Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Mutlu Yillar Pulip

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Mutlu Yillar Pulip Empty
MesajKonu: Mutlu Yillar Pulip   Mutlu Yillar Pulip Icon_minitimeÇarş. Tem. 06, 2011 10:17 pm

Yazar: 'fLz' Karali ~~~~~~~*~~~~~~~~ Pulip
yatağın üstünde oflayıp puflarken en iyi arkadaşının hala doğum gününü
kutlamamış olmasının sıkıntısını yaşıyordu. Haftaya sınavları başlıyordu
bu yüzden ders çalışmalıydı ama aklında şu an tek bir düşünce vardı
“tamam tüm sınıf unutsun umurumda değil, ki zaten hiçbiri hatırlamadı,
sen nasıl unutursun ji-yeon!” Pulip eline telefonunu aldı acaba mesaj ya
da bir çağrı gelmiş midir diye ama ne arayan vardı ne soran. Yataktan
çıkmak bu kadar zor gelmemişti ona. Yataktan kalkıp örtüsünü düzeltti ve
odayı havalandırmak için pencereyi açtı. Hava bugün
inadına daha mı güzeldi ne. Ellerini havaya kaldırarak derince esneyerek
kendine gelmeye çalışsa da gece yarısından beri mesaj beklediği
arkadaşından ses çıkmaması Pulip’i yeterince rahatsız ediyordu. O sırada
karşı penceredeki aşkı da cama çıkıncı Pulip esnettiği kollarını hemen
aşağıya indirip yüzüne en sevimli gözüktüğü gülümsemelerinden birini
oturttu. Ah bu çocuğu görünce dünyası değişiyordu. “Neden bu kadar
yakışıklı olmak zorunda ki.” Diye geçirdi aklından. Karşı penceredeki
çocuk Pulip’e bakıp gülümsedi ve “Günaydın” dedi. Pulip
gözlerini açıp kapayarak hala rüya da olup olmadığını ayırt etmeye
çalışıyordu. “Bir dakika bana mı günaydın dedi” diye kendine söylendi.
Sonra afallamasının verdiği aptallığı üzerinden atarak “günaydın, ben
Pulip, tanışmamıştık” dedi ve buna nasıl cesaret edebildiğine kendi bile
şaşırdı. Genelde ilk adımı hep karşısındakinden beklerdi, biraz
çekingen bir yapısı vardı. Karşı penceredeki yakışıklı buğday tenli
çocuk bende Junho dedi ve Pulip’e gülümseyip ekledi. “Sonra görüşürüz”. Pulip
hem gülümsemesinin hem hoşlandığı çocukla tanışmış olduğunun verdiği
heyecanla Junho’nun kendine görüşürüz dediğini fark etmesi zamanını
almıştı. “görüşürüz mü? Gerçekten mi? Görüşelim lütfen.” Diye kendi
kendine söylenirken odasının kapısı çalındı ve annesi içeriye girdi.
“İyi ki doğdun hayatım. Bugün senin için çok özel bir gün” dedi ve
kızının yanına gelerek yanağına kocaman bir öpücük kondurdu.” Pulip
annesine teşekkür edip aklına yine ji-yeon’un hala doğum gününü
kutlamamış olması geldi ve dudaklarını büzerek “ama hala en yakın
arkadaşım doğum günümü kutlamadı” diye annesine şikâyette bulundu. Annesi
gülümseyip kızının saçlarını okşadı “anneye şikâyet edecek yaşı geçtin
artık kızım, 18ine girdin, eminim ji-yeon unutmamıştır, kutlayacaktır.”
Dedi ve kızına sevgiyle gülümsedi.Pulip annesi odadan çıktıktan sonra
pijamalarını çıkarıp üzerine bugün için hazırladığı kıyafetlerini giydi
ve kahvaltı masasına indi.Bugün hava çok güzel olduğu için evin
bahçesine çıkıp daha 2 hafta önce taşınan komşularının yakışıklı oğlunu
izlemeye koyuldu. Evin önündeki çardakta oturmuş kitabını okuyordu.
Bitirdiği sayfayı çevirirken kafasını kaldırıp yan bahçede kulağına
kulaklık takıp müzik dinleyen ama bakışlarının kendi üzerinde olduğunu
fark ettiği kıza baktı ve gülümseyip tekrar kitabına döndü. Pulip
Junho’nun bugün kendine ikinci kez bakmış olmasının heyecanını yaşarken
telefonu çaldı. Arayan Ji-yeon’du “sonunda doğum günümü kutlayacak”
diye içinden geçirirken telefona cevap verdi. “alo” dedi sanki aramasını
hiç beklemiyormuş gibi bir ses tonuyla. Ji-yeon ise gayet neşeli bir
ses tonuyla “nasılsın? Ne yapıyorsun? Kuzenlerim geldi bize gelsene?”
sorularını peş peşe sıraladı. Pulip ise hayal kırıklığına uğramış bir
şekilde sesi kırık “ iyiyim, teşekkür ederim, ders çalışmam lazım
gelemem. Size iyi eğlenceler. Görüşürüz.” Deyip telefonu sertçe kapattı
ve telefona bakıp “bugün doğum günüm ve sen kuzenlerinle gez, teşekkür
ederim, çok teşekkür ederim.” Diye kızıyordu. Ji-yeon’a
gerçekten çok kızmıştı. Nasıl en iyi arkadaşı doğum gününü unutabilirdi
ki. Pulip sinirini telefondan çıkarıp tuşlarına rastgele sertçe
basarken. Bahçe demirliklerinde biri gülümseyerek onu izliyordu.
“Sanırım seni çok kızdırmışlar” dedi Pulip’in dikkatini çekmeye
çalışarak. Pulip başını kaldırdığında karşısında yeni yakışıklı komşusu
Junho’yu görünce tüm siniri bir anlığına geçip yüzüne minik bir
gülümseme oturdu. Sonra neden kızgın olduğunu hatırlayıp yine
dudaklarını büzdü “ en yakın arkadaşım doğum günümü hatırlamadı” diye
isyan etti. Karşısındaki yakışıklı çocuğa bunu söylerken
oturduğu banktan kalkmış demirliklerin oraya Junho’nun yanına gidiyordu.
Junho tek kaşını kaldırıp “Bugün doğum günün mü?” dedi ve devam etti “o
zaman doğum günün kutlu olsun” dedi Pulip’e göz kırparak. Genç kız
kalbindeki hareketlenmenin manasını anlayamadan “ teşekkür ederim, çok
incesin” dedi. O sırada Junho’nun cep telefonuna bir mesaj geldi. Mesajı
okuyup Pulip’e döndü ve “bugün aslında bir arkadaşımın daha doğum günü
ve oraya gideceğim, sende benimle gelir misin? Hem senin doğum gününü de
kutlamış oluruz” dedi. Yüzüne gülümsemesini oturtmayı eksik etmedi. Pulip
kendi doğum gününün unutulmuş olması acısını bir kenara koyup da hiç
tanımadığı birinin doğum gününe gidebileceğini düşünmüyordu doğrusu.
“yok, ben gelmeyeyim tanımıyorum zaten” dedi. Aslında bir yandan da
hoşlandığı çocuğun bir nevi çıkma teklifini geri çevirmiş gibi hissedip
bunu söylediğine pişman oldu.“Ama ben hayır’ı cevap olarak kabul eden
tiplerden değilim” dedi Buraya taşındıkları günden beri Pulip’le bir
yolunu bulup konuşmak istiyordu ve bunun için en uygun gün bir anda
karşısına çıkmıştı işte. Pulip tekrar Junho’ya bakıp
“Tamam o zaman bende reddetmeyeyim” dedi zaten az önce verdiği karardan
verir vermez pişman olmamış mıydı? “O zaman ben üzerimi düzgün bir
şeyler giyip geleyim” dedi ve hızlı adımlarla eve doru ilerleyip içeri
girer girmez. “İnanmıyorum, ne giyinmeliyim, hiç tanımadığım birinin
doğum gününe gidiyorum ve Junho ile birlikte. Ahh rüya da değilim değil
mi?” diye kendi kendine bir yandan söylenip bir yandan gülümsüyordu.
Annesi kızının kendi kendisine konuşmasına gülümseyip peşinden
merdivenlerden çıktı. Odasının kapısına vurup içeriye girdi ve kızının
üzerine sıradan kıyafetler giydiğini görünce “iyi ki ji-yeon bana haber
vermiş” diye geçirdi içinden ve kızına “nereye gideceksin tatlım?” dedi. Pulip
“Siyah kot mu giyeyim? mavi kot mu?” diye düşünürken annesinin odasına
gelmesiyle ondan yardım istemeye karar verdi. “Annecim hani şu karşı
evdeki yakışıklı çocuk var ya beni birinin doğum gününe davet etti.
Oraya gideceğim hangisini giyeyim?” derken iki pantolonu da üzerine
tutmuş annesine gösteriyordu. Annesi Pulip’in gardırobunun yanına gidip
kızının elindeki pantolonları alıp yatağın üzerine attı ve “Doğum
gününe, hem de hoşlandığın çocukla gideceksin, istersen üzerindeki
eşofmanlarla git ha ne dersin?” diye dalga geçti kızıyla. Pulip
“ama anne tanımıyorum bile normal giyinmem gerekmez mi?” diye itiraz
ederken annesine bakıyordu. Annesi dolapta kızına giymesi için uygun
kıyafet arayışındaydı. Dolaptan çıkardığı mavi elbiseyi kızının üzerine
tuttu ve “işte bunu giymelisin” dedi kızına gülümseyerek. Pulip
annesinin uzattığı elbisenin her ne kadar tanımadığı birinin doğum
gününde giyilmeyeceğini biliyor olsa da giymesi için 2 sebebi vardı. 1- Bugün her ne kadar parti onun olmasa da Pulip’in de doğum günüydü.2- Bu partiye Junho ile gidecekti ve Junho’nun gözüne güzel gözükmeliydi. Pulip
annesinin uzattığı elbiseyi giydi saçlarını da at kuyruğu yaptı ve
artık hazırdı. Hızlı adımlarla merdivenden inip son kez kapı önünde
kendine baktı, babetlerini giyip kendini dışarı attı. Junho da parti
için hazırlanmış evin önünde Pulip’i bekliyordu. Pulip’i görünce
gülümsedi ve kapıda bekleyen taksinin kapısını açtı. Pulip taksiye
binerken Junho Pulip’in kulağına yaklaşarak “çok güzel olmuşsun” dedi ve
geçip Pulip’in yanına oturdu. Kafeye girdiklerinde
etrafta kimse gözükmüyordu. Sanırım erken geldik diye düşünürken gözü
duvardaki süslemelere takıldı. “Doğum günü kiminse çok şanslı olmalı onu
düşünen arkadaşları var” dedi üzgün bir sesle Junho’ya. Junho’da
onaylarcasına başını eğdi ve gülümsedi o sırada bir kapı açıldı ve
içeriye tanıdığı yüzler girmeye başladı. Tüm sınıf arkadaşları buradaydı
ve hep bir ağızdan “mutlu yıllar Pulip” diyorlardı.Saengil chuka
hamnida : saengil chuka hamnida Pulip kocaman pastanın
arkasından başını eğmiş uzanan Jiyeon’u görünce gözlerinden akan yaşlara
engel olamadı. “Teşekkür ederim Ji-yeon, unuttum sanmıştım, beni ne
kadar üzdün biliyor musun?” diye bir yandan arkadaşına sitem ediyor bir
yandan da boynuna sarılmış mutluluk gözyaşlarına engel olamıyordu. Pulip
unutulmadığını bilmenin mutluluğuyla sarhoşken birden aklına Junho’nun
bu olayın içine nasıl karıştığı sorusu geldi ve Ji-yeon’un kulağına
eğilerek, “o nerden biliyor” dedi gözeriyle de junho’yu göstererek.
Ji-yeon gülümsedi ve o sırada Junho ile konuşan Mi-young’u gösterdi.
Mi-young’un sınıf arkadaşıymış. Ben ilk gördüğümde demiştim zaten bir
yerden tanıyorum diye. “İnanmıyorum onu tanıyordun ve beni nasıl
tanıştırmazsın” diye kızgın numarası yaptı Pulip arkadaşı Ji-yeon’a. Ji-yeon
sakince cevapladı pulip’in kızgın olma numarasını yememişti tabiî ki
de. “Aslında bende 3 gün önce öğrendim ve bunu doğum günü sürprizin
olarak saklamayı düşündüm.”dedi ve gözlerini Pulip’e dikip devam etti
“yan evdeki komşusunun kızından hoşlanıyormuş duyduğuma göre” dedi ve
yüzünde o muzip gülümsemesi belirdi. Pulip duyduğunun şokunu atlatır
atlatmaz. “benden mi? Gerçekten mi?” diyebilmişti. Ve yüzünde kocaman
bir gülümsemeyle junho’ya bakıyordu şimdi. Junho’da Mi-young’la birlikte
kızların yanına doğru geliyordu. Pulip’in yanına geldi ve tekrardan
“Mutlu yıllar Pulip” dedi. *** fk ♥ pjm *** Lütfen yorumlarını paylaşınız------Sevgiler....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mutlu Yillar Pulip
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mutlu Sonsuzluk
» [YARIŞMA] Sadece Mutlu Ol

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Dream Stories of Korea :: Tek Bölümlük Hikayeler-
Buraya geçin: