoonSeo’nun oyuncu olmasını istemediğimi biliyorsun, neden onu hala
destekliyorsun?’ diyordu YuJin yüksek bir sesle.



Ve babası da;

-‘Onun oyuncu olması gerek, bunun ayrı bir nedeni var.’ diyordu.



Babasının ne demek istediğini anlamadı.. YoonSeo gerçekten babasının onu
neden desteklediğini merak etmeye başladı.. En kısa zamanda onunla konuşması
gerekliydi.



Tartışma bitmiş gibiydi. YoonSeo kapıdan çekildi. Kardeşlerine bakmak için
onların odasına girdi.. İkisi de uyuyordu, onları uyandırdı, elini yüzünü
yıkayıp hemen mutfağa gitti.

Masa bomboştu , belli ki üvey anne uyanır uyanmaz hemen tartışmaya
başlamıştı.Tek çare olarak kahvaltıyı hazırlamaya başladı.. O ana kadar saate
hiç bakmamıştı ve kahvaltıyı hazırlamayı bitirdiğinde saate baktığında sanki
bir felaket olmuş gibi kalakaldı.



-‘Olamaz! Geç kaldım !! Ne olacak şimdi?’ niye korkuyla bağırdı.
Kahvaltı masasını öylece bırakıp hemen odasına koştu. Giyindi ve kendini bilmez
şekilde koşarak evden çıkıp tiyatroya gitti...



DongHyun ve MiNam çoktan oyuna başlamışlardı bile.. Hemen kulise gidip
kıyafetleri toparladı, oyun için gerekli kıyafetleri düzenli şekilde askılarına
asıp oyuncuların görebileceği yere bıraktı. YoonSeo kıyafetleri düzenlerken
yönetmen (oyuna ara verip) kulise geldi. YoonSeo korku ve heyecanla elindeki
kıyafeti yere düşürdü. Korkuyordu, bu yüzden eğilip kıyafeti bile alamadı.



-‘Neredeydin?’ diye kızgınlıkla sordu yönetmen.

-‘Şey… Biraz geciktim, özür dilerim.’

-‘Biraz mı ?! Öğlen oldu neredeyse, eğer gerçek bir oyuncu olmak
istemiyorsan böyle devam et!’

-‘Hayır. Ben gerçek bir oyuncu olmak istiyorum. Gerçekten özür
dilerim, bu ilk ve son olur.’



YoonSeo çok korkmuştu. Yönetmen kulisten çıktıktan sonra YoonSeo yerdeki
elbiseyi alıp askısına koydu. Korkudan bacakları titriyordu, biraz sakinleşmek
için su içti. Ama hala korkuyordu.

‘Hepsi üvey annemin suçu! Eğer buradan kovulsaydım o gerçekten çok
mutlu olacaktı.’ Diye düşündü. YoonSeo kulisteki işini bitirdikten sonra
sahneye gitmek istedi. Fakat hala yönetmenin yüzüne bakmaya çekiniyordu. Sahne
kapısına kadar gitti ve daha fazla adım atamadı. Omzunu kapıya dayadı ve
sahneyi seyretmeye başladı.

‘ DongHyun… Rolünü nasıl güzel yapıyor. O, gerçek bir prensten
farksız. MiNam… O beni sevmiyor, fakat ben yinede rolünü çok güzel yaptığını
düşünüyorum.’ Diye kendi kendine konuştu.

YoonSeo hayale dalmış bir gün o sahneye prenses olarak çıkacağını
hayal ederken birden telefonu çaldı ve arayan büyük kardeşiydi:



-Alo?? MinJae?

-Abla, hemen gelmelisin. Babam…

-MinJae? MinJae?!

-…

Ses birden kesildi. Eve gitmesi gerekliydi. Ama yönetmen? O zaten
YoonSeo’ya kızmıştı, şimdi nasıl izin alabilirdi ki? Ne yapması gerektiğini
gerçekten bilmiyordu. Tek bildiği, hemen eve gitmeliydi…





~BİRİNCİ BÖLÜM SONU~



Yorumlarınızı bekliyorum! Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... Empty
MesajKonu: Geri: Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım...   Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:20 pm

Yazar: Zeliha Cin



2. Bölüm:



‘Ne yapmalıyım? Babama ne oldu?’ diye düşündü YoonSeo. Birden başını sallayıp
kendine gelmeye çalıştı. Yönetmenden izin alıp eve gitmeliydi. Peki yönetmen az
önceki olaydan sonra ona izin verir miydi ki?



‘Yanına oturup, kardeşimin aradığını ve gitmek zorunda olduğumu söylesem?’
diye düşündü YoonSeo. Sonra da ‘ya yanına oturduğum için kızarsa? Hem
kardeşimle konuşamadım ki.’ Diye düşündü.



‘Şuanda babam benim için daha önemli !’ diyerek yönetmenin yanına yanaştı.
Dizleri titriyordu. Yönetmenin yanına yanaştı. Kalbi yerinden çıkacak gibi
atıyordu. Babasına gitmek istiyordu fakat tiyatrodan ayrılmak istemiyordu.



-‘Şey… Afedersiniz, 1 saatliğine eve gitmem gerek, tabii izin verirseniz. ’
dedi korkulu bir sesle.

-‘Eve mi? Bir sorun mu var? ’



Belki yönetmen bir sorun olduğunu anlamıştı. Yönetmenin bu sorusu YoonSeo’yu
biraz rahatlatmıştı.



-‘Babam… Rahatsızlanmış, ama ne olduğunu bilmiyorum. Kardeşim aradığında
telefon birdenbire kapandı.’ Bütün bunları tek nefeste söyledi YoonSeo.

-‘Peki, git… Ama babanın son durumunu bana söyle. ’

Yönetmenin bu şekilde davranmasına çok şaşırmıştı YoonSeo. Heyecanla sahne
kapısına doğru ilerledi. Tam kapıya yanaştığında arkasına dönüp DongHyun’a
baktı. Ve fark edildi. DongHyun ile biran göz göze geldiler. YoonSeo, hemen
gözlerini kaçırdı. Sahne kapısından çıkıp hızla sokağa çıktı. Her zaman çok
uzun gelen o yolu bu sabah koşarak ve çok kısa zamanda bitirmişti.



Eve vardığında babası yatağında yatıyordu. MinJae ve üvey annesi babasının
başında bekliyorlardı. Hemen yatağın önünde dizlerinin üstüne çöktü ve ağlamaya
başladı…

MinJae YoonSeo’ya sarıldı ve ona kısık sesle , ‘sakin olmalısın…’ dedi.

YoonSeo gözyaşlarını silip kendine gelmeye çalıştı ve MinJae’ye ne olduğunu
sordu.

MinJae konuşamadan üvey anne lafa karıştı:

-‘Senin yüzünden! Bu sabah senin yüzünden tartıştık ve baban hasta oldu! Tek
sorumlu sensin!’

YoonSeo şaşırmıştı. Sadece üvey annesinin yüzüne baktı yaşlı gözleriyle.
Baktı… Sadece baktı, tek kelime söyleyemedi. Suçlu olmadığını biliyordu. Ama
alındı.

-‘Yalancı! Ablamın hiçbir suçu yok, her şey senin yüzünden oldu, babamı sen
hasta ettin!!’ diye sert ve yüksek sesle bağırdı MinJae.

YuJin odayı hızlı bir şekilde terk etti.

MinJae YoonSeo’ya sarılarak; ‘senin bir suçun yok, tek suç o kadının! ‘Dedi
onu rahatlatmak istercesine.

YoonSeo ve MinJae konuşurlarken babaları gözlerini açtı.

-‘YoonSeo, üzülmene gerek yok, ben iyiyim tatlım’ dedi, kısık ve yorgun
sesiyle.

YoonSeo hemen babasına sarıldı ve ‘hemen ambulans çağır!’ diye heyecanla
bağırdı MinJae’ye.

MinJae ambulansı çağırmak için odadan ayrıldığında YoonSeo babasının elini
sıkıca tutup, neler olduğunu anlatmasını istedi.

-Sabah biraz tartıştık, sanırım ben fazla sinirlendim ve bayıldım.‘’

-‘Hepsi bu kadar mı?! Sana ne söyledi?’

-‘…’

YoonSeo babasının gözlerine bakarak cevap vermesini beklerken, babası sustu.
Yavaşça gözlerini kapattı.



-‘Baba! Cevap ver. Sana ne dedi?!’ diye hırslı bir sesle bağırdı YoonSeo.

Babasından hala bir ses yoktu, babasının elini bıraktı ve babasının eli
hızla düştü. Bir gariplik vardı.

-‘MinJae!! MinJae!’ korkuyla bağırdı YoonSeo.

MinJae telaşla odaya girdiğinde donakaldı. Besbelli o anlamıştı babasının
artık orada olmadığını. Yanına yanaştı, nabzına baktı…

-‘MinJae!! Ne oluyor?’ YoonSeo iyice korkmuştu.

-‘Babam… Artık annemizin yanına gitti…’

MinJae ve YoonSeo kendilerini hiç bu kadar güçsüz hissetmemişlerdi. Anneleri
gibi artık babaları da onların yanında değildi… Şimdi ise bunu MinJoon’a nasıl
anlatacaklarını ve üvey anneleriyle artık nasıl yaşayacaklarını düşünüyorlardı…

-‘Ben MinJoon’un okuluna gidip, onu alırım, sen babamla kal ve YuJin gelirse
ona anlat.’ Dedi YoonSeo. MinJae’nin ne cevap vereceğini dinlemeden oradan
ayrıldı.

Yolda yürürken, insanlara çarptı, önünü görmez şekilde yürüyordu. Sanki
burada değildi. Ağlamak istiyordu, fakat ağlayamıyordu. Hafızasındaki her şeyi
unutmuş gibiydi, tek bildiği babasının YuJin yüzünden öldüğü ve bu yüzden
YuJin’e bağırmak istediğiydi. Düşünceler kafasını yok etmek üzereydi. Ne
yapacağını gerçekten bilmiyordu. Okula varmadan önce, yolun kıyısında birkaç
dakika durdu. Düşünmek istedi ama kafası öyle karışıktı ki düşünemiyordu bile.
Tekrar yürümeye başladı.

Okula geldiğinde dizlerinin tekrar titremeye başladığını hissetti. Saatine
baktı.

‘Çıkmalarına 5 dakika var.’ Dedi kendi kendine. 5 dakika geriye doğru akmaya
başladıkça bacakları daha fazla titriyor, kalbi daha hızlı atıyordu.

Babasının öldüğünü kardeşine nasıl söyleyecekti? Korkuyordu. Kardeşini de
kaybetmekten çok korkuyordu.

Ne yapacağını bilmeden sadece bekledi ve bekledi…



~İKİNCİ BÖLÜM SONU~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... Empty
MesajKonu: Geri: Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım...   Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım... Icon_minitimeCuma Tem. 08, 2011 3:20 pm

OYUN AŞKIM, OYUNCU AŞKIM (3. Bölüm – Kaldığımız yerden devam etmesini
öğreneceğiz)



MinJoon kapıda göründü.

‘YoonSeo kendine gel… Sakin ol!! ’ dedi kendi kendine… Ama nasıl
becerecekti..

‘Ah bunu MinJoon’a söylemek gerçekten çok zor. Ne yapmalıyım? ’ kendi
kendine konuşurken MinJoon yanına geldi.

-‘Abla!!’ heyecanlı sesiyle seslendi MinJoon.

-‘Abla neden geldin? Ben artık tek başıma eve dönebiliyorum’.

-‘Haha, şirin MinJoon. Seninle biraz vakit geçirmek istedim.’



Evet, yalan söyledi… ama gerçeği nasıl söyleyeceğini hala bilmiyordu . Biraz
vakit geçmesini bekledi.

Birlikte biraz yürüdükten sonra eve gittiler. MinJae açtı kapıyı,
YoonSeo’nun gözlerine baktı o an anlamıştı söyleyemediğini.MinJoon içeriye
girdikten sonra MinJae YoonSeo’nun kolundan tutup mutfağa götürdü.

-‘Ne oldu?’

-‘Söyleyemedim. Bu benim için çok zor.’



Kısık ve sakin bir sesle kısa süre konuştular. Konuşmanın bittiği sıralarda,
YoonSeo, gözlerini açıp birden şaşkınlıkla bağırdı;



-‘MinJoon! Ya babamın odasını gidip onu görürse!?’

Hemen babasının odasına koştular. MinJoon orada değildi. Kendilerini
rahatlamış hissettiler. Biraz duraksadıktan sonra MinJoon’un odasına gittiler.

-‘MinJoon, biraz konuşmamız gerek.’ Dedi çekinerek MinJae.

-‘Dinliyorum…’ MinJoon umursamaz bir tavırla cevapladı.

-‘MinJoon!!’ diye bağırdı kızgın bir sesle MinJae ve üstüne yürümeye
kalkıştı..

-‘Sakin ol, henüz hiçbir şeyden haberi yok.’ Diyerek MinJae’nin kolunu
tuttu.

Ve lafa devam etti:

-‘Benim gidip yönetmenle konuşmam gerekli, birkaç gün izin almak
zorundayım.’



MinJae’nin ne diyeceğini beklemeden arkasına dönüp odadan ayrıldı. Hızla
evden çıktı ve koşarak tiyatroya gitti…



************************MinJoon ve MinJae****************************



-‘Abi neler oluyor? Neden böyle yüzüme bakıyorsun?’ MinJoon artık
sıkılmıştı, neler olduğunu öğrenmek istiyordu.

MinJae olayı daha fazla uzatmadan tek solukta ama endişeli bir şekilde
anlattı.

MinJoon elindeki kitabı düşürdü ve gözlerinden yaşlar akmaya başladı…

Sadece ‘yani babam…’ diyebildi ve kendini daha fazla tutamayıp bağırarak
ağlamaya başladı.

MinJae MinJoon’un yanına giderek ona sarıldı, saçlarını okşadı… MinJae
ağlayamıyordu çok istemesine rağmen…



************************YoonSeo ve Yönetmen****************************

-‘Aaahhh!!!’



Birden oyun yarıda kesildi.

-‘Bu da ne? Çocuklar sizde duydunuz mu?’

İçerden gelen garip sesten sonra yönetmen şaşırdı ve hemen kontrol etmeye
gitti.

-‘YoonSeo! Ah seni beceriksiz şey!.’ YoonSeo yere düşmüş üstelik etrafı da
pek güzel dağıtmıştı, bunun üzerine yönetmen yine sinirlenip yine ona
beceriksiz demişti.

-‘Hı! Özür dilerim. Şey… Yerler, evet yerler ıslak olduğu için kaydım ve
düştüm.’ YoonSeo yine çok korkuyordu ve yine titrediğini hissediyordu.

-‘Tamam, çok uzatma buraları topla hemen.’

-‘Fakat, babam… ben izin almak için gelmiştim, babam, artık yaşamıyor.’
Cümlesini zor bitirdi ve ağlamaya başladı.

Yönetmen her nekadar kızgın, öfkeli gibi görünse de olanları öğrenince hemen
yumuşadı, YoonSeo’nun yanına gidip omzuna dokundu ve ‘tamam, üzülme ve hemen
eve git’ dedi.



YoonSeo ve yönetmen konuşurlarken içeriye MiNam ve DongHyun girdi.
MiNam, her zamanki gibi YoonSeo’nun yüzüne acıyarak baktı ve sinsi bir şekilde
gülümsedi. Babası öldüğü için artık tiyatroyu bırakır diye düşünüyordu. DongHyun
ise YoonSeo’ya baktığında yüzünde hafif bir burukluk oluştu ve üzüldüğünü belli
etmeye çalıştı.

YoonSeo önce MiNam’ın yüzüne baktı gülümsediğini görünce hızla
kafasını DongHyun’a çevirdi ve üzgün yüzünü görünce dudaklarını ısırıp büktü.
Gözlerini ayırmadan yavaşça yerden kalktı, üstünü temizledi ve başıyla
yönetmeni selamladıktan sonra arkasına dönüp koşarak oradan ayrıldı.



***********************YoonSeo’nun düşünceleri



‘Sanırım, artık tiyatroyu bırakacağımı düşündü. Hıh akılsız kız, babam artık
yanımda olmayabilir, ama o benim en iyi oyuncu olmamı istiyordu ve ben de
Kore’nin en iyi oyuncusu olacağım. MiNam da karşıdan seyretsin bakalım,
oyunculuk nasıl oluyormuş.’







Nerdeyse evin yanında geçip gidecekti, öyle çok dalmıştı ki… Kapıdan sonra iki
adım attı ve MinJoon:

-‘YoonSeo! Nereye ?’

Bir an duraksayıp kendine gelmek için kafasını salladı, arkasına dönüp hiç
bir şey söylemeden içeriye girdi.

‘Biliyorum, kısa süre sonra, babamızı unutmamış olacağız. Fakat, bu
kadar dalgında olmayacağız, hepimiz kaldığımız yerden devam etmesini
öğreneceğiz…’



~ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜN SONU~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Oyun Aşkım, Oyuncu Aşkım...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 내 첫 사랑! (İlk Aşkım'sın'~)
» Ilk Askim ve Son Askim
» Gizli Askim.
» SIRA ASKIM.
» Imkansiz Askim

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Dream Stories of Korea :: Devam Eden Hikayeler-
Buraya geçin: