[YARISMA] Özel Bir Hayran Mesaji

Beyza JungMin Benza Triple’s



Özel Bir Hayran Mesajı (Yarışma İçin)

Sabah 7.30. Telefonunda kurmuş olduğu alarm at sesi çıkararak evi
inletiyordu. Jungmin ne kadar uyanmak istemese de bu ses onun dikkatini
çekmişti. Muhtemelen akşamki provalarında yardıma gelen Jun yapmıştı. İçini
yine bir hüzün kapladı. Göz bandının arkasında gizlediği nemli gözlerinin kenarından
ufak bir damla aşağı süzüldü. Tam bir yıldır ayrı faaliyetlerle uğraşıyorlardı.
5 yıl önceki gibi aynı evde olmayı belki yüzüncü kez diledi ve göz bandını
çıkardı. Yatağında doğrularak ayağını aşağı sarkıttı. Yeşil kurbağalı
terliklerini ayağına geçirerek ayağa kalktı. Kollarını yukarı doğru esnetti.
Sırtının ortasından gelen o "Kıtırt" sesini duyunca her zamanki gibi
tebessüm etti. Jun bu sesi ilk duyduğunda "Sen kesinlikle bir at
olmalısın" demişti. Hyun ise Jungmin'in kesinlikle bir uzaylı olabileceğini
düşünüyordu. Jungmin bunları düşünerek odasından çıktı. Banyoya girip elini
yüzünü yıkadıktan sonra çalan telefonunu almak için odasına döndü. Menajer
Kim'den mesaj gelmişti. Bugünkü programın ayrıntılarını yazmıştı. 11'den öğlen
2'ye kadar KBS Tv'deki çekimleri vardı. SS501 olarak gideceklerdi. Young
Saeng'in yeni çıkan albümü, Kyujong'un yeni müzikali , Jun'un albümü ve tabiki
kendisinin "Not Alone" albümü ön planda olucaktı. Bugünün hem
heyecanlı hemde hüzünlü olacağını düşünüyordu. Yeniden bir araya gelip albüm
çıkartmayı ve Triple'sleri mutlu etmeyi istiyordu. Üzerine yeşil hırkasını alıp
merdivenlerden aşağı indi. Büyük salonu geçip mutfağa girince evin ne kadar
büyük ve boş olduğunu farketti. Masanın üzerindeki yarım mumlar dikkatini
çekti. "Young saeng hyung 3 gün önce geldiğinde yakmış olmalı" diye
geçirdi içinden. Mutfağa girip dolabı açtı. Dün sıkmış olduğu havuç suyunun
içinde olduğu sürahiyi çıkarıp bir bardağa doldurdu. Havuç suyu içmeden güne
başlayamazdı. Bardağını alıp salona geçti. Dizüstü bilgisayarını kucağına açıp
hesaplarına bakmaya başladı. Önceliği tabiki twitter hesabıydı. Bir günde
5000'den fazla kişi twitterda takip ediyordu. Her yazdığı olay oluyordu. Ama bu
son günlerde bir kişi dikkatini çekmişti. Grupla ilgili değil hep bireysel
sorular soruyordu. O devrik korecesi ve ingilizcesiyle yazdığı yazıları okumak
hayli zordu. Jun'a Popsinseoul programında ulaşan hayranıydı. Yaklaşık iki
hafta önce o hayranı twitterda bir resim paylaşmış ve Jungmin'ide bu resme
etiketlemişti. Jungmin bu resme hiç bakamamıştı. Bardağını elinden bırakıp
bilgisayara yoğunlaştı. Bu hayranın profiline girip o resmi bulmaya çalıştı.
Profilin her bir satırında Jungmin'in adı geçiyordu. Gülümsemekten kendini
alamadı. Sonunda etiketlendiği resmi buldu. Resim açıldığında resmen
bilgisayarının ekranına yapışmıştı. Kendisini görüyordu ekranda. Kendisinin
karakalem çizilmiş halini. Resme hayran hayran bakarken kapı çaldı. Bilgisayarı
koltuğa bırakarak kapıya koştu. Jun ve Kyujong gelmişti. Kyujong "Oo adamım
uyanmışsın. Hemde tek başına! Dur bir dakika ev sağlammı" diyerek
Jungmin'in elini tutup sırtına vurdu. Jun " Hediyemi beğendinmi Jungmin ah
" diyerek elini saçına götürüp sırıttı. Jungmin sabahki alarm sesini
hatırladı.Onları içeri davet etti. Jun durmadan konuşuyordu. Dün akşamki
provadan sonra sokakta gördüğü yavru köpeği anlatıyordu. Jungmin yeniden
bilgisayarını kucağına aldı. Ve resme tekrar odaklandı. Resim gerçekten iyi
çizilmişti ve gerçekten ona çok benziyordu. Kyujong ve Jun'a resmi gösterdi.
İkiside resmi çok beğendi. Jun resmi kimin çizdiğini sordu. Jungmin
"Popsinseoul programında sana mesaj yollayan hayran çizmiş. " dedi
resmin üzerindeki kızın adını göstererek. Jun " Ha Benza bu o türk kız
değil mi" dedi gözlerini kocaman açarak. O mesaj Jun'u çok şaşırtmıştı.
Türkiye'den hayranı olabileceğini hiç düşünmüyordu. Gerçekten dünya yıldızı
olmalıydı. O an aklına kızın mesajı geldi. SS501 adına konuşmuştu kız. Ve
Jungmin'i çizdiğine göre muhtemelen onun hayranıydı. Jungmin Jun'un sessizce
düşündüğünü görünce omzuna vurdu " Hey o benim hayranım bak beni
çizmiş" dedi böbürlenerek. Jun'un ilgilenmiyormuş gibi yaptığını gören
Jungmin gaza gelip bir bir saymaya başladı " Hem bak annemin anneler
gününü kutlamış , Parmağım için geçmiş olsun bile demiş" dedi kızın ona
yazmış olduğu yazıları göstererek. Bu olay gerçekten hoşuna gitmişti. Bu kadar
uzaktan ona ulaşmaya çalışan bir hayranıyla konuşmak ilginç gelmişti. Ve kızın
profilindeki follow tuşuna bastı. Ve mesaj butonuna basıp yazmaya başladı.
Öncelikle SS501'e ve kendisine bu kadar hayran olduğu için teşekkür etti. Resim
için ayrıca teşekkür ettikten sonra mesajını gönderdi. İçini çocuksu bir
heyecan kaplamıştı. Yerinden hızlıca kalkıp Kyu ve Jun'a gülümsedi. Yukarı
odasına giyinmeye koştu hızlıca. Giyinirken telefonundan menajerini aradı. Bir
yandan giyinip bir yandan konuşmaya başladı. Bugünkü programda yapmak istediği
birşey vardı ve bunun mümkün olup olmadığı sordu. Menajerinden olumlu cevap
alınca telefonu kapattı ve hızla aşağı indi. 3'ü evden çıkıp çekimin olacağı
kanala gittiler. Hyun ve Saeng onları bekliyordu. Her hafta olmasada ayda bir
mutlaka 5'i bir araya geliyordu. Soyunma odalarına doğru yürüdüler. Yaklaşık
yarım saatte hepsi saç , makyaj ve kıyafet olarak hazırlardı. Jungmin tekrar
menajeriyle konuştu ve iletişim bilgilerini verdi. Program başlamıştı. Beyza
televizyonu açıp babasına zorla aldırdığı dünya paketinde olan KBS kanalını
açtı. Bugün önemli bir program vardı.

SS501 uzun bir aradan sonra beraber canlı bir programa konuk olmuşlardı.
Televizyonun sesini neredeyse sonuna kadar açıp izlemeye başladı. Jungmin
karşıda programın yönetmeniyle konuşan menajerini izliyordu. Yönetmen büyük bir
kahkaha atıp onayladı. Ve sunucuya kulaklıkla bildirdi. Sunucu kadın "Evet
bugünkü konuklarımızın bize bir süprizi var. SS501 bugün bizden bir ricada
bulundu. Uzak çok uzak bir ülkeden bir hayranlarıyla görüşmek istediklerini
söylediler. Bunun özel bir nedeni varmı?" dedi genç sunucu. Hyun ve Saeng
konuyu bilmedikleri için şaşkın şaşkın baktılar genç kadına.Jungmin gürültülü
bir kahkaha atıp herkesin dikkatini üzerine çekti ve Jun'un mesaj olayından
itibaren anlatmaya başladı. Bitirdiğinde ise en büyük şoku ekran başında onları
izleyen hipnoz olmuş gibi ekrana bakan o gözleri kocaman açılmış kız geçirdi.
Beyza için o an durmuş gibiydi. Taki ekranda onun çizdiği resmi görene kadar.
Demek çizdiği resmi görmüştü. Jungmin menajerine bu resimden bahsetmişti.
Menajer Kim ise resmin çıktısını alıp sunucuya vermişti. Saeng çizilmiş resme
hayran hayran bakıp " Vay canına gerçekten çok başarılı bunu çizen
hayranımızı takdir ediyorum " diyerek sevimli sevimli ekrana gülümsedi.
Beyza evde resmen curcuna oluşturdu. Evde kim varsa televizyon başındaydı.
Tabiki babası hariç. Babasına göre "Kore" boş bir hayal, geçici bir
hevesti. O sırada telefonu çalmaya başladı. Program reklamda olduğundan hemen
kalkıp telefonuna uzandı. Eline aldığında karşısında birsürü numara duruyordu.
Merak edip telefonu açmasıyla "Annyeong" sesini duyması bir oldu.
Program onu arıyordu. Beyza bayılmamak için derin nefesler almaya başladı ama
kendini tutamıyordu çığlık atmaya başladı. Birazcık sakinleşince kadına yarım
yamalak korecesiyle selam verdi. Kadın ingilizce olarak anlatmaya başladı.
Programda SS501 üyelerinin onunla konuşmak istediklerini söyledi kadın. Beyza
"Aman Allahım ve Oh my God "'larının arasında onayladığını belirten
kelimeleri söyleyip duruyordu. Telefondaki kadın gülümseyip beklemesini
söyledi. Beyza tekrar televizyona döndü. Kalbi sanki göğüs kafesinde değilde
boğazında gibi atıyordu. O sırada reklamlar bitti ve program başladı. Kulağında
telefon ekrandaki programı izliyordu. telefondaki kadın tekrar konuşmaya
başlayıp birazdan üyelerin selam vereceğini yayına bağlayacağını söyledi. 2
dakika beklemişti fakat bu bekleyiş Beyza'ya 10 saat gibi gelmişti. En sonunda
ekrandaki kadın telefonun bağlandığı haber verip selam verdi. Beyza telefonun
sesini kapatıp titrek sesiyle kadına karşılık verdi. Annesi ise diğer odadan
kanalı açıp kaydediyordu. Jungmin Beyza'yı duyunca elini sallayıp selam verdi.Beyza
ise "Omoo oppa ben şuan ne yapacağımı bilmiyorum gerçekten sen misin"
diyebildi. Programda kahkaha fırtınası oluştu. Jungmin arkasını dönüp bütün
üyelere kaş göz işareti yaptı ve o her zamanki kendilerini tanıtma sözlerini
yani "Annyeonghaseyo Double s o gong Il İmnida" diyerek el
salladılar. Ve beyzayı tanımak için sorular sordular. Her üye ayrı sorular
sorup merak ettiklerini öğreniyorlardı. En çok sordukları ise Türkiye'de ne
kadar hayranı oldukları, en yakışıklı üyenin hangisi olduğunu ve en iyi solo
albümün kimin solo albümü olduğuydu.Beyza hepsine tek tek cevap verdi. En
sonunda Jungmin resim için teşekkür edip bir süprizden bahsetmeye
başladı."Beyza sen şuan bizim için çok uzak ülkede bulunan hayranımızsın
ve seni özel yüzyüze hayran buluşmamıza davet ediyorum. Sadece sana özel bir
hayran buluşması" diyerek göz kırptı. Beyza anılarını anlatırken elini
sımsıkı tutan küçücük ele baktı. O küçücük elin sahibi Park Su Min heyecanla
annesinin elini daha da sıktı " peki annecim sonra ne oldu? Geldinmi
buraya ?" dedi yerinde merakla zıplayarak. Beyza Sumin'in çenesini hafifçe
tutarak burnunun ucunu öptü " Elbette geldim. Eğer gelmeseydim ve babanı
tanımasaydım bu kadar güzel bir kızım olmazdı değil mi?" dedi
gülümseyerek. Sumin annesinin güzel iltifatını duyunca "gerçekten
güzelim" der gibi boynundan saçlarını arkaya savurdu. "Hey ne
konuşuyorsunuz bakıyım" diyerek içeri Jungmin girdi. Anne kızı yanyana
sarılmış görüpte kıskanmaması elinde değildi. Kızını kucağına alıp sarıldıktan
sonra Beyza'nın yanına oturup diğer elinide ona sardı."Ee ne
konuşuyordunuz?" diye sordu merakla. Sumin heyecanla " Babacım annem
sen olmasaydın bu kadar güzel olamayacağımı söyledi" diyerek kıkırdadı.
Jungmin " Ee seksi karizmam sayesinde" diyerek kahkaha attı. Beyza
ise gözleriyle işaret edip " Miiin çocuğun yanıda böyle şeyler söyleme
sonra oda babası gibi seksi olursa işimiz zor" dedi gülerek. Jungmin
" senin gibi güzel benim gibi göz alıcı olursa ona yaz gözle bakan erkek
sineği bile öldürebilirim" dedi hafif gülerek. Ve Sumin'e daha sıkı
sarıldı ..



Şule Beyza Köksal