Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 [YARIŞMA] INNOCENT-MASUM

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

[YARIŞMA] INNOCENT-MASUM Empty
MesajKonu: [YARIŞMA] INNOCENT-MASUM   [YARIŞMA] INNOCENT-MASUM Icon_minitimeCuma Haz. 03, 2011 6:29 pm

YAZAR: Sizoku
Yuko




INNOCENT-MASUM





Shizuru
evden hızla çıktı. Arkasında bıraktığı manzaradan hemen uzaklaşmak istiyordu.


Korku,
endişe, nefret ve kalp kırıklığı birden bütün vücudunu kapladı.Sarsılıyordu.
Nefes alamıyordu.Çimenli yoldan arabasındaki astım ilacına doğru koşarken
ayakkabısının topuğunu kırdı. Ayakkabısını da orada bırakarak devam
etti.Arabasına hızla binip kapıyı çarptı. Çantasına ulaşıp astım ilacını ağzına
dayadı.




Gözlerini
kapadı.Gözünde tekrar o sahne canlandı.


Evleneceği
adam ve yakın dostu…Birbirine sıkıcı kilitlenmiş dudaklar…




Arabasını
çalıştırdı.Vites değiştirirken gözünden akan yaşları durduramadı.Gözündeki
yaşlar yüzünden yolun köşesindeki cüce heykele çarptı ve kırdı.Cüce heykelin
kırıklarına bakarken kafasına doluşan hatıraya engel olamadı. O cüce heykeli
evleneceği adamla beraber büyüdükleri yetimhanenin bahçesinden almışlardı.




Gaza iyice
bastı Shizuru. Hız yapmaktan çekinmiyordu bu sefer. Hız ibresi elliye, yüzden
iki yüze…Uzun otobanda kayıyor gibi gidiyordu.Deli gibi ağlıyordu da.Böyle
giderse gözyaşları yüzünden kaza geçirecekti.Şehir merkezini gösteren tabeladan
devam etti.




Kendi
hıçkırıklarının sesini duymamak için radyodan bir şarkı açmaya çalıştı.


“SS501-A Song Calling For You”

Bu şarkıyı eve doğru giderken keyifle dinlediğini hatırladı. Keyifliydi
çünkü…


Arka koltuktaki pakete baktı.Arabayı hemen fren ettirdi.Arka koltuğa uzanıp
paketi aldı ve arabadan indi.


Rüzgar yüzünü yaladı.Saçları rüzgarda salınırken durduğu köprüden aşağıya
baktı.
Han Nehri
ayaklarının altında uzanıyordu.Şehre doğru baktı. Sonra gökyüzüne…Yıldızlar bu
akşam örtülüydü…Bir damla düştü yanaklarına…Kendi gözyaşları mıydı yoksa yeni
yeni yağmaya başlayan yağmur mu?




Köprünün
parmaklıklarına iyice yaklaştı ve paketi havaya savurdu.İlk kutunun kapağı
açıldı sonra içinden bembeyaz gelinlik çıktı.Bir insana benzer şekilde havada
açıldı. Sonunda nehre kavuştu.


Shizuru’da
düşmeyi düşündü…Geride kimse kalmış mıydı ki?


Hiç kimse,
hiçbir şey kalmamıştı…




Shizuru
köprünün parmaklıklarının diğer tarafına geçti.Aşağıya doğru baktı.Han Nehri,
karanlık aurasıyla onu kendine çekiyordu. Biraz daha eğildi onu büyüleyen
karanlık nehire doğru…Parmakları soğuk ve ıslak demirden gevşetiyordu yavaş
yavaş…






“Hey! Dur ne
yapıyorsun?”


Gelen ses
onda eko etkisi yarattı.Kafasını çevirdiğinde beş tane siluet gördü ama
yüzlerini seçemedi.Arkalarından büyük bir ışık geliyordu ama ışığın nereden
geldiğini de bilmiyordu.Yoksa çoktan ölmüştü de meleklerle mi karşılaşmıştı?


Ama hayır,
karanlık nehir hala duruyordu.Bu kez yeterdi,dayanamayacaktı.Ellerini demirden
kopardı.Boşluğa bıraktı kendini…


Ama havada
asılı kaldı…


Her iki
bileğinden kelepçelenmişti hayata tekrar..


“Sakın
bırakma!”




5 YIL SONRA



Shizuru
köprünün parmaklarına dayandı.Önünde çok güzel bir göl uzanıyordu.Gölün
yüzeyine vuran dolunayla beraber üstündeki gelinlik bir bütün
oluşturuyordu.Shizuru’ya arkasından bakan Kim Kyu Jong, gelnine arkasından
sarıldı.


“Jung Min
ile Hyung Joong’a kızdın mı?”


Shizuru
güldü.Kyu Jong’ta ona eşlik etti.


“Hayır
kızmadım.Zekice hazırlanmış bir komploydu.Ayrıca yüzüğümü ararken ki telaşına
değerdi.Çok tatlıydın.”


“Young Saeng
derslerini verdi ama o ikisinden bunun acısını sonra çıkaracağım.Belki kendi
düğünlerinde… Tom ve Jerry fırlamaları.”




Kyu Jong Shizuru’nun
omzuna çenesini oturdu ve beraber sallanmaya başladılar.


“Çok
güzelsin.”dedi Kyu Joong ve


Shizuru’nun
açıkta kalan, beyaz pamuk omuzlarına bir öpücük bıraktı. Shizuru Kyu Jong’a
başını yasladı.


“Ne
düşünüyorsun?”


Shizuru
gökyüzüne gülümseyerek baktı.




“Beş yıl
önce, karanlık bir gecede beş melek bana yardım etti,biliyor musun?


Bir ışık
demetiyle bana geldiler ve benim karanlığa düşmeme engel oldular. İlk başta
öldüm sanmıştım. Karanlık hala önümdeydi.Karanlığa boyun eğdim.Ona teslim
oldum. Ama son anda beş melekten biri bana elini verdi ve ‘Bırakma’ dedi…




5YIL ÖNCE





Gözlerini
yavaşça araladı Shizuru. Kollarının altında ipek bir örtünün varlığını hissetti
önce.Avucunu örtüye doğru açtı ve dokundu.Gözleri ise açık olmasına rağmen yeni
yeni işlevini kazanıyordu.Tavanın rengini seçti. Şampanya rengindeydi. Beyninin
odalarını “Nerdeyim ben?” sorusu doldurdu.


Kollarından
destek alarak doğruldu ve yanı başında genç bir adam gördü. Refleksif olarak
üstündeki örtüyü kendine doğru çekti.


“Kimsin sen?
Neresi burası?”


Genç adam
ona basit bir tebessüm attıktan sonra konuştu:


“Sakin
ol.Ben Kim Kyu Jong.Benim daha doğrusu bizim evimizdesin.Dün geceden beri
uyuyorsun. Kötü hissediyor olmalısın.”


Kyu Jong
yüzünü ekşitti.Kötü bir şey söylediğini düşünüyordu.Önünde bağladığı kollarını
açtı ve ceplerine sokarak, yorumda bulunmamış gibi davranmaya çalıştı.


“Neyse ben
ve arkadaşlarım aşağıdayız.Eğer daha iyi hissediyorsan tanışmak için aşağıya
gelebilirsin.”


Kyu Joong
arkasına döndü.Yine sarfettiği cümleye hayıflanıyordu.İntihara yeltenmiş bir
kıza iyi ya da kötü hissetmesi hakkında yorum bile yapmamalıydı.Yanaklarını
şişirdi ve kapıyı açıp dışarı çıktı.


Shizuru Kyu
Jong dışarı çıkar çıkmaz üzerindeki örtüyü atıp yataktan kalktı.Pencereye doğru
yürüdü. Perdeyi aralayıp nerede olduğunu seçmeye çalıştı. Hala akşamdı ve
dolunay vardı. Az önce kendini Kyu Jong olarak tanıtan adam aşağıdaydı şimdi.
Sadece Kyu Jong değildi ama aşağıda olan; yanında dört adam daha vardı.


Buraya nasıl
geldiğini hatırladı birden Shizuru. Parmaklarını şakaklarına dayadı.


“Ne yaptım
ben?”


Başına kötü
bir ağrı yerleşti. Hemen buradan çıkmalıydı. Kapıya doğru gitti ve hızlı
adımlarla yol bulmaya çalıştı.Ne çok koridor var diye düşünürken merdiven buldu
ve indi.


“Hey!”

Sesin
geldiği tarafa doğru baktı.Mutfakta uzun boylu bir adam duruyordu.Elinde
tuttuğu bardakta turuncu bir sıvı vardı.


“Mmm..şey..Havuç
suyu ister misin?”


Shizuru
karşısındaki uzun boylu gence kafasını salladı.Dış kapı olduğunu düşündüğü
kapıya bakarken uzun boylu adam tekrar ona hitap etti.


“Ben Jung
Min bu arada.Uyandığına göre bize katılabilirsin.”diyerek bahçeyi gösterdi.
Shizuru yakalandığına içinden lanetler yağdırdı. Mecburen Jung Min’i takip
etti.


“Kızımız
ayaklandı!” diyerek ilan etti Jung Min. Dört genç adam dönerek Shizuru’ya
baktı. Shizuru iyice gerildi. Kyu Jong haricinde tanımadığı üç adam daha vardı.
Aralarında siyah bere takan bir adam yerinden kalktı.


“Merhaba-“
dedi elini uzatarak.Shizuru adının istendiğini anlayarak “Shizuru” dedi.


“Merhaba
Shizuru.Ben Kim Hyun Joong”


Hyun Joong
diğerlerini de tanıştırmaya yeltenecekken Shizuru: “ Sizi bir yerden tanıyor
muyum?” diye sordu.Hyun Joong kırık bir gülümsemeyle kıza baktı.


”SS501
Grubu”


Yok olmayı
diledi Shizuru. Ne ironiydi ama TV’de izlediği ünlü Asya grubunun önünde
intihara kalkışmak ve onlar tarafından kurtarılmak. Bir an önce önlerinde küçük
düştüğü bu adamların önünden gitmek istedi.




Kaderine
lanet etti; gelecekte olacaklardan habersiz…




Elinde gitar
tutan Hyung Joong ”Acıkmışsındır sana bir şeyler getireyim” diyerek bu gergin
ortamdan kaçtı.


Kyu Joong
Shizuru’ya oturmasını işaret etti.Shizuru temkinli bir şekilde oturdu. Jung Min
‘in yanına hop diye oturmasıyla aslında korkuyor olduğunu fark etti.Jung Min
rahat bir şekilde havuç suyunu yudumlamaya devam etti.


Shizuru’nun
karşısında Young Saeng ve Hyun Joong oturuyordu.Young Saeng sıkkın bir yüz
ifadesiyle Shizuru’ya bakıyordu.İçinde, önünde oturan kızın neden intihara
kalkıştığını merak ediyordu. Kendi geçmişinde, ona acı veren böyle bir hatırası
olması, onu rahatsız ediyordu.




“Neden böyle
bir şey yapmaya kalkıştın? Geride bırakacaklarını hiç düşünmedin mi?”




Young Saeng
aslında bu soruyla önünde oturan Shizuru’ya değil kendi hatıralarına kızıyordu.
Shizuru ise kocaman gözleriyle Young Saeng’e bakıyordu.Bu soruyu bu kadar erken
beklemiyordu. Yanında oturan Jung Min’de beklemiyor olacak ki üzerine döktüğü
havuç suyunu peçeteyle silmeye çalışıyordu.


Shizuru
nasıl cevap verceğini bilemiyordu.Telaş bütün vücudunu sarmıştı.Gelen astım
krizini geride tutmaya çalışarak derin bir nefes aldı.


“Özür
dilerim,bunu nasıl yapmayı düşündüğümü bende bilmiyorum.Ben..Ben bunun sebebini
size nasıl açıklayacağımı…Ben çok utanıyorum.”


Başını önüne
eğdi Shizuru. Amacı gözyaşlarını gizlemekti.


“Size
teşekkür ederim.Beni kurtardığınız için…”


Elinde yemek
tepsisiyle gelen ve son anda konuşmaları duyan Hyung joon:”Seni tutan Kyu
Jong’tu.Biz sonrasında yardım ettik.” dedi.Shizuru ayanında sakince oturan Kyu
Jong’a baktı.




ŞİMDİ



“Sanırım
şimdi onlar sayesinde hayattayım.” diye cümlesini bitirdi Shizuru. Arkasına
dönerek göl manzarasını Kyu Jong’un gözlerine tercih etti.


“Teşekkür
ederim kurtarıcım.”




Kyu Jong bu
teşekküre sıcak gülümsemesiyle karşılık verdi. Shizuru’nun masalındaki baş
melek olmak onun kalbindeki sevgiyi artırıyordu.Dayanamadı ve içinde taşan
sevgiyi kendi dudaklarından kızın kalbine akıttı.




“Benimle
kalacaksın değil mi?”



“Sonsuza kadar…”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
[YARIŞMA] INNOCENT-MASUM
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» [YARIŞMA] BEKLENEN GÜN
» [YARIŞMA] My Bigbang
» [YARIŞMA] EVLİLİK GÖRÜŞMESİ
» [YARISMA] Felaket Bir Gece
» [YARIŞMA] GÖKYÜZÜNÜN RİTMİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Hanguk Iyagi :: Tek Bölümlük Hikayeler-
Buraya geçin: