Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Kore Hikayeleri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Secret Love

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Secret Love   Secret Love Icon_minitimePtsi Ekim 17, 2011 9:53 am

Secret Love* Tanıtım








Yazar * İlk iki bölüm Lily Diğer bölümler Mehtap Arık





Konu * Dram, Komedi, Romantik








Karakterler * Park Ha Bin, Nicole, JesSe, Mia, Lizy, MBLAQ








Park Ha Bin [18]* Uzun saçlı. Kahverengi gözlü. Çıtı pıtı bir kızdır. Çok
iyimser bir kızdır ama onu biri sinir etimi egosu tavan yapar. Secret Love
adında bir grupta. Ana Vokal, Dansçı ve 2.Liderdir. Ama grubun en küçüğüdür.
Grup lakabı ‘Bayan İmparator’dur.








Nicole [23]* Kısa saçlı. Kahverengi gözlü sahiplenici bir kızdır. En iyi
özelliği liderliktir çok iyi ablalık yapar. Grubun Lideri Rapçisi dir. Grup
lakabı ‘Bayan Piskopat’ sebebi ise piskopata bağladığı zaman yanında durulmaz.








JeSse [20]Kısa saçlı kısa boylu şeker bir kızdır. Şeker dediysem yumuşak
tatlı bir kız değildir. Çok sert ve asidir. Grubun Rapçisi ve Vokalidir. Grup
lakabı Bayan Miyav Miyavdır sebebi kedilerle anlaşmak için onlarla birlikte
‘Miyavlar’.








Mia [23]* Uzun saçlı. Şirin bir kızdır. Grubun Vokalistidir çok ince bir sese
sahiptir. Grup lakabı ‘Bayan Cırtlak’ sebebi çok bağırır.








Lizy [19]* Kısa saçlı, kısa boylu bir kızdır. Komik olmasına rağmen sinire
gelemez çok fazla kızar. Grubun Vokalidir. Grup lakabı ‘Bayan Asabi’dir.











Yazarın Ağzından*








Niye yazarız ?





Niye hikaye yazarız ?








Biz yazarlar için bir tutkuysa hikaye yazmak. Onlar için bir tutkuydu müzik.





Onlar çok inanı buna. En çok Hayallerine… Onlar Hayallerine İnandılar*!








Park Ha Bin ‘ İn Ağzından*








Size ilk küçüklük yıllarımı mı anlatayım ?








Evet o zamanlar en güzel zamanlardı…








8 Yıl Önce*




1. Bölüm



Artık öldüğümü hissedebiliyorum. Kalbim sıkışıyor yine, şu astım hastalığım
beni hep bu hala sokmak zorunda mı ki ? Bana inadına yapıyor olmalı. Evde tek
başıma dans ediyorum. Biri eve gelse beni bu halde görse gülme krizine
girerler. Bu gün en yakın arkadaşlarımın yanına gideceğim vav onları çok çok
çok özledim…








Kızlarla oturmuş konuşuyorduk. 5 Kızdık… Bir birimizi 11 yıldır tanıyorduk
yani ben 11 yaşındayım ondan 11 yılık arkadaş oluyoruz hani. En büyük hayalimiz
Kore’ye gitmek. Ama olanaksız bir hayal. Kızlarla yine dans ediyoruz sokağın
ortasında ediyoruz ama bu bizi ilgilendirmiyor kim bize bakarsa baksın. Tak tak
bir saniya beynimin kapısı çalıyor olmalı…. Ve işte buldum en çok istediğimiz
şeyi böylece başarabiliriz. Kızlara doğru koşturup:








-‘’Secret Love ! ‘’ Dedim.








Tabi bizim kızlar bu hallerime alışıklar. Yüzüme bakıp geriye konuşmaya
başladılar. Geriye bağırdım :








-‘’Secret Loveeee ! ‘’ Diye.








Bu sefer Nicole unnim kalktı. Ben tabi geri geri kaçtım bana dönüp :








-‘’Secret Love derken ?’’ Dedi








-‘’Grup kuralım unni benim sesim güzel zenci gırtlağım var ince zenci
gırtlağı. Nicole unni sende kalın zenci gırtlağı var. Mia vokal olur. Lizy de
vokal. Jesse ise Rapçi olur haa lütfen…








İşte Her Şey Böyle Başladı…!





---





Yazar * [Lily*] Mehtap Arık.











Tabi bu benim muazzam düşüncelerime hayır denmedi. Hemen işe koyulduk. Herkese
görevleri veriliyordu ki ben itiraz ettim. Her kes ben şunu istiyorum ben bunu
istiyorum diye itiraz ediyorlardı. Bu sefer ben itiraz ettim:








-‘’Çekiliş yapsak diyorum. Yoksa anlaşmazlık olacak.’’








-‘’Ha Bin’e katılıyorum. Öyle yapmalıyız Nicole.’’








-‘’Tamam Ha Bin ve Mia. Bırakın da bir düşüneyim.’’








Şuan hepimiz Türkiye’de yaşıyoruz. Şimdi diyorsunuz Türkler ‘Park Ha Bin’
diye bir isim kullanmıyor. Ama bizim anneannelerimiz yabancı. Ama dedelerimiz
Türk anneannelerimiz isimlerimizin böyle olmasını istemiş. Kızların
anneanneleri İngiliz filan ama benim ki. Koreli yani Koreceyi az çok biliyorum.
Bizim Nicole unni bu olabilir dedi. Çekiliş yapılacaktı. İlk Jesse çekti ‘Vokal
ve Rap’ çıktı çok mutlu olmuştu. Sıra Lizy ‘de ona ise ‘Vokal’ çıktı. Sadece
Vokal olacaktı. Sıra Mia’da ona da tek Vokal çıktı. Sıra bende…’Ana vokal ve
Dans’ bu çok iyi Ana vokal bütün şarkıyı elde tutar. Bu harika olacak. Sıra
Nicole unni de ve ‘Lider ve Rapçi’ bu harika. Grup sıralanması yapmalıydık.
Lider bizi sıraya sokacaktı… Ve soktu da.








~*~








1.Nicole yani Lider





2.Ben





3.JeSse





4.Mia





5.Lizy








Benim bildiğim grubun en küçükleri. Sıralamada 2. olmaz ama unnimin dediğine
göre:








-‘’Ha Bin sen de Zenci Gırtlağı var. Ve sesin gelişmiş, grubun kurucusu
sayılırsın. Onun için 2.lider sensin.’’ Dedi.








Bugün kavga dolu bir gün oldu. Herkes mızıkçılık yapmaya kalktı ama ilk
başta ben. Ana vokalin tam olarak ne yaptığını bilmiyordum. Kızlar ağzımı
bantlayınca susmak zorunda kaldım zaten. İlk benim bestelediğim şarkılarla
çalıştık. Sonrası Korece…








Çoğunlukla ben öndeydim aslında hep ben öndeydim. Bu beni sevindirdi, her
gün ses açıyorduk. Artık ölü gibiydim, ama baya gelişiyorduk günden güne. Ben
beste yapmaya devam ediyordum ve çok güzel şeyler ortaya çıkarıyordum. Nicole
unnim ile dans figürleri uyduruyorduk. Her şey süperdi.








İlk defa sahneye çıkacaktık… Benim ‘Yıl Sonu Gösterisi’ adlı etkinliğimizde
sahneye çıkacaktık. Ben 6. Sınıfa geçiyordum ve bunun için veda partisi
düzenlemiştik sınıfça. Öğretmen den izin alıp bizim ‘Secret Love’yi oraya
çıkartacaktık…











***


En son Cassie tarafından Çarş. Kas. 02, 2011 4:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Ekim 26, 2011 1:14 pm



  • Secret Love
2. Bölüm
Yayinlayan: Cassie

YazarLar : Ayça Kara ,Mehtap Arık

Konu : Dram , Komedi , Romantik

Park Ha Bin’in Ağzından*

Yıl
sonu gösterisi. Çok heyecanlıyım! Şimdi şurada bayılıp gideceğim.Bir
terslik olmasa bari. Ben ve şom ağızım! Kesin terslik olur. Neyse Ha Bin
iyi düşün pozitif düşün.Bu saçlarla da iyi düşünülmüyor ki. Benim
çatlak annem ve zevkleri . Saçlarımı yaptırmam için nelerde demişti. O
da yetmedi kendi seçtiği kıyafetleri giydirdi iyi mi. Hangi genç kız
çiçekli bir tulum giyer? Ah anne.. Senin yüzünden Lizy unniye dalga
konusu oldum.Nicole unnide bir şey diyemiyor ortam gerilmesin diye.
Benimle dalga geçmesi yetmiyor bir de soğuk espiri yapıyor. Aisshh!
Hayattan soğudum onun yüzünden. Genç yaşımda çok psikolojik baskı
çekiyorum.Onun sayesinde heyecan kalmadı. Bir an önce çıksakta bitse bu
işkence.Evet! Bizi anons ediyorlar sıra bizde. Hadi Ha Bin fighting!

İnanamıyorum!
İnanamıyorum! Ben ve sevgili(!)şom ağızım. Kim koydu o kabloları
oraya.Daha ünlü olamadan anti fanlar tarafından komploya mı kurban
gittim? Ne saçmalıyorsun Ha Bin.Bugün Sahnedeki düşüşümden yada pardon
uçuşumdan sonra anti fanım olsa bile razıyım.Hem uçuşumla hem de horoz
ibiği gibi saçlarımla okulun maskarası oldum.Ağlamak istiyorum! Nicole
unni ne kadar beni sakinleştirmeye çalışsa da olmuyor.

”Unni rezil oldum nasıl uçtum görmedin mi kuşlar yanımda neymiş benim”Bir yandan ağlıyor bir yandanda kendime hakaret ediyordum.

Unnim ise “Kendine bu kadar kızma büyük starlar bile hata yapıp düşüyor. Senin düşmende normal.” diye beni teselli ediyordu.

“Ama unni ben düşmedim resmen uçtum,uçtum” düşündükçe bile kahkaha sesleri kulaklarımda çınlıyor.

“Neyse
biz seni rahat bırakalımda biraz dinlen”dedikten sonra Nicole unni ve
diğerleri gittiler. Bende yatağa uzanıp düşünmeye başladım.Bugün bütün
okul ordaydı. Yani Gi Jin Ki’de. Şimdi Nasıl bir okul bu demeyin. Bizim
okul uluslararası bir okul. Yani çoğunluk yabancı. Aynı Arjantin’deki
Herkül koleji gibi. Oraya Türkler gidiyor o ayrı mesele neyse konumuza
dönelim.Jin Ki bizim okulun en yakışıklısıdır. Neredeyse her kızla
çıkmıştır. Tek çıkmadığı bizim grup ve birkaç 'inek' diye
adlandırdığımız öğrenciler. Söylemedi demeyin bu çocuk büyüyünce kesin
playboy olur. Normal şartlar altında onun yüzüne bakmaya utanırken şimdi
nasıl okula gideceğim. En çokta o benimle dalga geçecektir her zaman
geçiyor zaten. Saçlarım, boyum sözlerim ve davranışlarım hepsiyle dalga
geçiyor.Pis junior playboy nolcak! Artık uyumalıyım.Yarın büyük gün.

Sabah kalktığımda hergün yaptıklarımı yaptım ama bilerek formalarımı giymemiştim belki annemi kandırabilirim diye.

“Günaydın anne” sesimi bilerek halsiz ve titrek çıkarmıştım.

“Günaydın
kızım. Dur tahmin edeyim hastayım okula gidemiyeceğim diceksin ve bende
bu numarayı yemeyeceğim bu yüzden normal konuşabilirsin. Bu arada
okulada gidiyorsun.”diyerek mutfağa girdi.


"Yok annecim olur mu? Ben bugün cumartesi sanıyordumda ondan böyle yaptım."


"Bende yedim zaten." diye karşılık verdi annem.

Nereden anladı ki. Annemden de bir şey saklanmıyor yani.

“Sağol
anne ya. Senin şuan da bana moral verip beni teselli etmen
gerekiyordu.Sonrada istersen bugün okula gitme istersen güzel kızım
demeliydin.”suratımı asarak masaya oturdum. Annemi seviyorum. Komik tam
kafa kadın ama bazen huyu tuttu mu tutuyor yani.

“Bende
biliyorum bunu ama bugün okula gidip bunlarla yüzleşemezsen ne zaman
yüzleşeceksin. Hiçbir zaman kendi bu cesareti bulamayacaksın bu yüzden
okula gitmelisin küçük hanım” bunları derken mutfaktan çıkıp masaya
oturmuştu bile.

.. “Ama anne be-“Daha cümlemi bitiremeden konuşmaya o başladı.

“Nerde
benim o güçlü, asi, asabi, dik kafalı, cesur kızım sen bunu
başarabilirsin.Hem bu olayda unutulacak. Bir gün veya iki gün
konuşulacak

sonra unutulup gidilecek.”

Annemin
söylediklerinin gazıyla hemen hazırlanıp okula doğru yol aldım. Yol
boyuncada annemin dediklerini düşündüm. Bu kadın bana iltifat mı etmişti
hakaret mi ? Buna takılı kalmamalıyım.Bizim unniler beni kapının önünde
bekliyorlardı.

“Günaydınnnn!”bunu neşeli sesle söylemiştim ama hepsinin suratı asıktı.

“Ne oldu ? Hadi okula girelim.” Tam bir adım atıyordum ki Lizy unni beni durdurdu.

“Bugün okula girmeyip okulumu eksek?” Zoraki bir gülümsemeyle gülüyordu.

“Hayır. Okula girip Herkesle yüzleşmeliyim.” Sesim çok kararlı çıkıyordu ama kendimde korkuyordum başıma geleceklerden.

“Bence
girmemelisin” Nicole unninin sesi çok üzgün çıkıyordu. Onun ve Mia
unninin orda olduğunu yeni farketmiştim. Çünkü okulun son günleriydi ve
onlar lise son sınıftalardı.Onları görünce kötü bir şey olduğunu
anladım.

“Ne kadar kötü olabilir ki.” Arka mı dönüp
kapıdan içeri girdim.Çok kötü olmaması için dua ediyordum ama
karşımdakini görünce büyük çaplı bir şok geçirdim. Bunu nasıl
yapmışlardı. Kesinlikle Jin Ki’nin işiydi.Hemen onu oradan
kaldırmalıyım. Çok kötü rezil olmuştum.Görmeyenler bile görmüştü ve bu
unutulacağa benzemiyordu

..

Allah’ım bu
resim çok büyük. Çıkmıyor da gerizekalı. Ama hissediyordum yanaklarımdan
yaşlar süzülüyordu. Kızlar yanıma gelip beni çeke çeke götürdüler
okulun en kuytu köşesindeki banka oturduk. Biliyordum bu fotoğraf
tamamiyle Jin Ki’nin işiydi. Ne fotoğrafı deyip durmayın, benim düşerken
çekilmiş olan bir fotoğrafım . Of ya of. Ama Jin Ki bu sefer nanayı
yedin. Ama sana indirim yapıp bütün kötü emellerimi parasız veriyorum.


Şimdi
nerededir bu Jin Ki. Lan oğlum hangi deliğe girdin bakam sen. ! Haa
buldum ki tabi kendi gibi gerizekalı arkadaşları ile takıldığı bir oda
vardı oraya gideyim bari. Hıım evet oda bu ve kapıyı tıklatmadan girdim.
Sadece Jin Ki vard. Bana pis pis bakıp sırıttı… Öldün sen ! Ynına
ilerledim ilk kravatını yukarıya doğru çektim. Biraz boğuldu tabi…
Birazcık ya birazcık yani mesela çocuk yere düşmedi…


Onu
yerden kaldırıp dibime soktum ve kulağına şunları fısıldadım ‘’Sana
burada bir sürü şey yaparım bir Allah’ın kulu duymaz … Anladın mı ha ?
Elimde kalırsın çocuk!.. Hadi öptüm seni …Kendine iyi bak. Bol bol meyve
ye meyvede D vitamini E vitamini A vitamini var…’’

Gerizekalı…


^____________________________^


Odadan çıkıp tipimi düzelttim. Holde yürümeye başladım, şu Jin Ki peşimden mi geliyordu ? Yoksa bana mı öyle geliyordu ?


Tam
holden dönüyordum ki. Beni kolumdan tutup çevirdi ve burun burunayız
tabi aslında bu dudak dudağa olurdu ama bizim ki burun buruna. Ve
flaş….Neeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee Flaş mı ?

..


Bölüm Sonu*
Yorumlarınızı bekliyorum.


Secret Love 302311_234462973276514_169201539802658_627264_1729463196_n
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Kas. 02, 2011 4:14 pm

*- Secret Love -*
3. Bölüm

Merhaba ben Park Ha Bin biz 5 kişilik
bir kız grubuyuz ben bu grubumun 2 lideri gibiyim aralarında en küçüğüm
ama liderimiz benim grupta çok önemli bir yerimin olduğunu söyler.
Bende
zenci gırtlağı varmış. Bunun çok önemli bir şey olduğunu söyler ama
sınıftaki gıcık Jin Ki benle bu konuda hep dalga geçer. Zaten ona çok
sinirliyim okulda bana yaptığını unutamıyorum.


Geriye bakış


Okulun
yıl sonu gösterisi için sahneye çıkacaktık. Ben çok heyecanlıydım Lizy
unnim benle dalga geçiyordu. Ufff hep annemin yüzünden benim gibi bir
kıza böyle şeyler giydirilir mi?
Birde ben elbiseyi anladım bu saç
ne ya bu kadınlar güzellik uğruna bu işkenceye nasıl katlanıyorlar ben
bir daha asla böyle yapmam saçımı eski saçımı istiyorum.
Yine çok konuştum olaya geri döneyim. Ben tam sahneye çıkacağım sırada ayağım kabloya takılıp düşmez miyim?
Bütün okulun önünde rezil oldum. Nicole unnim beni ne kadar sakinleştirmeye çalışsa da ben sakinleşmiyordum. Saatlerce ağladım.
Sabah
anneme ne kadar numara yapsam da okula gönderdi beni okulun kapısına
geldiğimde Nicole unni ve grup arkadaşlarım kapıda beni bekliyorlardı.
Okula girmek istediğimde bana izin vermediler ama ben zorla okula
girdim.
Okula girmemle şok olmam bir olmuştu. Okulun duvarında
kocaman bir resim bu resim tam benim düşümümü gösteren bir resimdi.
Resmi görünce hemen koşup resmi indirmek istedim ama bu resim çok
büyüktü bir türlü çıkmıyordu.
Bunun hangi eşşeğin işi olduğunu iyi
biliyorum. Hemen Jin Ki’yi aramaya koyuldum. Onu okulun arka kısmında
görmemle yakasına yapışmam bir oldu.
Onu iyice tehdit ettikten sonra ordan ayrılmıştım. Tam ayrıldığım sırada Jin Ki beni kolumdan tutup kendine çevirdi.
Burun
burunayız ana neler oluyor bu playboy ve ben burun burunayız ıyyy
iğrenç unniler beni görse özellikle Lizy unni bu salağı öldürür bu flaş
ta beyin nesi ve kim bizi çekiyor ben bizi çekenin…


Geriye bakış son…


Jin Ki sırıtıp kulağıma eğilmişti. Eee asi kız bu sefer ne yapacaksın? Bittin sen beni tehdit etmek ha buna sana kapak olsun.
Bu çocuğu öldüreceğim sen iyi dayak istiyorsun efendi efendi…
Ben
renkten renge girince sırıtıp arkasını döndüğü gibi gitmeye
kalkışıyordu ki. Ani bir hareketle ona vurdum tam yere düştüğü anda
sanki ayaklarıma kapandığı gibi göründüğü sırada flaşşşşşşşş…
Bu sefer ben kulağına eğilip sırıttım.
---Ee Jin Ki bey sen mi benimle dalga geçersin bittin sen?
Artık
Jin Ki renkten renge giriyordu. Ah bu renkler ona çok yakışıyordu. Bu
halleriyle onu magazin dergilerinde gören kızlar onun yüzüne bir daha
bakmazlardı. Ohhh canıma değsin diyip gittim.
Unnilerimin yanına
gidince hemen onlara sarılıp kahkaha attık. Hep birlikte sınıflarımıza
yürüdük. Tabi ben küçük olduğum için onlarla ayrıldım. Onlar kendi
sınıflarına giderken ben boynu bükük küçük emrah misali sınıfıma
ilerliyordum.
Sınıfa girince herkes bana bakıp kıkır kıkır
gülüyordu. Herkese sinirli sinirli bakıp sırama geçtim. Öğretmenin
sınıfa gelmesiyle herkes susmuştu.
Hoca benim yanıma gelip elini
omzuma attı. Birden tüylerim diken diken oldu. Kendimi dikenlerin
üstünde hissediyorum… İyice batmadan bu kadın konuşsa ne güzel olur.

Herkes
Ha Bin ve grubumunu yıl sonu gösterisinde dinledi. Evet arkadaşınız
kötü bir olay yaşadı ama bu onların güzel performanslarını gölgede
bırakmadı. Kore’nin büyük şirket sahiplerinden biri bu grupla çalışmak
istiyor.

--Bu kadın ne diyor. Kore mi? Çalışmak mı? Ah biri bana bir tokat atsın yada çimciklesin. Yada biri beni uyandırsın.
Donmuş
durumdayım hoca bana bakınca korktu her halde yüzüme su fışkırtıyor. Ah
bu kadın deli ya bu soğuk günde buz gibi su atılır mı?
Su şişesini elinden alıp masaya bıraktım. Hoca benimle konuşmaya devam ediyordu.
--İşte
bu arkadaşlarınızla çalışacak şirket tabi arkadaşlarınızda çalışmak
isterse. Ha Bin ders çıkışı grub arkadaşlarını topla yanıma gel okey…
--Hah
bu kadın İngilizceye geçti. Al başına belayı. Bu kadın kore dedi dimi
yuppiiii hemen unnilerime haber vereyim benim bu telefonum nerde?
Ah
okulda telefon yasak kimseye söylemeyin şısttttt. Grubun lideri Nicole
unnime attım hemen mesaj. Unnimin bağrışlarını sınıfımdan duyabiliyorum.
Hehe bizim grup işte seviyorum grubumu…
Ders bittikten sonra
unnilerimi alıp hocanın yanına gittik her şey doğruymuş. Bizi çok
beğenmiş şirketin sahibi bizimle çalışmak istiyor ama bir şartı var
bizim birkaç yıl çalışıp Kore’de albüm çıkaracakmışız?
Biz
duyduklarımıza inanamıyorduk. Hayatta en çok istediğimiz ülkeye
gideceğiz hem de sevdiğimiz işi yapacağız böylece bir sürü ünlü ile
tanışacağız. Ah düşünmesi bile muhteşem…
Unnilerle birlikte
hocanın yanından ayrıldık. Birbirimize aval aval bakıyorduk.
İnanamıyorduk hehe herkes bizim kadar şanslı değil Lizy unnim benimle
yine dalga geçmeye başladı. Güya benim uçuşumdan etkilenmiş şirketin
sahibi.
Bütün grup üyeleri Lizy unnime bakıp gülmeye başladılar.
Ben sinirden köpürüyordum. Arkamı dönüp gideceğim sırda Mia unnim bana
sarıldı. Birlikte okul çıkışı gittiğimiz cafeye gittik. Bu olanları
konuşuyorduk.
Herkes birbirine bakıp gülüyordu. Resmen mutluluk
sarhoşu olmuştuk. Herkes bir ağızdan konuşuyordu. Nicole unnim herkesi
susturup ne yapmamız gerektiğini söyledi. Her gün okulun prova odasında
dans çalışmaları yapacaktık.
Bende yine bestelerime devam
edecektim. Ah hayatta en sevdiğim şey beste yapıp dans etmek. Annemler
biraksa sabaha kadar dans edip beste yaparım. Ama benim başımdaki anne
kimsede yok…
--Hıhh o ne anlar!!!
Herkes Nicole unniyi can
kulağıyla dinliyordu. Nicole unni anlatacaklarını bitirdiğinde her kes
evine gitmek için yol almışlardı. Ben eve gideceğim sırada Jin Ki
salağıyla karşılaşmam mı? Bugün bu muhteşem olayın üstüne bu meymenet
suratı görmek çok kötü oldu ya. Tipsiz ne olucak!!
Hemen başladı konuşmaya…

--Ha
Bin hanım demek Kore’ ye gideceksin? Birde orda ki sahneden düşte orda
rezil ol diyip sırıttı. Pislik bu çocuk resmen dayak istiyor sabahki
dayak yetmedi demek!!

--Sen kaşınıyorsun Jin Ki bey istersen çok güzel kaşırım kaşımakta üstüme yok haaa!!

--Sen sabahki olayı unuttuğumu sanma !!

--Ah unutmazsan hatrım kalır ne olur unutma!!

--Sen böyle dalga geç bunlar senin son konuşmaların olacak.

--Ah çok korktum titriyorum bak, hadi naş naş sana ayırdığım zamana yazık diyip gitmişti.

Ha
Bin eve geldiğinde annesiyle babasının hararetli bir şekilde
tartıştığını görünce onları dinlemeden edemedi. Annesi babasına olmaz
diyip duruyordu. Babası ise başka bir çaresinin olmadığını gitmeleri
gerektiğini söylüyordu.

--Anne baba biz nereye gitmek zorundayız?

--Kızım sen ne zaman geldin gel buraya konuşmamız lazım demişti, Babası.

Ha
bin sanki olacakları hissetmiş gibi ağır adımlarla salona ilerliyordu.
Babasının karşısındaki koltuğa oturup meraklı gözlerle anne ve babasına
bakmaya başladı. Babası çok geçmeden konuşmaya başlamıştı.

--Kızım
biliyorsun ki bizim şirketimiz yabancı bir şirket ile anlaşma yaptı.
Bunun sonucunda orda açılacak şirketin başına benim geçmem gerekiyor.

Ha
Bin sevincinden babasının boynuna sarılıp hemen tebrik etmişti. Çünkü
babası bu iş için çok çalışmıştı. Babası Ha Bin’nin bu kadar çok
sevinmesine mutlu olmuştu. Ha Bin’i kucağına alıp konuşmasına devam
etmişti.

--Ama bizim Amerika’ya taşınmamız lazım belirli bir süre için yani işleri yoluna koymam lazım?

Ha
Bin bunları duyduğunda hemen babasının kucağından kalkmış, boş boş
babasına bakıyordu. Birden ağlamaya başlayınca annesi hemen Ha Bin’i
alıp götürmüştü oradan.

Ha Bin günlerdir bir şey yiyip
içmez olmuştu. Babasına her ne kadar gitmek istediğini söylesede babası
gitmesi gerektiğini söylüyordu. Grup arkadaşlarına ve öğretmenin haberi
yoktu. Ha Bin nasıl söyleyebilirdi ki. Hem de hayatlarının fırsatını
yakalamışken..

--Kusura bakmayın kızlar benim babam
Amerika’ya iş için gidiyor benimde onunla gitmem gerek mi diyecekti. Bu
kadar basit olamazdı.
Bunu yapamazdı ama elinden bir şeyde
gelmiyordu. Annesi günlerdir okula gitmeyen kızı için endişe duyuyordu.
Ama elinden bir şey gelmiyordu. Ha bin’ in yanına gidip hazırlanmasını
söylemişti. Ha bin ne kadar karşı çıkmak istese de annesine karşı
koyamamıştı. Zorla hazırlanıp okula gitmek için arabaya bindi arabada
giderken sadece etrafı izliyordu.

Annesinin yüzüne bile
günlerdir bakmıyordu. Okulun kapısına geldiğinde yanaklarında ıslaklığı
hissetmişti. Ağlıyordu Ha Bin çünkü çok sevdiği okulundan
arkadaşlarından hem de grubundan ayrılıyordu. Bunlar olurken o
ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu. Bir kez daha küçük olmasına lanet
okuyordu.

Annesi Ha Bin’in elinden tutup onu zorla okula sokmayı başarmıştı. Ha Bin’i gören grup arkadaşları hemen yanına gelmişlerdi.

Nicole: Ha Bin günlerdir nerdesin seni ne kadar merak ettik biliyor musun?

Ha Bin başını öne eğmiş konuşmuyordu.

Mia: Tatlım ne oldu neden konuşmuyorsun?

Ha
Bin’in annesi konuşmak istediğinde Ha bin annesini susturmuş kendisinin
konuşması gerektiğini söylemişti. Annesi onları yalnız bıraktığında Ha
Bin konuşmak için derin nefes almıştı.


--Unni unni şey bennnnnnnn
-- Nicole: Hadi Ha bin ne oldu söylesene?
Unni ben gidiyorum?
--- Mia: nereye gidiyorsun tatile mi?
Unni öyle değil temelli gidiyorum?
--Lizy: Nasıl yani şunu bir güzelcene anlatsana!! Yoksa burda seni pataklayacam haaaa!!!
Unni
neden böyle yapıyorsun bu benim elimde olan bir şey değil Babam
amerikadaki şirketin başına geçecekmiş, o yüzden bizimde birkaç yıl
amerikaya taşınmamız lazım!!!
Grup üyeleri bunu duyduğunda çılgına dönmüşlerdi. Özelikle Lizy
--Sen nasıl bizi bırakıp gidersin? Hem de bu kadar ilerlemişken bunu bize nasıl yaparsın?
Ama unni benim elimde olan bir şey değil ki? Günlerdir neler yaşadığımı biliyor musun?
Grup üyeleri birbirine bakıp Ha Binden uzaklaşmaya başlamışlardı…

Bakalım bundan sonra hayat Ha Bin’ e neler sunacak?
Grup üyeleri dağılacak mı?
Yorum istiyorum ama hiç kimse yorum yapmıyor.

Secret Love 307253_237895369599941_169201539802658_638383_227426885_n
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeSalı Kas. 22, 2011 6:59 pm

Secret Love ( 4. Bölüm 8 yıl sonra)

****Ha Bin ağzından***

Tam
tamına sekiz yıl geçti unnilerimden ayrıldığımdan beri bir yanım eksik
gibi ama kimse beni anlamadı unnilerime ne kadar kırgın olsam da onlar
benim hayalim. Gittim günü hatırlıyorum da ne kadar ağlamıştım gitmemek
için evden kaçmıştım. Ama anneme hemen yakalanmıştım.

Ne
kadar arkadaşlarımın yanında kalmak istesem de buna izin vermediler
onları affetmeyeceğim. Artık 18 yaşıma gireceğim hem de 2 gün sonra o
zaman kimse beni Amerika’da tutamayacak. Bu 8 yıl içinde kaçmak için ne
kadar çalışsam da bir türlü Kore’ye kaçamadım.

Hem ailemin
üzülmesini istemiyordum. Ta ki babamın annemi aldattığını öğrendiğim
birkaç gün önce artık bu sahte mutlu aile ilişkisine katlanmak
istemiyorum. Ben Ha Bin 2 gün sonra Kore’ye uçacağım. ^^Fihgting^^

***2 gün sonra…***

Offff
sonunda bitti bu parti saçmalığı annemin yüzündeki sahte gülümsemeden
babamın onu aldattığını bildiğini anladım ve bugün bir kez daha anladım
ben bundan sonra burada yaşamak istemiyorum. Herkes gittikten sonra
annem ve babam yorulmuş odalarına çekilmişlerdi.

Tam
zamanı Ha Bin hadi bütün Kore halkı seni bekliyor. Uçma zamanı geldi.
Parmak ucuyla odama doğru yürüdüm odamdaki valizi çıkarıp eşyalarımı
toplamaya başladım. Ah ne çok eşyam var ya tam tamına 3 saattir
eşyalarımı topluyorum bu böyle gitmeyecek en iyisi bazı eşyalarıma veda
edeyim. Güle güle Kırmızı kısa elbisem, yeşil pantolonum, siyah rugan
ayakkabılarım ve daha sayamadığım başka eşyalarım sizi sevdiğimi
unutmayın elbet bir gün sizleri almaya geleceğim.

Ah Ha
Bin bu ne!!! Olayı bu kadar tramatize etmenin alemi yok. Hadi kaldır
koca poponu da uçağı kaçıracaksın. Bavulları ite kaka indirdim aşağıya
giderken bir mektupta yazdım mı tamamdır. Onlara Seo halamın yanına
gittiğimi artık orda okumak istediğimi yazacağım. Böylece yaptığım plan
takır takır işlemiş olacak.

*** Planımı duymaya hazır mısınız? ***

Şştttttt
bundan birkaç ay öncesinden başladım bu planıma. Seo halamı arayıp onun
yanına geleceğimi söyledim halam bana çok düşkün olduğu için kabul
etti. Ama okul işine gelince orda okumak istediğimi söyledim. Bundan bir
hafta önce halamı ziyarete gidip her şeyi baştan sona anlattım ona
Kore’ye gideceğimi oradaki bir okulla anlaştığımı bundan sonra orda
okuyacağımı söyledim.

Başta kabul etmese de sonrada kabul
etti. Bunda ısrarlarım ve tehtid etmelerim olmasaydı olmazdı. Ha ha
yaşasın kötülük iyi ki halamın bir zayıf noktasını bulmuştum. Halam
babamın en yakın arkadaşıyla çıkıyor ama babama anlatamıyorlardı.
Anlatınca babamın arkadaşı ile arası bozulacağını düşünüyorlardı.
Aslında babam onları birbirine çok yakıştırıyor. Bunu halamın bilmemesi
çok iyi oldu.

Hala kısmı da hallolmuştu. Babam ve anneme
bunu söyleyemeyeceğimi bildiğim için mektup yazıp gidecektim. Mektup
kısmı da hazır artık bu Amerika macerasından Kore macerasına
geçebilirim. Takside gelmişti hemen binip havaalanına gittik uçağımın
anonsunu duyunca içim kıpır kıpır olmuştu. Ah kelebekler bir bu yana bir
o yana uçuyordu.

Koltuğuma geçince birkaç kişinin bana
bakıp konuştuğunu duyar gibi oldum ama umrumda değildi ben sadece
Kore’ye gideceğimi düşünüyor ve mutlu oluyordum. Birkaç salağın bunu
bozmasına izin veremezdim. Koltuk çok rahatsızdı hemen pencere kenarına
geçtim yanımdaki kişi hala gelmemişti o gelene kadar burada
oturabilirdim. Gelincede ona yanlış oturduğumu söylerim olur biter diye
düşünmeden edemedim. ‘’Ah ha Bin kızım sen çok akıllısın bu akıl başa
bela.’’

Gözümü kapattım Kore’de olduğumu hayal ediyordum
ki birinin ayağıma vurmasıyla kendime geldim. Ah bu salak kimse ona bir
dalacam bir daha bana vurmaya cesaret edemeyecekti. Gözümü açtığımda
gördüklerime inanamadım.

--Bu ama buuuuuu bir erkek hadi
ya Hadi ya Ha Bin uyan artık delirdin mi görende hiç erkek görmedin
sanacak. Ama bu çocuk nereye oturmaya çalışıyor neden üzerime geliyor
birde sanki bu üstüme oturacak.

--Heyyy ne yaptığını sanıyorsun? Görmüyor musun bur da ben oturuyorum?

--Ya bende senden tepki gelmeyince öldün sandım? Sen konuşa biliyor muydun?

Ah bu çocuk ölmek istiyor, şimdi ben ona gösterecem ama Kore’ye gidiyorum, bunun gibi bir salak yüzünden keyfimi bozamam.
--Şuan hiç seninle atışacak havamda değilim, gelde kıymetli yerine otur belki bir yerine iyi gelir.

--Seni var ya ah asıl ben seninle atışamıyacağım yerimden kalkta biraz dezenfekte olması lazım.

Hemen
kalktım kendi yerime geçtim sanki benim yerime otursa ölür şurda
Kore’ye gidiyorum. Bu çocukta çok uyuz bunu söylemeden geçemiyeceğim
yani. Ah çok uykum geldi.

Ha Bin bir süre sonra uykuya
dalmıştı bile, Ha Bin’i iyi tanıyanlar onun nasıl deli uyuduğunu
bilirlerdi ama bu çocuk yandı demek. Mir Ha Bin’in yaptıkları karşısında
ne yapacağını bilemiyordu. Yediği dayaktan sonra 10 yıl kendine
gelemezdi her halde. Dayanamayıp Ha Bin’i yere yatırmıştı. Ha Bin’in
uykusu o kadar ağırdı ki hiç hissetmedi bile.

Uçak
yolculuğu bittikten sonra Ha Bin’i uyandırmak isteyen hostesler de
dayaktan uzak durmayı tercih etmişlerdi. Mir dayanamayıp Ha Bin’i
kucağına almıştı.

Dışarı çıktıklarında yağmur hafif hafif
çiseliyordu. Yağmur damlaları Ha Bin’in yüzüne gelince Ha Bin birden
irkilmişti. Birde Mir’in kollarında görünce birden bağırmaya başlamıştı.
Mir’in elini dişlediğinde kendini yerde bulmuştu.

--Ayşhh çok acıdı insan öyle mi bırakır?

--Sen kafayı mı yedin sana yardım edende kabahat zaten?

--Kim sana bana yardım et dedi senin yardımına ihtiyacım yok?

--İyi sen bilirsin bir daha karşıma çıkma ölürsün!!

Ha
Bin yerden kalkıp Mir’in ayağına vurduktan sonra koşmaya başlamıştı.
Mir ayağının acısıyla inlerken bir yandan Ha Bin’i yakalamaya
çalışıyordu. Ha bin gözden kaybolunca sinirden deliye köpürmüştü.
Arabasını getiren kişiyi iyice azarlamıştı.
Ha
Bin ise taksiye binip hemen okuluna gitmek için yola koyulmuştu. Bugün
yaşadıkları aklına gelince gülmeden edemiyordu. Ama Mir’i düşününce
yanaklarında belli belirli bir sıcaklık yayılıyordu. Çok mu ileri gittim
diye düşünüyordu. Ama içindeki ses fazla böyle düşünmesine izin
vermedi. Okula geldiğinde hemen içeri girmek istemişti. Tam içeri
gireceği sırada biri ile çarpışınca yere düşmüştü. Tam bağırmaya
başladığı sırada gördüğü kişi karşısında ne yapacağını bilemiyordu…

Bakalım bundan sonra ne olucak?
Sizce gördüğü kişi kim?

Secret Love 380809_241948102528001_169201539802658_651866_1369002119_n
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:50 pm

Secret Love (5. Bölüm)


--Se……n burda ne işin var?
--Asıl senin ne işin var burada?
--Hadi ya nereye giriyorsun sen böyle?
--İzin verirsen okuluma girmeye çalışıyorum.
--Hayır hayır bu kabus olmalı senle ben aynı okulda okuyamayız.
--Sanki ben çok istiyorum , sen benim kabusum olmalısın aynı bir başbelasısın kızım sen…


Ha Bin’in ağzından…
Hemen
kapının önüne geçtim onun okula girmesine izin vermiyordum. Oda
şaşırmış olucak ki bana boş boş bakıyordu. Bir süre bana öyle baktıktan
sonra konuşmaya başladı. Ne bu çocuk bana ne diyor koca popomu mu? Hiçte
bile benim popom büyük değil elimle popoma dokunduğumda onun bana
alaycı bakan gözleriyle karşılaştım.
Bana öyle baktığını görünce
topuklu ayakkabımın topuğuyla ayağına bastım. O ayağının ağrısıyla
inlerken ben ensesine bir şaplak vurup kaçmıştım. Kendine geldiğinde
arkamdan koşmaya başladığını görünce hemen koşmaya başladım. O topal
ayağıyla nasıl komik koşuyordu. Ona güldüğümü görünce kızgın bir boğa
gibi koşmaya başlamıştı. Ayş Ha Bin bazen aşırıya kaçıyorsun. Ama o bana
neden öyle bakıp pis pis sırıttı.


Tam okulun
kapısından içeriye geçerken birine çarpmamla yere düşmem bir oldu. Ufff
bu kazma kim ya nasıl da bu kadar güçlü olabiliyor. Ayşhhhhh acıdı bu ya
hemde çok acıdı tam ona bağıracağım sırada onu görmemle durmam bir
oldu. Bu bu Jin Ki bunca yıldan sonra onu görünce mutlu olmuştum. Ne
kadar onu sevmesem de oda beni görünce mutlu olmuştu. Yüzümde hiç
anlayamadığım bir gülümseme belirmişti. Ayşhhh birini unuttum o gıcık
bana doğru geliyor.
Jin Ki’ye hoşça kal diyip gideceğim sırada
hemen elime numarasını yazdı. Ben yine tabana kuvvet deyip koşmaya
başlamıştım. Artık beni kovalamıyordu.


Ohhh diyip okul
müdürünün yanına gitmiştim. Kapıyı çalıp gireceğim sırada birinin beni
tutmasıyla olduğum yerde kaldım. Ahh bu kim ya…
Arkamı döndüğüm
sırada gördüğüm kişiyle şaşkınlığım daha çok artmıştı. Bu oydu. Bittim
ben derken hocanın gelin demesiyle hemen içeri daldım. İçimden şükürler
ediyordum. Ona dilimi çıkarıp hocaya döndüm. Annem burda olsa ben seni
böyle mi büyüttü derdi kesin. HAha.
Bu hocanın bütün nutuklarını
dinlediğimizde artık dayanamıyordum. Yarı uykulu halimle artık onu
dinlemiyor. Söylediği kuralların geçişini anlıyordum. Hocanın bitti
gidebilir siniz demesiyle hemen kendimi dışarı attım. Öyle bir oh çektim
ki bütün kore beni duymuş olmalı…
Yanımdakini unutmuştum. Bana
sinirli sinirli bakıyordu. En tatlı gülümsememi sunup kaçmaya devam
ettim. Bugün dünya rekoru kırdım kesinlikle hep koşuyorum. Aslında iyi
oldu hem bunun sayesinde fazla olan 500 gr mı vermiş oldum.


Hadi Ha Bin odana git bakalım biraz dinlenmek senin hakkın günde 500 gr vermek hiç kimsenin harcı değil. Haha. Kötüyüm ben ya…


Ha
Bin odasına girdiğinde bir kızın telefonda konuştuğunu görmüştü. Selam
verip hemen içeri girdi. Yatağa uzanıp dinlenmek istiyordu. Ama kızın
hararetli konuşması onu rahatsız ediyordu. Kız bir gülüp bir üzülüyordu.
Ha Bin kızın deli olduğunu düşünmeye başlamıştı. Kendi kendine
konuşmaya başlamıştı.


Ha Bin kızım sen hiç akıllı biriyle karşılaşmayacak mısın? İçindeki ses hemen cevap vermişti bile,
--Ha Bin sen ne zaman akıllı oldun ki akıllı arkadaş istiyorsun.
Ha
Bin içindeki sese küfürler etmeye başlamıştı bile. Ha Bin’in oda
arkadaşı nihayet telefon konuşmasını bitirmiş Ha Binin yanına gelmişti.
Ha Bin kızla konuştuktan sonra hakkında ne kadar yanlış düşündüğünü
anlamıştı. Aslında kız ailesiyle konuşuyormuş. Ailesi onun bu okula
gelmesini istemiyor muş oda ısrarla buraya gelmek isteyince ailesi daha
fazla dayanamayıp göndermişti. Ama geldiğinden beri ailesi zırt pırt
arayınca Nicole gına gelmişti. ( Şimdi Nicole kim diyeceksiniz Ha Bin’in
oda arkadaşı)


Ha Bin Nicole’nin zoruyla gece dışarı
çıkmışlardı. Ha Bin gitmek istemiyordu. Çünkü yeni geldiği ülkeye dışarı
çıkmak onu korkutuyordu. Ne kadar sevse bile bu onun için çok zordu.
Nicole’nin zoruyla kısa siyah mini bir elbise gitmişti. Simsiyah uzun
saçlarıyla çok uyumlu gözüküyordu. Kırmızı rugan ayakkabısını giydiğinde
hazır göküzüyordu. Nicole onu gördüğünde dili tutulmuştu.


--Ha Bin çok güzel olmuşsun.


--Teşekkürler canım ama sende çok güzel olmuşsun.


Şimsi
bu iltifatları keselimde eğlenceye gidelim yoksa iltifatlarımız sabaha
kadar sürecek. Diyip Ha Bin’in kolundan tutup odadan çıkarmıştı. Ha Bin
ile Nicole gece klubunün önüne gelmişlerdi. Ha Bin ne kadar girmek
istemese de Nicole’nin zoruyla içeri girmişti. Ha Bin içerideki gürültü
ve sigara kokusuna dayanamıyordu.
Ama arkadaşı için katlanmak
zorundaydı. Nicole kendini kaptırmış dans edip içiyordu. Bu Ha Bin’e çok
tuhaf geliyordu. Ne kadar Amerika da büyümüş olsa da içkiye bir türlü
alışamamıştı. Telefonun çalışı ile düşüncelerinden sıyrılmıştı.
Arıyan
halasıydı. Hemen telefonu açmak için dışarı çıkmıştı. Çıkarken birine
çarpmıştı. Çarptığı kişiye bakmayıp hemen dışarı çıkmıştı. Halası
telefonda konuşurken morali bozulmuştu. Çünkü annesi kızının gitmesiyle
çökmüş hatta hastaneye kaldırılmıştı. Babası ise Ha Bin’e ulaşmaya
çalışıyor ama ulaşamıyormuş halası ne kadar da onları sakinleştirmeye
çalışıyormuş. Halası ile konuştuktan sonra hemen annesiyle konuşmaya
başlamıştı.


--Anne nasılsın


--Kızım sen misin ne yapıyorsun neden öyle habersiz gittin hiç mi bizi düşünmedin seni ne kadar merak ettim biliyor musun?


--Anne
sorularını kesip beni dinleyecek misin ben çok iyiyim halamın yanında
kalmak istediğmi çok iyi biliyorsun biraz uzaklaşmak istedim buna
benimde ihtiyacım var değil mi? Anne çok uykum var hadi kapatıyorum.


Ha
Bin annesiyle konuştuktan sonra bir köşeye geçip ağlamaya başlamıştı. O
sırada ona doğru gelen kişi ile göz göze gelince ne yapacağını bilemez
haldeydi.


‘’ Bakalım Ha Bin kimi gördü’’
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Yorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:50 pm

***_***Secret Love***_*** ( 6. Bölüm)

Gelen kişi koreye
geldiğimden beri yıldızının hiç barışmadığı o çocuktu. Neden her
seferinde onu görüyordum. Onu görmek canımı sıkıyordu artık… Yanıma
geldiğinde bağırmaya başladı. Ne olduğunu neden bağırdığını
anlayamıyordum şuan ona cevap verecek halim bile yoktu.
Annemi düşünüyordum. Onu işkolik babamla yalnız bırakmıştım hem de yapayanlız.
Bunları
düşününce ağlamaya başlamıştı. Çocuk söyledikleri bittiğinde kızın
ağladığını görünce kendini suçlamış oda onun yanına gelip oturmuştu.
Ha
Bin’in ağlayışları hıçkırıklarla devam ediyordu. Söylediği tek şey
üzgünüm kelimesiydi. Çocuk kendi üzerine alınmış olacak ki kıza sarılma
istediği duymuştu.
Ha Bin çocuğun ona sırılmasına şaşırmıştı ama
şimdi bunu düşünecek durumda değildi. Sadece ağlamak istiyordu.Bir süre
ağladıktan sonra çocuğa teşekkür edip yanından ayrılacakken çocuğun
konuşmasıyla durmuştu.
--Seni gördüğümden beri neden hep başıma
bir bela açıyorsun. Uçakta yerime oturdun o yetmedi uyurken beni
tekmeleyerek mahvettin sonra dayanamayıp seni yerde uyuttum ama yine
uyanmadın seni kucağımda taşıdım sonra bana tekme atıp kaçtın. Şimdi sen
söyle bir özür dilemen gerekmiyor mu? Sadece teşekkür edip gidecek
misin?

--Ahhh ben bunların hepsini yaptım mı?

Diyip
çocuğun yanına yine oturmuştu. Gülümsemeye başlamıştı. Yaptıkları
aklına geldikçe daha çok gülümsüyordu. Çocuk boş boş Ha Bin’e bakıyordu.
Aklından bu kız deli diye geçirdiğine eminim ya siz?( Razz)

--Neden gülüyorsun?

--Bu kadar şeyi ben mi yaptım diye düşünüyorum sonra senin yüz ifaden aklıma geliyor tutamıyorum kendimi ne yapayım.

--yahh
şuan benden özür dilemen gerekirken sen bana halen gülüyorsun? Çabuk
benden özür dile bak 3 ‘ e kadar sayıyorum? 1 1.5 2 2.5 bak son yoksa
bitersin sen?

--Ufff tamam be bir güldük ona bile rahat yok. Özür dilerim oldu mu?

--Hımmmm düşünmem lazım.

--Yahhh beni sinir etme…

--Tamam tamam kızma. Bir şey değil. Hım ben Mir. Senin ismin ne?

-- Park Ha Bin. Bana Ha Bin demen yeterli.

--Tanıştığıma çok memnun oldum. Şimdi neden ağladığını anlat bakalım bunu öğrenmeye hakkım var dimi…

--Hop hop bir ismimi öğrendin diye her şeyi anlatacağımı sanma hala senin uyuz olduğunu düşünüyorum…

---Senin
akıl sağlığından şüpheliyim. Raporun olmadığına emin misin? Bence senin
hemen akıl hastanesine yatman lazım. Yada bir psikoloğa git…

--Ufff seni dinleyende kabahat. Diyip geçip gitmişti.

Clube
döndüğünde Nicole masada sızıp kalmıştı. Ha Bin onu ne kadar
uyandırmaya çalışsada bir türlü uyanmıyordu. Son çare olarak
ordakilerden yardım istedi.

Ama hiç kimse oralı bile
olmuyordu. Ha Bin umut kesip Nicoleyi uyandırmaya çalışırken birinin
‘’yardıma ihtiyacın var’’ demesiyle sesin olduğu tarafa bakmıştı. Mir’i
görmesiyle umursamayıp Nicole’yi uyandırmaya devam etti. Daha sonra
baktı ki ona yardım edecek biri olmayınca Sadece başını sallamakla
yetindi. Mir Nicole’u kucağına alıp arabaya kadar taşıdı. Nicole arkaya
yatırıp direksiyonun başına geçmişti.
Yol boyunca Ha Bin Mir’le
göz göze gelmemeye çalışıyordu. Ama Mir’in bakışlarından rahatsız
oluyordu. Yurdun önüne geldiklerinde Ha Bin teşekkür edip hemen içeri
girmişti. Nicole ise yeni yeni uyanıyordu. Ha Bin ona kızgındı. Yatağına
yatırdıktan sonra üstünü değiştirip hemen uyumaya çalıştı, ama bir
türlü olmuyordu. En son olarak mp3 ünü takıp en sevdiği şarkıyı dinlemek
diye düşündü. ( B1A4 – Only One) Ne zaman uyuyamazsa bu şarkıyı
dinleyip uyurdu. Çok geçmeden şarkının verdiği huzurla uykuya dalmıştı.
Sabah
Nicole’nin iniltisiyle uyanmıştı. Baş ağrısından şikayet ediyordu. Ha
Bin yanına gidip kafasına vurmamak için kendini zor tuttu. Ama
arkadaşına bunu yapmak istemiyordu. Nicole’ü kaldırıp banyoya soktu. Duş
alırsa rahatlar diye düşünmüştü. Ha Bin ilk derse geç kaldıklarını
görünce hemen nicole’u kolundan çekiştirip koşmaya başlamıştı. Nicole o
sırada üstünü düzeltmeye çalışıyordu.
Nicole daha fazla dayanamayıp Ha Bin’i durdurmuştu.
--Ha Bin yeter ufff bırak ben derse gelmiyorum. Hem biz aynı sınıfta değiliz benim dersim 10 da başlıyor.
--Ah öylemiydi. Kusura bakma canım, karıştırdım.
Ha
Bin Nicole’ü bırakıp sınıfına doğru koşmaya başlamıştı. Ha Bin müzik
bölümünde Nicole ise modern dans bölümündeydi. Ha Bin o kadar hızlı
koşuyordu ki gören onu yarışta sanırdı. Sınıfa girdiğinde hocanın
sınıfta olduğunu görünce özür dileyip hemen yerine oturmak istemişti ama
hoca yerine oturmasına izin vermemişti. Öğretmen Ha Bin’den piyano
eşliğinde şarkı söylemesini istemişti.
Bu hayatta Ha Bin’in en
sevdiği şey olsa bile ilk defa girdiği bir ortamda şarkı söylemek , onu 8
yıl önceki olayına döndürüyordu.
( 8 yıl önceki olay kısaca özet
geçeyim. Ha Bin ve Secret love grubu okul sonu gösterilerinde sahneye
çıkacaklarken Ha Bin ayağının kaymasıyla adeta sahneye uçmuştu.
8 yıl bitti. Very Happy)
Ha
Bin korkar adımlarla piyano başına geçince gördüğü kişi karşısında şoka
uğramıştı. Bu buuu Mir’di. Onun bu sınıfta ne işi vardı diye düşünmeden
edemedi. Hocasının konuşmasıyla düşüncelerinden sıyrılmıştı.
--Şimdi senden en çok sevdiğin şarkıyı bize söylemeni istiyorum. Böylece seslerinizi duymuş olacağım.
Ha Bin başıyla onayladıktan sonra nihayet piyano başına geçmişti. O sırada Mir Ha Bin’in kulağına yaklaşıp…
--Hangi şarkıyı söyleyeceksin. Şarkı söyleyebileceğini ummuyorum. Diyip pis pis sırıtmaya başlamıştı.
--Sen
öyle zannet, şimdi gör bakalım kim moraracak. Bence sen şimdiden morar
da ben şarkımı bitirdiğimde zahmet etme. Diyip bu sefer o sırıtmaya
başlamıştı.
--Ukala şey çok konuşmada şarkını söyle?
--SS501 – Haru man çal tabi onu çalabiliyorsan.
Ha
Bin Mir’in şarkıyı çalmasıyla adeta kendinden geçmiş gibi şarkıyı
söylemeye başlamıştı. Sınıftaki herkes büyülenmişdi. Ha Bin’in sesinin
güzeliğiyle kendilerinden geçmişlerdi. Ha Bin o kadar kaptırmıştı ki bir
an sınıfta olduğunu unutmuştu.
Hep birlikte olmak istediği Secret
Love grubuyla konser verdiklerini hayal ediyordu. Ne kadar şarkı
söylese hep Unnilerini düşünürdü. Onlarla bir gün sahne alıp konser
vermek istiyordu. Sırf bu yüzden Kore’ye gelmemiş miydi.

Sizce yine Secret Love grubu bir araya gelecek mi?
Peki Mir ile Ha bin arasında ne olucak?
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:50 pm

Secret Love ( 7. Bölüm)

**Ha Bin’in ağzından…**

Şarkımı
bitirdiğimde sınıftaki alkışlar yüzünden kulaklarım sağır olacak
sandım. Hoca hemen yanıma gelip beni tebrik etti. Bense hocanın
söyledikleriyle sersemleşmiştim, şimdiye kadar sesimin güzel olduklarını
söylemişlerdi ama bunca kişi içinde birinin söylemesi birde bu kişinin
hocam olması ve beni övmesi çok hoşuma gitmişti.

Mir’in
yüzünü çok merak ediyordum. Kafamı çevirdiğimde ağzının bir karış
açıldığını görünce kahkahamla nihayet kendine gelmişti. Yanına yaklaşıp
kulağına ‘’ağzını çok açma bak sinek kaçar dememle’’ sinirlenmiş olacak
ki hemen sınıfı terk etti.
Umursamadım… Şimdi onun yüzünden
moralimi bozamazdım zaferimin keyfini çıkarmak istiyordum çünkü… Kendimi
kaybolan bir prenses gibi hissediyorum. Hani hep ararlar ya sonunda hiç
umulmadık bir yerde çıkar ya öyle hissediyordum. Yıllardır şarkı
söylemek için çaba sarf etmiştim. En son ailemden gizli olarak buraya
gelsem de ben burada olmaktan mutluydum. Hele ki bu benim sevdiğim ülkem
olunca.

___Yazarın ağzından…___

Ha bin dersin bitimiyle sınıfından çıkmıştı. Sınıftan çıkarken Jin Ki ile karşılaşınca mutlu olmuştu.

--Ha Bin bakıyordum da 8 yıl öncesinden bu yana çok yol kat etmişsin. Artık şarkı söyleyince uçmuyorsun.

--Senin
hakkında değişti diye düşünmekle çok hata etmişim? Sen hala eski odun
zampara Jin Ki’sin sana diyorum oğlum bir daha benimle konuşma…

--Peki bu fotoğrafı bütün okula yaysam ne dersin?

--Peki sen Jin ki bey bütün okul önünde dayak etmek ister misin?

Ha
Bin Jin Ki den uzaklaşıp Nicole’nin yanına gitmişti. Nicole ise dün
akşamdan kalmaydı hala, başını tutmuş yalpala yalpala yürüyordu. Ha Bin
hemen kolundan tutup ona tutunmasını istemişti. Nicole’ü odaya getirip
ilaç vermişti. Nicole ilacın etkisiyle uyuya kalmıştı. Ha Bin ise bugün
olanları düşünüyordu.
Odada tek başına canı sıkılmış olacak ki
koridorda dolaşmak istemişti. Ama kendini bahçede bulunca şaşırmıştı.
Tam odaya gideceği sırada duyduğu piyano sesiyle hemen o tarafa doğru
gitmeye başlamıştı.

Sesin olduğu tarafa yaklaşınca birinin
piyano eşliğinde şarkı söylediğini görmüştü. Hemen orada bir yere
saklanıp şarkıyı dinlemeye başlamıştı. Çocuğun sesi çok güzeldi, Ha Bin
çocuk şarkıyı bitirince yanına gidip onu tebrik etmek istemişti.

Çocuğa
yaklaşınca yüzü tanıdık gelmeye başlamıştı. Biraz düşündükten sonra
bunun Mir olduğunu anlamıştı. Mir’in sesinin bu kadar güzel
olabileceğini tahmin etmemişti. Şimdi ona yakalanmadan gitmek istiyordu.
Tam adım atarken ayağının takılmasıyla yeri boylamıştı.

Mir
orda biri olduğunu anlayınca hemen sesin geldiği tarafa gitmişti. Yerde
birini görünce hemen onu kaldırmak istemişti. Fakat kız ısrarla
saklıyordu. Eğer Mir onun yüzünü görürse bir daha ondan kurtulamam diye
düşünüyordu. Mir ise kızın neden yüzünü sakladığını anlayamıştı. Son bir
hamle ile kızın yüzünü görünce şaşırmıştı.

--Sen şimdi de beni mi gözetliyorsun?

--Ben hayır seni gözetlemiyordum.

--Tabi tabi eminim öyledir. Her gün bir şekilde karşıma çıkmak zorunda mısın? Baş belası mısın kızım?

--Aişhhhhh
sıktın ama senin karşına çıkmak gibi bir niyetim yok ben dışarı
çıkmıştım sesler duyunca buraya geldim senin olduğunu bilseydim hayatta
gelmezdim. Senin sesine meraklı değilim.

--Sen buna sesine
hayran kaldım da gidemedim desene, hem sesim seni büyülemiş baksana
bana hayran hayran bakıyorsun? Birde bana aşık olmada seninle de
uğraşamam, bana aşıklar listesine girme?
--Ahh çokta umrumdaydı,
sana aşık olmak ve ben, avucunu yallarsın dostum bence sen git aynaya
bak? Sana aşık olan kızların aklına şaşarım ben?

--Öylemi diyorsun?

--Öyle diyorum beğenemedin mi?

--Gör bak bu laflarını yedireceğim?

--Hadi çok konuştun ben kaçayım sen kendi kendine konuşmaya devam et? Bana eyvallah.

Ha
Bin Mir’in yanından uzaklaşınca Mir ‘in yüzünü sinsi bir gülümseme
almıştı. Bu sanki ben sana gösteririm bakışıydı. Ha Bin odasına
girdiğinde Nicole uyanmıştı. Ha Bin hemen yanına gidip nasıl olduğunu
sordu. Nicole iyi olduğunu söyleyince, Ha Bin bugün derste olanları
söylemişti, bir çırpıda Nicole ise Ha Bin bitirdiğinde,

--Bunu kutlamalıyız ben arkadaşlara söyleyeyim de bunu bir barda kutlayalım?

Ha
bin olacakları hayal edince hemen hayır demişti. Zorla nicole’ü
caydırmıştı. Nicole’nin dün barda neler yaptığı aklına gelince bunun çok
kötü bir fikir olduğunun altını çiziyordu.

Ha Bin usulca
Nicole’ün yanından ayrılıp yatağına geçmişti. Sabah alarmın sesiyle
uyanmıştı. Sabah sabah derse girmekten nefret ediyordu. Ama başka çaresi
yoktu. Hemen hazırlanıp sınıfına gitmişti. Sınıfa girdiğinde herkes
harıl harıl konuşuyordu. Sınıfından birine sorup neler olduğu hakkında
bilgi almak istiyordu. Çocuk anlatınca hayretler içinde kalmıştı.

Okulun
bir kuralına göre her sene müzik birde dans bölümünden dörder kişi
kurayla çekilip dönem sonundaki gösterilerde çıkacaklarmış. Birinci
olanların büyük bir müzik şirketiyle kontrant imzalayıp albüm
çıkarabilme imkanı sağlıyormuş.

Ha bin bunları duyduktan
sonra sevinç çığlığı atmıştı. Tabi sevinç çığlığı attığında sınıfta
olduğunu unutmuştu. Bütün sınıftakiler Ha Bin’ e bakıyordu. Ha Bin ise
utancından kızarmış bir durumda yerine oturmayı tercih etmişti. Çok
geçmeden hocaları içeri girmişti.
Hacanın sınıfa girmesiyle
kuralar çekilmiş olduğunu ve sonuçların öğleden sonra açıklamasını
söylemesi Ha Bin’i daha heyecanlandırmıştı. Derslerin hemen bitmesi için
dualar ediyordu. İçinden iyi biri olması da dua etmeyi unutmuyordu.
Dersin
bitmesiyle sonuçların açıklanacağı yere gitmeye başlamıştı bile, bütün
topluluğu geçip adının eşleştiği kişilere bakmak için sabırsızlanıyordu.
Adının karşısında yazan kişileri görünce yok artık demişti. Bu kadar
kişi arasında neden u ikisi diye düşünmeden edemiyordu. Hemen hocanın
odasına gidip eşleştiği kişileri değiştirmek istediğini söylemişti.
Ama hocası kabul etmeyince boş ellerle geri dönmek zorunda kalmıştı.

Ha Bin sizce çekilecek mi? Yoksa devam mı edecek?
Eşleştiği kişiler kim?
Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum?
Bu
bölümü yazarken en ufak bir fikrim yoktu ama 1 saatte bu kadar
olabildi?Sad(( Beğeniler bu kadar az yoksa hikayem beğenilmiyor mu?Sad(((
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:51 pm

SECRET LOVE ( 8. BÖLÜM)

Mir’in ağzından…

Şu
yılışık kızlardan bıkmıştım. Bu kız geldi geleli kafam çok karışık
diğer kızlar gibi davranmayı bırak onların en nefret ettiği hareketleri
yapıyor. Aslında bu yaptıkları hoşuma gidiyor ama çok inatçı biri. Eli
de çok ağır, bir vuruyor haftalarca kendime gelemiyorum.

Sınıfta
hoca Ha Bin’i şarkı söylemeye zorlayınca, piyano başında beni
görmesiyle şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu. Bu gülümsememi sağlamıştı.
Zaten her onu gördüğümde gülümsüyorum… Ha Bin’i görünce onu kızdırmak
çok hoşuma gidiyordu. Ona sen şarkı söylemesini bilir misin?

Diye
sorduğumda kendinden o kadar emin konuştu ki sesinin güzel olduğunu
zaten anlamıştım. Yinede onu daha çok kızdırmaya devam ettim o ss501 den
Haru- man şarkısını söylemeye başlayınca tutuldum sanki o ne sesti. O
kadar kaptırmıştım ki piyanoyu çalmayı bile bırakmıştım. Şarkıyı
bitirdiğinde bütün sınıf onu ayakta alkışladı, zaten böyle bir ses
ayakta alkışlanmalıydı.

Hocanın onu övmesiyle yanakları
al al olmuştu. Bu onu daha tatlı yapmıştı. Ah Mir oğlum ne diyorsun baya
kaptırdın kendini bu kıza, saçmalamayı bırak ta ( yazara bırak biraz o
konuşsun. Razz)
Yazarın ağzından…

Ha Bin umutsuzca
odasına gitmişti. Nicole odada yoktu. Bir süre odada yalnız kalınca kapı
açıldı gelen Nicole’dü. Morali bozuk olduğu her halinden belliydi hemen
yanına gidip ne olduğunu sordum. Okulda en nefret ettiği kişi ile
eşleştiğini söyleyince kim olduğunu sordum hemen Jin Ki demesiyle çok
şaşırmıştım. Demek Jin Ki hala eski uyuzluğuna devam ediyordu. Ama
birden bana dönüp senle benimle aynı gruptasın demesiyle çok mutlu
olmuştum. En azından Jin Ki Birde Mir ‘le yalnız değildim.


--Nicole umutsuzluğu bırak canım yarışmanın sonunu düşün ya birinci olursak o zaman ne kadar ünlü oluruz haberin yok mu?

Nicole birden gülümseyip,

--Evet evet yarışmayı biz kazanmalıyız her ne kadar Jin Ki bile olsa da takımımda kazanacağız , bütün Kore bizi tanıyıp sevecek…

Sabah
erkenden okulda toplanmıştık, hocalar isimlerimizi söyleyip takım
koçlarımızı belirliyordu. Sıra bize geldiğinde ben Nicole, Jin Ki ve Mir
teker teker öne çıktık. Mir beni gördüğünde umursamadı. Ama sonradan
yüzüne sinsi bir gülümseme taktı.

Korkmadım desem yalan olur ama bu çocuk çok tatlı ya diye düşünmeden edemedim…

Hoca bizim takımın koçu olarak Mir’i seçmişti.

--Yapacağınız her şeyi Mir’in gözetiminde yapacaksınız her şeyinizden Mir sorumlu olacak diyip gitmişti hoca.

Mir
önümüze geçip bana bakıp konuşmaya başladı. Dans için kareografiyi Jin
Ki ve Nicole bıraktı, benimde onunla çalışmamı istemişti. İlk olarak
piyano çalmasını öğretecekmiş.

Nicole durumdan hiç memnun
değildi, ama kazanmak için elinden geleni yapacaktı. Hocanın yardımıyla
da kareografiyi yapmaya çalışıyorlardı. Ama Jin Ki’nin ona takılmasıyla
konsantre olamıyordu. O kadar karışıyordu ki Ha Bin dayanamayıp Jin
Ki’nin kulağına eğilip birşeyler söylemişti.

Jin Ki’nin
yüzü sapsarı olmuştu. Nicole ise Ha Bin’in Jin Ki’ ye ne söylediğini çok
merak ediyordu. Hemen yanına gidip sordu, öğrendiği bilgi ile gülme
krizine girmişti. Ha Bin Jin ki’nin ortaokuldaki bir fotoğrafını
göstermişti. Bu Jin Ki’nin en uyuz olduğu resimdi. Ha bin iyi ki bunu
çoğaltmışım diye düşünmeden edemedi.

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Haftalardır
çalışmalar sürüyordu, çalışmalar sırasında Mir’le Ha Bin konuşmamaya
özen gösteriyordu ama Mir yinede Ha Bin’i sinir etmeyi başarıyordu.
Başlarda onu kızdırması Ha Bin’i sinirlendirse de artık onunda hoşuna
gitmiyor değildi. Mir’ se Ha Bin’e çoktan alışmıştı.

Her
gün aynı saatte Mir Ha Bin’e piyano çalmasını öğretiyordu, birlikte
beste yapmaya başlamışlardı bile yine öyle bir çalışmada Ha Bin geç
kalmıştı. Geldiğinde Mir’in piyanoyu çalmaya başladığını görünce
gülümseyerek yanına gitmişti. Mir yeni yapmaya başladıkları besteyi
çalıyordu. Ama bir yerde takılıp kalıyordu sürekli aynı yeri çalmaya
çalışıyordu.

Ha Bin hemen geçip yanına oturdu, Mir’in bir
türlü çalmadığı yeri o tamamlar gibi çalmaya başladı. Mir de beğenmiş
olacak ki oda Ha Bin ile birlikte çalmaya devam etmişti. Tam şarkıyı
bitirecekleri sırada Mir ile Ha Bin’in elleri birbirine değmişti.
İkiside şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlardı. Mir Ha Bin’in elini daha
sıkı tutmaya başlayınca Ha Bin olduğu yerde dondu resmen Mir git gide Ha
Bin’e yaklaşmaya başlamıştı.

Ha Bin Mir’in onu öpeceğini
anlayınca yanakları kızardı Mir onun bu haline gülümseyip dudağına
küçük bir buse kondurdu, Ha Bin ise gözlerini çoktan kapatmıştı. Mir
geri çekildiğinde Ha Bin’in gözlerini kapalı görünce yüzündeki gülümseme
daha da artmaya başlamıştı.

Ha Bin gözlerini açtığında
Mir’İn ona gülümsediğini anlayınca hemen işim var diyip ordan
koşarcasına ayrılmıştı. Mir ise olduğu yerde gidişini izlemek zorunda
kalmıştı. İçinden acaba kızdı mı diye söylenmeden edemiyordu.

Mir
beni öptü mü yoksa ben rüya mı gördüm? İstemeden ellerini dudaklarına
dokunmuştu. Ha Bin karşıdan gelen Nicole’ü bile fark edememişti. Nicole
Ha Bin’in gülümsediğini görünce neler olduğunu anlamıştı. Hemen Ha
Bin’in koluna girip onu hayal aleminden çıkarmıştı.

--Heyyyy dünyadan Ha Bin uzaylısına…
--Hıı
--Diyorum ki şu yüzündeki şapşal ifadeyi sil yoksa bütün okul seni Mir’in öptüğünü anlayacak.
--Neee?
--Doğru duydun söyle bakım nasıl oldu? Hadi çok heyecanlandım.Aferin Mir’e sonunda başardı. Hahah
--Ne diyorsun sen Nicole hem onun beni öptüğünü nerden çıkardın?
--Hadi ama Ha Bin bunu benden saklayacak değilsin? Her şey apaçık ortada Mir’in sana nasıl baktığını gördüm?
--Mir bana nasıl bakıyormuş?
--Aşkla!!
--Öyle mi bakıyor dersin? Ama ben neden hiç farketmedim?
--Kızım
sen yarışmayı o kadar ciddiye alıyon ki aklın fikrin 1. Olmakta tabi
anlamazsın, ama Mir iyi yaptı yoksa hayal aleminden hiç çıkmayacaktın?
--Yaaaa neden öyle diyorsun, yarışma benim için çok önemli bunu çok iyi biliyorsun?
--Biliyorum ama sende Mir’in duygularını bilmelisin hem sende ona karşı birşeyler hissediyorsun bu çok belli…

Ha
Bin ile Nicole konuşurken yanlarına gelmekte olan Jin Ki birde Mir’i
fark edememişti. Nicole ise Ha Bine sorduğu sorunun cevabını bekliyordu.
Ha Bin ise Mir’in onu öpmesiyle şapşallaşmıştı resmen, Nicole’in
kolunun çimciklemesiyle bağırmıştı. Nicole ise kaşını kaldırmış öyle
bekliyordu…

--Tamam be evet bende ondan hoşlanıyorum oldu mu?
--Neeeeeeeee?

Bu
Mirin sesiydi Ha Bin ile Nicole sesin geldiği tarafa bakınca kim
olduğunu görmüşlerdi Nicole pis pis sırıtırken Ha Bin renkten renge
girmeye başlamıştı. Hemen ordan uzaklaşmıştı. Mir ise sevincini
yaşayamamıştı. Çünkü Ha Bin bugün hep ondan kaçıyordu. Madem
hoşlanıyorsa neden kaçıyor diye düşünmeden edemiyordu.

Ha
Bin uzun bir kaçışın sonunda soluk almak için ağacın altında oturmuştu.
Bugün yaşadıklarını düşününce kızardığını fark edebiliyordu. Hele ki
Mir’in ondan hoşlanıyorum lafını duyduğunu düşününce daha çok
utanıyordu. Ha Bin bunları düşünürken yanına Mir’İn geldiğini görmesiyle
başını öne eğmesi bir olmuştu. Mir ise Ha Bin’i bulduğuna çok
seviniyordu. Artık bu işi halletmenin zamanı geldi diye düşünüyordu.
Mir
Ha Bin’in yanına oturduğunda Ha Bin dudaklarını yemeye başlamıştı bile
utancından, Mir daha fazla dayanamayıp konuşmaya başlamıştı. Çünkü
biliyordu ki eğer o konuşmasa bugün hatta aylarca burada böyle
kalabilirlerdi.

--Ha Bin başını kaldırır mısın?

Ha
Bin ne yapacağını bilemiyordu kaldırsa Mir onun yüzünün kızarıklığını
görür güler diye düşünüyordu, kaldırmasa Mir gidecekti onun gitmesini
istemiyordu. Mir Ha Bin’in kafasını kaldırmadığını görünce elleriyle Ha
Bin’in yüzünü avuçları arasına almıştı. Ha Bin şaşırmış bir durumda Mir’
e bakıyordu. Ne yapacağını bilemez durumdaydı.

Mir uzunca bir nefes alıp,

--Biliyor
musun sen gelmeden önce bir yerlerde hep bir parçamın olduğunu düşünür
onun geleceği günü hayal ederdim, şimdiye kadar kimseye bakmamamın
sebebi de buydu. Her ne kadar çevremde bir sürü kız olsa da onların
benim doğru parçam olduğunu düşünmüyordum. Seni ilk gördüğümde kalbim
çok hızlı çarpmaya başlamıştı. Ama ilk başlarda hep kavga edişimiz bile
çok hoşuma gidiyordu. Özellikle seni kızdırmayı hobi bile edindim
diyebilirim.
Ha Bin gülümsemeye başlayınca Mir konuşmasına devam etmişti.

--En
son senin barın çıkışında ağladığını görünce kendi kendime bir daha
asla ne şekilde olursa olsun senin ağlamaman için elimden geleni
yapacağım diye kendi kendime söz verdim. Seninle eş olmak içinde hocaya
baskı yaptım desem bana kızar mısın?
Ha Bin duyduklarına şaşırmıştı.
Geriye bakış***
Her
sene yapılan yıl sonu gösteriler yaklaşmaya başlamıştı. Bu sene yine o
yılışık oppaaaa diyen kızlardan biri ile eşleşmek istemiyordum. Hemen
hocanın yanına gidip Ha Bin ile eş olmak istediğimi söyledim. Başlarda
itiraz etse de sonra beni kaybetmek istemeyince kabul etmek zorunda
kaldı. Ah Ha bin artık elimden kurtulamazsın. Yaşasın kötülük…
Geriye bakış son***
Mir
konuşmasını bitirdiğinde Ha Bin’in ne söyleyeceğini merak ediyordu.
Acaba oda onun onu sevdiği gibi seviyor muydu.. Nicole’le konuşurken
söylediği gibi benden hoşlanıyor mu?


Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum? Pek içime sinmedi bu bölüm.

Beğeniler çok az, yoksa hikayem beğenilmiyor mu? Sad(((
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:51 pm

Secret Love 9 bölüm

Ha Bin Mir’in söylediklerini
düşündükçe yüzünde gülümsemeler artıyordu. Ama Mir Ha Bin’e bir şey mi
oldu. Yoksa aklını mı kaçırdı diye düşünmeden edemiyordu. Ha Bin’den ses
çıkmadığını görünce orda olduğunu belirtmek için hafif öksürdü. Ha Bin
bir rüyadan uyanır gibi irkilmişti.

--Eeee?

--Ah üzgünüm!!

--Ne diyorsun Ha Bin.

--Ben ben bende seni seviyorum.!!

Diyip
Mir’e sarılmıştı. Mir her ne kadar şaşırmış olsa da hemen kendini
toparlayıp Ha Bin’e sıkıcı sarılmıştı. Ha Bin ile Mir aşklarını itiraf
etmenin mutluğunu yaşarken olacaklardan habersiz günün tadını
çıkarıyorlardı.

Mir ve Ha Bin ağacın altında oturmuş
yapmaları gerekenler hakkında konuşuyorlardı. Nicole yanlarına gelip
hocanın duyuru yapacağını söylemesiyle hemen bütün öğrencilerin
bulunduğu alana ilerlemişlerdi. Mir Ha Bin’in elinden tutmuştu. Bu Ha
Bin’in kalbinin daha hızlı atmasına sebep olmuştu Nicole ise onlara
bakıp kıs kıs gülmekteydi.

Öğrencilerin bulunduğu alana
ilerlerken Mir ve Ha Bin herkesin şaşkın bakışlarına maruz kalmışlardı.
Bazıları konuşuyor bazıları ise sevinmişlerdi. Ama çoğunun mutlu
olmadığı gözlerinden okunuyordu.

Hatta bazıları ‘’ Bu kız
oppamıza yakışmıyor. Kesin oppamıza büyü yaptı’’diyorlardı. Ha Bin bunu
duyunca gülmeden edemedi. O kızlara dönüp dil çıkardı. Sonra Mir’e
sarılıp o benim dercesine bakış atmayı unutmadı.

Mir ise
Ha Bin’in ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. Tam ona eğilip bir şey
söyleyeceği sırada hocanın gelmesiyle bütün dikkatini hocaya vermişti.

--Merhaba
arkadaşlar biliyorsunuz ki her sene sonunda gösterilerimiz oluyor. Bunu
siz ve grup arkadaşlarınızla beraber hazırladığınız şarkı ve
kareografilerle, fakat bazı sebeplerden ötürü bu sene biraz erken
gösteri yapmanız gerekecek. Haftaya bugün gösterilerinizi
sergileyeceksiniz? Hepinize iyi çalışmalar bol şanslar…

Hocanın
gitmesiyle her kes grup arkadaşlarıyla konuşup hummalı çalışmalara
girmeye başlamışlardı. Mirde grubu toplayıp sıkı çalışmaları gerektiğini
söylemişti. Öncelik olarak şarkımızı hazırlamalarını sonra grup olarak
kareografiye uydurmaları gerekiyordu. Ha Bin ve Mir piyano odasında
buluşmak için ayrılmışlardı.
Mir’in biraz işi olduğu için ben
gelene kadar şarkıyı tamamlamaya çalışacaktı. Piyano odasına giderken
birkaç kişinin önüme çıkmasıyla durmak zorunda kalmıştı. Kızlar Ha Bin’i
köşede sıkıştırıp Mir hakkında konuşmak istediklerini söylemişlerdi.

---Ooo kimleri görüyoruz burada, oppamıza suluk gibi yapışan kız değil mi?

--Suluk mu? Cık cık cık

--Evet beğenemedin mi kızım bence sana çok uydu baksana suluk gibi yapıştın bırakmıyorsun?

--Ben mi suluk gibi yapışmışım kızım sen git biraz aynadan kendine bak suluk gibi yapışan bir kerem sensin…

-- Bana bak Ha Bin misin Pa Bin misin oppamdan uzak duracaksın yoksa…

--Yoksa
ne yoksa gidip beni hocalarına şikayet edecek misiniz? Yada oppanızı
size bırakmam için eteğime yapışıp ağlayacak mısınız?

--Bana bak sen çok olmaya başladın?
Kız
tam elini kaldırıp Ha Bin’e vuracağı sırada birinin elini tutmasıyla
arkasına bakmıştı. Gördüğü kişi karşısında masum bir yüz ifadesi takınan
kız. Mir’in sesiyle irkilmişti.
--Seni bir daha Ha Bin’in yanında
yada 1 metre yakınında görürsem bitersin anlıyor musun? O aptal
arkadaşlarınada söyle ben Ha Bin’i seviyorum ve sadece onu seveceğim
anladınız mı?
Kız başını sallayıp hemen oradan koşarcasına kaçmıştı.

Kızın
gitmesiyle Ha Bin derin bir nefes almıştı. Mir Ha Bin’in yanına gidip
özür dilemişti. Ha Bin Mir’in suçunun olmadığını çok iyi biliyordu.
Fakat bu yılışık kızlardan çekeceğim var diye düşünmeden de kendini
alamadı.

Ha Bin Mir’in elinden tutup okuldan çıkardı.
Deniz kenarına geldikten sonra bir bankta oturdu. Mir de yanına
oturmuştu. Gözlerini kapatıp anın tadını çıkarmak istiyordu. Mir ise ona
bakmadan edemiyordu. Birden yağmur bastırınca Mir Ha Bin’i kaldırmak
istedi fakat Ha Bin kalkmamakta kararlıydı.

--Biliyor
musun bir zamanlar bir sevgilim olursa onunla yağmurun altında yürümek
istiyorum demiştim. Galiba bugün bu hayalimi gerçekleştireceğim.

Mir
Ha Bin’in elinden tutup yağmurun altında yürümeye başlamıştı. Ha Bin
Mir’e daha çok sarılmış şekilde yürüyorlardı. Uzun bir yürüyüşün
ardından ısınmak için bir cafeye girmişlerdi. Sıcacık çikolatalarını
içerken yanlarına gelen cafe sahibini selamlamışlardı. Cafe sahibi çok
tatlı bir bayandı, onunla uzun bir konuşmanın ardından tam dışarı
çıkacakları sırada cafe sahibi elinde bir kutuyla geri gelmişti.

Mir
ile Ha bin şaşkınlıkla biribirlerine bakmışlardı. Cafe sahibi
şaşırdıklarını görünce onlara bakıp gülümsemişti. Ve açıklamaya
başlamıştı.

--Siz ikinizi parkta otururken görmüştüm.
Birbirinize o kadar sevgi ile bakıyordunuz ki sizinle tanışmak istedim
sizi takip ederken cafeme girdiğinizi gördüm hemen arkanızdan gelip
sizinle tanıştım. Biliyor musun Mir sen benim eşime çok benziyorsun.
Eşim ile evlendikten birkaç yıl sonra hasta olduğunu öğrendik, onu bir
yıl önce kaybettim evlenmeden önce bana annesinden bir hediye vermişti.

Bunu
çocuğumuza takacaktık fakat bu bize nasip olmadı. Bizde sizin gibi o
parkta oturur sonra bu cafeye girerdik. O zamanlar buranın sahibi ile
çok yakın olmuştuk. Eşimi kaybettikten sonra bu cafeyi devraldım. Onun
anılarıyla yaşamak için, yıllar sonra bana o günleri yaşattığınız için
bunu bir hediye olarak görün.
Ha Bin ve Mir birbirine baktıktan
sonra gülümseyerek hediyeyi kabul etmişlerdi. Cafeye her zaman gelmek
üzere ayrılmışlardı. Ha Bin cafeden çıktıktan sonra ağlamıştı. Mir onun
ağladığını görünce ellerini sıkıca tutmuştu.

--Beni hiçbir zaman bırakma olur mu? Sensiz nasıl bir yaşam olacağını düşünemiyorum.

Mir Ha Bin’in söylediklerine gülerek karşılık vermişti.

--Hem ben seni bırakırsam seni kimsenin alacağını sanmam!!

Ha
Bin burnunu silip cevap vereceği sırada Mir’in dudaklarını
hissetmesiyle durmuştu. Daha sonra karşılık vererek ayrılmıştı. Ha Bin
Mir’den ayrılıp Nicole’nin yanına gitmişti. Odaya girdiğinde Nicole’n
yanına gidip gözlerini kapatmıştı. Nicole Ha Bin olduğunu anlayınca kıs
kıs gülmesine devam etmişti. Ha Bin Nicole yastığını fırlatıp odanın
içinde koşuşturmaca başlamıştı, taki diğer odadakilerin gelipte onları
uyarmasıyla oturup gülmelerine devam etmişlerdi.

--Ee Mir’le ne yaptınız?
--Hım ne mi yaptık artık çıkıyoruz!!
--Super ben ne zaman beyaz altı prensimi bulacağım? Diyip iç geçirmişti.
--Hım belkide gözünün önündeki kişilere baksan çok iyi olacak.
--Kim???
--Orasını sen düşün?
--Ya Ha Bin o kim söylesene adamı meraktan çatlatırsın!!
--Uff hadi ben yatıyorum. Yarın piyano çalışmaları var bence sende uyu yoksa yarın Jin Ki seni bahveder.
***
Ha
Bin Jin Ki kısmını bastırırarak söylemişti ki Nicole o kişinin Jin Ki
olduğunu anlasın diye ama Nicole Jin Ki’nin ismini duyar duymaz yatağa
girmişti. Sabah erkenden uyanıp çalışmalara başlamışlardı. Ha Bin ile
Mir şarkılarını bitirmeye çalışırken Jin Ki ve Nicole ise danslarının
son halini prova ediyorlardı.
Dans ederken çok uyumlu bir çift
gibi gözükselerde aslında Nicole Jin Ki’ye sinir oluyordu. Ama son
zamanlarda onunla vakit geçirince o kadar da sinir olmadığını fark etti.
Jin Ki ile bu kadar yakın olması kalbinin daha hızlı atmasına sebep
oluyordu.
***
Ha Bin ile Nicole onlardan ayrılıp son gün ne
giyeceklerine bakınmaya başlamışlardı. Girdiği hiçbir mağazada
istediklerini bulamayan ikili en son olarak bir mağazaya girmişlerdi.
Mağazadan istedikleri elbiseleri alınca dışarı çıkarken Ha Bin’in Mir’i
görmesiyle durması bir olmuştu.
Ha Bin Mir’in yanındaki kızı
görünce ne olduğunu anlamaya çalıştı. Kız Mir’le kavga ediyor gibiydi.
Ha Bin olanları anlamak için yanlarına gittiği sırada kızın Mir’i
öpmesiyle donmuştu.

Sizzce Mir’i öpen kim?
Peki Ha Bin bu durumda ne yapacak?
Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:51 pm

Yazar: Mehtap Aruk
Secret Love (10 bölüm)

Daha
önceki bölümde Ha Bin Nicole ile gittiği alışveriş merkezinde Mir’in
bir kız ile öpüştüğünü gördükten sonra okula gidip yarışmadan
çekildiğini söylemişti. Mir ise onu her yerde arıyor fakat bulamıyordu.
Bakalım bu bölümde ne olucak.
Bu bölümü Neslihan Yozgat’a yazıyorum.

10. Bölüm…

Ha Bin’in ağzından…

Mir
ile kızı öpüşürken görünce hemen oradan gitmek istedim, tam gideceğim
sırada Nicole’ün bana seslenmesiyle Mir ile göz göze geldik beni
gördüğüne çok şaşırmıştı. Gözlerindeki hüzün görülmeye değerdi, ama
onun yanıma gelmesine izin vermeden oradan uzaklaşmıştım. Onu görmek
kalbimi acıtıyordu artık.
Arkamdan bağırdığını duyabiliyordum onun
yüzüne bakacak gücüm yoktu sanki onun gözlerine bakınca eriyip
gidecektim erirken onuda bahvedecektim, ben ona güvenmiştim fakat o
benim sırtımdan vurmuştu.
Bu muydu beni sevmesi bu muydu diye
düşünmeden edemiyordum. Ben şimdiye kadar birine güvenmezken ilk defa
ona güvenmiştim. Bunu yapmakla hayatımın yanlışını yapmıştım demek.

Yazarın ağzından…

Ha
Bin Mir’in konuşmasına izin vermeden yurda gitmişti. Gider gitmez
valizini alıp Amerika’ya ailesinin yanına gitmeye karar vermişti.
Geldiği ülkesinde mutlu olamamıştı, onun için en iyi yer şimdilik
ailesinin yanı diye düşünüyordu.
Valizini hazırladıktan sonra
hemen hocasının yanına gitmişti. Yarışmadan çekildiğini ve okuldan
ayrılacağını söylediğinde hocasının itiraz etmesini önemsemeden odadan
çıkmıştı.

Okulda gittiği her yer ona Mir’i hatırlatıyordu,
hiçbir yere bakmak istemiyordu. Mir’i düşününce gözünden düşen yaşları
engelleyemiyordu. Bir süre böyle yürüdüğünde Mir’le en son geldikleri
cafenin önüne geldiğinin farkında bile değildi. Cafenin önünde Bayan
Lee ( Cafe sahibi ) ‘yi görmesiyle ona koşup sarılmştı.

Bayan
Lee Ha Bin’İn ağladığını görünce neler olduğunu anlamak için hemen
içeri almıştı. Bayan Lee Ha Bin’i sandalyelerden birine oturduktan
sonra neler olduğunu öğrenmek için Ha Bin’e sorular sormaya başlamıştı.
Ha Bin hıçkırıklar eşliğinde zor olsa bile bütün yaşadıklarını
anlatmıştı.
Bayan Lee duyduklarına inanamıyordu. Fakat Mir’i de
dinlemesi gerektiğini söylemesine rağmen Ha Bin Mir’in ismini
duyduğunda bile öfkelenmesi, agresifleşmesi Bayan Lee’ yi daha çok
endişelendirmişti. Bayan Lee dinlenmesi gerektiğini söyleyip uyuması
için yer göstermişti.
Ha Bin gözlerini kapattığında Mir ile kızın
öpüştükleri sahne gözlerinin önüne geliyordu. Sabaha kadar böyle devam
ederken, daha fazla dayanamayıp uykunun kollarına atmıştı kendini.

Mir’in ağzından…

Sabah
eski kız arkadaşımın ülkeye geri döndüğünü öğrenmemle deliye
dönmüştüm. Onu burda ne işi var diye söylenmeden edemiyordum.
Telefonumun çalmasıyla geri dönmesinin cevabını öğrenmem çok uzun
sürmemişti demek.
Telefonu açtığımda sesini duymak artık bana bir
şey hissettirmiyordu. Hatta onunla konuşurken bile Ha Bin’e ihanet
ettiğimi düşünüyordum.
Benimle çok önemli bir şey konuşması
gerektiğini söylediğinde onunla görüşmek istemediğimi söylememe rağmen
beni zorlayınca onunla her zaman gittiğimiz yere gelmesini söylemiştim.
Onu
gördüğümde elimi sıktığımın bile farkında değildim. O ise hiçbir şey
olmamış gibi gelip beni öpmüştü, sonrada sanki hiç ayrılmamışız gibi
konuşması beni deliye döndürmüştü. Bir insan nasıl bu kadar pişkin
olabiliyordu. Onu arkamda bırakıp gitmek isterken beni kendine çekip
öpmesi ile şaşkına dönmüştüm.
O arada birinin Ha Bin demesiyle,
geri çekildim. Ha Bin’i görmemle beynimden kaynar sular dökülmüştü.
Onun yüzüne baktığımda gözyaşlarının aktığını görmem ile yüreğim
acımıştı. Her ne kadar arkasından seslensemde bana bir kere olsun
bakmamıştı. Nereye gideceği hakkında bir fikrim yoktu.
Fakat
hocanın beni aramasıyla her şeyi öğrenmem beni daha çok üzmüştü. Ha Bin
okuldan ayrılacaktı. Yarışmadan bile çekilmişti. Nicole aradığımda Ha
Bin’in valizlerini hazırladığını söylemesi beni bitirmişti. Onu en kısa
zamanda bulamalıydım. Bu kız nereye gider diye düşünmeden edemiyordum.

Yazarın Ağzından…

Mir
günlerce Ha Bin’i aramıştı, fakat günler geçmesine rağmen bulamamıştı.
Ha Bin ise bu süre zarfında Bayan Lee’nin yanında cafede çalışarak
bütün her şeyi unutmaya çalışıyordu. Bugün yarışmanın sergilendiği gün
olması nedeniyle Ha Bin daha çok heyecanlanmış fakat düşünmemeye
çalışıyordu.
Nicole her gün gelip onu fikrinden vazgeçirmeye
çalışıyordu. Fakat Ha Bin Mir’i görmek istemediği için sahneye çıkmak
istemiyordu. Onu görmeye dayanamazdı. Onu görünce gözyaşlarının onu ele
vereceğini çok iyi biliyordu. Nicole ise son defa gelerek Ha Bin’e
aldıkları kıyafeti ve şarkı sözlerinin bulunduğu bir cd bırakıp
gitmişti. Ha Bin elbiseyi görünce oturup ağlamaya başlamıştı. O elbise
ona o günü hatırlatıyordu.

Bayan Lee yanına gelip ona tavsiyelerde bulunmuştu.

-Ha
Bin canım bence gitmelisin, bu senin hayalindi şimdiye kadar Mir
yoktu ki ama hayalin vardı. Mir hayalinin önüne geçmemeli duygularını ve
işlerini birbirine karıştırmamalısın.
Diyip çıkmıştı. Ha Bin
Bayan Lee’nin söylediklerini düşündükçe hayalleri için nelerden
vazgeçtiği aklına gelmişti. Yıllara önce ablası dediği secret love
grubundaki üyeleri onları bir araya getirmek için buraya gelmemişti.
Yada biricik ailesini özellikle annesini hayalleri için bırakmamış mıydı. Bunları düşününce gitmesi gerektiğini anlamıştı.
Ha
Bin odadan çıkarken Nicole arayıp geleceğini söylemişti. Ama bunu
kesinlikle Mir’İn bilmemesi gerektiğini söylemeden geçemedi. Bayan Lee
ise onun gittiğini görünce gülümseyip işine devam etmişti. Ha Bin okulun
önüne geldiğinde Nicole ile Jin Ki’nin onu beklediğini görünce
gülümseyip onlara sarılmıştı.
Fakat Ha Bin’in dikkatini çeken
başka bir şey vardı. Oda Jin ki ile Nicole’un el ele tutuşması olmuştu.
Onlara bakışlarında olacak ki Jin Ki ile Nicole açıklama gereği duymak
istemişti. Nicole ile Jin Ki artık eskisi gibi birbirlerinden nefret
etmediklerini söyleyip aralarındaki nefretin aşka dönüştüklerini
söylemişlerdi. Ha Bin duydukları karşısında çok mutlu olmuştu.
Karşısında iki sevdiği kişiyi tebrik ettikten sonra hızlıca kulise
gitmişlerdi.
Ha Bin Mir ile adeta köşe kapmaca oynuyordu. Mir ise
ümitsiz bir şekilde Ha Bin gelir diye bekliyordu. Gelmeme ihtimalini
bile düşünmek istemiyordu. Bir kere bile olsa ona söylemeliydi.
Kendisini savunmalıydı. Bu kadar kolay olmamalı diye düşünüyordu. Bir
açıklama yapmama izin vermeden gitmek diye…
Onlardan önceki grubun
performanslarını bitirmesiyle sıra Ha Bin’nin grubuna gelmişti.
Sunucunun onları anons etmesiyle Ha Bin hariç hepsi sahneye çıkmıştı.
KAreografi gereği Ha Bin şarkının nakarat kısmında ortaya çıkacaktı.
Mir’in yanına gidip piyano eşliğinde şarkı söyleyecekti. Mir piyano
başına geçtikten sonra Jin Ki ile Nicole’ e başlayalım diyip şarkılarını
çalmaya başlamışlardı.
***Mir’in söylediği kısım.
Hissediyorum
Anlamsız ifadelerimi tükenen nefesimi ve aynı zamanda silmek istediğim anılarımı.
Hissediyorum
Daima titreyen gözlerimi, dudaklarımı ve kalbimi.
Silmeyi istediğim anılarım çok fazla.
Her zaman seni hissediyorum.
**Ha Bin’in söylediği kısım
Lütfen gittikten sonra kalbimde kalma
Hala seni istiyorum Artık kulaklarımın etrafında dolanıp durma
Çünkü dinlemek istiyorum dinlemek istiyorum.
***Mir’in söylediği kısım..
Duyuyorum
Şu anda nerdesin nasılsın bilmiyorum.
Ama neden nefesini duyuyorum?
**Ha Bin’in söylediği kısım.
Hissediyorum.
Ne kadar zor olduğunun önemi yok deniyorum.
Ne olursa olsun dua ediyorum işe yarıyacak.
Senden silkinip kurtulmak istesem bile hala seni hissediyorum.
Lütfen gittikten sonra kalbimde kalma.
***Mir’in söylediği kısım…
Daha da uzağa sürüklendikçe yavaş yavaş daha yakınlaştım ve sana daha yakınım.
Acı çekmeye devam ettiğim gibi. Yavaş yavaş sadece seni istiyorum daha fazla seni.
****Birlikte söyledikleri kısım.
Hissediyorum
Hissediyorum
Sadece seni daha fazla istiyorum.
Hissediyorum
Hissediyorum
Her şeyini.
Hissediyorum
Hissediyorum
Hissediyorum.
Herşeyini.
Mir
ile Ha Bin birlikte söyledikleri şarkılarını bitirince Mir Hala Ha
Bin’in geldiğine inanamıyordu. Onların şarkılarının bitişinde salondaki
herkesin ayakta alkışlaması onları daha mutlu etmişti.
Mir her ne
kadar Ha Bin’ e baksada Ha Bin onu görmemezlik geliyordu. Selam
verdikten sonra kuliste sonuçları öğrenmek için gitmişlerdi. Mir Ha
Bin’in kolundan tutup konuşmaları gerektiğini söylemişti. Ha Bin ise
hiçbir şey duymak istemiyordu.

Bakalım Mir Ha Bin’İ ikna edip kendisini affetirecek mi?
Finale son iki adım. Beğeni Yorumlarınızı bekliyorum.
Ha Bin ile Mir’in söylediği şarkı INFINITE – Because.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:52 pm

Secret Love (11. Bölüm )

Bundan önceki bölümde Ha Bin bütün olanlara rağmen sahneye çıkmıştı. Sahneye çıkmasıyla bütün gözler üstüne gelmişti.
Mir
ise şaşkınlığın ötesinde mutlulukla Ha Bin’e bakıyordu. Şarkılarını
bitirdikten sonra kulise gidecekleri sırada Mir’in Ha Bin’in kolundan
tutmasıyla konuşmak istediğini söylemişti.

11. Bölüm…

-- Ha Bin ne olur konuşalım, benim anlatmama izin ver ne olur!!!

-- Neyi anlatacaksın aaa ben bir kızla öpüştüm ama onlar gerçek değil miydi diyeceksin?

-- Gördüklerin doğru ama beni dinle!!

--Bak sen kendin bile doğru olduğunu söylüyorsun seni neden ne hakla dinleyeyim?

Diyip
gitmişti. Mir sarsılmıştı, Ha Bin çok kararlıydı. Ha Bin giderken
arkasından öylece bakakalmıştı. Kalbi öyle acımıştı ki sanki bütün kulis
üstüne doğru geliyordu. Daha fazla orda kalamayan Mir dışarı çıkmaya
karar vermişti.
Ha Bin’in söyledikleri düşününce nefes alamayacak
gibi hissediyordu. Bunun üzerine koşmaya başlamıştı. Koşuyordu,
koşuyordu nereye gideceğini bilemeden sadece koşup uzaklaşmak istiyordu.
Kendine söylemediğini bırakmıyordu. Ha Bin olmadan nasıl yaşayacağını
bile bilmiyordu. Yıllarca kimseye böyle bağlanmamıştı. Nasıl oldu da Ha
Bin’e bu kadar bağlandım diye düşünmeden edemiyordu.

Mir koşmaya devam ederken, yarışmanın sonucunu bekleyen 3 kişi vardı. Nicole Jin Ki ve Ha Bin…
Ha
Bin Mir’in ortalarda gözükmemesi üzerine rahatlamıştı. Ama içinde kötü
bir his oluşmuştu. Kalbi sıkışıyor gibiydi. Tam oradan gideceği sırada
içeriden onların isminin anons edilmesiyle apar topar sahnede bulmuştu.
Olanları anlamaya çalışan Ha Bin kupanın ellerine verilmesiyle
şaşkınlıktan gözleri yuvalarından uçacakmış gibi olmuştu.

Ha
Bin ve grubu 1. Olmuştu yarışmada. Herkesin onları tebrik etmesiyle
adeta mutluluk sarhoşu olmuştulardı. Gözlerinden dökülen yaşları bile
hissedemiyordu. Çıktığı yolda bir kere hayat ona güzel yüzünü
göstermişti. Nicole Jin Ki ise birbirlerine sarıldıktan sonra Ha Bin’e
koşup sarılmışlardı.

Bütün herkesin tebrikleri kabul
ettikten sonra kulise giden birinciler hala şoktalardı. Nicole ve Jin Ki
olayı kutlamak için bir yerlere gitmek isteyince Ha Bin gitmemek
konusunda ısrar ediyordu fakat ikili onu dinlememekte kararlıydı. Ha Bin
onları vazgeçiremeyeceğini düşününce kabul etmekten başka çaresinin
olmadığını anlamıştı.

Onların önden gitmesini söyleyip
eşyalarını toplamaya başlamıştı. Tam çıkacağı sırada birilerinin
konuştuğunu duymasıyla durmuştu. Konuşan kişileri gördüğünde şaşırmıştı.
İçlerinden konuşan kızı tanıyordu. Mir ile öpüşen kız olduğunu görünce
kalbi sıkışmıştı. Onların konuşmalarını dinlemek istemişti.

Onları
ayırmam iyi oldu. Aferin sana iyi ki bana Ha Bin’in o alışveriş
merkezinde olduğunu söyledin, eskiden Mir ile orda ki cafeye çok
uğrardık. Onu oraya getirmek zor oldu ama sonuç çok iyi oldu. Hele
ikimizin öpüştüğünü görmek Ha Bin hanıma iyi darbe oldu. Nasıl benim
sevdiğim adamı elimden alır. Mir’,n kafasını karıştırmış olabilir fakat
Mir’i yine elde edecem.

Ha Bin duyduklarına inanamıyordu.
Oyuna gelmişti hemde Mir’i hiç dinlememişti. Konuşmasına hatta
açıklamasına bile izin vermemişti. Bunları düşününce kendine kızıyordu.
Bu kadar mıydı onların sevgileri hemen eşyalarını alıp Nicole ve Jin
Ki’nin yanına gitmişti. Onlarada olanları anlatıp Mir’i aramaya
başlamışlardı.

Jin Ki ile Nicole birlikte ararlarken Ha
Bin ayrı arıyordu. İkiye ayrılırlarsa daha çabuk bulabilirler diye
düşünüyorlardı. Uzun uğraşlar sonucunda Jin Ki ile Nicole Mir’i sahil
kenarında sızmış olarak bulmuşlardı. Hemen Ha Bin’e haber verip onun
gelmesini beklemişlerdi. Ha Bin geldikten sonra ikili onları yalnız
bırakmışlardı.
--Mirrrr.
--Yeter ne olur Ha Bin’in sesini
duymak istemiyorum yine aklım bana oyunlar oynuyor biliyorum o hiçbir
zaman beni affetmeyecek, hem beni bir kere bile dinlemedi.
--Ama birazda onun açısından baksan sen bir kızla öpüşürken gördü. Bu çok kolay sindirilecek bir şey değil?
--Biliyorum
biliyorum ama yinede beni bir kere bile olsun dinlemedi o beni öperken
kendime ne kadar küfürler ettiğimi nerden bilecek ben onunla hayatı
tanıdım o yoksa ben ne yapacağım onun yokluğuna dayanamam, bugünki
bakışları aklıma gelince ölüyorum.
Ha Bin Mir’i çok incittiğinin
farkındaydı. Ona bu sürede çok acı çektirmişti. Ama Ha Bin’in elinde
olan bir şey değildi. Oda oyuna gelmişti. Hemde büyük bir oyuna bunu
onlara ödettireceğini aklının bir kenarına yazarken Mir’i kendine çekip
öpmeye başlamıştı.
Mir ise aklını kaçırdığını zannediyordu. Şimdi
de Ha Bin’in onu öptüğünü sanıyordu. Hemen geri çekilmişti, Ha Bin
şaşkına dönmüştü bu kadar çok mu Mir kırılmıştı. Ha Bin kalkıp gideceği
sırada Mir’in elini tutmasıyla kalktığı yere tekrar oturmuştu.
--Ah aklım bana oyun oynamıyor Ha Bin sen misin?
--Evet benim şapşal!!!
Mir
Ha Bin’i kendine çekip bu sefer o öpmeye başlamıştı. İkili
mutluluklarına kaldıkları yerden devam etmenin mutluluğu ile Mir’İn
evine doğru yola çıkmışlardı. Ta Bİ Mir içkili olduğu için Ha Bin
arabayı kullanmıştı. Eve geldiklerinde Ha Bin ilk defa geldiği bu eve
hayran kalmıştı.
Ev özenle döşenmişti. Siyahın ağırlıkta olduğu
eşyalar tercih edilmişti. Mir’i odasına götürdüğünde yatağına
yatırmıştı. O evi incelemek için kalmışken Mir’İn elinden tutmasıyla
durmuştu. Mir onu hızlıca çekip sarılmıştı. Ha Bin kalkmaya çalışırken
Mir ona daha hızlı sarılıyordu.
Sanki biraz kollarını hafifletse
gidecekmiş gibi geliyordu. Ha Bin ne kadar Mir’in kollarından kurtulmaya
çalışsa da başaramadığı için artık oda ona sıkıca sarılmıştı. Birlikte
güzel bir uyku çekmişlerdi.
Sabah erken uyanan Mir olmuştu.
Yanında Ha Bin’i görünce yaşadıklarının bir rüya olmadığına çok mutlu
olmuştu. Onun gözlerinden okunan mutluluğu 100 metre öteden okunurdu. Ha
Bin’İn yanağına öpücük kondurduktan sonra duş almak için banyoya
girmişti. Ha Bin ise uyandığında Mir’i yanında göremeyince şaşırmıştı
fakat banyoda olduğunu görünce oda aşağı inip güzel bir kahvaltı
hazırlamaya başladı. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra yukarı Mir’İ
çağırmaya gittiğinde gördüğü manzara karşısında donakalmıştı.

Sizce ne gördü Ha Bin?
Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum?
İyi okumalar…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:52 pm

Yazar: Mehtap Aruk


  • Secret Love (12 bölüm)

    --Omoo omooo bu kaslar acaba hepsi Mir’İn mi yoksa taksitle mi almış. Bunu aklının bir kenarına yaz Ha Bin bir gün sormak için…
    Mir
    Ha Bin’İn donmuş bir şekilde olduğunu görünce usulca ha Bin’İn yanına
    yaklaştı Ha Bin ise hala hayaller aleminde mirin kaslarıyla uğraşıyordu.
    Mir Ha Bin’i kollarıyla sarıp kendine çekince Ha Bin hayaller aleminden
    çıkmıştı.
    Ha Bin Mir’in nefesini yüzünde hissedince ne
    yapacağını bilemez halde Mir’İn yüzüne bakıyordu. Ha Bin uzun bir nefes
    alınca Mir’in yüzündeki gülümseme daha belirginleşti. Mir gittikçe
    yaklaşırken ona inat Ha bin uzaklaşıyordu. Ha Bin uzaklaşmaya devam edip
    ayağı halıya takılınca, yatağa düşmüşlerdi.
    Hem de Mir onun
    üstündeydi bu daha yakın diye düşünmeden edemedi. Mir kaldığı yerden
    yaklaşmasına devam ederken Ha Bin kaçışının olmadığını anlayıp gözlerini
    kapatmıştı. Mir onun gözlerini kapattığını görünce kahkaha atmaya
    başlamıştı.
    Ha Bin ise Mir’în onu öpeceğini düşünürken kahkaha
    atması onu daha çok sinirlendirmişti. Mir’İ üstünden atıp kapıyı açmaya
    başladığı sırada Mir’İn onu tutmasıyla yüzünü ona çevirmişti. Mir ise
    dudaklarını küçük bir çocuk gibi büzmüş yüzünü asmıştı.
    Ha Bin
    onun bu halini görünce yanaklarını sıkmamak için kendini zor tutuyordu,
    ama şimdi Mir’e kızgındı. Mir’İn kendini affettirmesi gerekiyordu.
    --- Senin o masum yüz ifaden yüzünden şeytanca fikirlerim uçup gidiyor. Sen de o kadar tatlı olmak zorunda mısın.
    Ha
    Bin Mir’in söylediklerinden sonra kahkaha atmaya başlamıştı. Karnı
    gülmekten ağrıyordu. Ama Mir’in söylediklerini düşününce daha çok
    gülüyordu. Mir ise Ha Bin’İn güldüğünü görünce oda gülmeye başlamıştı.
    --Hey kas bozuntusu artık şu kaslarını sergilemeyi bırakıp üstünü giysen diyorum.
    --Hıım hayır desem belki okuyucular benim kaslı halimi daha çok sevmiştir.
    --Omo bu okuyucuların yarısından fazlası kızdı değil mi. Hey ordakiler gözlerini kapatın yoksa katliam çıkar. O benim oppam!!
    --Hey
    ne diyorsun ya şıtt kızlar bakabilirsiniz görsel şölen var!! Bu
    iyiliğimi unutmayın bir daha olmaz bakın!! Diyip sırıtıyordu Mir…
    Ha
    Bin onun bu halini başka kimsenin görmemesi için ordaki dolaplardan
    gömlek tişört arıyordu. Dolaplardan birinde bulduğu yeşil çiçek desenli
    tişörtü görünce bu Mir’İn mi diye düşünmeden edemedi. Bu kadar iğrenç
    bir zevki olacağını düşünmemişti. Hemen onu eline alıp Mir’e uzattı.
    Mir
    ise tişörtü görünce sinirden köpürdü bunu atmalarını istemişti. Demek
    hizmetçi atmamış diye düşündü ne kadar giymemek için direttiyse Ha Bin
    kazanmış o iğrenç tişörtü giymişti. Mir intikam alırcasına Ha Bin’e
    bakarken Ha Bin’in telefonun çalınmasıyla dışarı çıkmıştı. Arayan Seo
    halasıydı.
    --Ha Bin sana kötü bir haberim var?
    --Ne oldu hala?
    --Baban ve annen geliyor?
    --Nereye
    --Nereye
    olacak şapşal yanımıza yani benim yanıma seni benim yanımda sanıyorlar
    ya!! Ne yapacağız eğer abim öğrenirse beni lime lime eder.
    --Ha
    Bin şaşırsada halasının söyledikleriyle gülmeye başlamıştı. Bugün çok
    güldüm diye içinden geçirmeden kendini alamadı. Tamam hala ben ilk uçağa
    atlayıp geliyorum.
    Ha Bin geleceğini duyan halası sevinç
    çığlıkları atarken yere düşmüştü. Ha Bin bu halam hiç mi büyümeyecek
    düşünürken Mir usulca yaklaşmıştı. Mir Ha Bin’in kiminle konuştuğunu
    merak ediyordu. Ha Bin ise Mir’İn geldiğini anlamamıştı. Mir Ha Bin’in
    omzuna dokununca Ha Bin çığlık atmıştı.
    Mir hemen Ha Bin’in ağzını
    kapatıp benim diye susturmuştu. Ha Bin ile Mir kahvaltı yaparken Mir
    arayanın kim olduğunu sorunca Ha Bin bütün hikayesini anlatmaya
    başlamıştı. Son olarak ta bugün Amerika’ya gideceğini söylemişti. Mir
    Amerika’ya gideceğini duyunca susmuştu. Ha Bin yanına yaklaşıp yanağına
    öpücük kondurdu.
    --Merak etme sadece 2 gün sonra senin yanındayım.
    Mir
    biraz düşündükten aklına gelen daihane fikirle onunla geleceğini
    söylemişti. Ha Bİn kısa çaplı bir şok geçirse de sevinmişti. Jin ki
    birde Nicole haber verdikten sonra Bayan Lee yi ziyaret etmek için
    cafeye gitmişlerdi. Bayan lee onların el ele tutuşmuş olduklarını
    görünce hemen gidip onlara sarılmıştı. Bayan Lee ye birkaç gün için
    Amerika’ya gideceklerini söylemişlerdi. Onunla da vedalaşıp Amerika’ya
    gitmek için yola çıkmışlardı artık Ha Bin çok heyecanlıydı. Sanki
    yıllardır annesini görmemiş gibi hissediyordu. Bu süre zarfında babasını
    bile özlemişti. Uzun bir yolculuğun ardından Amerika’ya gelmişlerdi.
    Seo halası onları çıkışta bekliyordu. Ha Bin halasını görünce koşup
    sarıldı. Hasret giderdikten sonra halası Mir’i farkedince Ha Bin’e o kim
    dercesine baktı. Mir anlamış olacak ki kendini tanıtmıştı. Halası Ha
    Bin’in erkek arkadaşıyım sözünü duyunca sevinçten Mir’e sarılmıştı.
    (Seo
    halası Ha Bin’İn erkeklere olan düşmanlığını bildiği için evde
    kalacağını düşünüyordu. Şimdi Mir’İ görünce artık evde kalmayacak diye
    düşünüyordu. Tabi Ha Bin bu taş gibi oğlanı elinden kaçırmasa.)
    Birlikte
    Seo halasının evine gitmişlerdi. Seo halası ile akşam yemeği yerken
    bütün olanları konuşuyorlardı. Halası babasının her gün onu aradığını ve
    Ha Bin’in neden bir gün onları ziyaret etmediğini söylüyordu. Artık
    dayanamadıkları söyleyip bu hafta sonu geleceklerini söylemiş ve halası
    ne kadar uğraşmışsa da geleceğiz dedikleri için onu aradığını
    söylemişti. Ha Bin ise halasını öptükten sonra Mir’İn elinden tutup
    Amerika’yı gezdirmek için bundan iyi bir fırsat yok diye düşünüyordu.
    Mir
    ile bütün her yeri gezmişlerdi son olarak Mir’İn elinden tutup eğlence
    merkezine gitmişlerdi. Ha Bin görmemiş gibi bütün herşeyi deniyordu. Son
    olarak korku tüneline binmişlerdi. Ne kadar Ha Bin binmek istemese de
    Mir’in zoruyla binmek zorunda kalmıştı. Ha Bin’in en çok korktuğu şey
    karanlıktı. Ha Bin korkuyla mir’in koluna yapışmıştı. Mir ise bundan
    zevk alıyordu. Ha Bin gözlerini kapatmış tir tir titriyordu. Very Happy
    Korku
    tünelinden çıktıktan sonra bile Ha Bin titriyordu. Mir onun bu haline
    gülüyordu, ama sevdiği kızın böyle korkması üzülmesini istemiyordu.
    Hemen pamuklu şeker alıp gelmişti. Ha Bin pamuklu şekerleri gördükten
    sonra hemen eline alıp yemeye başlamıştı. Mir ona hayretle bakıyordu.
    Sanki karşısında ki kız az önce o korkan kız değildi. Ama onun sevimli
    halini görünce gülümsedi.
    Elinden pamuk şekerini alıp koşmaya
    başlamıştı. Ha Bin ise bağırıyor pamuk şekerimi geri ver diye onlar
    böyle koşuştura dursun biz Kore’ye Nicole ve Jin ki çiftine bir göz
    atalım.
    Nicole Jin Ki çifti ise sarılıp uyuyorlardı. Bu saatte ne
    yapmalarını bekliyordunuz Kore’de gece olduğunu bilmiyor musunuz. Fazla
    rahatsız etmeyelim çifti, ama bu Nicole nasıl uyuyor çocuğu boğacak ya.
    Very Happy Very Happy
    Ha Bin ile Mir koşuşturduktan sonra solup almak için bir
    bankta oturmuşlardı. Ha Bin yarın anne babasına ne söyleyeceğini
    düşünüyordu. Mir onun daldığını görünce neler düşündüğünü sormuştu. Ha
    Bin ise anne ve babasına neler diyeceğini bilmediğini söyleyince ona
    sarılıp bunları düşünmemesi gerektiğini söylemişti Mir.
    Ha Bin ile
    Mir eve gittiklerinde halasının uyuduğunu görünce hemen onlar için
    ayrılan odalara gidip güzel bir uyku çekmişlerdi. Sabah halasının
    alarmıyla uyanmışlardı. Ha Bin sonra Mir sırasıyla salona inmişlerdi.
    Tek sıra halinde dizildikten sonra Anne ve babasının gelmesiyle hemen
    onlara sarılmıştı. Annesine doya doya sarılan Ha Bin hasret gideriyordu.
    Babasıyla her zamanki gibi resmi bir şekilde konuştuktan sonra Mir’ i
    tanıtmıştı.
    Annesi sevinçle Mir’i kucaklarken babası onun nereli
    olduğunu ne iş yaptığını soruyordu. Havadaki gerilimi ortadan kaldırmak
    için kahvaltıya davet etmişti. Kahvaltı yaparken Ha Bin’in babası pis
    pis Mir’e bakıyordu. Mir ise tırsmaya başlamıştı. Kahvaltıdan sonra
    kahve içip sohbet ederken babası Mir’e tavla oynamak istediğini sormuş,
    cevap vermesine izin vermeden tavlayı önüne koymuştu.
    Onlar tavla
    oynarken Ha Bin annesiyle konuşuyordu. Annesi zayıfladığını söyleyip
    üzülüyordu. Annesinin üzülmesine dayanamayan Ha Bin yanağına öpücük
    kondurmuştu. Mir ise ezeli rakibini yenerken babası sinirden
    köpürüyordu. Ama Mir’İn akıllı hamlelerine şaşırmıştı. Ha Bin’in bu zeki
    çocuğu sevdiği için mutlu olmuştu. Mir ile tavla üzerinden koyu bir
    sohbete girmişlerdi.
    Annesi ve Ha Bin ise bu kısa süre zarfında nasıl
    böyle yakın olduklarına şaşırmış bakıyordu. Very Happy Ha Bin gelen telefonla
    oradan ayrılmıştı. Arayan Nicole’du.
    Sizce Nicole Ha Bin’e ne diyecek?
    Son bölümde sizi neler bekliyor?
    Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum. Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cassie
Admin & Yazar & Okur
Cassie


Mesaj Sayısı : 3310
Kayıt tarihi : 29/01/11

Secret Love Empty
MesajKonu: Geri: Secret Love   Secret Love Icon_minitimeÇarş. Şub. 01, 2012 3:53 pm

SECRET LOVE 13 Bölüm (Final)

****Yazar bakış açısı****

Hepimizin
hayatında bir hayali yada birkaç hayali yok mudur. İşte Ha Bin’in
hayalide büyük bir yıldız olmak onunki biraz farklıydı. Çok küçükken
başladıkları müziğe ömrünün sonuna kadar devam etmek istiyordu.

Ta
Ki Unnilerinden ayrılana kadar, ama o hiçbir zaman umudunun
kaybetmedi. Çünkü bir gün bir yerlerde elbet buluşacaklarını biliyordu.
Yada umut ediyordu.

Hikayeye devam….

Ha
Bin Nicole’nin söylediklerinden sonra şaşkınlıkla salona geri dönmüştü.
Onun geldiğini gören Mir bir terslik olduğunu anlayıp hemen yanına
gitmişti. İzin isteyip dışarı çıkmışlardı. Ha Bin le dışarı çıktıktan
sonra olanları sormuştu.

Geriye bakış.

Nicole
ve Jin Ki hocalarının onları çağırmasıyla sabahın erken saatlerinde
okula gitmişlerdi. Hocalarının yüzü asıktı. Jin Ki ve Nicole’nin odaya
girdiğini görünce onları oturtup konuşmaya başladı.

--Biliyorsunuz çocuklar yarışmayı siz kazandınız ama jüri üyelerinden bazıları fikirlerini değiştirdiler.

--Neeeeee (Nicole ve Jin ki bir ağızdan konuşmuşlardı.)

--Evet
doğru duydunuz, Ha Bin’İn yarışmadan çekilip sonra son gün sahneye
çıkması yüzünden bazı jüri üyeleri saygısızlık olarak gördüler. Ta bi
bunda Min Sun’un çok büyük payı var. ( Min sun Mir’i öpen kız Hikaye
sonu artık dalarız bu kıza.)

--Ne olacak şimdi.

--Jüri
üyeleriyle yeni aldığımız karara göre yarışma yeniden tekrarlanacak
fakat bazı jüri üyeleri Ha Bin’İn olmasını istemiyor. Bunun için
elimden geleni yapmaya çalışıyorum, fakat hala ısrar eden üyeler var.

Nicole
hocanın söyledikleriyle çok üzülmüştü. Baştan beri onları teşvik eden
hatta Jin Ki ile bu duruma gelmesi Ha Bin’in sayesindeydi.

--Hocam lütfen Ha Bin’İn ne kadar emek verdiğini sizde biliyorsunuz şimdi onu yarışmadan çekemezsiniz o olmazsa bizde yokuz

diyip
ayağa kalkmıştı. Jin Ki ile odayı terketmişlerdi. Hemen Ha Bin’İ
arayıp buraya gelmesini ve işlerin çok karıştığını söylemişti.

Geriye bakış son

Ha
Bin bir solukta anlatmıştı. Mir ise ağzı açık bir şekilde dinliyordu.
Min Sun’un bu kadar ileriye gidebileceği aklından geçmiyordu. Hemen
ayağa kalkıp Ha Bin’in elinden tuttuğu gibi eve dönmüşlerdi. Eve
gittiklerinde Ha Bin’in anne ve babası gelen telefonla çıkmak zorunda
kalmışlardı.

Anne ve Babasıyla vedalaştıktan sonra
odasına geçip eşyalarını hazırlamaya başlamıştı. Aşağıya indiklerinde
halası neden bu kadar erken gittiklerini sormuştu. Halasına acil bir
işleri olduğunu söyleyip ayrılmışlardı.

Mir ile Ha Bin
uzun yolculuğun ardından nihayet Kore’ye dönmüşlerdi. Hemen Nicole’ü
arayan Ha Bin onlarla okulda buluşmuşlardı. Hep birlikte hocalarının
odalarına çıkan grup üyeleri kapıyı tıklattıktan sonra içeri
girmişlerdi.

İçeride büyük bir suprizle karşılaşmışlardı.
Supriz Min Sun’dan başkası değildi. Mir hemen Min Sun’un kolundan tutup
dışarı çıkartmıştı. Diğer grup üyeleri ise hocayla konuşmaya
başlamışlardı.

Hocalarından öğrendiklerine göre Ha Bin’İn
sahneye çıkması için jüri üyelerini ikna etmek üzere bir daha
toplanmaya karar vermişlerdi. Bunu duyan Ha Bin mutlulukla odadan
çıkmıştı.

Mir ile Min Sun ise****

Mir Min
Sun’un kolundan tutup bir odaya çektim yaptıkları artık onu aşmıştı
birinin onu durdurması lazımdı o kişi benden başkası değildi. Onu odaya
sürüklediğimde boğazına yapışmam bir olmuştu.

Zor nefes
alırken bile hala gülümsüyordu. Bu kız gerçekten kafayı yemiş akıl
hastanesi bile onu kaldıramaz. Kısa bir tehdidin ardından elimi
bozağından çektim.

Tehdidimin ne olduğunu merak
ediyorsunuz değil mi? Söylesem mi acaba hım düşünmem lazım… Kötüyüm
değil mi? Kafa mı kırmadan söyleyeyim.

--Onun için çok
önemli olan bu okula nasıl girdiğini benden başkası bilmiyor o hileyle
girmişti. Onun yerine başkası seçilmiş fakat o kızın yerine geçip
gelmişti.

Min Sun olayıda bittikten sonra artık Ha Bin’in
yanına dönebilirdim. Ha Bin’İn yanına gittiğimde kafeteryada Jin Ki ve
Nicole ile harıl harıl tartışıyorlardı. Mir yanlarına gittiğinde hepsi
odaklanmış Mir’den bir açıklama bekliyorlardı. Özellikle Ha Bin.

Mir
kısaca olayı açıklayınca hepsi rahat bir nefes almışlardı. Daha sonra
hocalarının yanına gelmeleriyle konuşmaları bölünmüştü. Hocası jüri
üyelerinin yarışmayı tekrarlamak istediklerini veeeeee Ha Bin’İnde
grupla katılabileceğini söylemişti. Sevinç çığlıkları atan grup
birbirlerine sarılıp anın tadını çıkarıyorlardı.

Ama
onları kötü bir supriz bekliyordu. Oda yarın yarışmanın olacağı… Bunu
duyduklarında biraz üzülselerde Ha Bin’in söyledikleriyle kendilerine
gelmişlerdi.

Mir herkesin önüne geçip hazırlıklar için
herkese bir görev dağıtmıştı. Daha önce giydikleri elbiseler zaten
hazırdı. Kareografiye bazı şeyler daha katmak istiyordu. Birde
şarkılarını değiştirmek istese de grup üyeleri bunun riskli olduğunu
söyleyince onları ikna etmişti.

Hep birlikte dans odasına
gitmişlerdi. Jin Ki ve Nicole kareografiyi tamamen değiştirmeyip
Mir’in dediklerini eklemişlerdi. Bu biraz hareketli bir şarkı olacaktı.
Öncekinin aksine bu sefer slow şarkılarda oldukları kadar diğer
şarkılarda da başarılarını kanıtlayacaklardı. Gece geç saatlere kadar
çalışmışlardı. Artık yorgunluktan kıpıldayacak halleri yoktu.

*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*

Sabahın
ilk ışıklarında ilk uyanan Ha Bin olmuştu. Çok heyecanlıydı. Bugün
hayallerini gerçekleşmeye bir adım daha yaklaşmıştı. Bir kere 1. Oldum
bir daha birinci olurum diye düşünüyordu. Düşüncelerinden Mir’in
uyanmasıyla sıyrılmıştı. Birlikte hazırlanıp Jin Kİ ve Nicole’ün yanına
gitmişlerdi. Her kes çok heyecanlıydı, ama bunu kimse kimseye yansıtmak
istemiyordu.

Kızlar Kuaföre erkekler ise son defa her
şeyi kontrol edeceklerdi. Kuaföre gittiklerinde sıralarını bekleyen
ikili içeri giren Min Sun yüzünden yüzleri asılmıştı. Min Sun hemen
onların önüne geçip hazırlıklarını yapmak isteyince Ha Bin onu saçından
tuttuğu gibi kapı dışarı edip kapıyı yüzüne kapatmıştı.
Kuafördeki
herkes Ha Bin’i ağzı açıkta kalmış bir şekilde izliyorlardı. Ha Bin
onları görünce yüzüne masum bir gülümseme yerleştirip masum bir kız
havası vermek istedi. Nicole Ha Bin’i böyle görmeye alışkın değildi.
Ama bu konu Min Sun olunca arkadaşının yanına gidip ‘ellerine sağlık’
demişti.

Kuafördekiler Ha Bin’e sıralarını verip hemen hazılanmalarını sağlamışlardı. Dışarı çıktıklarında ikili gülümsemeden edemedi.

--Ha Bin nasıl senden korkup bize sıralarını verdiler haha.
--Evet ya ama Min sun’u görünce sinirlerim tavan yaptı. İyi oldu bu Mir’i öpmesi içindi, dahası var.

*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*

Hazırlanıp Mir ile Jin Ki’nin yanına gittiler. Onlarda son kontrolleri bitirip hazırlanmaya gitmişlerdi.
Artık
yarışma başlamıştı. Sırasıyla her kes çıkarken yavaş yavaş sıra onlara
geliyordu, son grupta çıkınca sıra onlara gelmişti.Derin bir nefes
alıp sahneye çıkmaya hazırlandılar. Şahneye çıktıklarında az önce
heyecandan titreyen onlar değilmiş gibi hemen herkes yerine geçmişti.
Şarkıları başlayınca
***(Teen Top-Beatiful Girl)***

Herkes
kareografi gereği dans ederken Mir’İn şarkıya başlamasıyla bütün salon
onu pür dikkat dinlemeye başlamıştı. Mir bitirince sahneye çıkma
sırası Ha Bin’e gelmişti.

Bütün ışıklar onun üzerindeydi o
bunun hayalini yıllardır kurarken bir yanı buruktu çünkü anne ve
babası en önemlisi Secret Love grubu burada değildi. Onlarla beraber bu
sahnede şarkı söylemeyi çok isterdi. Onları düşününce gözlerinden
düşen yaşları hissetmemişti bile…

Birden bütün herşey
değişti. Şarkı ve Jin Ki Nicole ve Mir ortadan kayboldular, neler
oluyor diye söylenirken birinin sesini duymasıyla adeta yerimde
çivilendim.

Bu Mia unninin sesiydi. Yine eskiden olduğu
gibi cırtlak, bana bakınca göz kırpıp yanıma gelip sarıldı. Daha sonra
Jesse unni ah bayan miyav’ı çok özlemişim. Sonra şarkının rap kısmında
Nicole’nin çıkmasıyla mutluluk sarhoşu olmuştum.
Lizy’ide sahnede
yerini aldıktan sonra sıra bana gelmişti. Hani unnilerimin dediği
zenci gırtlağım var ya onun sırasıydı. Kendimden geçip şarkıyı
söylerken Mir’de bana eşlik etmişti. Elimi tutup şarkının son
kısımlarını söylemiştik.
Şarkı bittikten sonra salonda kopan
alkışlar kulağımızı sağır edecek cinstendi. Seyirciler arasında Anne ve
babamı görünce kısa çaplı bir şok daha geçirdim. Bugün yaşadıklarım
filmlerde bile olamaz diye düşünüyordum. Selam verdikten sonra kulise
gittik ben unnilerimle hasret giderirken peş peşe sorular soruyordum.
Meğer onları buraya Mir çağırmıştı.

Mir Ha Bin’in hep bir
hayali olduğunu biliyordu. Bunu hem kendini affettirmek hemde hayalini
gerçekleştirmesine yardımcı olmaktı. Ha Bin bunları duyunca Mir’e
uzunca bir öpücük vermişti. Ordakilerin hepsinin öksürük sesinden
dolayı ayrılmışlardı. Ha Bin’İn yanakları al al olmuştu.

Anne
ve babasının da kulise gelmesiyle takım tamamlanmıştı. Annesi gelip
kızının boynuna sarılmıştı. Babası ise arkada durmuş sinirli bir şekilde
kızına bakıyordu. Sonra eliyle buraya gel işareti yapınca Ha Bin
korkmasına karşın babasının yanına gitmişti.

Babası
kızının elinden tutup anlına bir öpücük kondurduktan sonra seninle
gurur duyuyorum demişti. Bunları duyan Ha Bin mutluluktan ağlamıştı.
Bugün hayatının en güzel günüydü. Sonra salondan kopan alkışlar
eşliğinde isimlerini duyunca sahneye çıkmışlardı. Yine birinci
olmuşlardı. Bütün herkes onları tebrik ediyordu.

Herkesin
bir hayali olmalı hiçbir zaman hayalinizden vazgeçmeyin ne kadar zor
olursa olsun, o sizin hayaliniz kimsenin sizin elinizden almasına
kesinlikle izin vermeyin. Bu Ha Bin’in hayaliydi ve gerçekleşti. Umarım
herkesin hayali gerçekleşir.

Son (The End)
Bir hikayenin daha sonuna geldik. Beni yalnız bırakmadığınız çok teşekkür ederim. Özellikle beğenen ve yorum yapanlara…
Yeni hikayemde görüşmek üzere.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Secret Love
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» .:Big Love:.
» You're My Endless Love
» Magical Love

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kore Hikayeleri :: Hanguk Iyagi :: Bitmiş Hikayeler-
Buraya geçin: