Gizli Hayran

Gizli Hayran(one shot) Adı:Gizli HayranYazarı:Havva KILIÇTürü:RomantikOyuncular: Min Dae Ho, Su Dae(Rümeysa Kaya) Not:Bu
hikayeyi arkadaşım Rümeysa Kaya’ya adıyorum.Umarım beğenirsin Rümiş.Bu
benim ilk hikayem bu yüzden acemiyim.Hatalarım olduysa benim affedin ama
söylemekten de çekinmeyin lütfen. Umarım zevkle okursunuz. Yayınlayan: Tweety^^ Su
Dae penceresinden içeri süzülen ve yüzünü aydınlatan güneş ışınlarına
daha fazla dayanamayarak uyandı.Gözlerini kısıp eliyle gözüne siper
aldı.İçinden lanetler okuyarak yataktan kalktı.Her sabah güneşin onu
böyle uyandırması şart mıydı sanki?Oysa güneş Su Dae’yi umursamadan hala
etrafına ışıklar saçmaya devam ediyordu.Su Dae aklının bir köşesine
yatağını odaya güneşin vurmadığı bir yere koymayı not aldı ve yüzünü
yıkamak için banyoya gitti.Banyodan çıkınca kahvaltı için mutfağa
yöneldi.Kendine harika bir omlet yaptı yanına da portakal suyu sıkıp
afiyetle hepsini yedi.Su Dae bu evde yalnız yaşıyordu. Küçükken annesi
ve babasını kaybettikten sonra tek akrabası olan teyzesiyle yaşamaya
başladı ama kader onun yüzüne gülmedi ve son yakınını da geçen sene
elinden aldı.Bu olaydan sonra Su Dae ,teyzesinden kalan bu evde yaşamaya
devam etti.Teyzesinden kalmış olan mirasla ve okul dışında çalıştığı
işten kazandığı parayla geçiniyordu.Su Dae lise son sınıf
öğrencisiydi.Hep mimar olmak istemişti.Bu yüzden sınavlara sıkı
çalışıyordu zaten okulda da dersleri çok iyiydi.Su Dae bunca olaydan
sonra bu kadar güçlü olmayı babasından öğrenmişti.Babası ona küçükken
hep ’’Başarmak için çok çalışmalısın ve şunu asla unutma hayat denen bu
yarışı ancak her zaman güçlü olup dim dik ayakta durarak
kazanabilirsin.’’Su Dae her zaman babasının bu sözünü hatırlayarak
kendinde güç buluyordu. Kahvaltı masasını topladıktan sonra solana geçip
koltuğa yayıldı.Oturur oturmaz aniden kalkıp kapıya yöneldi.Kapıyı
açınca önündeki bir kağıt ve bir gülü görünce heyecanla alıp içeri
girdi.Su Dae’ye bu kağıtlar ve güller yaklaşık bir iki ay öncesinden
gelmeye başlamıştı.Su Dae’nin bu gizli hayranı her gün hiç aksatmadan
kapısına gizlice bırakıp gidiyordu.Su Dae ,gülü diğer güllerin yanına
koyarak heyecan içinde kağıdı açıp okumaya baladı. ‘’Günler
geçiyor ve benim sana olan aşkım her geçen gün daha çok artıyor.Aynı
zaman da yanında olamamak ve kokunu içime çekememekte ayrı bir azap
yaşatıyor bana.Sana olan aşkımı karşına geçip haykıramamak her gün daha
çok acıtıyor kalbimi.Artık bu acılara katlanamıyorum seni delice seven
bu insanla tanışman çok uzak değil.’’ Su Dae bu satırları
okurken kalbinin delice çarptığını fark etti.Su Dae da bu gizli
hayranını çok merak ediyordu ama Su Dae bu gizli hayranının sadece bir
kişi olmasını istiyordu.Min Dae Ho.Su Dae,sınıflarında ki bu çocuğu
okula geldiği ilk günden beri delicesine seviyordu.Dae Ho fazla konuşkan
bir kişiliğe sahip değildi.Gerekmedikçe konuşmayan, kendine sorulan
sorulara kısa ve net cevaplar veren, sessiz kendi halinde bir insandı.Su
Dae bir çok kez ona açılmayı denemişti ama hep tereddüt etmişti.Su Dae
pencereden dışarı bakıp derin düşünlere dalmışken birden aklına bugün
mezuniyet balosunun olduğunu hatırladı ve hemen hazırlanmaya
başladı.Önce saçlarından başlamaya karar verdi.Banyoya gidip saçını
yıkadı ve kuruladıktan sonra fön çekmeye başladı.Su Dae, uzun siyah ve
ipek gibi yumuşacık saçlara sahipti.Bu özelliğini annesinden
almıştı.Saçlarıyla uyumlu olan siyah gözlere, küçük bir buruna, şirin
yanaklara ve dolgun dudaklara sahipti.Babası küçükken hep onun bu
güzelliğini annesinden aldığını söylerdi.Haksız da sayılmazdı çünkü
kendisi bile annesinin resimlerine bakarken ona ne kadar çok benzediğini
görüyordu.Saçlarını fönleştirmeyi bitirince geçen gün balo için aldığı
beyaz kıyafeti büyük bir özenle dolabından çıkardı.Kıyafeti üzerine
giydikten sonra masasının üzerinde bulunan kutuyu eline aldı ve içinden
çiçekli güzel bir toka çıkardı.Bu toka ona annesinden kalan tek
şeydi.Tokaya bakıp gülümsedikten sonra saçını tokayla yandan
tutturdu.Hafifçe bir makyaj yaptıktan sonra nasıl göründüğünü merak
ederek odasında ki boydan aynasının karşısına geçti.Aynada ki
yansımasını görünce bir iki adım geriye doğru sendelenmekten kendini
alamadı.Bu gerçekten kendisi miydi?Şaşkın gözlerle aynada ki yansımasını
baştan aşağı süzdü.Aynı bir meleği anımsatıyordu.Bir kaç dakikalık
şaşkınlık sürecinin ardından saatine bakarak artık gitmesi gerektiğinin
kanısına vardı ve elbisesine uygun çantasını da yanına alarak evden
çıktı.Bir taksi çevirerek balo yerinin adresini verdi ve dışarısını
seyretmeye başladı. ~~~~~~~~~~~~ Su Dae
insanların arasından geçerken insanların bakışlarının üzerinde
gezindiğini hissediyor ve yanaklarının kızarmasına engel olamıyordu.Boş
bir masaya geçip etrafını izlemeye koyuldu. Sahneyi ve masaları süsleyen
bembeyaz süslerle etraf çok hoş gözüküyordu .Masaları çevresinde daire
olmuş birbirleriyle koyu sohbetlere dalmış arkadaşlar, etrafı
izleyenler,kol kola girmiş sevgililer…Ama Su Dae’nin gözleri sadece bir
kişiyi arıyordu.Okul müdürü sahneye çıkarak konuşma yapmaya
başladı.Müdür konuşma yaparken Su Dae’nin gözleri hala sevdiği çocuğu
arıyordu.Su Dae en sonunda pes ederek gözerini devirdi.O sırada gözü
masanın üzerindeki kağıda takıldı.Kağıdı eline alarak okumaya başladı. ‘’Sanırım
artık tanışma vakti geldi.Seni arkandaki yolda güzel bir sürpriz
bekliyor.Yolu takip et.Bıraktığım ipuçlarıyla bana ulaşacaksın.Seni
sabırsızlıkla bekliyor olacağım.’’ Su Dae kağıdı okuduktan
sonra arkasını döndü ve bir süre düşündükten sonra ne olursa olsun
gizli hayranını kim olduğunu öğrenmeye karar verdi ve yürümeye
başladı.Biraz ilerledikten sonra yerde bir kağıt buldu ve eğilerek
kağıdı aldı. ‘’ Yürümeye devam et.’’Su Dae
ilerlerken yerlere bakmaya devam ediyordu.Şimdi fark etmişti.Yerler gül
yapraklarıyla süslenmişti .Yine yerde bir kağıt buldu ve onu da yerden
alarak okudu. ‘’Doğru iz üzerindesin.’’Su Dae’nin içinden bir ses bu kağıtlardan daha da bulacağını söylüyordu.Biraz sonra bir kağıt daha buldu. ‘’Sağa dön.’’ Kağıdı okuduktan sonra sağa döndü .Biraz sonra yine bir tane buldu. ‘’Yaklaştın.’’ Su Dae artık sabırsızlanmaya başlıyordu.Hızını artırarak Gözlerini yerden ayırmadı ve bir tane daha… ‘’Biraz daha sabret .’’ Bir sonrakinde: ‘’Az kaldı.’’ Daha sonraki: ‘’İşte geldin.’’ Su
Dae kafasını kaldırıp etrafına baktı.Ama burada kedisinden başka kimse
yoktu ki.Etrafına daha dikkatlice bakmaya başladı ve biraz ilerisinde
bir kağıt gözüne çarptı.Kağıdın yanına gidip eline aldı ve kağıdı okudu. ‘’SARANGHAE’’Su
Dae kağıdı okuduktan sonra etrafına baktı.Hani gizli hayranıyla
tanışacaktı?Nerede?Yoktu işte.Su Dae hayal kırıklığıyla başını aşağıya
eğdi.O sırada arkasından gelen sesle aniden irkildi. ‘’Saranghae’’ Su
Dae hızlıca arkasını döndü ve olduğu yerde dona kaldı.Bu gerçekten
olabilir miydi?Karşısındaki yıllarca delicesine sevdiği çocuk olabilir
miydi?Su Dae kalp atışlarının hızlandığını hissediyordu.Evet bu gerçekti
karşısındaki Dae Ho’ydu ve ona en güzel gülümsemesiyle bakıyordu.Dae
Ho’nun da hali Su Dae’den farksızdı.O da çok heyecanlı gözüküyordu.Genç
adam tüm cesaretini toplayarak sevdiği kıza doğru birkaç adım attı ve
elindeki beyaz gülü uzatarak ‘’Su Dae kız arkadaşım olur musun?’’ bu
soru üzerine Su Dae’nin kalbi daha hızlı çarpmaya başladı.Su Dae
karşısında endişeli gözlerle kendisinden cevap bekleyen genç adama
baktı.Yaşadığı anın şokunu atlatıp Dae Ho’nun boynuna atladı ve
kollarını sevdiği çocuğun boynuna doladı.Gözünden düşen birkaç damla
mutluluk gözyaşına engel olamadı. Dae Ho kabul edilmenin şaşkınlığını
üzerinden atarak sevdiği kıza sımsıkı sarıldı ve kokusunu içine çekti.Su
Dae sevdiği adamın kulağına ‘’ Saranghae’’dedi.Şu an ikisinin de
mutluluğunu kimse bozamazdı. Birbirlerini ilk gördüğü andan itibaren
delicesine seven bu iki genç şimdi yılların hasretini birbirlerine
sarılarak çıkarıyorlardı.Bir anda bir şey etrafı
aydınlattı.Birbirlerinden ayrılarak ikisi de kafasını gökyüzünü
kaldırdı.Havai fişekler ard arda havada patladığını gördüler.Dae Ho
sevdiği kızı belinden tutup yanına çekti ve birlikte bu eşsiz manzarayı
seyretmeye başladılar.İkisi de susuyor bu eşsiz anın tadını
çıkarıyorlardı.Su Dae gökyüzünü izlemeye devam ederek sevdiği adama
‘’Sonsuza dek yanımda ol.’’ dedi.Dae Ho sevdiği kızın saçını öperek
kokusunu bir kez daha içine çekti.’’Sonsuza dek yanında olacağım.Seni
hiç bırakmayacağım’’ dedi.