Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 [YARIŞMA] SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

[YARIŞMA] SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ Empty
MesajKonu: [YARIŞMA] SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ   [YARIŞMA] SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ Icon_minitimeCuma Haz. 03, 2011 6:27 pm

SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ/ Zeynep Beyza Doğan Geri
gelmemek üzere mi bu yolculuğum? Vazgeçmek... Hayatımı adadığım tüm
değerlerden vazgeçmek...Karşılığında ise sessizlik,can yakan koca bir
sessizlik...*** *** *** *** *** *** *** *** *** *** ***'Hayranlarını bu kadar çok mu seviyorsun?''Onlar olmasa ben bir hiçim.'Kalbimi
esir alan gülümsemesiyle söylemişti tüm bunları.Gözlerinde yine o
tanıdık ışıltı vardı.Başımı ellerimin arasına alıp,kurtulmaya çalştım
tüm anılardan.O yoktu artık...Tüm fotoğrafları topladım belki yüzüncü
defa atmak için ama yapamadım.Cebimdeki telefonun titremesiyle kendime
geldim.Kyu beni acil olarak yanına çağırıyordu.Bardakta kalan viskinin
son damlalarını da bir yudumda bitirip dışarı çıktım.O gittiğinden beri
anlamını yitiren koca şehre baktım.Onu bulacaktım...*** *** *** *** *** ***Gülümsememi
sağlayan çiçeklerimdi onlar...Elimdeki son şekeri de verdim ve dolgun
yanaklarından öptüm tekrar küçüğün.Her akşam gelirlerdi mutlaka beni
ziyaret etmek için.Onlar kalbimdeki yalnız çoçuğu sevindirirlerdi ben de
onların ceplerini doldururdum.Aramızdaki gizli bir
anlaşmaydı,konuşulmadan imzalanan...*** *** *** *** *** ***'Sanırım
onu bulduk' kelimesi beynimin içinde dolaşıyor,kenarda köşede
uyuyakalmış tüm nöronlarımı uyandırıyordu.Her şeyi uyandırıyordu
nefretimi,öfkemi,aşkımı,hatıralarımı...Jung Min'in sesiyle
kendime geldim.Gitmek istediğine emin misin,diyordu.Gitmeliydim...Her
şeyin hesabını vermeliydi.Young Saeng elime adresin yazılı olduğu bir
kağıt vermiş ve şans dilemişti.Şans benim için ne ifade ediyordu?Onu
geri almak için mi gidiyordum?Hayır,hayır onu geri almak içn
değil;onunla kaybolan ruhum için gidiyordum.Hyung Joon'un elime
tutuşturduğu araba anahtarına baktım bir müddet.Gitmeli miydim? Şimdiye
kadar gizlice büyüttüğüm umudumu sonsuza dek yok ederse ne
yapacaktım?Hayatımın kumarını oynuyordum belki o adrese doğru yol
alırken.Elimdeki kartlar mı?Hayatımı dolduran koca bir aşk,sizce yeterli
mi?*** *** *** *** *** ***Kulaklıklarımı çıkarıp
rengarenk çiçeklerle bezenmiş bahçeme baktım.Burası iki yıldır benim
dünyam olmuştu.Anılarım aklıma geldikçe her şeyi yok etmek
istiyordum.Kimi kandırıyordum?Mutlu olduğumu mu sanıyordum?Odama geçip
sandığımı açtım tekrar.Geçmişime açılan tek kapıma gittim.Hayran
hediyelerime baktım bilmem kaçıncı defa.Onlar benim her şeyimdi,öyle
demiştim Hyun'a.Şimdi ise benden nefret eden kaç kişi vardı kim
bilir?Geldiğim duruma bakıp hüzünlü gülümsememe engel olamadım.Aklıma
yine 'o' geldi.Anmaktan kaçındığım 'o'.Kalbimde kök salmış zehirli bir
ağaç vardı beni her gün yok eden.Büyüdükçe,bakmaya kıyamadığım sevgimi
lekeleyen bir ağaç...Ruhum yıllardır sonbaharını yaşıyordu onun
sevgisini atmak istercesine.Her yaprakla bir anımı döküyordu.Belki de o
yüzden açamadım yeni duygulara kalbimi,düşen yapraklara zarar gelmesin
diye.Belki de o yüzden kendim bile gezinemedim ruhumun
derinliklerinde.Kuş cıvıltıları yoktu artık benim gönül bahçemde,çocuk
sesi yoktu.Kalbimin güçlü atışına inat kimse ses çıkarmazdı.Benim aşkımı
notalar yazdı,notalar bozacaktı...*** *** *** *** *** ***İnemedim
arabadan.Öylece izledim huzur veren güzelliğini.Hüzünlüydü sanki o
da.Yoksa o da beni özlüyor muydu?Bir müddet sonra içeri girdi.İşte onu
bulmuştum ama bedenim beynimin komutlarına itaat etmiyordu.Ne kadar
zaman geçti anlamamıştım ama kararımı verdim.Konuşmasına fırsat vermeden
ona sarılacak,ait olduğu yeri gösterecektim.Kokusunu doya doya içime
çekecek,cennet bahçelerinde gezinecektim.Benim arabadan inmeme fırsat
vermeyen bir çocuk topluluğu evin önünü sarmıştı.Bir müddet sonra kapı
açıldı ve o karşılığında dünyaları verebileceğim gülümsemesiyle
çocuklarla oynamaya başladı.İçimde yükselen öfkenin adımlarını
hissedebiliyordum.Mutlu muydu?Terk edip gitti ve hala gülebiliyor
muydu?Hışımla arabadan çıktım ve o eve girecekken arkasından
seslendim,iki yılın acısını tek bir nefeste atmak istercesine seslendim.-Yoo Rin!*** *** *** *** *** ***Bu
o ses mi?Saklıca konserlerine geldiğim,her kelimesiyle işkence
çektiğim ses mi?Yavaşça arkama döndüm ve beni içine çeken öfke dolu
gözlere baktım.Kalbim hayatının rekorunu kırıyordu belki de tüm hızıyla
atarken.Sadece baktım,bakabildim hayatımın gayesine...-Mutlu
musun?Hiç bir şey söylemeden çektin,gittin ve hala mutlu musun öyle
mi?Tek bir not bile yazmadın,aramadın ama hala gülebiliyorsun!Söylesene
bu kadar kolay mıydı senin için her şey?!Kalbim onun sözleriyle
tüm yaşamını yitirmişti.Gözlerim akmak için can atan gözyaşlarımla
uğraşırken sadece baktım ona.Ellerini yumruk yapmış bana
bakıyordu.Bakışları öfke saçıyordu.-Konuşmak bile istemiyor
musun?Herkesin hayranı olduğu sesini benden mi esirgiyorsun?Hiç mi bir
şey ifade etmedi sana yaşadıklarımız?Yalan mıydı gülücüklerin?Madem her
şey yalandı nasıl benim aklımı başımdan aldı?'Seni Seviyorum'
kelimelerinle büyülenen kalbimi sessiz gidişinle parçalamaya hakkın var
mı?Söz vermiştin hani sonsuzluğa beraber uzanacağımıza?Mühürlenmişti
hani kalplerimiz notalarla?Tek bir şey söyle sesine hasret
kulaklarıma.Tek bir cümle yeterli kalbimin ayrılığına.Cenneti
bahşettiğin yaşamıma tek bir hediye daha...Hiç bir ses kaydı sen
değil...Hiç bir kelime anlatamaz seni bana.Tek bir şey söyle bana.Nedeni
vardı de.Her şeyin bir açıklaması olduğunu söyle ki tutunamadığım
hayata karşı son bir mücadelem olsun.Artık gözyaşlarını tutamıyor
karşımda tek tek bırakıyordu incilerini.Ağlamamlıydım...Her şeye bu
kadar dayanmışken bırakamazdım.Bakışlarımı yere doğru çevirdim.Ne
diyebilirdim ki?Şimdi ona sarılıp 'seni seviyorum' diyebilmek için neler
vermezdim.Bana yaklaştığını hissedebiliyodum.Omuzlarımdan tuttu ve
sarsmaya başladı.-Konuş!Senden nefret ediyorum de!Hiç sevmedim de
ama susma!Anlamıyor musun susukunluğunla canımı acıtıyorsun.Sevgin
hayatımın ışığıyken damarlarımda dolaşan bir zehre döndü.Tek sözün
yeterken sen onu bile esirgiyorsun!Benden bu kadar mı nefret
ediyorsun?!Bırakmak bu bu kadar basitse neden sevdirdin kendini?Lanet
olsun!Tek bir damla gözyaşını bile fazla görüyorsun!Senden de sevginden
de nefret ediyorum!Şimdi iyi dinle Kim Yoo Rin!Bundan sonra benim için
yalnız iğrenç bir hatıra olarak kalacaksın!Son sözleri bu
olmuştu.Hızlı adımlarla çıktı bahçemden.Bu kadar acı vereceğini
düşünmemiştim.Elimi son kez uzattım ona ulaşmak için.Gözyaşlarım
yıkarken yüzümü tek bir şey söylemek istedim ona:gitme...Dizlerim artık
taşıyamazken bedenimi oturdum soğuk mermere sessiz hıçkırıklarımla.Her
şey tek tek geçerken gözlerimin önünden tek bir şey kalmıştı
arkada:bakışlarındaki nefret...Zorlukla ayağa kalktım ve yapabileceğim
son şeyi yapmaya gittim yaşamımda...*** *** *** *** *** ***Araba
umrumda değildi.Sokakta öylece yürüyodum insanların bakışlarına
aldırmadan.Arkamdan birinin ceketimi çekmesiyle durdum.Küçük bir çocuk
bana bakıyordu.Onun çevresindeki çocuklardan biriydi.Buraya kadar beni
mi takip etmişti?Kaşları çatık,sesi yaşına göre sert çıkıyordu.-Annen sana hiç öyretmedi mi yayamazlık yapma diye!-Anlamadım?-Hiç konuşamayan insanlaya konuş deniy mi?O bizim şekey ablamız onu sakın bir daha aylatma!Duyduğum
sözlerle olduğum yerde kalmıştım.Konuşamayan insanlar?Her şey anlamını
bulmaya başlamıştı.Suskunluğunun sebebi,çekip gidişi...Hiçbir şey için
geç kalmamış olmayı dileyerek son gücümle koştum ruhumu gömdüğüm
yere...*** *** *** *** *** ***Doktorun sözleri
çınlatırken kulaklarımı son cümlelerimi karaladım gözyaşlarımla
ıslanmış kağıda.Sesimi iki haftaya kadar kaybedeceğimi bilerek nasıl
durabilirdim spot ışıkları altında?Evet demekten aciz dudaklarımla nasıl
yemin edebilirdim sonsuz mutluluğumuza?Ona seni seviyorum demekten
acizken nasıl bakabilirdim sesime hayran insanların yüzüne?Notalarla
kurulu dünyamda notasız nasıl tutunabilirdim yaşama?Kalbimin bahar
bahçelerindeki kuşları bile susturmuşken kıskançlığım nasıl mutlu
edebilirdim onu?Hayatıma son verecek halatı geçirirken boynuma onun
hayali vardı işte karşımda.Kayarken ayaklarımın altındaki tabure
çiğniyordu çiçeklerimi...Bana mı koşuyordu yakarken nefessizlik
benliğimi doyasıya?... *** *** *** *** *** ***Sonsuzluk
kavramını işlerken benliğime önümde uzanan yol,tüm gücümle vurdum
kapıya.Bizi ayırmak için yemin etmişçesine kırılmazken kapı tüm gücümle
vurdum tekrar geç kalmamış olmayı dileyerek.Tek bir nefesti belki
hayata dönüşe bilet,yetişememekti cehennem,kavuşamamaktı ateş...Cansız
bedeni ellerimde kıpırdamaksızın dururken biten nefesleriydi
yaşam,atmayan kalbiydi...Gerçek acı gözyaşlarının henüz kurumamış
ıslaklığının palaklığıydı solmuş yüzünde...Seslenip cevap
alamamaktı,kıpırdanışını görememekti dudaklarının,bakamayıştı gözlerine
doyasıya...Saçlarının arasında dolaşan parmakların alışık olduğ
sıcaklılığı bulamamasıydı nefret.Son kez kokladığını bilerek son
nefeslerini olmasını dilemekti aşk...Kimi suskunlukların en güzel aşk
şarkılardan değerli olabileceğini bilmekti pişmanlık...Masada duran mektuba uzandı titreyerek genç adam.Okudukça ızdırabına ızdırap katılacağını bilmeyerek...''Ses,müzik,notalar...Hayatımın
temel taşlarıydı benim için.Her şeyden vazgeçebilirdim.Evet
diyemeyeceğimi bilerek nasıl oturabilirdim seninle nikah masasına?Şarkı
söylemekten vazgeçebilirdim.Sana bir daha seni seviyorum
diyemeyebilirdim ama seni böyle kaybetmeye dayanamazdım.Bakışlarındaki
nefrete dayanamazdım.Keşke görebilseydin bakışlardaki anlamı bana
söylediğin gibi...Kim bilir belki tadardın içimdeki acıyı...Ebediyete
kadar susturulmuşken kalbimin atan son şarkısını duyar mıydın?...''Hıçkırarak yere oturdu genç adam.Aklına onu sevdiğini söylediği zaman geldikçe kendinden nefret ediyordu.----geriye dönüş-----Kıpırdanır
dudaklar kalbin yaşadıklarını anlatmak için,anlatamaz.Eller girer
devreye bir iki satır karalar,nafile.Oysa anlamak için baksaydın
gözlerimin içine kalbe uzanan dar merdivenin basamaklarını inerdin teker
teker.Her basamakla keşfederdin anlatılamayan duyguları.Belki de
korkar kaçardın dar merdivenin soğukluğundan,karanlığından.Gıcırdayan
basmakların seni her adımında karanlığa gömmesinden
korkar,kaçardın.Çığlıklarını duyar mıydın sandıklara kapatılıp unutulan
duyguların?Tüm ihtişamıyla karşında duran kalbimin paslanmış kilidini
açmaya çalışır mıydın?Genç adam ellerini duvara yaslamış,teninin
sıcaklığını hissedebildiği güzel kızın kulaklarına fısıldamıştı tüm
bunları.Kalbi özgürlüğünü bekleyen kuş gibi kafesinde
çırpınıyor,hayallerini dolduran küçük ama dolgun dudaklardan çıkacak
kelimeleri bekliyordu.**** **** **** ****Hayallerini
kurduğu yerdeydi işte...Şu an çığlık atmak,delicesine koşmak
istiyordu.Kalbinde çalan son ses gerilim müziğini duymazdan gelerek
ondan cevap bekleyen gözlere çevirdi bakışlarını.Bakmaya utandığı
gözlere baktı doyasıya.Gözlerini kapadı tekrar ve beyninin ücra bir
köşesinde saklanan kelime lügatını aradı boş yere.Kalbinin önderliğine
güvenerek açtı gözlerini.Sıcak nefesi yüzüne vuran genç adama baktı.-Tabi ki hayır.Şaşkınlığı
yüzüden okunan genç adama baktı gülerek ve dilini çıkardı.Genç adamın
kollarından kaçıp koşmaya başlamıştı ki hemen yakalandı.Ondan ciddi bir
cevap bekleyen bakışları görünce uslu durmaya karar verdi ve konuşmaya
başladı:-Paslı kilitler altında yatan düşlere inanır
msın?Kalbimin yaz bahçelerinde güneşim olup içimi ısıtır mısın?Kalbimin
bahar çiçekleri gülüşünle açar,tebessümünle renk renk çiçekler yapar
mısın?Rüzgarın eskittiği hüzünlü parklarım var yıllarca boş
kalmış,varlığınla hüznümü alır mısın?Rahatladığı her halinden
belli olan genç adamın dudaklarına küçük bir buse kondurup tekrar
kaçmaya başlamıştı ki bu sefer onu durduran dudaklarına kenetlenen
dudaklar oldu...------geri bakış son-----Anlamamıştı
bakışlarındaki anlamı...Söz vermişken onu seveceğine inememişti kalbe
uzanan basamaklardan.Uzanırken sevdiği kadının cansız bedeninin
yanına,mırıldandı son sözlerini:-En acı müziği sessizliğin yazacağını kim bilebilirdi ki?...***** ***** ***** ***** *****Jung
Min masanın üzerindeki kağıtlara baktı tekrar.Bu muydu ondan geriye
kalanlar diye düşündü istemsice.İçlerinden bir tanesini seçip Kyu'ya
uzattı.-Al bunu senin için bestelemiş.Kyu elindeki kağıdı dikkatle süzdü ve geri yerine koydu.Koltuğa oturdu ve arkadaşlarına bakamadan konuşmaya başladı:-Grubu
Amerika'daki konserlerini yarıda bırakıp geliyormuş.Hayranların hepsi
sokaklara dökülmüş bir açıklama bekliyor.Hyun ise hala bir yaşam
belirtisi göstermedi.Young Saeng rahat koltuğundan kalkıp büyük
meydana bakan pencereyi araladı.Binlerce hayran bir açıklama duymak
ümidiyle geceden itibaren şirketin önünde bekliyordu.Yoo Rin'in
beklenmeyen kayboluşu ile yıkılmışlar,düğüne bir ay kala habersiz çekip
gitmesine öfkelenip nefret dahi etmişlerdi.Peki ya şimdi ne yapmaları
gerekiyordu?Her şeyi açıklayıp onları yasa mı boğacaklardı yoksa sadece
intihar etti deyip her şeyi saklayacaklar mıydı?O bunları düşünürken
Joon içeri koşarak girdi ve hepsini acilen şirketin giriş kapısına
çağırdı.Daha fazla ne olabilir diye düşünürken elinde mikrofanla Hyun'u
görünce olduğu yerde kaldı.Herkes susmuş ona bakıyordu.Ne yapmalıyım?Ne yapmalıyım?Uzaklara gidiyorsunNe yapmalıyım?Ne yapmalıyım?Beni burada bırakıyorsun.Seni seviyorum,seni seviyorum.Haykırsam bile duyamıyorsunÇünkü sadece kalbimin içinde haykırıyorum...Bu
Yoo Rin'in onun için bestelediği şarkılardan biriydi.Ağlayarak olduğu
yere çöktü Hyun.Yardım tekliflerini geri çevirip bakışlarını yere
çevirdi.Sözcükler dudaklarından kısık bir ses tonuyla dökülüyordu.İçte
yaşanan depremin yüzeye ulaşan hafif sarsıntıları gibi...Kelimeler
yıkıntılar arasında yüzeye ulaşabilen tek hatıralar gibiydi: geçmişi
hatırlattıkça acı veren,değerli olduğu kadar da yıkıcı,avuntusu sargılar
içerisindeki yüreğin...- Hayatımın en güzel ritmi sustu yanıbaşımda.Onu duyamayan kulaklarım ne işe yarar ki bundan sonra? (şarkı you are beautiful otto kajo şarkısından alıntıdır:) )
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
[YARIŞMA] SESSİZLİĞİN BESTESİYDİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» [YARISMA] ¤~¤ CAFE MARİA ¤~¤
» [YARIŞMA] My Bigbang
» [YARIŞMA] BEKLENEN GÜN
» [YARIŞMA] INNOCENT-MASUM
» [YARIŞMA] İlham Tozu

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Hanguk Iyagi :: Tek Bölümlük Hikayeler-
Buraya geçin: