Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 SIYAH-BEYAZ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

SIYAH-BEYAZ Empty
MesajKonu: SIYAH-BEYAZ   SIYAH-BEYAZ Icon_minitimePaz Şub. 06, 2011 4:57 pm

SIYAH-BEYAZ 166611_138952722834459_137172089679189_239584_1295017_n

SİYAH-BEYAZ Oyuncular: Shin, Ken, Young, Seung, HyeBölüm Sayısı: 4Yazar: Berna Ercan 1.BÖLÜM "Ne kadar kötü?" diye sordu gözlerini kapatarak. Duyacaklarından korkar gibiydi."Berbat
halde, öbürleri gibi.." Ah tanrım diye geçirdi içinden. "Tamam ben
gelene kadar bekle" diyerek kapattı telefonu. Derin bir nefes alarak
birazdan olacaklara karşı hazırlandı. İçeri girdiğinde sevgilisinin
beline doladı kollarını, boynuna dudaklarını değdirerek "Aşkım şey..""Yine
mi?" Hye' nin sitem dolu sesi Shin' in içine işlemişti. Onun bir suçu
yoktu.Hepsi lanet olası Ken lakaplı herif yüzündendi. Hye aniden Shin'
in kollarından kurtuldu."Yeter artık Shin. Bıktım! birlikte yemek bile yiyemiyoruz. İşin benden kıymetli, o herife takmış durumdasın.""Sevgilim
anlıyorum seni, onu bulacağım ve uzun bir tatile çıkacağız sen ve
ben.. Söz veriyorum. Lütfen sende beni anla " içinden onu anlaması için
dua ediyordu. Hye ona doğru bir adım atıcakken aklına birşey gelmiş ve
vazgeçmişti. "Beni anlamıyorsun Shin. Beni anladığın falan yok."
Gözünden yaşlar gelerek söylediği bu sözler Shin' in içindeki son umut
kırıntılarını da sonbahar rüzgarı gibi darmaduman etmişti. "Şimdi
gidiyorum ama aklım sende. İşim biter bitmez geleceğim." eğilip
sevgilisini öpecekkenHye "dokunma bana" diye bağırdı. Derin bir
iç çekip evden dışarı attı kendini. Kızdırdığı sevgilisinin arkasından
defol dediğini duymamıştı. ___________ "Adı
Merve. Anne, baba ve iki kardeşiyle yaşıyor. Sarışın, mavi gözlü, 1.68
civarı, çok sıska değil. Diğerleri gibi.. Ama tek farkı adından da
anlaşılacağın gibi Türk asıllı olması." Bir yandan eldivenlerini
giyiyor bir yandan Shin' e bilgileri veriyordu. "Barbie katili Ken iş
başında desene""Aynen öyle adamım" iç çekti Young. İçeri adım
atar atmaz ağır koku başlarını döndürmüştü. Olay yeri inceleme,
çalışkan karıncalar gibi titizlikle işlerini yapıyorlardı. Yanlarına
ağzında maske beyazlar giymiş olay yeri inceleme ekibinden bir adam
yanaştı. "Evet beyler burası eskiden depo olarak kullanılırmış.
Dediklerine göre adam kessen kimse duymazmış. Gerçekten öyle he?" Shin
alay eder gibi konuşan bu adamın "yeni gelmiş çaylak olduğunu" düşündü,
hemen ardından "öldürsem kaç yıl yerim acaba? " diye sordu kendi
kendine..Young, Shin' in sinirlendiğini anlamış "Hadi Shin" demişti. "Evet buyrun, göreceklerinize kendinizi hazırlasanız iyi olur"Shin
ellerini yumruk yapmış tırnaklarını avuçlarına batırarak duyduğu
acıyla öfkesini kontrol etmeye çalışıyordu. Tam 2 senedir bu adamın
peşindeydi. Biri son kum taneleri dökülürken kum saatini tekrar
döndürüyormuş gibi. Kısır döngü.. Olduğu yerde sayıyordu. Bu yetmezmiş
gibi birde çaylaklarla uğraşıyordu. Neyse ki ortağı Young öyle değildi.
Aynı onun gibi çalışkan ve zekiydi. Tabi bir de Hye vardı. Bir zamanlar
deli gibi aşık olduğu. Şimdiyse..."Hey adamım uyan. Maktulü
kaldırcaklar bilirsin adli tıp beklemeyi sevmez" diyip koridorun sonuna
doğru yürümeye başladı. Attıkları her adımda kan, idrar, dışkı ve bir
sürü iğrenç esans karışımı daha çok hissediliyordu. Ama onlar bu kokuya
alışmışlardı. Ken sayesinde..Koridoru döndüklerinde ilk dikkati
çeken ortada kanlar içinde yatan anadan doğma cesetti. İsanın çarmıha
gerildiği pozisyonda, kollar iki yana açık, bacaklar bitişik..Sarı
saçları kendi kanında yüzüyordu. Kıpkırmızı.. Gözleri açık, korkmuş,
diğerleri gibi acı çekerken öldüğünü belli ediyordu. Tavana dikilmiş
mavi bir çift göz..İki adam gözlerini kızın baktığı yere çevirdi.
Gördüklerine şaşırmamışlardı. Diğer olay mahallerinde olduğu gibi kan
ile "Black" yazısı.Young "her geçen gün daha bir düzeltti
yazısını" diye mırıldanırken Shin kızın başına eğilmiş "ne kadar güzel"
diye düşünüyordu. "Barbie bebek gibi..Boşuna Ken lakabını haketmiyor
pislik herif" _____1.bölüm sonu______
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

SIYAH-BEYAZ Empty
MesajKonu: Geri: SIYAH-BEYAZ   SIYAH-BEYAZ Icon_minitimePaz Şub. 06, 2011 4:59 pm

2.BÖLÜM zırrr..zırrr "Ahh yer yerim
ağrıyor. Gece yük taşımış gibiyim. Bu arayan da kim? Bir rahat
uyuyamayacak mıyım?" diye söylenirken bu mesleği seçtiğinde, işi
herşeyden öncelikli gören genç Shin' i düşündü. Artık uykusuzluğa
gelemiyordu."Kimsin?" dedi uykulu bir sesle. Saatine baktığında sabahın
5 i olduğunu gördü."Ben doktor Seung hani adli tıptan arkadaşın olan" sesi oldukça neşeliydi. Bu adam hiç mi uyumaz? diye geçirdi aklından."Ahh
kasap Seung kusura bakma uyuyordum da, her normal insan gibi." Kasap
kelimesini bilerek vurgulamıştı. Seung' un bu takma addan nefret
ettiğini gayet iyi biliyordu."Pardon paşamızı uyandırdım. Uykun açıldıysa başlıyorum""Seni dinliyorum" yatakta doğrularak telefonu kullağına iyice bastırmıştı."Kızımızın
kaburgalarının tam ortasından yaklaşık 50 derece açıyla kasıklarına
doğru inen iki derin kesiği var. Bilinci yerindeyken kesildiği ve çok
acı çektiği kesin. Tecavüz yok. uyuşturucu yok. Kaçırılırken oluşan
çürük ve morluları da sayarsak aynı diğerleri gibi..""Ya cinayet aleti?" merakla sormuştu ama cevabını gayet iyi biliyordu."Aynısı. Tırtıklı ekmek bıçağı""Lanet olsun" diye tısladı elini başına götürerek ayağa kalkmıştı."Tavandaki
yazıya gelince sprey ile yazılmış. Balistik raporuna baktım
nalburlarda bulunan, graffiti atan çocukların kullandıklarından.""Evet bundan bende de olması lazım""Olabilr ama onların içinde boya var. Bu kaçık içine kan dolduruyor!""Evet evet evet kahretsin!""Dikkat çeken hiçbir şey kullanmıyor. Bu adam içimizden biri Shin, en büyük sorun bu. Ondan yakalanmıyor""Evet biliyorum ekmek bıçağı ve sprey boya her evde rahatlıkla bulunanlardan." sinirden her yeri gerilmişti."Fikrimi soracak olursan eli bıçak tutan biri""Güldürme beni Seung ayaklarıyla mı doğrayacaktı kızları?" Seung' un ne sorunu var diye düşünmeye başladı."Demek istediğim bütün kesikler çok temiz ve dikkatli açılmış.""Başka bişey var mı?""Üzgünüm
başka birşey yok." Arkadaşının bu adamı ne kadar yakalamak istediğini
iyi biliyordu. Ona yardım etmek için her şeyi yapmıştı ama kayda değer
bir şey bulamamıştı." Bu arada beni bir kaç defa aradı demiştin?
Telefon kayıtlarından bir şey çıktı mı?""İşte burası çok ilginç. Onunla konuştuğuma eminim ama kayıtları yok. Yüzünde şaşkın bir ifade belirmişti.Seung gülerek "Rüyanda görmüş olmayasın?" ."Ya! ben ciddiyim" Yakın arkadaşının ona inanmaması canını sıkıyordu."Neyse kapatıyorum bir gelişme olursa ararım daha kesilecek iki kadavram var" sesinden bu işe can attığı belli oluyordu."Pekala
sana iyi kesmeler" diyip kapattı telefonu. Odasında gezerken aynadaki
silüeti dikkatini çekti. Üstsüz vücudunu incelemeye başladığında
gözleri göbeğine iliştiğinde yüzünde bir tebessüm oluştu. __geri bakış__Hye birlikte yemek hazırladıkları sevgilisinin göbeğini tutarak " Aşkım sende hiç kas yok" demişti.Altdudağını indirmiş küsmüş gibi yaparak "Hye' m baklava dilimi kaslarımı görmüyor musun?""Elma dilimi olmasın o" Hye bir yandan gülüyor bir yandan sevgilisinin doğradığı salataları atıştırıyordu.__geri bakış son__ Hye' ye gitmeyi düşündü. Onu çok özlemişti ama önce Young' la konuşmanın daha iyi olacağına karar verdi."Alo Young""Shin
adamım bu saatte rüyanda mı gördün?" Evet rüyamda kafanı kırıyordum
adamım demeyi düşündüysede vazgeçti.Young onun ortağı ve iyi niyetli bir
adamdı. Ne kadar kızgın olsada onu kırmak istemezdi. İçinden olumlu
bir cevap versin diye dua ederek "ilerleme var mı?""Görgü tanığı yok, cinayet aleti yok. Gerisini zaten biliyorsun"" Lanet olsun! asıl hiçbir şey bildiğimiz yok""Hey adamım lanet okumayı bırak. Aklıma gelmişken bir daha aradı mı seni?"Ona inanmasını umarak "Hayır. Kimse inanmadı zaten. Gayet iyi hatırlıyorum Young, rüya değildi." __geri bakış__Oturmuş adli tıp raporlarına dalmışken telefonun sesiyle irkildi Shin. "Kimsin?""Ken.."
net bir sesle söylemişti. Shin iliklerine kadar donduğunu hissetti.
Elektrik akımına uğramış gibi titredi. "Ss ee n" diye kekeledi ancak.
Ses tonu ben şaşkınım diyordu.. Bir zaman sonra şaşkınlığı sevince
dönüşmüştü.Kısmen..Aradığı kişinin ona bu kadar yakın olması,
yakalamasının an meselesi olduğunun göstergesiydi ya da o öyle
sanıyorudu. " Evet ben, peşimden köpek gibi koştuğun, yakalamak için
herşeyi yaptığın ben.." dalga geçer gibi konuşmuştu. Bu Shin' in daha da
sinirlenmesine yol açıyordu."Seni bulucam aşağılık. Ve bu dediklerini ödeticem!""Beni
bulamazsın." Shin' in sinirleri iyice gerilmişti. Ama Ken, manava bir
sipariş verir gibi ya da işi olduğu için geç geliceğini bildiren biri
gibi konuşuyor onun bu rahatlığı Shin' i daha da geriyordu. "Bulursam ne
yapıcaksın?" bu soruyu gerçekten merak ettiği için sormuştu."Beni bulamazsın Shin kalın kafana sok bunu. Ben senin bakmadığın yerde olucağım. Her zaman... dıtdıtdıt.."__geri bakış son__ "Demek
ki böyle. Moralin bozulmasın adamım mutlaka bulunacak mutlaka.."
teselli verir gibi konuşmuştu ama Shin'in teselliye değil kanıtlara
ihtiyacı vardı."Tamam Young kapatıyorum. Hye' e gideceğim bana
şans dile. Eğer 3 saate kadar dönmezsem ya öldürülmüş olurum ya da
barışmış oluruz" dedi gülerek.Diğer taraftan Young da "Bunu Hye' ye söylememi ister misin?" diyerek Shin'in gülmesine eşlik etmişti. ___________ "Bu
kokuda ne böyle, ocakta bir şey mi unuttu acaba?" yüzünü ekşiterek
mutfağa doğru gitti Shin. Ocakta yemek yok Hye de ortalarda
gözükmüyordu. Korkmaya başlamıştı. Belindeki yarı otamatik tabancasını
çıkartıp kendisine siper eder gibi oturma odasına doğru ağır ağır
adımlar atarak ilerlemeye başladı. Gördüğü manzara karşısında
dizlerinin bağı çözülmüş yere doğru sert bir şekilde düşmüştü. Hye,
Shin ile çok beğenerek aldığı halının üstünde, 2 senedir yakalanamayan
Ken'in maktulleri listesindeki sırasını almıştı. Shin'n kendinden
geçmeden önce gördüğü son şey tavandaki yazı oldu."Black" _____2.bölüm sonu______
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

SIYAH-BEYAZ Empty
MesajKonu: Geri: SIYAH-BEYAZ   SIYAH-BEYAZ Icon_minitimePaz Şub. 06, 2011 5:00 pm

3.BÖLÜM 3 Ay SonraKore, Seoul, saat: 22:10Türkiye, Ankara, saat: 16:10 "
Çıldırmış gibi..Pekte haksız değil Seung, zor günler geçiriyor." Young
seminer için Türkiye' ye giden Seung'a son durumları haber ediyordu.
Hye'nin otopsisini Seung Kore' de olmadığı için yapamamıştı, olsaydı da
yapmazdı zaten. Shin olduğu gibi Hye de onun arkadaşıydı."Psikiyatra gitmeyi kabul etmedi değil mi?" Tanıdığı Shin'in ne kadar inatçı olduğunu gayet iyi biliyordu alacağı cevabı da."Hayır.
Sürekli araştırıyor, ipuçları yakalamaya çalışıyor. Dün Kore' deki
bütün sarışınları araştırmayı teklif etti. Onun için gerçekten
endişeleniyorum." sesindeki tondan da endişe içinde olduğu çok belliydi."Şükürler olsun ki başka cinayet vakası yok olsaydı halini tahmin edemiyorum""Aslında
Shin başka cinayetin işlemesini istiyor, ona göre ipucu bulma ihtimali
yüksekmiş." Seung, Shin' in bunu nasıl isteyebileceğini kavramaya
çalışıyordu"Shin' in peşine adam takmayı düşündün mü?" Yakın arkadaşının peşine adam takacak kadar endişelenmişti durumundan.Seung'
un vericeği cevaptan tedirgindi. "Peşinde ben varım Seung. Kızarsın
diye söylemedim ama o ne yapıyorsa bende belli etmeden onu izliyorum.""Hayır
aksine buna sevindim. Tanıyan birinin ona göz kulak olması çok iyi.
Şimdi uzaktayım ama Kore' ye gelince bende göz kulak olacağım ona.""Tabi ki. Bu arada Türkiye nasıl? Maktullerden biri Türk olduğu için araştırdığım zaman çok güzel bir yer olduğunu öğrenmiştim.""Gerçektende
öyle, halkıda çok samimi. Korelileri çok seviyorlar. Mutlaka ziyaret
etmelisin bu toprakları" Young' un yüzünde bir tebessüm oluşmuştu."Bu işler bittikten sonra neden olmasın?" __________ "Young,
Seung ile konuştuktan sonra arabasıyla Shin' in evinin önüne gelmişti.
Ortağının nasıl olduğu merak etmiş ona baktıktan sonra eve gidip derin
bir uyku çekmek istiyordu. Bu üç aydır Shin onu bir kere olsun
dinlendirmemişti sürekli araştırmasını istediği bir şeyler söylüyordu.
Seung gözlerini ovarak uykusunu açmaya çalışıp arabadan indi. Çağrı
cihazını arabada bıraktığını hatırlayıp merdivenlerden küfürler ederek
geri döndü. Arabasına girip torpido gözünü karıştırdığında bulduğu küçük
aygıtı cebine atıp başını yukarı kaldırdı. Bu sırada Shin' in
apartmandan çıkıp Nissan skyline arabasına bindiğini gördü."Nereye
gidiyor bu adam böyle?" diye mırıldanarak onu takip etmeye başladı.Yarım
saattir peşindeydi ve sonunda hiçbir arabanın geçmediği bir yere
gelmişlerdi. Bu da onu takip etmesini zorlaştırıyordu. Olabildiğince
gerinden gelmeye özen gösterirken büyük daireyi geçtikten sonra onu
kaybetti. Arabasını uygun bir yere bırakıp onu aramaya başladı. Issız
bir depoya geldikten sonra "tanrım bu adam ne yapmaya çalışıyor?"
diyerek tabancasını çıkartıp içeri attı kendini. Deponun içi oldukça
karanlık ve küf kokuyordu. Ağzını açıp Shin diye sesleneceği sırada
kafasına şarjörü yemesi bir oldu. __________ Müthiş
bir ağrı beynine saplanmıştı. Gözlerini açamasıyla ışığın beynine
hücum etmesi bu ağrıyı çok daha şiddetlendirmişti. Kolunu kaldırıp
kafasını tutmaya çalışmış ancak ellerinin bağlı olduğunu anladığı
sırada olan bitenin farkına varmıştı."Uyanmışsın.." Shin elinde ekmek bıçağı duvara yaslanmış, sandalyede elleri bağlı oturan Young' un suratına bakarak konuşmuştu. __geri bakış __"Şimdi gidiyorum ama aklım sende. işim biter bitmez gelicem."---"Ahh her yerim ağrıyor. Gece yük taşımış gibiyim."---"Tavandaki yazıya gelince sprey ile yazılmış. Balistik raporuna baktım nalburlarda bulunan,graffiti atan çocukların kullandıklarından.""Evet bundan bende de olması lazım""Olabilr ama onların içinde boya var. Bu kaçık içine kan dolduruyor"---"Bu adam içimizden biri Shin en büyük sorun bu. Ondan yakalanmıyor."---"Fikrimi sorucak olursan eli bıçak tutan biri. Bütün kesikler çok temiz ve dikkatli açılmış."---"Hye bir yandan gülüyor bir yandan sevgilisinin doğradığı salataları atıştırıyordu."---"İşte burası çok ilginç. Onunla konuştuğuma eminim ama kayıtları yok. Yüzünde şaşkın bir ifade belirmişti.---"Hayır. Kimse inanmadı zaten. Gayet iyi hatırlıyorum Young rüya değildi."---"Beni bulamazsın Shin, kalın kafana sok bunu. Ben senin bakmadığın yerde olucağım. Her zaman..."__geri bakış son__ ____3.bölüm sonu____
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

SIYAH-BEYAZ Empty
MesajKonu: Geri: SIYAH-BEYAZ   SIYAH-BEYAZ Icon_minitimePaz Şub. 06, 2011 5:00 pm

4.BÖLÜM FİNAL "Shin?" diyebildi ancak."Hayır.. Ken diyceksin" bıçağı ters düz edip, rahat yüz hatlarıyla Young' a bakmaya devam ediyordu."Naassıl ollur?" bu yaşadıklarına anlam veremiyordu."Ben
siyahım Young. Unuttun mu kötü olan? Shin daima beyazdı beni kovalayan
beyaz... Asla yakalayamadı, yakalayamazda.. Çünkü ben onun içindeyim.
Benliğinde.." işaret ve orta parmağını birleştirmiş kafasına vurarak
konuşuyordu."Sen.." diyebildi ancak zorlukla yutkunarak. Hiçbir şeye anlam veremiyordu. Tüm gücünü toplayarak "Hye' i sen mi öldürdün?""Ken,
yani ben öldürdüm evet" yüzünde bir tebessüm oluşmuştu."O kız benden
nefret ediyordu, Shin beni yakalamayı isterken o bunu kıskanıyordu zaten
ne buldu o kızda bilmiyorum. Sarışın bile değil.""Önceki
cinayetlerde peki.." derin nefes alarak "maktullerin birbiriyle arasında
bir bağlantı varmıydı, sarışın olmaları dışında?""Hayır
sarışınlara her zaman ilgi duymuşumdur. Onların tek suçu yanlış zamanda
yanlış yerde bulunmalarıydı. "Ağır adımlarla Young'a yaklaşmaya
başlamıştı.Young içinden onu oyalaması gerektiğini biliyordu. Bu
merak ettiği soruları öğrenmesi için iyi bir fırsattı. "Sen Shin ile
aynı vücudu paylaştığınızı biliyordun.Peki Shin?O seni biliyor muydu?""Bilseydi
intihar ederdi inan bana ve dolaylı olarak bende ölürdüm. Bu duyguyla
yaşayamaz. O Güçsüz ve ezik taraf..Hiçbir zaman zeki olmadı."Soruları
sorarken arkada ellerinin bağlı olduğu ipi yokluyor, gevşetmeye
çalışıyordu. "Seninle konuştuğunu söylemişti. Gerçekten konuştunuz mu?""Ahh
şu mesela zihnimizde konuştuk evet. Ona içinden seslendim. Benim
gerçek biri olduğumu sandı kafasında yaşayan biri olduğumu asla
bilmedi." gülerek devam etti "Ama en komiği ne biliyor musun? Dışardan
biri görse deli bu adam derdi." daha fazla kahkaha atmaya başladı.
Young'un yüzüne eğilerek bıçağı boynunda gezdiriyordu. "Peki sen vücudu
ele geçirmişken Shin' de ele geçirir. Bu yüzden korkmuyor musun?"
arkada ellerini yeterince gevşetmiş Ken' in saldıracağı anı bekliyordu."O
hiçbir şey bilmiyor Young, öğrenmeyecekte yine beni araştırmaya devam
edicek. Bende öyle son 2 sene olduğu gibi..Hem biliyor musun? Sende
onun gibi salaksın. Beni yani Shin' den endişelendiğin için onu takip
ettiğini biliyordum. Ve evin önüne geldiğini gördüğümde senden de
kurtulmam gerektiğini anladım. Beni takip edeceğini bildiğim içinde seni
buraya kadar sürükledim. Ken bıçağı gezdirirken Young aniden atak
yaparak onu devirdi. Aceleyle ipleri çözüp Ken' in elindeki bıçağı
yakalamaya çalışırken dengesini kaybedip yere düştü. Bütün gücünü
toplayarak Ken' in bacağını yakalayıp onuda yanına çekti. Bir yandan
dövüşüyor bir yandan silahın nerde olduğunu bulmaya çalışıyordu. Bu
sırada Ken de Young' un boynuna asılmış onu boğmaya başlamıştı. Young
güçlükle nefes alırken ellerini Ken' in belindeki silahı çekmek için
uzattı. Ken' in bunu farkedip dönmesiyle silah sağ tarafa doğru uçmuştu.
İki adamda birbirlerini iterek silaha ulaşmaya çalışıyorlardı. Young'
ın silahı kapmasıyla Ken üstüne çullanmıştı. Bu sırada bir patlama
bütün depoda yankılandı. ___________ "Çoklu
kişilik bozukluğu.." Seoul Akıl Hastalıkları Hastanesinde 358.
numaralı hasta odasında oturan Young, derin bir nefes alarak
konuşmasına devam etti. "Tıptaki adıyla dissosiyatif kişilik bozukluğu.
Kısacası bir vücutta birden fazla farklı karakter olmasıymış. Doktor
buraya girmeme başta karşı çıktı Shin." tekrar derin bir nefes alıp "
Yoksa Ken misin?" diye ekledi. Beyaz bir oda da yatağa kolları ve
ayakları bağlanmış bir şekilde yatan Shin başını hafifçe doğrulttu.
Yüzündeki acıyı belli ederek "Young..Ken benim içimdeymiş.." diyebildi
ancak. Genç adam topallayarak Shin' in yanına gidip elini sıktı.
Topalladığını gören Shin daha çok üzüldüğünü belli eden yüz hatlarıyla
"O mu yaptı? Hayır hayır ben yaptım bunu sana. Hye' e ve daha bir sürü
kıza..." Gözünden yaşlar geliyordu. Young, Shin' in elini daha çok
sıkmış onu teselli etmeye çalışıyordu. "Hayır senin bir suçun yok
onları Ken öldürdü. Ayrıca ayağımı merak etme kurşun sıyırıp geçti
yakında düzelir." dedi gülümseyerek."Kendimi öldürmek istedim Young. Öldürmek..."Aniden
Shin' in yüz hatları gerilmiş Young' un koluna asılmıştı. Ken' e
dönüştüğünü kim görse anlardı. Young, kolunu çekmeye çalışarak bir
yandan "personel yardım edin!" diye bağırıyor bir yandan öbür eliyle
yatağın başındaki yardım butonuna basıyordu. "Bacağına değil beynine
gelmeliydi o kurşun seni gerizekalı!." kolunu daha çok sıkarak "Evet
kendini öldürmek istedi. Seni pislik!. Bunları ona kim yaptı sanıyorsun?
Sen yaptın! Her şeyi anlaması iyi mi oldu?" Aniden içeri giren hastane
personelleri Young'un kolunu kurtarıp Shin' e uyuşturucu yapmayı
başarmışlardı.Young, büyük bir kaygı ve üzüntüyle kapının ucundan son
bir kez eski ortağına baktı. Onun giderek kesilen hakaret dolu sesi,
hastane koridorlarında uğultuya dönüştüğünde başını öne eğip yürümeye
devam etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
SIYAH-BEYAZ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Beyaz Kurdele
» Beyaz Yalan
» Beyaz Audili Prens

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Hanguk Iyagi :: Bitmiş Hikayeler-
Buraya geçin: